Yalçın Bayer

Karbon ayak izimizi silelim

11 Eylül 2024
Türkiye’nin ilk Karbon Ayak İzi (KAİ) ormanı 1 milyon metrekareye ulaştı.

İklim değişikliği ve küresel ısınma hızla sürüyor. Bunun başlıca sorumlusu ise petrol, doğalgaz, kömür gibi fosil yakıtların tüketilmesiyle atmosfere yayılan karbondioksit gazıdır. Çevrebilimciler doğal kaynakların insanlar tarafından ne kadar tüketildiğinin ölçüsü olarak “Ayak İzi” kavramını geliştirip Karbon Ayak İzi (KAİ), ekolojik ayak izi ve su ayak izi adı altında üç ayrı ölçüm önerdiler.

Günlük yaşantımızda yeme, içme, barınma, giyinme, ısınma, aydınlanma, ulaşım gibi tüm faaliyetlerimizle ürettiğimiz ve tükettiğimiz ürünler, hizmetler sonucu ortaya çıkan karbondioksit toplam Karbon Ayak İzi’mizi oluşturuyor.

Sera gazlarının salınımının azaltılması için çaba harcayabiliriz. Yaşantını Karbonsuzlaştır / Azalt-Yeniden Kullan-Dönüştür / Yeşil Üret-Yeşil Tüket / Çevresel Katma Değer Yarat gibi yaklaşımların yanı sıra Karbonunu Telafi Et ya da Karbon Ayak İzini Sil amaç olmalıdır. Tatil, dinlenme, geziler söz konusu olduğunda bu alanda faaliyet gösteren kurumlar, seyahat acentaları özellikle kara, deniz, hava araçlarının yaydığı karbondioksiti telafi etmek için bazı yollara başvurabilirler.

KAİ konusunda dikkat çekmek, bu alanda farkındalık yaratmak ve bu farkındalığı toplum bilincine taşımak amacıyla yola çıkan, ‘Sorumlu Turizm’ ve ‘Sürdürülebilir Turizm’ ilkelerini kendine amaç edinen, BM Dünya Turizm Örgütü’ne (UNWTO) üye 37 yıllık FEST Seyahat Acentesi ile gelecek yıl 20. yılını dolduracak Kültür Bilincini Geliştirme Vakfı’nın birlikte geliştirdikleri Karbon Ayak İzi (KAİ) Ormanı 1 milyon metrekareye ulaştı. 

İki kuruluşun daha önce İzmit Yarımadası ve Trakya’nın değişik yerlerinde kurdukları toplam 15 hektar ve 22 bin ağaçlık 4 ayrı orman Kırklareli Lüleburgaz Karahalil Köyünde 100 hektarlık bir alana taşındı. Şu anda bu birleşik ormanda 1 milyon metrekarelik alanda 150 bin 685 ağaç bulunuyor.

İki kuruluş COVID-19 nedeniyle ara verdiği çalışmalarına devam edecek. KAİ Hatıra Ormanı 2 için İstanbul Orman Bölge Md. Ağaçlandırma Şube Müdürlüğü’nün tahsis edeceği yeni bir alana 2023 içinde 70 bin ağaç daha dikilecek. ‘Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz’ düsturu ‘Sürdürülebilir Türkiye’miz için bir başlangıç olmalıdır.

Evet ne yapalım biliyor musunuz; KAİ ormanlarımızı genişletelim!

GÜNÜN SÖZÜ

Yazının Devamını Oku

CHP Kurultayı’nın ardından ‘liderlik’ tartışmaları Sorun yok, çözüm var

10 Eylül 2024
CHP’nin hafta sonu gerçekleştirilen Tüzük ve Program Kurultayı’nda beklentinin de ötesinde coşku, heyecan yüksekti.

Geniş bir kadro ile oluşturulan yol haritasına ‘Halkçılık Programı’ adı verildi. Bu Atatürk’ün 1920’de Meclis’e sunduğu metnin adıydı. Herkes birbirine ‘lider’in kim olduğunu soruyordu. Bir kesim “Ekrem İmamoğlu artık CHP’nin lideridir” dedi; ancak bir grup da ‘liderlik’ ifadesinin henüz kullanılmasına gerek olmadığını savunuyor.

Liderlik için daha başka ‘başarılar’ yaşanması gerekiyor” diyenler de vardı.

Partinin Genel Başkanlığı Özgür Özel ile tam oturmuş sayıldığından kimsenin bir itirazı yok. Cumhurbaşkanlığı ise bugünden hesap edilecek bir durum değil. Bu makam üzerinde değişik gelişmeler yaşanacağından CHP içinden içsel yapısının oturması için daha zamana ihtiyaç olduğu konuşuluyor. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş kenarından köşesinden ‘göreve’ hazırım derken, parti dışındaki güçlerin kendisine ‘ikram’da bulunması da hiç şaşırtıcı olmamalıdır.

SAĞLIKLI ANALİZ GEREK

Bu nedenle ciddi analizlerin yapılması gerekiyor. Bu konuda ‘üfürme’nin hiç gereği yok deniliyor. Kılıçdaroğlu’nun partideki ağırlığı da gündemde yer alan konulardan biriydi. Kemal Kılıçdaroğlu kendisini çok ‘zedeledi’, bugün partide kendisini destekleyen milletvekili sayısının 40 dolayında olduğu söyleniyor. Delegasyonda il başkanı düzeyinde de Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir ağırlığı yok.

1300 dolayındaki Kurultay delege sayısından Kılıçdaroğlu’nun hesabına 200’ü düşeceğini söyleyenler hiç de şaşırtıcı değil.

CHP’nin program için 6-10 ay arasında büyük bir çaba içinde olacağı anlaşılıyor.

Sorun tespit edilmeyecek, masaya çözüm getirilecek.

Yazının Devamını Oku

Neler yaşandı

9 Eylül 2024
CHP Tüzük Kurultayı, buruk mu, birlik ve beraberlik içinde mi yoksa birileri için yol ayrımıyla mı sonuçlandı?

Özgür Özel, 81 il başkanı ile gücünü pekiştirmiş mi oldu?

Hafta sonu yapılan Tüzük ve Program Kurultayı’nda ilginç gelişmeler yaşandı. Günlerdir 52. Madde üzerinde yoğun tartışmalar yaşanıyordu. 52. Maddenin sırrı; milletvekili sıralamasında hâkim gözetiminde önseçim mi yapılmalı yoksa adeta bir ‘temayül‘ yoklamasını çağrıştıran ‘önseçim mi‘ yapılmalı tartışması... Oylamaya bir gün kala 81 il başkanı ile yapılan toplantıda CHP Genel Merkezi’nin hazırladığı ‘temayül’ yoklamasını çağrıştıran önseçim yoklaması ile milletvekili aday sıralamasının belirlenmesi yönünde karar alındı.

81 il başkanı bu karara imza koydu. İl başkanlarının imzasını taşıyan Tüzük Taslağı, Genel Kurul’a geldi. Genel Kurul’da bu madde müzakereye açıldığında sadece aleyhte Tunç Soyer, Ali Öztunç, Oğuz Kaan Salıcı, Orhan Sarıbal, Aykurt Nuhoğlu ile Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, gazeteci Recep Bulut konuştu. Önerilen tüzük değişikliği ile partinin yargı gözetimden kaçtığını, Genel Merkez’in tüm yetkilerini elinde toplamak istediğini, il başkanlarının da kendilerinin milletvekili aday sıralamasında ön plana çıkarılacağı beklentisinde olmalarının ‘hüsranla’ sonuçlanacağını dile getirdiler. Ve parti gözetiminde milletvekili aday sıralaması anlayışından vazgeçilmemesi yönünde beyanda bulundular. Denizli İl Başkanı Ali Osman Horzum’un “Düne kadar tüm yetki sizdeydi; şimdi çıktınız demokrasi havarisi kesildiniz, siz daha önce niye yapmadığınız?” sözlerine Milletvekili Deniz Demir ayağa fırlayarak sert bir dille cevap verince bir anda salonda gergin bir hava yaşandı. Divan Başkanı Gökhan Zeybek ortalığı sükûnute davet etti, salon yatıştı. Bunun üzerine söz alan Kayseri delegesi Recep Bulut, “Dünün muktedirleri sizler değil miydiniz? Sayın Özgür Özel siz o dönem bu partinin grup başkanı değil miydiniz? Sayın Veli Ağbaba siz o dönem milletvekili adaylarını belirlemiyor muydunuz? Sayın Seyit Torun, Sayın Ali Mahir Başarır, Sayın Tekin Bingöl siz o dönem etkili ve yetkili konumda değil miydiniz? sözleriyle (Kemal Sunal’ın filmindeki repliğini çağrıştıran) “Ağam bizimle eğlenir” esprisi dikkat çekti: “Değişen ne oldu? Bir tek Oğuz Kaan Salıcı günah keçicisi ilan ediyorsanız, biz de sevmiyorduk, günlerce kendisiyle görüşebilmek için kapısında yatıyorduk.”

Bu tartışmaların ışığında yapılan oylamada 52. Madde 81 il başkanının önerdiği şekilde oyçokluğuyla kabul edildi. Böylece, CHP Genel Merkezi milletvekili aday sıralamasında tüm yetkiyi kendi bünyesinde toplamış oldu.

İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, Ankara İl Başkanı Ümit Erkol, İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’nun 52. Madde ile ilgili aleyhte konuşması beklenirken, özellikle Erkol’un “52. Madde’yle değişiklik önerisini biz hazırladık” demesi beklentileri boşa çıkardı.

 Bu tablo, bu madde ile ilgili İstanbul, Ankara ve İzmir gibi önde gelen illerin Genel Merkez ile uzlaşmaya vardığı sonucunu ortaya koydu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da tüzük görüşmeleri boyunca Genel Başkan Özgür Özel’le yan yana oturarak sohbet ve muhabbet etmesi 52. Madde konusunda uzlaştıkları kanaatini uyandırdı. Kılıçdaroğlu’nun kurultaya katılmaması taraftarların beklentilerini boşa çıkardığı gibi, bundan sonra CHP üzerinde gücünün kırıldığı izlenimini yarattı. Kılıçdaroğlu’nun “Tüzük Tasarısı bana gece 12.00’ye doğru geldi” demesi de tepki yarattı ancak kurultay salonundaki havanın değişmesine yol açmadı.

En ilginç gelişme ise ertesi gün İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun kürsüye davet edilerek hem siyasi gelişmeleri uzun uzun anlatması hem de ABB Başkanı Mansur Yavaş’a konuşma yapacağının bir saat önceden haber verilmesini kürsüden dile getirmesinin yeni bir tartışma konusu olmasıydı. Bu yaklaşım Mansur Yavaş’ın ‘üvey evlat’ muamelesi gördüğü yorumlarına neden oldu.

Yazının Devamını Oku

Yeni politikalar/metotlar 90 masada 4 başlık

8 Eylül 2024
CHP kadrolarını ilk kez bu dönem ‘topluca’ gördük. Yaklaşık 1300’e yakın delege, belediye başkanları, ilçe ve il başkanları, partinin geçmiş dönemde görev yapan ‘Onur Kurulu’ üyeleri bir aradaydı. Tabii ki vekiller de...

Bu katılımcılar arasında önemli sayıda genç ve kadın da vardı. Kısa sohbetler yaptık çoğuyla,“Kötü giden bir şey yok” diyorlar. Her şeyi ciddiye alıyorlar, motive olmuşlar. Cinsiyet ve gençlik kotalarının artırılması partiye kazanç sağlayacaktır. Hele bunun kademeli ve belli bir hazırlık sonucunda ortaya çıkacak olması kadın ve gençlerin söz sahibi olmasının önünü açacaktır.

