- New Jersey’in 12 bin nüfuslu Chatham beldesi Belediye Başkanlığı’na seçilen Tayfun Selen Malatyalı...
MEV ve MİAD’ın Arapgirli yönetim kurulu üyeleri, mesaja Selen ailesinin hangi kasabadan olduğunu da ekledi:
- ABD’de belediye başkanı seçilen ilk Türk olan Tayfun Bey, Arapgirlidir...
Selen, 8-9 yıl aradan sonra temmuz ayının ikinci yarısında İstanbul’a geldi, MİAD’ın Adnan Başdemir başkanlığı ve ev sahipliğindeki Yüksek İstişare Kurulu toplantısına da katıldı. Selen’in ABD’de benzin istasyonunda çalışmaktan belediye başkanlığına uzanan öyküsünü anlattığı toplantıda şu isimler yer aldı:
- Yunus Akdaş, Mustafa Küçük, Naci Ekşi, Hasan Hüseyin Yavuz, Serap Yaşar, İlhan Şahintürk, Hasan Yıldırım, Nuri Tuna, Kadir Eriş, Bilal Aslan, Vedat Toy, Kerem Kınık, Hakan Odabaşı, Yüksel Çengel, Mehmet Zeki Baykal, Kürşat Hacıevliyagil, Mahmut Güleçlier, Murat Gönültaş, Selin Yurdakul, Ali Osman Akat.
Chatham Belediye Başkanı Tayfun Selen, ABD’ye ilk gittiği yıllardan söze girdi:
- İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Mimarlık’tan 1992’de mezun oldum. 2-3 yıl İstanbul’da çalıştım. 1995’te ABD’ye gittim, geri döndüm. 1996’da yerleşmek üzere gittim. Cebimde 1100 dolar vardı.
- Bu fabrikanın arsa bedelinin ödemesi 15 Temmuz 2016 sabahı yapılmıştı. Darbe girişimi ve sonraki sıkıntılı süreç, PepsiCo’yu bu yatırımdan alıkoymadı.
Dünyanın dev gruplarından PepsiCo’nun bu tutumunun Türkiye’ye yaklaşımından kaynaklandığını belirtti:
- Türkiye’de her ne olursa olsun PepsiCo bu pazara inanıyor. Türkiye gibi bir pazara kısa vadeli bakılmayacağı bilinciyle yol alıyor.
PepsiCo’nun ABD’deki merkezinin bu tutumunda Türkiye’deki yönetim ekibinin de rol oynadığını kaydetti:
- Bağlı olduğumuz bölge başkanlığına, ABD’deki merkeze sunduğumuz planları, verdiğimiz hedefleri genelde tutturuyoruz. Bu durum, PepsiCo’nun ülkemize yatırım ve büyüme kararlarında etkili oluyor.
Grubun yatırımla ilgili tutumunu daha da netleştirmek için sorduk:
- 15 Temmuz gecesi hain darbe girişimi yaşanınca PepsiCo’nun merkezinden,
Contemporary İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Ali Güreli, 2.5 yıllık dönemde gerçekleşen ve yürüyen projelerle İstanbul’un dünyada iddialı bir kültür-sanat merkezine dönüşeceğini örneklerle anlatmış, ben de yazımda aktarmıştım.
Abdurrahman Gürsoy, söze Güreli’nin sıraladığı listedeki Büyük Çamlıca Camii kompleksinde açılacak “İslam Medeniyetleri Müzesi”nden girdi:
- İslam Medeniyetleri Müzesi’nde Sayın Cumhurbaşkanımızın himayesinde, Kültür ve Turizm Bakanlığımız ile koordineli, Hasan Bülent Kahraman’ın küratörlüğünde, ekibimizin yapım tecrübesiyle çok hızlı ilerliyoruz.
Müzenin sergileme alanının 15 bin metrekare olacağını belirtti:
- Burası Topkapı Sarayı ile eser paylaşımı katkısı ve özel parçaları ile muazzam bir çekim merkezine dönüşecek. Kültür-sanatımıza katkı sağlayacak.
Oradan İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne geçti:
- Restorasyonunun ilk bölümünü yıl sonuna tamamlayacağımız İstanbul Arkeoloji Müzesi 2020’ye hazır.
- Turizmden yılda 1 milyar dolar, yüksek öğrenimden de 1 milyar dolar gelirimiz var. Yani, bu iki sektör bizim için lokomotif. 2 milyar dolar, KKTC’nin ithalatını karşılıyor.
KKTC’de ilk açılan üniversitenin Doğu Akdeniz olduğunu anımsadı:
- Doğu Akdeniz Üniversitesi açılırken bir kesim ayağa kalktı, itiraz etti, “Küçücük ülkede böyle bir üniversite olur mu?” diye karşı çıktı. İyi ki Doğu Akdeniz ile kapı açılmış.
Halen 10 üniversitenin faaliyette olduğunu belirtti:
- 10 üniversitenin daha açılması gündemde. Gerçi YÖK yeni üniversitelerin açılmasına itiraz ediyor, kalitenin düşeceğini savunuyor. Kaliteyi düşürmeden de faaliyete geçebilirler.
