10 Ekim 2006
RUMUZ: Mucize
Anlattığınız olay gerçekten çok ilginç. Fakat doğum haritanızda şifa potansiyeliniz olduğu görünüyor. Şiron’un yıldız haritanızdaki konumu hem kendinize, hem de başkalarına şifa verebileceğinizi gösteriyor. Bu potansiyelinizi öğrenmek için sözünü ettiğiniz türden bir olayı tecrübe etmeniz gerekiyordu. Yaşadığınız şiddetli hastalık sonucu içinizdeki gizli potansiyeliniz uyanmış. Bu durumdan korkmayın. Bazen kötü gibi görünen durumlar daha sonra teşekkür edeceğimiz şansa dönüşebiliyor. Böylece siz de kendinizi keşfetmiş oluyorsunuz. Bu durumda kendinizi anlamaya ve ne olduğunu çözmeye çalışın. Böylece yetenekleriniz gelişirken bilinciniz de yükselir ve ne yapmanız gerektiğine daha kolay karar verirsiniz. Üstelik anlattıklarınızdan korkulacak türden bir şey olmadığı da anlaşılıyor. Sadece, ne olduğunu bilemediğiniz için tedirgin oluyorsunuz. Yatmadan önce dikkatinizi kendinize yöneltin. Ve uykuya dalmadan önce de, kendi kendinize sorun. Ne olduğunu anlamaya çalışın ve bu halde uyuyun. Uyku esnasında merak ettiğiniz birçok sorunun cevabını bulmanız mümkün. İçinizdeki bilgi uyku esnasında şuurunuza yükselecek ve rüya kanalıyla farkına varacaksınız. Tabii gördüğünüz rüyayı hemen kalkıp yazmalısınız. Yoksa, hafızanızdan uçup gider. Hiçbir şey hatırlayamazsınız.
RUMUZ: Emel H.E
Sizin yükselen burcunuz Akrep, onun ise Kova. Her ikiniz için de değişim zamanı gelmiş. Sizin gayretinizle süren ilişkiyi artık zorlamayın ve akışına bırakın. Üstelik sizin için zor da olsa düşünce biçiminizi değiştirmeniz gerekiyor. Ve bazı alışkanlıklarınızı... Daha da önemlisi hayal ettiğiniz ilişki anlayışını değiştirecek ve daha farklı bir ilişkiyi hayal edeceksiniz.
Yıldız haritanızda son derece dikkat çekici ve karşı cinsin etkilendiği biri olduğunuz görülüyor. Kendinizi fazla üzmeyin ve olayların gelişmesini bekleyin. O da büyük bir değişim süreci içinde bulunuyor ve baskı hissediyor. Aslında her ikinizin yıldız haritası son derece uyumlu ve aranızda aşk olduğu görünüyor. Fakat şimdi farklı beklentiler ve isteklerin uyandığı bir dönem olduğu için aranızdaki ilişki farklı bir biçime dönüşebilir. Onu ve kendinizi zorlamayın.
Arkadaşlık ilişkisi aşka dönüşebilir
Son derece hareketli bir gün. Öğrenme arzusuyla yapılacak kısa yolculuklar iletişim trafiğini hareketlendirecek. Aynı zamanda eğitim programı ve ilginç konulara yönelik araştırmalar son derece dikkat çekici olabilir. Ekip çalışmaları sırasında ilginç fikirler ortaya çıkabilir ve farklı konuları araştırmaya yönelik yeni projeler yapılabilir. Arkadaşlık ilişkilerinin aşka dönüşebileceğini işaret eden gökyüzünün konumu, aniden ortaya çıkan olayların sonucunda düşüncelerin sürpriz biçimde değişeceğini gösteriyor.
Yazının Devamını Oku 9 Ekim 2006
İnsanın hayatındaki en önemli unsurlardan biri taşlar. Taşa benzetilen insanlar, taşlaşan insanlar, yer belirleyici, koruyucu ve işaret olarak kullanılan taşlar... Değişim süreci içinde bitkilerden hayvanlara kadar pek çok şeyin taşa dönüşmesi, insanlığın evrim süreci içinde zamanı belirleyici bir unsur olarak taşı önemli kılıyor.
