Paylaş
Adının kelime anlamı ‘önceden gören’ veya ‘herkesin göremediğini gören’ demek olan Prometheus, ilahlar (veya ilahlaştırılmış güçler) panteonunun başına dert açacak bir devrimin habercisi ve hazırlayıcısı...
Prometheus, paganizmin akıl, ışık ve nimetler üzerinde hegemonya kurmuş panteonunun geleneksel zulmüne karşı çıkışın sembol ismi...
Peygamberler arasında Hz. Nûh, fakîhler arasında İmamı Âzam, sûfîler arasında Hallâc-ı Mansûr Kur’ansal bakış açısının Prometheuslarına örnek gösterebileceğimiz anıt isimlerden birkaçı…
Prometheus’u tanımak için, öncelikle, insan kaderine musallat olmuş şirk tanrılarının arenası olan panteonu tanımak gerekiyor...
Panteon, Eski Yunan’da ilahların (dinden beslenen egemen güç odaklarının) toplandıkları, iş ve oluşları kotarmada kullandıkları yer demek.
Bir tür, ilahlar konseyi...
Paganist Eski Yunan, bu konseye, zaman içinde, ölüp giden ‘büyük adamlar’ının ruhlarını da birer ilah olarak ekledi ve şirk tanrıları arenası, kanserojen bir ur kütlesi gibi büyüdükçe büyüdü...
Yunan mitolojisi deyip geçmeyin. Oradan alınacak çok büyük dersler var.
Pagan bir kültürün ürünü de olsa, bir büyük insanlık mirasıdır mitoloji...
Peygamber torunu İmam Cafer Sadık (ölm.148/765)ın “Şirk tanınmadan tevhit tanınamaz” ilkesini esas alırsak, Kur’an mümini düşünürlerin Eski Yunan mitolojisinden çıkaracakları derslerin az olmadığını söyleyebiliriz.
Bu derslerden biri de mitolojinin bir yandan ilah, bir yandan kahraman olarak tanıttığı Prometheus’un dramatik hayat hikâyesinde saklıdır.
Yunan tanrıları üzerine yazmış ölmez otorite kabul edilen Hesiodos, Prometheus’un acıklı ve ibret dolu hikâyesinin de bir numaralı kaynağıdır. (Özellikle bk. Theogony, beyt: 510-588)
Hesiodos, Prometheus ve ailesinin panteonla kavgasını açıklarken şu ibret verici saptamayı yapmaktadır:
“Panteon Tanrıları, hayatın esasını bizden sakladılar. Eğer hayatın esasını herkesin öğrenmesine izin verselerdi bizler bir gün çalışıp bir yıllık istihkakımızı sağlayabilecektik. Panteonun baş ilahı Zeus, halktan, öncelikle ateşi sakladı...Prometheus ise onu bir yolunu bulup çalarak insanlara götürdü...” (Hesiodos; Works and Days, beyt: 47-65)
Bizim çağlarımızın düşünürleri de dikkatle durmuşlardır Prometheus üzerinde. Alman şairi Goethe (ölm.1832) bunlardan biridir. Prometheus, sonraki zamanların tiyatro eserlerinde ışığı, aydınlığı, aklı, adalet ve hümanizmi egemen kılmak için, insanoğlunun dayanma sınırlarını aşan ıstıraplara göğüs geren ‘ışık ve hizmet kahramanı’ olarak yer almış ve yeniden saygın bir destanın konusu yapılmıştır. (Prometheus konusunda bk. Robert Graves; The Greek Myths)
Bizim Prometheus’la ilgilenmemiz de bu yüzdendir.
İslam dünyası, o arada Türkiye, Prometheuslara muhtaçtır.
En azından, tanrısal takdirin ortaya çıkardığı Prometheusların emanetlerine sahip çıkmak borcundadır. Aksi halde, geleneğin, ışık ve aydınlığı örten yedek ilahlar cenderesinden daha uzun yıllar kurtulamaz.
Prometheus; şirk güçlerine, şirk geleneğine ve şirk panteonuna karşı mücadele eden ve bu yüzden rahatını ve itibarını yitiren, babası dahil, en yakınları tarafından ‘sapık, zalim, isyancı’ diye damgalanan Hz. İbrahim’i de andırmaktadır.
Prometheus’un panteonla, özellikle panteonun başı olan Zeus’la çekişmesinin ve sonuçta Zeus’un kahrına uğrayıp akıl almaz işkencelere uğratılmasının dört ana sebebi var:
1. Panteon ilahlarının, özellikle Zeus’un tekelinde olduğu varsayılan aklı kullanmaya yeltenmek,
2. Panteonun yanında değil, insanların, halkın yanında yer almak,
3. Halkın kullanımına verilmeyen ateşi (aydınlık ve gerçekçiliği) panteonun izni olmadan halkın yararını sunmak,
4. Kurban edilen boğanın (imkân ve nimetlerin) en iyi yerlerini Zeus’a vermeyip halka dağıtmak.
İslam dünyasındaki maskeli panteon şürekâsına (yedek ilahlara) karşı çıkan tevhit erlerinin yaptıklarıyla nasıl da benzeşiyor Prometheus’un yaptıkları...
Devam edelim:
Zeus, Prometheus’u,panteonun, özellikle kendisinin itibar ve egemenliğini zedelemekle suçlar ve onu bu suçundan dolayı cezalandırmaya karar verir.
Tabiî, tarih de Prometheus’u ödüllendirmeye karar vermiştir.
Batı’ya isyanı, ‘gerçek üstücülük’e öncülüğü ve şiiri ‘gönül gözü’ olarak anlamasıyla efsaneleşmiş Fransız şairi Arthur Rimbaud (ölm.1891), Prometheus’un kelime anlamını veren‘voyant’ sözcüğünü şiirinde kullanmakta, ışık ve akıl adına panteonlara isyan eden Prometheusları yüceltircesine şunu söylemektedir:
“Honnneur au voyant superieur,
Au superieur voyant honneur!”
Türkçesi şu:
“Onur, o herkesin göremediğini gören yücenin! O herkesin göremediğini gören yücenindir onur!” (Devam edecek)
Paylaş