’ŞAHA KALKMA’

Partinin ‘adam olma’ beklentisi herkesi ateşlemiş durumda. Konuşmaların bir kısmında eleştiri olsa bile partinin ‘bütünlüğü, kucaklayıcılığı’ gözardı edilmedi. Sorumlu davranılması çok önemliydi. Bu sorumluluk duygusuyla öneri yapmayı da ihmal etmediler. Birlik ve beraberlik duygusu ön plandaydı. Geçen tüzük maddelerinde içlerine sinmeyen maddeler olsa bile -ileride düzeltme umuduyla- birliği bozmadılar. Bu müzakereler, Türkiye’de eşi benzeri az olan ve örnek alınması gereken müzakereler oldu. Bu uygar müzakere ortamı CHP’ye çok şey kazandırmış gibi görünüyor. İstanbul Kadıköy’den bir delege grubu, bizim ‘sıkıştırıcı’ sorularımız karşısında “Bu tüzük değişikliğiyle bu parti şahlanır, ayağa kalkar “şeklinde konuşsalar da demokratik maddelerin gelmesi gerektiğine samimi olarak inananlar da var.

İKTİDAR BEKLENTİSİ

Dikkat çekici vurgulamaya göre; herkes iktidar beklentisini koruyor. Kurultay’da Kemal Kılıçdaroğlu yoktu. Söz verildiği halde önceki akşama kadar Kılıçdaroğlu’na kurultay taslağının kopyası verilmemişti. Bu burukluğa yol açmış. Bir otelin bahçesinde, kırgınlık bu noktada odaklanıyordu. Bir delege “Dileriz sıcak hava soğuğa dönüşmez” dedi. Uzun süredir görüşmediğimiz eski il başkanı ve milletvekili Berhan Şimşek’e birçok partili “Geçmiş olsun” diyordu. Biz ne olduğunu baştan anlamadık. 1.5 ay önce Edremit’te bir ifade verme işlemine gitmediği gerekçesiyle bir otelde gözaltına alınmış: “Bunu gazetede okuyan dostlarımız geçmiş olsun diye telefon ettiler.”

Ama ne yazık ki partiden hiçbir telefon gelmemiş. Şimşek’in alındığını anladık. Aralarından biri “Partide ruh kalmadı” demez mi!

Anlaşılan ‘yeni yapılanma bütünlüğü sağlansın’ isteniyor. Bazı delegeler bu lafı biraz ağır buldu. Bir partili, “Ben bu görüşü destekliyorum” dedi.

Baktım aralarında Alevi partililer de var. CHP-Alevi ilişkileri konusunda laf edenler ile

Yazının Devamını Oku

Tüzükte öncelikler ne olmalı

7 Eylül 2024
CHP’nin Tüzük Kurultayı çalışmaları başladı.

Grup ve kişiler tüzük konusunda hala çalışmalarını sürdürüyor. Evet, tüzükte öncelikler ne olmalıdır?

Siyasal İletişimci Erdal Tekin; “Tüzüğün 3 temel ilkesi nedir?” diye sorarak diyor ki:

CHP’nin demokratikleşmesi demek, Türkiye’nin demokratikleşmesi demektir.

Partinin yapacağı Tüzük Kurultayından demokratik bir tüzüğün çıkması büyük bir beklentidir.”

Peki nasıl bir tüzük ve öncelikleri neler olmalıdır?

Öncelikle üç temel esas üzerinden gidilmelidir.

-Zamanı anlamak ve iyi okumak.

-Temel değerler ve kollektif siyaset.

Yazının Devamını Oku

CHP Kurultayı’ndan ne çıkacak

6 Eylül 2024
CHP tüzük değişikliğinin ele alınacağı ‘İkinci Yüzyıl Değişim Kurultayı’ bugün çalışmalarına başlayacak.

Kurultayın ilk gününde tüzük değişiklikleri görüşülerek karara bağlanacak. 7-8 Eylül’de de program geliştirme çalışmaları kapsamında yuvarlak masa çalışmaları yapılacak. 

CHP TARİHİ SERGİSİ

CHP’nin kuruluş yıldönümü olan 9 Eylül’de ise Pembe Köşk’te ‘CHP Tarihi Sergisi’nin açılışı yapılacak. Aynı gün akşam genel merkez önünde sanatçı Şevval Sam konser verecek.