Milyonlarca yıllık gelişim süreci içinde kristalleşen, renk, biçim ve desenler oluşturan taşlar, insan bedenini oluşturan mineral ve elementlerle bütünleşen özellikleriyle taşlara benzetilen insanlar ve insanlığın değişen çağlarını anlatan taşlar...
Şimdi "Kristal çocuklar"ın dünyaya geldiğini söyleyecek kadar taşlarla bütünleştiğimizi göz önünde bulunduracak olursak, taşların önemini daha iyi kavrayabiliriz. Fakat bütün bunlara rağmen taşları ne kadar anlıyoruz?
Hayatımızın bir parçası olan taşları, pratik hayatımızı kolaylaştırmak için kullanabiliyor muyuz?
Taşı oyarak yaptığımız sanat eserleri, taş işçiliği, heykel, mimari, mezar taşı veya bazı noktaları işaretlemek için kullandığımız taşların dışında takı olarak kullandığımız taşlar, hayatımızın hemen her alanında yaşantımızın bir parçası. Buna rağmen taşlarla bütünleşmeyi öğreten bir disiplin henüz geliştirilmiş değil.
Kadim bilgilerin içinde taşların hem fiziksel, hem de psikolojik amaçlı kullanıldığı ve şimdi çeşitli araştırmaların yapıldığı biliniyor. Özellikle kristallerle ilgili yapılan çalışmalar ilginç boyutlara ulaşıyor. Ancak yine de pek anlaşıldığı ve pratik hayatın içinde doğru kullanıldığı söylenemez. Çünkü insan ile taşlar arasındaki bağın mekanizması çözülebilmiş değil.
Aslında insan, sahip olduğu zihinsel potansiyelini serbest bırakmayı öğrendiği zaman taşları da anlayacak duruma gelecek. Fakat elinize aldığınız taşı sevgiyle tutacak olursanız ve düşüncelerinizden kurtulup bütün dikkatinizi elinizdeki taşa yöneltecek olursanız, taşın titreşimlerini avucunuzun içinde hissedebilirsiniz. Ve bu hissin heyecanıyla zihninizde yepyeni kapılar açılabilir. Yarın Altınışık Astroloji Derneği’nde taşlarla ilgili bir konferans vereceğim. Bilgilenmek isteyenler (0216) 450 48 10’u arayabilirler.
Gizli kalmış olaylar
Hayal gücünü tetikleyen olayların meydana geleceği bir gün. Geçmişin karanlıklarına gizlenmiş ve unutulmuş bazı durumlar ortaya çıkabilir. Sahtekárlıkların ortaya çıkacağını işaret eden gökyüzünün konumu, alışkanlıkların değişmesi ve uygulanan sistemin yenilenmesi için zorlayıcı olayların meydana geleceğini gösteriyor. Yeraltı kaynaklarının önem kazanması ve enerji kaynaklarına yönelik çalışmaların hızlanması mümkün. Eskimiş cihazların ve aletlerin yenilenmesini gerektiren durumlar ortaya çıkacak.
Yazının Devamını Oku 6 Ekim 2006
Boğa ve Terazi Burcunun yöneticisi olan Venüs, Ay’dan sonra Dünya’ya en yakın olan gök cismi. Üstelik büyüklüğü açısından Dünya ile benzerlik gösterdiğinden Dünya ile kardeş gezegen olarak da biliniyor. İç gezegen olarak tanımlanan Venüs’ün yörüngesi, Dünya’nın yörüngesine göre Güneş’e daha yakın olduğundan yeryüzünden sadece Güneş doğmadan önce veya battıktan sonra görülebilir. Bu yüzden Venüs, Akşam Yıldızı veya Sabah Yıldızı olarak da isimlendirilir. Venüs, Eski Türkler’de "Gök Göbeği" , Kırgızlar’da "Demir Kazık", Araplar’da "Zühre", Roma mitolojisinde "Venüs" ve Yunan mitolojisinde "Afrodit" olarak bilinir.