KKTC’de halen 85 bin üniversite öğrencisinin eğitim gördüğünü kaydetti:
- 70 bine yakın üniversite öğrencimiz KKTC dışından. Bunların 45 bini Türkiye’den geri kalanı 3’üncü ülkelerden.
Turizm ve Çevre Bakanı
- Suriyeli mültecilerin kentinizde, ülkenizde sigortasız çalıştırıldığı gibi bir görüntü oluşmasın. Ülkenizin mülteciler için attığı güzel adımları bu konu gölgelemesin.
O dönemde Gaziantep Valisi olan Yerlikaya, Tusk’un bu sözleri üzerine düşündü:
- Ya buradan gol yersek.
İstanbul’da çalışmalara katılan ekibine çerçeveyi çizerken bu konuyu da gündemine aldı:
- Düzensiz göçe karşı tedbir alacağız.
- Mülteci de olsa kayıt dışı istihdama müsaade etmeyeceğiz.
Bu noktada İstanbul’a göçle ilgili verileri gözden geçirdi:
- İstanbul’da 533 bin 11 ikamet izinli, 2 bin 216 uluslararası koruma, 547 bin 716 geçici koruma kapsamında Suriyeli olmak üzere toplam 1 milyon 82 bin 943 yabancı var.
Türkmenistan’ın Garabogaz bölgesinde inşa edilen gübre fabrikasının temel atma törenindeydik. Ahmet Çalık, anahtar teslimi üstlendikleri gübre fabrikası projesinin 1.3 milyar dolara mal olacağını belirtti:
- Japon Mitsibushi Corporation Başkanı Ken Kobayashi ve Mitsubishi Heavy Industries Başkan Yardımcısı Terumasa Onaka ile imzayı attık. Birlikte Türkmenistan’a en büyük gübre fabrikasını kazandıracağız. Finansmanın yüzde 85’ini Japon Uluslararası İşbirliği Bankası karşılayacak. Fabrika 2018 Mayıs’ında üretime geçecek.
Ken Kobayashi de şu mesajı verdi:
- Çalık Holding bünyesindeki GAP İnşaat’la Türkmenistan’daki işbirliği bizi memnun etti.
Japon devlerinin Çalık Grubu şirketleriyle işbirliklerinden memnuniyetlerinin sözde kalmadığına İstanbul’da gerçekleşen “Altın Işıklar, Yükselen Güneş Nişanı ve Boyun Bağı” töreninde tanık olduk. Japonya’nın Ankara Büyükelçisi Miyajima, Çalık’ın sınırlarını zorlama cesaretine sahip yılmaz bir iş insanı olduğunu vurguladı:
- Çalık, Japonya-Türkiye arasında tam bir köprü görevi üstleniyor.
Japon şirketlerinin yöneticilerinin Çalık için kendisine ilettikleri yorumları tek tek aktardı:
* Son derece güvenilir, dürüst ve sözüne sadık.
- İstanbul Modern 2004 yılında açıldı. 2005’te de Sakıp Sabancı Müzesi ile Pera Müzesi kapılarını açtı.
2005 sonrasını düşündü:
- İstanbul, kültür-sanat altyapısına dönük yatırımlar açısından son 13 yılı neredeyse suskun geçirdi.
Ardından 2.5 yıllık dönemi kapsayan, bir bölümünün açılışı yaklaşan projelere dikkat etti:
- Başta Atatürk Kültür Merkezi (AKM), İstanbul Modern’in yeni yerine taşınması gibi adımlar olmak üzere İstanbul’u kültür-sanat alanında coşturacak bir fırsat doğuyor.
Söz konusu yatırımların devreye girmesiyle İstanbul’un dünyada ilk 5’e yükselebileceği kanısına vardı:
- İstanbul, bu gidişle iddialı bir kültür-sanat merkezine dönüşecek.
Danışmanı
- Bosch Grubu, Türkiye’de 100 yılı aşkın süredir faaliyet gösteriyor. Bosch’u Türkiye’ye ilk getiren kurucumuz Robert Bosch’un kendisi olmuş. 1970’li yıllardan beri de Türkiye’de üretimimiz var.
Doğrudan Volkswagen’le bağlantılı olmasa da Alman şirketlerinden Türkiye’ye yeni yatırıma gelmeyi düşünenlerden görüş soran olduğunda verdiği yanıtı paylaştı:
- Mercedes, Siemens, Bosch, MAN gibi Alman devleri uzun yıllardır Türkiye’de faaliyet gösteriyor, üretim yapıyor. Biz Türkiye’de bulunmaktan memnunuz.
Bosch Türkiye’nin 2018 verilerine işaret etti:
- Geçen yıl 19 milyar liranın üzerinde satış geliri elde ettik. TL bazında yüzde 26’lık ciro büyümesi gerçekleşti. İhracat gelirimiz ise 12.1 milyar lira oldu.
Ülke ihracatındaki ağırlıklarına dikkat çekti:
- Türkiye’nin toplam ihracatının yüzde 1.5’ini Bosch Grubu gerçekleştiriyor.
17 bin 59 kişiyi istihdam ettiklerini belirtip, yatırıma değindi: