Yankıları devam edecek. Öncelikle şu tespitte fayda var. Günahıyla sevabıyla İzmir ve Manisa Listesi’nin mimarı Genel Başkan Özgür Özel ve arkadaşları oldu.
Sanıldığı gibi Ekrem İmamoğlu’nun listeye müdahalesi yok. Çeşme adayı Lal Denizli dışında. Listenin çok parlak olduğunu kimse söyleyemez. Bu sebeple şimdi belediye meclis üyeleri daha önemli hale geldi. CHP aslında şu anda bir Ege ve Marmara ağırlıklı yönetime sahip. Özgür Özel Manisa, örgütten sorumlu Ensar Aytekin Balıkesir, Sözcü Deniz Yücel ve Genel Sekreter Selin Sayek Böke İzmir milletvekilleri. CHP’de ilk dört numara Ege’den. Bu da sorumluluklarını artırıyor.
Bu arada bir konunun altını çizmekte fayda var. İsmet Orhan siyasetin içinde yoğrulmuş tecrübeli bir isim. Başarılı bir siyasetçi ve yazar. Halen İBB Başkanvekili. İzmir’de çok yararlı hizmetler yaptı. Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e bir mektup yazarak Orhan’ın değerlendirilmesini istedi. Bu destek 600 sanatçıdan oluşan sanatçılar girişimi ile daha da büyüdü. Orhan Aydın, Müjdat Gezen, Ataol Behramoğlu ve Genco Erkal’ın sözcülüğünü yaptığı 600 sanatçının bir mektupla açık açık tam destek verdiği Orhan, belediye başkanları listesinden çıkmadı. Bakalım Özgür Özel, İsmet Orhan’ı nasıl değerlendirecek?
Bugün listelerin kesinleştiği son gün. Listelerde itirazlar nasıl değerlendirilecek, çık-gir olacak mı, doğru yol bulunacak mı?
TUNÇ SOYER BARUT GİBİ
İzmir BBB Tunç Soyer aday gösterilmemesinin ardından zehir zemberek bir açıklama yaptı. Genel Merkez’i suçlayarak, “Yeniden aday gösterilmeyeceğimi MYK toplantısından 5 dakika önce öğrenmemi en hafif deyimiyle siyasi nezaketsizlik olarak değerlendiriyorum. Daha da vahimi, aday belirleme sürecinde eksikler ve hata olduğunu düşünüyorum” dedi.
GÜNÜN SÖZÜ
27. Dönem İstanbul Milletvekili Prof. İbrahim Özden Kabaoğlu “TBMM’de Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi hukuken yok hükmündedir”
Yoğun talep üzerine 2017 yılında hükümet ile bankalar arasında Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) aracılığı ile emekliye belirli tutarda promosyon ödenmesine ilişkin protokol imzalandı. Üç kamu bankasının yanı sıra 20’ye yakın özel banka ile sağlanan uzlaşma uyarınca 2017 Mart’ta yaklaşık 11.5 milyon emekliye aylıklarına göre 3 yıl süre ile en düşük 300 TL, en yüksek 450 TL tutarında promosyon verilmeye başlandı. İlk ödeme Ziraat Bankası tarafından yapıldı. Ardından diğer bankalar da promosyon yarışına katıldı.
Kızışan rekabetten ötürü promosyon tutarları belirli dönemlerde yükselse de emeklinin beklentisini tümü ile karşılamadı. Yedi yıldır süren ve sayıları 16 milyonu bulan, yakın gelecekte EYT’lilerle 18 milyona ulaşması beklenen emekliyi bir ölçüde soluklandıran 7.500- 15 bin TL arasında değişen promosyon tutarı günümüzde anlamını hayli yitirdi.
Bankalar aylıkların kendilerine yatırılması amacıyla çeşitli kampanyalarla emekliyi cezbetmeye çalışıyor. Ancak aylıklarda 1 Ocak’tan geçerli yüzde 50 oranında artışa karşın, promosyon tutarları hâlâ 7.500- 15 bin TL arasında değişiyor.
16 milyon emekli, en son iki yıl önce saptanan promosyon miktarının aylıklardaki artışa koşut en az yüzde 50 oranında yükseltilmesini istiyor. Bankalar 3 yıl özel fırsatlarla kendine bağladığı emekli aylığını ödeme gününe, saatine değin işleterek kâr ediyor. Ayrıca emekliden en az bir otomatik fatura ödeme talimatı vermesi talep ediliyor.
Geçen yıl 500 milyar TL’ye yakın kazanan bankaların özel ve kamu çalışanlarında olduğu gibi cimri davranmadan emekli promosyonlarını artırmaları gerekmez mi?