Eski Yunan’da sabah yıldızı olarak görüldüğünde "Phosphorus", akşam yıldızı olarak görüldüğünde ise "Hesperus" olmak üzere iki ayrı cisim olarak bilinirken, Pisagor bu iki yıldızın aynı gökcismi olduğunu tespit etti.
Afrodit’in aşkı
Afrodit’in babası Zeus, kızını Ateş Tanrısı Hephaistos ile evlendirir. Fakat Afrodit, Savaş Tanrısı Ares’e (Mars) aşıktır. İki sevgili gizlice buluşmaya başlar ve gün doğmadan ayrılırlar. Fakat bir gün uyuyakalırlar. Güneş onları görür ve hemen Hephaistos’a haber verir. Bunun üzerine Hephaistos intikam planları yapmaya başlar ve onlara bir tuzak kurar. İki sevgili de bütün bunlardan habersiz Hephaistos’un hazırladığı ağın içinde çıplak vaziyette kıskıvrak yakalanır.
Kıskanç koca bütün tanrılara haber vererek sevgilileri rezil eder. Daha sonra diğer tanrıların ricası ile ağın içinden kurtulan Ares, Güneş çıkmadan kendisini uyandırması için görevlendirdiği halde vazifesini yapmayan ve yakalanmalarına sebep olan Alektryon isimli genci horoza çevirdikten sonra Thrakia dağlarına çekilir. Afrodit ise utancından Kıbrıs’a kaçar.
Astrolojik açıdan Venüs’ün sembolize ettiği özellikler, Afrodit ile bütünleşir. Güzellik, aşk, ilişkiler ve erkeğin haritasında kadını sembolize eder. Mars ise kadının yıldız haritasında erkeği işaret eder. Şayet kadının yıldız haritasındaki Mars ile erkeğin yıldız haritasındaki Venüs arasında kuvvetli açı varsa, birbirlerini çekici bulur ve aşık olurlar.
Kişinin yıldız haritasında Venüs, kişinin duygu yönünü anlatırken aynı zamanda finans konularını da yönetir.
Özgürlük arzusu tetikleniyor
Sabahın erken saatlerinde uyanan farklı duygular, özgürlük arzularını tetikleyebilir. İsteklerin değiştiği bir dönem. Alışılmış uygulamaların dışına çıkılacağını işaret eden gökyüzünün konumu, şimdiye kadar önem verilmeyen ve ciddiye alınmayan konuların önem kazanacağını gösteriyor. Din, felsefe, farklı kültürler ve yabancılarla ilgili konulara yönelik dikkat çekici durumların açığa çıkmasıyla birlikte, şimdiye kadar araştırılmayan konular daha derin bir biçimde incelenmeye başlayabilir.
Yazının Devamını Oku 4 Ekim 2006
RUMUZ: Yeni bir hayat
Yükselen burcunuzun Terazi olması, sizin kendinizle barışık biri olduğunuzu gösteriyor. Çünkü burcunuz İkizler. Güneş, şuurunda olduğunuz benliği, yükselen burç ise kendinizi nasıl ortaya koyacağınızı, davranışlarınızı işaret ettiği için siz davranışlarından memnun biri oluyorsunuz.
Üstelik Ay-Güneş arasındaki olumlu açı, duygularınız ile şahsiyetiniz arasında da iyi bir uyum bulunduğuna işaret ediyor. Merkür-Venüs’ün kavuşum konumunda bulunması ise, size hem zeka veriyor, hem de iyi bir hatip olacağınızı gösteriyor. Birinci evde bulunan Uranüs ise özgürlüğüne düşkünlük derecenizi arttırırken aynı zamanda kendisinin farklı biri olduğunu vurgulayan tavırlar içinde bulunduğunuzu gösteriyor. Şu sıralarda aşk potansiyeliniz uyanmış. Aniden evlenebilirsiniz.