REFORM NİTELİĞİNDE TÜZÜK ÇIKIŞI

Tüzük Kurultayı için birçok kurum ve kişi çalışmalar yaptı. Belediye başkanlarından Antalya Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal,Kurultay delegeliğinde PM’de kadın kolları ve gençlik kolları başkanının oy hakkı olsun. En çok tartışılan konular arasında hakim denetiminde ön seçim, 3 dönem sınırı, güçlendirilmiş parlamenter sistemin tüzüğe eklenmesi yer aldı. Bir karşı çıkış değil. Parti içinde herhangi bir grupla ortak hareket değil. CHP’den yanayız. Türkiye’den yanayız” dedi ve şunları ekledi:

PM üye sayısı 60’tan 100’e çıkarılmalı. MYK üyeleri 2/3’si uzmanlık alanlarına göre PM’de oylama ile seçilmeli. Adayların belirlenmesinde genel merkez kontenjanı yüzde 3 olmalı. Temel prensip adayların ön seçim ile belirlenmesi tüzükteık şekilde yer almalı.”

GÜNÜN SÖZÜ

Yazının Devamını Oku

Yunanistan oturma iznini 800 bin Euro’ya çıkarttı

5 Eylül 2024
Yunanistan, ev alana 5 yıl oturum vermek için gerekli asgari miktarı 250 bin Euro’dan 800 bin Euro’ya çıkartıyor.

Dikkat ederseniz, ‘oturum’ vermek için ‘vatandaşlık’ değil. Zira hiçbir ciddi devlet, bir süre oturtmadığı kişiye peşinen vatandaşlık vermez. Yunanistan bile...

Finlandiya, yabancılara mülk satışını tamamen yasaklıyor.

Türkiye’de inşaat lobisi her gün bir gazetede “Yabancılara konut satışları düştü” diye ağlıyor. Ussal ŞAHBAZ

(Yüksek profilli yerlerde Atina gibi 500 idi, onu 800’e çıkarıyor. Diğer yerlerde de 250’den 400’e çıkarıyor.)

* Hem Atina’da hem Malta’da yaşadım; en az 5 yıl yaşamadan kalıcı oturum izni alamıyorsun. 5 yıldan sonra da belli bir seviye dil bilmen gerekiyor. Dil kültür sınavı gibi bir şeye giriyorsun. Vatandaşlık evlilikle ancak.
M. BERRAKYÜZ

* Hiçbir ülke otursa bile hemen vermiyor, oturum izni sonrası ‘sınırsız oturum’ izni verilir, sonra da vatandaşlık başvuru hakkı gelir, dil ve kültürü sınavlarını da geçmelisiniz. Eğer o ülkede oturuyorsanız en az 8-10 yıl sonra belki. Kerim HAVRANOĞLU

Yazının Devamını Oku

Şükrü Tufan’ın Dışişleri’ndeki mücadelesi örnek gösterildi: Fidan bir Büyükelçi’yi nasıl övdü

4 Eylül 2024
Dışişleri Bakanlığı’nda önceki gün anlamlı bir tören vardı.

Saraybosna’nın eski büyükelçisi, merhum Şükrü Tufan’a, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan tarafından ‘Üstün Hizmet Ödülü’ verildi. Fidan yakından tanıdığı anlaşılan Tufan’ın eşi Zişan ve oğlu Büyükelçi Korkut Tufan’a ödüllerini sunarken, törene Tufan’ın meslektaşları, Galatasaraylı ve Mülkiyeli arkadaşları katıldı. Batı Trakyalı olan eşimin dayısı olması nedeniyle biz de törene katılanlar arasındaydık. Törende Saraybosna’dan gelen eski dostları ve Saraybosna’nın Ankara Büyükelçisi’nin de Şükrü Tufan’ı övmeleri dikkat çekti.

Dışişleri Bakanlığı Fatin Rüştü Zorlu Salonu’nda yapılan törende Şükrü Tufan’a verilen madalyayı oğlu Büyükelçi Korkut Tufan teslim aldı. Bakan Fidan, Saraybosna’da bulunan Zişan Tufan’a da ayrı bir plaket verdi.