Emekli aylıklarının büyük çoğunluğunu ödeyen kamu bankaları, özellikle kırsalda şubeleri yaygın olan Ziraat Bankası bu konuda ilk adımı atarak diğer bankalara öncülük edebilir.
Siyasi irade emeklinin talebini dikkate alarak kamu bankaları aracılığı ile maaş promosyonunu pekala artırabilir. Müşteri yitirmek istemeyen özel bankalar da kampanyaya katılmak zorunda kalır. Kazanan da 16 milyon gariban emekli olur. Çok mu zor? Emekli siyasi iradenin kararını bekliyor.
Promosyondan yararlanabilmek için aylıkların yatırılması istendiği bankanın herhangi bir şubesine başvurulması, ya da E-Devlet’ten banka ve şube seçilmesi yeterli. Anlaşma 3 yıl geçerli. Eğer anlaşma kısa sürede feshedilmek istenirse emekli, aldığı promosyonu tutarın bankaya ödemek zorunda.
Eşi Gamze Akkuş İlgezdi’nin 4 dönem milletvekili olduğu kendisi ise 3 dönem belediye başkanı olan Battal İlgezdi aday gösterilmedi ve yerine Onursal Adıgüzel’in atanması nedeni ile CHP’den istifa etti ancak istifa ederken “Partide Alevi ve Kürt kıyımı yapılıyor” dedi.
Daha önceki bir yazımızda CHP’de ‘İki genel merkez var’ demiş ve çok eleştiri almıştık. Ne diyelim; süreç bizi haklı çıkardı. Şöyle ki Ekrem İmamoğlu İstanbul’da halen belediye başkanı olan kişileri makamına çağırıyor kendilerine hizmetleri için teşekkür ediyor, yeniden aday olamayacaklarını tebliğ ediyor. Bunlardan biri de İlgezdi oldu. İmamoğlu yüzüne “Memnuniyet anketlerinden kötü çıkıyorsunuz” demiş; aday olamayacağını söylemiş. İlgezdi itiraz etmiş “Doğru söylemiyorsunuz” demiş ve ciddi şekilde tartışmışlar. Bazı belediye başkanları soruyor; “CHP’nin İl Başkanı, Genel Başkanı yok mu?” diye. Bir tebligat yapılacaksa onlar yapmaz mı? İmamoğlu’nun böyle bir yetkisi yok. Anlaşılıyor ki CHP’de büyük bir otorite boşluğu var. Parti seçime bu tartışmalar içinde girerse parti seçmeninde “Kırılmalar olacak” deniyor.
İLGEZDİ İMAMOĞLU’NA ÇIKIŞTI
- Battal İlgezdi, aday gösterilmediği için istifa etmediğini belirterek “Tam aksine, CHP’nin kurumsal kimlik ve hiyerarşisini korumak adına istifa etmiştir. Bu kararı alacak kurul, MYK ve PM’dir! Buradan soruyorum herkese; İBB Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu, şahsımla ilgili herhangi görev ve yetki ile böyle bir karar veriyor ve partimizin üst kurullarının karar alma yetkisini hangi hakla kullanıyor?” dedi.
- Maltepe’de bir bağımsız aday var; Engin Özkan. İddialı projelerinin kamuoyunca bilinmesi gerekir diye düşünüyoruz. Bu adayı izleyiniz.
‘MOR SANDIK’ TEPKİSİ
CHP, Balıkesir Edremit’te şaşkınlığa yol açan bir karar aldı. 12 adayın başvurduğu Edremit’te önseçime yalnızca iki kadın adayın katılmasına izin verildi. Diğer adayların demokratik ve yasal hakları gasp edildi. Peki neden böyle bir karar alındı? Olayın özü ise CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve Veli Ağbaba bir kadın adayı adaylaştırmak istediler ama büyük tepki çekti. Akılları sıra ‘kurnazlık’ yaparak kendi adaylarının yolunu açıyor ama böyle daha çok tepkilere neden oluyor. Ne yazık ki Özgür Özel ve Veli Ağbaba ikilisinin iş bilmezliği CHP’ye zarar vermeye devam ediyor. Şaşkın atamalar yapıldığında her şey karışıyor ve CHP’ye yazık oluyor. İşte CHP’de birçok kişide bu nedenlerle 1994 endişesi yaşanmaya başladı.
