Paylaş
Biz Türk çocuğunu şut yeteneğiniyle hep öne çıkarırız. Gerçekten de gençlerimizin elleri çok hassas gözleri çok keskin nişancıdır. Ama basketbolda özellikle şutta başarı tekrar demektir. Biz bir antrenmanda yeteri kadar şut atmıyorsak ne kadar yetenekli olursak olalım yetmez. İki siyah oyuncu boş sahaya antrenmana çıkınca ilk yaptıkları iş birebir oynamaktır. Biz bununla hiç ilgilenmeyiz. Bu yüzden birebir adam geçme yeteneğimizin hemen önünü tıkarız.
İki beyaz oyuncu ise genelde boş sahaya çıktığında ilk olarak topu birkaç kere yere vurur sonra 3 sayı şutuna başlarız. Tabii bu iyi bir alışkanlık. Ama bir oyuncunun bası ile diğerinin attığı şut sayısı sınırlıdır. Pası veren oyuncu hele top kenarlara kaçmışsa topu alır pasa çevirirken yorulur, bıkar, şut temposu düştükçe düşer. Bu yüzden de oyuncular antrenmandan önce gelip şut atma heyecanını kaybederler. Aynı sebepten antrenman sonrası sahada kalıp şut atmak da kolay gerçekleşmez. Bu şekilde şut atmanın 2 olumsuz etkisi daha vardır. Şutlar maç temposunda atılmaz ve daha önemlisi şut atmakla şut sokmak birbirinden ayırt edilmez. Siz sahada şut atmakla değil şut sokmakla sorumlusunuzdur. Ama kaç şutta kaç sayı attığınız istatistiğini kimse tutmadığı için kaç şut attığını ve bunların kaçını sayıya çevirdiğinizi bilmezsiniz.
Hep kafama bir sual takılır. Bir Türk genç oyuncu bir haftada kaç şut artar diye kendime sorar cevap veremem. Size göre bir Türk oyuncunun günde haftada ayda attığı şut sayısı kaçtır. Düşüncenizi iletirseniz sevinirim. Çünkü şutta iki şey çok önemlidir. Şut mekaniği öncelik taşır. Dirseğiniz, bileğiniz, parmaklarınız gibi birçok konu bu şut mekaniği içindedir. Türk çocuğunun şut mekaniği iyidir. Seyrederken size acayip gelecek şut stiline sahip oyuncumuz hemen hemen yoktur. Ama şut mekaniğinin ardından ikinci önemli konu adale hafızamızı geliştirmektir. Bunun için şart tekrar, tekrar, tekrardır. Bizim antrenmanlarda tığımız şut sayısı yetersizse adale hafızamız boş kalır. Olacağınız kadar iyi şutör olamazsınız. Takım antrenmanında en az 10-12 oyuncu olduğundan hele iyi çalışmayan takımlarda birkaç kişi şut atarken pek çok oyuncu sırada bekler. Biz bu gidişi değiştirmez, yenilikler eklemezsek Türk genci şut yeteneğini nasıl kullansın. Cevap basit; şut yeteneğinin tümünü kullanmadan basketbolu bırakır ve takahüt olur.
Bugün bu şut yeniliklerinin başında şut tabancası dediğimiz alet geliyor. Siz internete Google’a GUN8000 yazdığınızda her çeşit teferruatı ile bu alet karşınıza çıkıyor. Özellikleri anlatılamayacak kadar çok. Saatte 1500-1800 şut atmanızı sağlıyor. Bundan 6 ay önce yazdığım bir yazıda Kevin Durat’tan bahsetmiştim. Durant, 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası’ndaki 3 sayı kralıydı. Kerem Gönlüm’ün, Kevin Durant’ın 1 yılda attığı şut sayısına erişmesi için 10 yıl gerekli olduğunu yazmıştım. Alet her gün daha da gelişiyor. Bombaya her gün yenilikler ekleniyor. Şutun hızını istediğiniz gibi hazırlayabiliyorsunuz, sahasının her yerinde istediğiniz gibi sayı atabiliyorsunuz. İki kişi pas yaparak, örme yaparak, pick and roll oynayarak hatta dripling üzerinden şutunuzu geliştirebiliyorsunuz. Alet kaç şuttan kaçını soktuğunuzu bile kaydedip size verebiliyor. Bugünkü yazıda da Furkan’ı örnek alalım. Furkan, en iyi ihtimalle günde 75-100 şut atabiliyor. Bugün ABD’de veya İspanya’da bu aletlere sahip bir oyuncu 1,5 saatte bu rakama erişebiliyor. Bu Furkan’ın günde attığının en az 15-20 misli. Ve biz Furkan’dan günde 20 kere fazla şut atan yabancı oyuncu kadar sayı yapmasını bekliyoruz. Haksızlık oluyor. Bu aletlerin fiyatı 8000 dolar civarında. Bugün Türkiye’de herkesin gözü yabancı oyuncu transferinde ve korkunç paralar konuşuluyor. Bu oyuncuların bir iki günde banyo yaparken aldıkları parayla Türk basketbolunda bir reform olacak bir aleti getiremiyoruz.
Ben bütün yetkili kulüp yöneticilerine bu konuya dikkat etmelerini rica ediyorum. Her transferi Türk basketbolu için olumlu ve önemli. Ama Türk gencine de ufacık bir aleti almamak büyük haksızlık oluyor.
Paylaş