Bosna Hersek, Fas ve Arjantin’de Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçisi olarak görev yapan Şükrü Tufan, 30 Nisan 2024 tarihinde hayatını kaybetmişti. Bakan Fidan, törende emekli Büyükelçi Şükrü Tufan’ı anarken şunları kaydetti:

“Bu anlamlı tören sadece Büyükelçimizin mesleki hizmetlerini onurlandırmakla kalmıyor, aynı zamanda zor savaş döneminin çetin koşullarında ülkemizin milli menfaatlerini güçlü şekilde savunan bir diplomatımızın, Bosna-Hersek’le ilişkilerimizde mirasına sahip çıkışımızı da teyit ediyor. Saraybosna’daki ilk Türk Büyükelçisi olarak 1993-1996 yılları arasında görev yaptığı Bosna-Hersek devleti ve halkı açısından Şükrü Tufan sadece üstün niteliklere sahip bir Hariciyeci olmamıştır. Cesaretiyle, kararlılığıyla ve savaş döneminde Bosna-Hersek’e katkılarıyla sevgi ve saygı duyulan bir dost da olmuştur. Bosna-Hersek’teki görevini, 40 yıllık meslek hayatının en anlamlı üç yılı olarak nitelendiren merhum Büyükelçi Tufan, Bosna-Hersek’in yaşadığı acılı dönemin bizzat şahitliğini yapmış, bu zor dönemde başından sonuna kadar Bosna-Hersek halkıyla beraber olmuş, onlara moral vermiştir. Büyükelçi Tufan, Saraybosna’nın bombalarla sarsıldığı, barış umutlarının neredeyse tükendiği günlerde ülkemizin ve milletimizin her şart ve durumda Bosna’nın yanında kararlı duruşunu temsil etmiştir. Onun diplomasi anlayışı sadece resmi temaslarla sınırlı kalmamış, sokaktaki insanın derdine derman olmayı, onların umutlarını yeşertmeyi de amaç edinmiştir. Büyükelçi Tufan, Bosna-Hersek’te görev yaptığı süre boyunca ülkemizin sadece bir müttefik değil aynı zamanda bir kardeş millet olduğunu da göstermiştir. Balkan halklarının gönlünde Türkiye’nin adını bir kez daha altın harflerle yazdırmıştır. Şükrü Tufan’ın Saraybosna’da sergilediği kararlı ve yılmaz duruş, bugün halen Bosna-Hersek’teki izimiz olarak yaşamaktadır.

TÜRK DİPLOMATININ CESARETİ

Büyükelçi Tufan görev yaptığı ilk dönemde hayati tehlike bulunmasına rağmen eşi Zişan Hanımefendi’yle birlikte Saraybosna sokaklarında gezmekten ve kuşatma altında yaşayan halkın sıkıntılarını paylaşmaktan çekinmemiştir. Başçarşı’da eşiyle el ele gezerek, esnafla kahvesini içerek bir umut sembolü olmuştur. Ayrıca, Boşnak kardeşlerine yardım etmek için Türkiye’den ülkeye gelen tüm kurum ve kuruluşlarımıza cansiperane şekilde destek olmuştur.

Savaş döneminde verdiği, az önce izlediğimiz röportajında ne şahsının ne de mesai arkadaşlarının savaş koşulları altında çalışmaktan korktuğunu ifade eden Tufan, korkuyu cesaretin kardeşi olarak tanımlayarak Türk diplomatının cesaretini ve yılmaz asil duruşunu tüm dünyaya göstermiştir. Merhum Tufan’ın bu sözleri, bugün Türkiye Yüzyılı hedefleri doğrultusunda dünyanın dört bir yanında, her türlü zorlu koşullarda çalışan Türk diplomatları için bir ilham ve gurur kaynağı olmaktadır.

Bu ödül sadece bir nişan değil aynı zamanda rahmetli Büyükelçimizin göstermiş olduğu kararlılık, cesaret, adanmışlık ve insan sevgisinin bir sembolüdür. Büyükelçi

Yazının Devamını Oku