RUMUZ: Karamsar
Endişelerinizin arttığı bir dönem. Aslında tarzınızı değiştirmeye zorlayan olaylar yaşıyorsunuz fakat bunlardan çok fazla etkilendiğiniz için kafanız karışmış ve düşünceler sizi zorluyor. Karar vermeniz gereken durumlar içinde bulunduğunuzu belirtmişsiniz. Kafanız böylesine karışıkken karar vermeniz mümkün olmaz. Hayal gücünüzle birlikte korkularınız uyanmış ve dikkatinizi belirli bir noktada takılı kalmış. Öncelikle takılıp büyüttüğünüz konudan uzaklaşmak için gayret gösterin.
Şayet karar vermeniz imkansız gibi geliyorsa o zaman gelişmeleri akışına bırakın. "Her ne olursa, öyle olsun" diyebilirseniz, o zaman rahatlayacaksınız ve daha sağlıklı düşünmeye başlayacaksınız. Olayları şimdilik izlemeye çalışın. Aralıktan sonra kendinizi daha iyi hissedeceksiniz.
Yazının Devamını Oku 3 Ekim 2006
Truva harabelerini bulmuş olan ünlü arkeolog Henry Schliemann çok ilginç bir durumla karşılaşır ve şöyle anlatır; "Truva harabelerinde kazılar yaparken ikinci kentte Priam’ın ünlü hazinelerini bulduğum zaman bunların arasında çok değişik bir bronz vazo elime geçti. Bu vazonun üzerinde Fenike hiyeroglif yazısıyla: ’Atlantis kralı Kronos’ şeklinde bir tarih düşürülmüştü.
Paris’de Louvre Müzesi’nde bulunan ve Tiahuanaco’dan gelme bir eşya koleksiyonunda da benim Piram’ın hazineleri arasında bulduğumun eşi olan bir başka vazo vardı. Bu, basit bir rastlantı olamaz, çünkü Güney Amerika ile Truva gibi birbirinden çok uzak iki bölgede bulunduğu halde ikisi de aynı biçimdedir ve aynı garip baykuş başıyla süslenmiştir."
Schliemann, vazonun dibine tamamen uyan, beyaz madenden dört köşe bir plakayı da kapsadığını belirtiyor ve gümüşe benzeyen bu plaka üzerinde başka bir Fenike yazısı; "Saydam duvarlı tapınaktan gelmedir" diyor.
Ayrıca Rusya’da, Petersburg Müzesi’nde, bilinen papirüslerin en eskilerinden biri vardır, ikinci sülaleden firavun Sent’in saltanatı zamanında kaleme alınmıştır. Papirüste şöyle deniyor; "Firavun Sent Batıya, Atlantis’in izlerini aramak üzere bir inceleme heyeti gönderdi. Mısır’ın ataları 3500 yıl önce, anavatanın bütün bilgeliğini de birlikte getirerek buraya yerleşmişlerdi. İnceleme heyeti beş yıl sonra, bu kaybolmuş toprağın esrarını çözecek bir anahtar olabilecek ne bir insana, ne de başka bir şeye rastlamadan dönüp geldi."
Aynı müzede bulunan ve Mısırlı papaz ve tarihçi Manetone’nin yazmış olduğu başka bir papirüste, Atlantis’in ’Bilge’ hükümdarlarının saltanat süresinden söz ediyor ve Mısır tarihi ile karşılaştırıyor. Atlantis uygarlığının doruğuna eriştiği çağ ile Mısır tarihinin gerçek başlangıcı aynı zamana, yaklaşık 16 bin yıl öncesine dayanıyor.
Şimdi diyeceksiniz ki, "Tam Ramazan’da bu hikayeler de nereden çıktı?"
Aslında oruç tutmanın sırlarını anlatmayı planlıyordum. Fakat, dünyanın "Tepetaklak" oluşuna fena halde kaptırdım. Bunun nedeni bilim insanları... Ama bir de efsaneler var ki, çocukluğumun Ramazan gecelerini süslerdi. Mesela ben ilk olarak "Atlantis" diye bir medeniyet olduğunu çok küçük bir çocukken öğrenmiştim. Hem de daha sonra başka bir yerde rastlamadığım Atlantis’le ilgili babamın anlattığı hikayeleri hatırlıyorum ve acaba Atlantisliler Anadolu’ya geldi mi diye merak ediyorum.
