Galile’ye sövmenin onursuz rantı

1642 yılında ölen Galile (özgün yazılışı ile Galileo Galilei), sadece bir isim değil, bir bilim, onur, ıstırap ve direnç ilkesi.

Haberin Devamı

Dünyanın döndüğünü keşfettiği için başına gelenleri biliyoruz. Onu zamanın üstüne çıkaran sözü de birçoğumuz biliyor:

 

“Ben dönmüyor desem de dünya dönüyor:”

 

Şimdi tablonun ibret kısmına bakalım:

 

Galile “Dünya dönüyor” dediğinde bunun aksini söyleyenler, Allah ile aldatan egemen güçler tarafından ödüllendiriliyorlardı. Dünyanın döndüğünü söyleyerek Galile’ye katılanlar ise işkence ve hapse mâruz kalıyor, aileleri, yakınları takibe alınıyordu.

 

Yani dünyanın dönüyor olması (gerçek), onun dönmediğini söyleyen alçaklığı (çıkarcılık) etkisiz kılamıyordu.

 

Haberin Devamı

Alçaklık ve karanlık, erdem ve bilimin önünde ve üstünde tutuluyordu...

 

Galile işte bize bunları hatırlatan bir ışık devi...

 

Galile’ye o gün sövmenin büyük rantı vardı.

 

Galile’ye sövmek para, mevki, alkış getiriyordu.

 

Rant, Galile’ye onay vermekte değil, sövmekte idi.

 

Ve gerçeği değil de çıkarı esas alan bütün alçaklar, namussuzlar, omurgasızlar, yalcılar, yalakalar yüzünden nur yerine riya irini akan bilcümle şerefsizler Galile’ye söverek, karşı çıkarak ‘muteber insan’ oluyorlardı. Çünkü, egemenler, tabuları bukağı gibi kullanarak kitleleri sürüye döndürenler, kutsalı paravan yapanlar, Allah ile aldatanlar, Galile’ye sövmenin alkış getireceğini kabul ettirmişlerdi.

 

Galile’ye söven rahat ediyordu, bir eli yağda, bir eli balda yaşıyordu.

 

Vicdanlar, dünyanın, Galile’nin dediği gibi, döndüğünü, alçaklık ise engizisyon cellatlarına yaranmanın çıkar ve itibar getirdiğini biliyordu.

 

Haberin Devamı

Ve erdemsizliğin ucuzluğunu öne çıkaran alçaklık, vicdanların onayladığı Galile’yi yenik düşürüyordu...

 

Tarih ile Tanrı Galile’nin dediğini söylüyordu. Evren, Galile’nin söylediklerini doğruluyordu.

Ama daima üst gelen tarafa oynayan beyinsizalçaklar aksini söylüyordu....

 

Galile bir simge, bir bilinç.

 

O, bir tavrın, bir ilkenin ve nihayet bir onurun adı...

 

Böyle bakıldığında tarih Galilelerle doludur.

 

Her gün binlerce Galile ölüyor, ama yüzlercesi de doğuyor bu gök kubbenin altında...

 

Geri kalmışlığı dinleştirmiş ülkelerde Galileler daha çok, ölüyor...Yani bu talihsiz ülkelerde ölen Galileler doğanlardan daima fazla.

 

İslam dünyası kendi toprağından çıkan Galilelere yaptığı zulümlerin faturasını ödüyor, cezasını çekiyor. Daha çok çekecek.

 

Haberin Devamı

Çünkü henüz bu aslî günahının bilincine vararak gerekli tövbeyi yapmamıştır.

 

Önce bu bilince varacak, sonra tövbe edecek, daha sonra da gerekli ıstırabı çekerek kurtulacak.

 

İslam dünyası henüz birinci aşamanın eşiğinde…

 

İslam dünyasının asırlardır işlediği suç, Galilelerini yok etmek, işkenceye veya ıstıraba mâruz bırakmaktır. Yoksa bu hallere düşer miydi?

 

İslam dünyasının esas ıstırap kaynağı İsrail füzeleri değil, Galilelerine yaptığı kötülüklerin günah faturası.

 

Bir yandan, “Bizim dinimizde engizisyon yok, engizisyon Hıristiyanlığın malıdır” diye nutuk atıyorlar, öte yandan her gün onlarca Galileyi “Dünya dönmüyor” demeye mecbur bırakıyorlar.

 

Haberin Devamı

Oyunu sürekli Galilelerden yana kullanan Tanrı ise İslam dünyasını bir belanın girdabından çıkarıp bir başka belanın girdabına sokuyor.

Yazarın Tüm Yazıları