BTP’DE KADIN ADAYLAR
Evet CHP’yi yakından izleyen bu dostumuz neler olacağını anlatayım dedi: “Aslında CHP için de Kılıçdaroğlu için de Özgür Özel için de Ekrem İmamoğlu için de çok önemli İstanbul seçimleri. Bir anlamda hepsinin siyasi geleceği İstanbul seçim sonuçlarına bağlı. Eğer İstanbul seçimlerini CHP kaybederse CHP’de ne Özgür Özel’in ne de Ekrem İmamoğlu’nun bir siyasi geleceği olur. Aynı şekilde İstanbul seçimlerini İmamoğlu kazanırsa Kılıçdaroğlu için de artık CHP’de bir siyasi gelecek kalmaz.”
KİBİR VE EGO
Esas noktaya geldi ve dedi ki: “İmamoğlu’nun bu seçimlerinde rakibi ne Murat Kurum ne de diğer partinin adayları. En büyük rakibi aslında kendisi. İmamoğlu’nun en büyük rakibi egosu ve kibiri. Birçok CHP’li İmamoğlu için ‘kibir abidesi’ oldu diyor. İmamoğlu’nun siyasi hırsı ve her yeri belirleme isteği en büyük düşmanı. Başta İstanbul’un ilçeleri olmak üzere Türkiye’nin her yerinde belediye başkanı belirleme isteği, İmamoğlu’nun başına bela olacak. Bir kişiyi aday yapacaksınız, diğer aday adaylarının hepsini karşınıza alacaksınız. Diğer adaylar da size karşı çalışacak. Bu kez onlar İmamoğlu’na seçim kaybettirmek için elinden geleni yapacak.”
KÖTÜLÜK KİMDEN GELİYOR
Sorunu biraz daha açıyor: “Her yere kendi bürokratlarını veya adamlarını adaylaştırmak isteyen İmamoğlu en büyük kötülüğü kendine yapıyor. Hatırlayın; tekrarlanan seçimlerde 81 il ve Türkiye’nin her yerinden CHP’liler İmamoğlu seçimi kazansın diye İstanbul’a seçim çalışmalarına gelmişti. Şimdi ise tam tersi bir durum var. Neredeyse herkes İmamoğlu kaybetsin diye seferber olmuş durumda. İmamoğlu’nun yaşadığı ‘güç zehirlenmesi’ onun en büyük rakibi, en büyük düşmanı. Ayrıca Özgür Özel, Veli Ağbaba ve Ali Mahir Başarır’ın yaptığı şaibeli ve tartışmalı atamaların faturası da İmamoğlu’na çıkacak. Çünkü onlara engel olmadığı için de İmamoğlu eleştiriliyor. Bu eleştiriler de çok haklı, çünkü MYK’da ve Parti Meclisi’nde güçlü olmasına rağmen İmamoğlu, Ağbaba ve Başarır’a engel olamıyor. Bunun faturası da İmamoğlu’na çıkacak, çıkıyor.”
HERKES HESAP SORACAK
“İmamoğlu aday adaylarının müracaat merkezi gibi. Birçok aday veya aday adayı İmamoğlu ile fotoğraf paylaşıyor, güç gösterisi yapıyor. Ama bu madalyonun bir de öbür yüzü var. Hakkı yenildiğini düşünen herkes hakkını İmamoğlu’ndan isteyecek. İmamoğlu kolay kazanabileceği İstanbul’u hırsı, egosu ve güç zehirlenmesi yüzünden kaybedecek.”
GÜNÜN SÖZÜ
16 milyonu aşkın tüm emekliye ocaktan geçerli yüzde 49.25 oranında eşit zam verilecek. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan sürpriz şekilde 14 milyon işçi, esnaf ve çiftçi emekli aylıklarına 2024’ün ilk altı ayı için memur emekli maaşına yapılacak yüzde 49.25 oranındaki artışın aynen yansıtılacağını açıkladı. Emekli dahil hiç kimse böyle karar beklemiyordu. Doğrusu garibanlara sevindirici haber oldu.
Bilindiği üzere TÜİK verilerine göre SSK ve Bağ-Kur emekli aylığına yüzde 37.57 oranında artış yapılacaktı. Oluşan tepkiler üzerine geçen hafta yapılan Kabine toplantısının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan yüzde 5 ek zam ile bu kitleye yüzde 42.60 oranında zam verileceğini duyurmuştu. Ancak yüzde 5 ek zammı yetersiz bulan dar ve sabit gelirli kitle hoşnutsuzluğunu, tepkisini medyada ve alanlarda dile getirdi. Bu süreçte Anadolu Ajansı’nda uzun yıllar çalışma yaşamı muhabirliğini yürüten gazeteci Şükrü Karaman’ın emekli, dul ve yetimin taleplerine ilişkin yazıları köşemizde yayınlandı.