Hayalleri gerçekleştirme zamanı
Akrep burcunda dolaşmaya başlayan Merkür, gizli konuların araştırılacağı bir döneme girildiğini işaret ediyor. Bugün Kova burcunda dolaşan Ay, evrensel duyguların uyanmasına neden olacak. Meydana gelen olaylar hayal gücünü uyandıracak ve yaratıcılık gerektiren alanlarda ilginç gelişmeler ortaya çıkacak. Hayallerin ve isteklerin gerçekleşeceğini işaret eden gökyüzünün konumu sanatsal faaliyetlerin hız kazanacağını ve çok çeşitli grupların ortak duyguda buluşabileceğini gösteriyor.
Yazının Devamını Oku 2 Ekim 2006
Neşeli, güler yüzlü, hoşsohbet bir Teraziyle karşılaştığınız zaman bütün Teraziler’in tatlı ve sempatik olduklarını sakın zannetmeyin. Hatta, o esprileriyle bütün kaygılarınızı silip süpüren dostunuz Terazi bile dengesi bozulduğu zaman asık suratlı, yanına yaklaşılmaz biri oluverir.
Kavga edenleri yatıştıran, arabulucu Terazi tiplerinin kendileri ise, tartışmaktan büyük bir zevk alır ve bazen tartışmalarından yorulabilirsiniz.
Çalışkan mı, tembel mi, olduğuna karar veremeyeceğiniz tek burç Terazi’dir. Günlerce ve aylarca kafasını kaldırmadan çalışabilir. Kendini paralarcasına çalıştığını görüp çok çalışkan olduğuna karar verirsiniz. Sonra öyle bir tembelleşir ki, kazağını sandalyenin üzerinden alıp dolaba götürmeye üşenir. Hele bir de etrafında pervane olup onun işlerini yapacak birileri varsa!
Uzaktan baktığınız zaman son derece sakin, huzurlu ve dengeli bir görünümleri vardır. Sanki uyumun yürüyen canlı bir sembolü gibi dolaşırlar. Ancak, yanlarına sokulduğunuz zaman durumun hiç de göründüğü gibi olmadığını anlamanız uzun sürmez.
Evet, Terazilerin ne kadar huzursuz tipler olduklarını ancak, yanlarına iyice yaklaştıktan sonra anlayabilirsiniz. Fakat, bütün huzursuzluğuna rağmen yine de aceleci ve telaşlı davranmaz. Hatta rahatlığı sizi öldürebilir. Neredeyse vurdum duymaz denilecek derecede sakin davranır. Ve kendilerindeki bu çelişkinin farkına vardıkları zaman çok şaşırırlar.
Burcun simgesi olan terazinin kefeleri aynı zamanda adaletin sembolüdür ve Terazi tipleri adil olabilmek için o kadar çok uğraşırlar ki, karşılaştıkları durumları enine boyuna ölçüp tartarlar. Fakat bir türlü tartma işleminin sonunu getiremezler. Ya da bu işlem çok uzun sürer ve neyi tarttığını bile unutabilir. Çünkü, terazinin kefelerinden biri yukardayken diğeri aşağıdadır. Her ikisi de aynı düzlemde duruncaya yani dengeye gelinceye kadar kararsız kalırlar.
Kararsız kaldıkları dönemde son derece çekilmez ve katlanılmaz bir tipe dönüşebilirler. Bu nedenle sevdiğiniz Terazi’nin bu huzursuzluğundan uzaklaşması için onu dost davetlerine götürmeli, açık hava organizasyonları yaparak dikkatini dağıtmalısınız. Üstelik şaşılacak bir süratle değiştiğini görebilirsiniz. Az önceki asık suratlı halinden eser kalmadığını neşeli esprilerinden anlayabilirsiniz.
