Ekrem İmamoğlu’nun yaşadığı sürecin ‘diplomadan’ öte bir şey olduğu ortaya çıktı: Mesele ciddi boyutta

Demokrasimizin üzerinden 27 Mayıs ihtilali ile birçok askeri darbe geçti. Bunların hepsi tartışmalıdır. Biz ortaya atılan 19 Mart ‘Sivil Darbe’ iddialarına bakacağız. Çok şeyler söyleniyor...

Haberin Devamı

Halk Evleri: Basitçe kişileri değil esas olarak halkı hedef almaktadır. Bu saldırıyı püskürtebilecek olan da Türkiye halklarının, Türkiye işçi sınıfının kendisidir. Güvenilmesi gereken işçi sınıfının, kadınların, gençliğin yıkıcı ve kurucu öfkesi, direnişidir. Güvenilmesi gereken bu toprakların ilerici devrimci tarihsel birikimidir.

- Bakan Mehmet Şimşek’ten piyasaları rahatlatan açıklama: “Gereken her şey yapılıyor. Uygulamakta olduğumuz ekonomik programı kararlılıkla devam ediyor.”

- Bir okur: Gerçek bir devlet adamı, milletin kaderini omuzlarında taşıyan kişidir. Cesaret onun, en büyük silahıdır, çünkü zorluklar karşısında geri adım atan değil, fırtınalara göğüs geren liderler tarihe yön verir. Ülkesinin refahını düşünen, adaletten sapmadan hakkı savunandır.

Haberin Devamı

-Salih Uzun; Sadece siyaset dünyası değil, iş dünyası, sendikalar... Susan, itiraz etmeyen bu yıkıma ortaktır.

- Başsavcılık açıklaması: Ekrem İmamoğlu hakkında çıkar amaçlı suç örgütü kurmak suçundan, para kuleleri görüntüleriyle gündeme gelen soruşturmada gözaltına alınan isimlerin İmamoğlu hakkında verdiği ifadeler ve itiraflar.

ADALET BAKANI

- Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Ekrem İmamoğlu ve haklarında işlem yapılmaya başlanan 100’e yakın siyasetçi hakkında ciddi iddialar ortaya attı ve soruşturmaların geniş şekilde sürdürüldüğünü anlattı. Bazı belediye başkanları hakkında biz de bazı şeyler duymuştuk. Nitekim bazılarını da gündeme getirmiştik. Cezaevinde bulunan bazı siyasetçilerin ‘itirafta’ bulundukları, CHP kurultayında delegelerin ‘ağır’ şekilde ağırlandıklarının konuşulduğunu duymuştuk.

Bunların yargıya intikalinde bile belediyecilerin Türk yargısına güvenildiğini, bazılarının ise ‘yalan’ olduğu kuşkularını da iletmişlerdi bize...

HALKIN SEVGİSİ

Ama İmamoğlu, halk nezdinde çok seviliyordu, metro ve kültür hizmetlerinin kadınların nezdinde çok itibarlı olduğu savunuluyordu.

-İmamoğlu’nun yurttaki gezileri de coşkulu geçiyor, sert konuşmaları karşısında Cumhurbaşkanı’nın hemen karşılık vermediği dikkat çekiyordu.

- Hem İstanbul’da hem de Anadolu’daki belediyelerin bağlı olduğu derneğin gücü kendisini epeyce öne çıkartıyordu. Siyaset ortamında kendisini güçlü de göstermeye başlamıştı. Bir ‘belediye aktörü’ olmaya başlamıştı. Olimpiyat serüveni dışında Balkanlar’da kurduğu belediye örgütü kendisini daha da güçlendirmişti.

Haberin Devamı

- Evet yol haritası onun önünü açarken, cumhurbaşkanı olmak istediği anlaşılıyordu; yani güçlü bir siyasetçi olmak isterken bir yandan da parti yönetmek niyeti de ortaya çıkıyordu.

Gençti, heyecanlıydı, dinamikti ve de Karadenizli olmak ona ‘kapıların’ açıldığını gösteriyordu.

- Şu unutulmuştu, Kıbrıs’ta yüksek okula başlaması, daha sonra İstanbul’a fakülteye geçmesi, hakkındaki sorunların ortaya çıkmasına neden oldu. Hakkında işlem yapılan davaların sayısının altıya yükselmesi onu pek endişelendirmiyordu. Gelecek ile ilgili endişelerinden korkusu yoktu, bunları aşabileceği düşüncesindeydi.

Çünkü ‘güçlü’ yatırım yaptığını düşünüyordu.

23 MART HEYECANI

Haberin Devamı

23 Mart’taki ‘seçim’ sürecine yaklaşılırken, Trabzon’da horon tepiyor, Diyarbakır’da Amedspor’un atkılarını takabiliyordu. Ama son beş günlük süreçte her şey patladı. Krize karşı Tayyip Bey’in sert konuşmalarına cevap vermemesi ilginçti. Ve dün sabaha kadar olanlar ilk kez iktidarın çıkışının ciddi olduğunu anlamaya başlarken, gözaltına alındığının açıklanması ile işin mahiyetinin ciddi olduğunu anlaşılabilirdi.

Evet her şey için dikkatli olmak gerekiyor yine de...

Biz yine Cumhurbaşkanı’nı ve vatandaşı karşılıklı seven iki lider bekliyoruz.

BAŞKA BİR HESAP BU

DEMİREL’in yönettiği Türkiye ile AK Parti’nin yönettiği Türkiye arasındaki farklar:

1- Asgari ücreti sanayide çıraklar alırdı, şimdi asgari ücret ortalama ücret oldu.

Haberin Devamı

2- Asgari ücretin yüzde 20’si kira geliriydi, şimdi asgari ücret ancak kiraya yetiyor.

3- Asgari ücretli bile düğünlerde altın takardı. Şimdi mümkün değil, davetiye korkulu evrak oldu.

4- İşçilerin yüzde 90’ı sendikalıydı şimdi yüzde 10’u sendikalı.

5- Emekli ikramiyesi ev alırdı, şimdi kışlık lastik alamazsın.

6- Emekli maaşı bağlama oranı yüzde 70’ti, şimdi yüzde 30’a indi.

7- Tavuk döner yoktu. Kırmızı et boldu, ucuzdu, ihraç ürünüydü. Şimdi kırmızı et çok pahalı ve ithal ediliyor.

8- Türkiye tarımda ve hayvancılıkta kendine yeten 7 ülkeden biriydik. Şimdi 100’de.

MESAJ PANOSU

- PKK sevici, Türk ordusuna ‘işgalci’ diyen biri, Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni kimseye yedirmeyiz. (Kıbrıs Türkü)

Haberin Devamı

‘ÖNCE ÇOCUKLAR İYİLEŞSİN’

Türkiye genelinde sayıları 110 bini aşkın kayıtlı hasta ve ailelerine, 27 yıldır olduğu gibi tamamen ücretsiz tedavi ve eğitim hizmetlerinin yanı sıra maddi-manevi desteklerini iletmeye devam ediyoruz. Ramazan ayı boyunca gönüllü ve bağışçılarının destekleriyle hazırlanan ihtiyaç kolilerini, tüm Türkiye’deki lösemili çocuklar ve ailelerinin evlerine Koli Koli Mutluluk projesi kapsamında ulaştırırken, büyük iftar yemekleri ile kanser hastalarına moral vermeyi, dayanışma duygusunu yaşatmayı, uzun tedavi sürecinde yalnız olmadıklarını hissettirmeyi amaçlıyoruz.

Lösemili Çocuklar Sağlık ve Eğitim Vakfı (LÖSEV)

Yazarın Tüm Yazıları