Karaman’ın 6 Aralık 2023’te ‘Emekli en az yüzde 50 zam bekliyor’, 26 Aralık 2023’te ‘İşçi ve Bağ-Kur emeklisi üvey evlat mı? Makas giderek açılıyor’, 2 Ocak 2024’te ‘SGK ve Bağ-Kur emeklisi üzüldü, memur emeklisi bir ölçüde sevindi. Emekliye refah payı kaçınılmaz’, 9 Ocak 2024’te ‘Emeklinin gözü Erdoğan’da’, 18 Ocak 2024’te ‘İşçi ve Bağ-Kur emeklisi hala yüzde 7 oranında alacaklı’, 19 Ocak 2024’te ‘EYT’yi bir günle kaçıranlar miting yapıyor’ başlıklı yazıları kamuoyunda oldukça ses getirdi, dikkatle okundu.
Yasa teklifinin TBMM’den bu hafta içinde çıkması bekleniyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın onayı ve Resmi Gazete’de yayınlanmasının ardından oluşan aylık farkları önümüzdeki hafta emeklinin hesabına yatırılacak.
Evet artık en önemlisi aylıklar arasındaki derin uçurumu gidermek amacıyla intibak düzenlemesinin hayata geçirilmesi kaçınılmaz değil mi?
GOOGLE’LI TAYLAN YILDIZ İBB’YE BAĞIMSIZ ADAY OLDU
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na ‘bağımsız’ bir aday çıktı. İYİ Parti kuruluşu sırasında genel başkan yardımcılığı yapan İBB Meclis üyeliğinde bulunan Taylan Yıldız, İstanbul metrolarında internetin kullanılabilmesi için 2020 yılında başlattığı kampanya sonucu ‘internetçi abi’ mahlası ile tanındı.
1980’de Ankara’da doğdu. Röntgen teknisyeni anne ve doktor babanın çocuğu. İzmir’de Karşıyaka Anadolu Lisesi ve İzmir Fen Lisesi’nde okudu. Türkiye 31’incisi olarak girdiği Boğaziçi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’ni 2001 yılında bitirdi. Endüstri mühendisliği alanında Massachusetts Üniversitesi’nde yüksek lisans yaptı ve 2003 yılında Stanford Üniversitesi’nin işletme doktorasının pazarlama programına kabul edildi. Doktora eğitimi sırasında Google firmasında yöneticilik yaptı. 2017’de Türkiye’ye döndü, siyasete girdi. 15 Mart 2023 tarihinde Sarıyer ve İBB Meclisi üyeliklerinden istifa etti. 19 Haziran 2023’te İYİ Parti’den istifasını duyurdu. İBB Başkanlığı yarışında bağımsız aday olarak yarışacağını 25 Ocak 2024’te açıkladı.
Saygıdeğer Uğur Mumcu, bir araştırmacı gazeteci olarak, sanki kendi yaşamının bir özeti sayılan “Bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olunmaz” özdeyişini bizlere armağan etmiştir.
Yaptığı araştırmalarla, güzel ülkemizin ulusal çıkarlarını gözeten ve korumaya çalışan değerli Mumcu, MOSSAD ile Barzani arasında 70’li yıllardan beri süregelen ilişkiyi açıklayan 7 Ocak 1993 tarihli yazısından sonra öldürülmüştür. Birçok araştırmacı da, ABD emperyalizminin gerçek amacını ortaya koyan ve bugün de geçerliğini koruyan bu yazı nedeniyle onun hayatını kaybettiğini ileri sürmektedir.
Bu çağda, ulusal birlik ve beraberliğimizi korumak amacıyla yaptığı bir araştırma ve inceleme sonucunu içeren kendi yazısının, yazarının hayatına mal olması ne kadar acı ve kaygı vericidir!
Ne yazık ki bugüne kadar, bu hain ve gaddarca saldırının katilleri hâlâ bulunamamıştır. Muammer Aksoy (1990), Çetin Emeç (1990), Turan Dursun (1990), Bahriye Üçok (1990), Uğur Mumcu (1993), Eşref Bitlis (1993), Ahmet Taner Kışlalı (1999) ve Necip Hablemitoğlu (2002) gibi ulusal değerlerimizi, faili meçhul cinayetlere kurban ettik. Eğer onların katillerini bulamazsak, birilerinin cesareti giderek artacak ve ülkemizin daha birçok önemli değerini yitireceğiz.
Yine onun gerçek değerini ve amacını bilmeyenlere veya unutanlara yeniden anımsatmak için Köy Enstitüleri’nin ülkemizin geleceği açısından ne kadar önemli olduğunu vurgulayan bir konuşmasını da dinlemelerini isterim. Umarım, değerli Mumcu’nun bu önemli uyarısı sonucunda, güzel ülkemizin ulusal birliği ve bütünlüğü, laik, demokratik ve sosyal hukuk devleti yapısı için kaygı duyan tüm vatanseverler; gereken değerlendirmeyi yaparak, güç birliği zamanının geldiğini ve geçmek üzere olduğunun farkına varırlar. Prof. Dr. Mehmet Ali KÖRPINAR
8 MİLYON EMEKLİNİN BEKLEDİĞİ YASA
8 milyon
İlaçların bir formülü var, fakat başarılı bir strateji geliştirmenin formülü yok. Çünkü her strateji her kişiye, partiye, lidere ve her zamana göre farklılıklar gösteriyor. Ama yeni bir strateji oluşturmanın sistematiği var. Bunlar oluşturmadığından karmaşa yaşıyor CHP. Demek gerekiyor ki, CHP Tekirdağ büyükşehir aday seçimiyle ilgili kararını gözden geçirmek zorunda!
Tekirdağ’da büyükşehir adaylığı açıklanan Canan Yüceer’e tepkiler büyüyerek sürüyor.
Özellikle Muratlı ve Merkez/Süleymanpaşa’da yapılan ön seçimlerde Candan Yüceer’in desteklediği adayların açık ara kaybetmesi sonrası tepkiler arttı.
CHP örgütlerinde üyelerin bile “Karşılığı olmayan bir kişi nasıl seçimleri kazanır” deniyor.
Candan Yüceer hem Tekirdağ’a yabancı hem de CHP örgütlerine.
AK Parti’nin Cüneyt Yüksel’i aday göstermesinden sonra Candan Yüceer’in seçim kazanması mucizelere bağlı. Yüceer’in hırsı kendisini de bitiriyor.
ALBAYRAK’I TANIMADINIZ MI
CHP’liler ve Tekirdağlı kanaat önderleri seçimleri ancak Tekirdağ’a büyük hizmetleri olan
Yasa ile 8 Eylül 1999 öncesi çalışma yaşamına atılanlara emeklilik olanağı tanınırken, 9 Eylül sonrası işe girenler bu haktan yoksun bırakıldı. Yani 9 Eylül 1999 sonrası sigortalı olanlar açısından emeklilik koşulları arasında derin uçurum ve eşitsizlik oluştu. Sosyal devlet uygulamasına aykırı yasal uygulama vicdanları incitti.
Bu durum bir gün farkla emekliliği kaçıran ve uzun yıllar çalışması gerekenlerin tepkisine yol açtı. Düşünsenize 8 Eylül 1999’da işe başlayanlar yasadan yararlanıp hemen emekli olabiliyor. 8 Eylül’den bir gün, bir ay sonra çalışmaya başlayanlar kapsam dışı bırakılıyor.
Buna göre erkekler 17 yıl, kadınlar 20 yıl çalışıp emekliliğe hak kazanacak. 8 Eylül’den önce sigorta girişi olanlar 43 yaşında emekli olabilirken, yasayı bir günle kaçıranlar emeklilik için 60 yaşına dek beklemek zorunda kalacak.
9 Eylül 1999 sonrası sigortalı olup da EYT yasasından yararlanamayanlar hak arayışlarını sürdürüyor, siyasi iradeye çağrıda bulunuyor. Bu doğrultuda 5 bin üyesi olan Emeklilikte Adalet Derneği, 15 Ekim’deki ilk mitingin ardından 21 Ocak’ta İstanbul- Kartal’da ikinci kez miting yaparak, seslerini bir kez daha duyurmaya çalışacak. Onların isteği kademeli emeklilik sistemine ilişkin yasanın bir an önce çıkarılarak haksızlığın giderilmesi. Bakalım hükümet seslerini duyacak mı?
Bu arada 7438 sayılı EYT yasasından yararlanıp emekli olan 5 milyona yakın kişiden hâlâ aylıkları bağlanmayanlar var. Onlar da bir an önce işlemlerin hızlandırılarak aylıklarına kavuşmak istiyor. Zira hayat çok pahalı ve ivedi paraya gereksinimleri var. Şükrü KARAMAN
GÜNÜN SÖZÜ
“Özçelik-İş Sendikası ile Metal Sanayicileri İşverenleri Sendikası (MESS) arasındaki toplu sözleşmeyi yüzde 99 gibi rekor bir ücret artışıyla imzaladık.” (ÖZÇELİK İş Sendikası Genel Başkanı Yunus Değirmenci)
ADAY KRİTERLERİ NEDİR