<B>Dostlarınızı unutmayın</B>
Kova Burcunda dolaşmaya başlayan Ay, Terazi Burcuna henüz girmiş olan Venüs’ü harekete geçiriyor. Sanatsal faaliyetlerin harekete geçtiğini işaret eden gökyüzünün konumu aynı zamanda güzellik sektörü, estetik ve bakım yöntemlerinin gündeme geleceğini gösteriyor. Bugün aşk ve ilişkiler açısından çok hoş gelişmeler meydana gelecek. İsteklerin güzel bir biçimde ortaya konulması ve istenilen etkinin açığa çıkması mümkün. Bugün dostlukları geliştirmek için uygun fırsatlar ortaya çıkacak.
Yazının Devamını Oku 29 Eylül 2006
Sanatsal faaliyetler ve gösteri dünyasına yönelik çalışmalar açısından son derece hareketli ve verimli bir döneme giriyoruz. Sanatın çeşitli alanlarıyla uğraşan kişilerin bu ay hayal gücü ve yaratıcılıkları yükseliyor. Bu devre içinde büyük organizasyonlar yapılabileceği gibi estetik ve güzellik alanında yapılacak çalışmalar da son derece dikkat çekici olacak.
Özellikle ayın ikinci haftasından itibaren hem gösteri dünyası, hem de estetik ve güzellik alanında ortaya çıkan yenilikler, duygu ve düşüncelerin tamamen değişmesine neden olacak. Bu dönem hem aşk, hem de ilişkiler açısından önemli gelişmelerin meydana geleceğini işaret ediyor. Yıldırım aşkları yaşanabileceği gibi aniden başlayan aşk ilişkileri evlilikle sonuçlanabilir. Adalet sistemi ve yargı organlarının kendilerini yenileyeceklerini işaret eden gökyüzünün konumu finans konularına yönelik gelişmelerin umut verici olacağını gösteriyor.
23 Ekim’e kadar sürecek bu devre içinde sezgiler yükselecek, ilham ve yaratıcılık artacak, mistik deneyimler dikkat çekici olacak. Aynı zamanda alternatif konulara yönelik ilginin artması ve iyimser duyguların canlanması, şans olarak değerlendirilecek gelişmelerin ortaya çıkmasına neden olacak.
Estetik duyguların yükseldiği bu devre içinde meydana gelen olaylar karşısında serinkanlı ve sakin davranmak mümkün olacak. Özellikle bilincin derinlerinden yükselen farklı istekler ve yenilenme ihtiyacının uyandırdığı gerilimi bu ay kontrol altına almak mümkün olacak.
Genel olarak bu ayı iyi değerlendirmek ve yapılacak işlerin hazırlığını tamamlamak gerekiyor. Özellikle bu ay yapılacak işleri Kasım ayına bırakmamakta fayda var. Çünkü 28 Ekim günü Merkür Akrep burcunda geri gitmeye başlıyor.
12-20 Ekim günleri arasındaki dönemde yeni planlar yapmak ve uygulamaya geçmek biraz zor olabilir. Ayrıca bu devre içinde gizli stratejilerin oluşturulması, gizlilik gerektiren durumların ortaya çıkması planların tamamen değişmesine neden olacak. Bu sırada gruplar içinde çatışmalar, anlaşmazlıklar ve gizli niyetlerden doğacak sorunlara karşı tedbirli olmak gerekiyor.
23 Ekim’de Güneş ve Mars, 24 Ekim’de Venüs Akrep Burcuna giriyorlar. Ve böylece Akreplerin dönemi başlamış oluyor. Pazar günü Ekim ayının nasıl geçeceğini anlatacağım Altın Işık Astroloji ve Bilimsel Araştırmalar Derneği adına yapacağım konferansa katılmak için (0216) 450 48 10’u arayabilirsiniz.
Kararlı olacağınız bir gün
Sabah saatlerinde Neptün, Satürn ve Merkür’ü harekete geçiren Ay, düşüncelerin sistemli ve kararlı bir biçimde ortaya konulacağını işaret ediyor. Alınacak kararlar ve yapılacak işler konusunda disiplinli çalışmalar yapılabilir. Özellikle sanatsal faaliyetler ve gösteri dünyasına yönelik büyük organizasyonlar yapmak için uygun bir gün. Öğleden sonra Ay, Pluto ve Venüs’ü tetikleyecek. Meydana gelen olaylar hem duyguların hem de aşk ve finans konularında beklentilerin değişmesine neden olabilir.
Yazının Devamını Oku 28 Eylül 2006
Kendinizi yorgun, halsiz ve isteksiz hissediyorsanız, enerjinizi yükseltmek için her zaman yaptığınız işlerin dışına çıkmanız gerekiyor. Her gün aynı işleri aynı biçimde yapıyor olmak; hem zihinsel, hem duygusal, hem de bedensel olarak kilitlenmenize neden olur. Zaman zaman alışkanlıkların dışına çıkıp öğrendiğinizden ve alıştığınızdan daha farklı bir biçimde çevrenize bakacak olursanız, kendinizi çok farklı hissedeceksiniz.
İnsan sürekli bir koşuşturmaca içerisinde bulunduğu için ne halde olduğunun farkına varamıyor. Sürekli bitmesi gereken işler ve yetiştirilmesi gereken yerler olduğundan, bütün dikkatini buna yöneltiyor ve kendisinin farkında olamıyor.
Sahip olduğumuz en değerli varlık olan bedenimize gereken ilgiyi göstermeli, hor davranmamalı ve ciddi bir ihtiyaç duyulmasa bile dinlenmek için zaman ayırmalıyız. Çalışan hanımlar ve beylerin zaten kendilerini dinlendirmeleri gerekiyor. Ancak, herhangi bir iş yerinde ciddi ve düzenli bir çalışma yapmayanlar ve ev hanımlarının sanki bütün gün evde dinleniyormuş izlenimi yaratmasına karşın, aslında çok ciddi olarak onların da kendilerine özel bir gün ayırmaları gerekir.
Haftanın bir gününü kendinize ayırın. Hem de ne olursa olsun bunu yapmaya çalışın. Şayet bütün bir günü kendinize ayıramıyorsanız, o zaman birkaç saat olsun kendinize izin verin.
Böyle bir izin gününde içinizden gelenleri dikkatle gözden geçirin. Sevdiğiniz şeylerin neler olduğunu belirlemeye çalışın. İçsel analizinizi yapmaya çalışın ve bunu mümkünse açık havada yapın. Bir park, orman veya deniz kıyısına gidebilirsiniz.
Derin soluklar alarak çevrenize ve doğanın güzelliğine konsantre olun. Bitkileri ve etraftaki diğer canlıları inceleyin. Yaradılışın mükemmelliği üzerine düşünün. İçinize doldurduğunuz havanın size enerji verdiğini, yenilendiğinizi ve taze bir enerjiyle dolduğunuzu hissedin. Sonra içinizden yükselen bir şeyi sadece kendiniz için yapın. Birilerini memnun etmek veya başkalarını düşünerek yapmayın. Sadece kendiniz için bir şey yapın.
Birkaç hafta bunları tekrarladıktan sonra kendinizdeki değişimin farkına varacaksınız. Hatta daha ilk uygulama sonrası enerjinizin yükseldiğini, yaşam sevincinin içinizde uyandığını anlayacaksınız.
Alışkanlıklar değişiyor
Gizli niyetlerin ortaya çıkacağını işaret eden gökyüzünün konumu, duyguların değişmesine neden olacak olayların meydana geleceğini gösteriyor. Bilinçaltına bastırılmış duyguların açığa çıkmasıyla birlikte, isteklerin yönü tamamen değişebilir ve buna bağlı olarak ilişkiler çok farklı boyutlara ulaşabilir. Bilinen ve alışılmış eski uygulamaların sürmesi için zorlayıcı durumlar ortaya çıkacağını işaret eden gökyüzünün konumu, aynı zamanda yenilenmeye ve alışkanlıkları değiştirmeye zorlayacak olayların açığa çıkacağını gösteriyor.
Yazının Devamını Oku