- Burada şimdiye kadar ülkemize gelmemiş lüks bir otel markası olmalı.
Doğuş ve Galataport’taki küçük ortağı Bilgili Holding’in oluşturduğu ekip, Şahenk ve Bilgili liderliğinde otel markası araştırırken, farklı yabancı gruplar kapılarını çaldı. Bunlar arasında Peninsula Grubu da vardı. Peninsula Hotels’in bağlı olduğu Hong Kong-Shanghai Hotels’in CEO’su Clement Kwok başkanlığındaki bir ekip 2014 ilkbaharında Galataport projesinin gerçekleşeceği alanı görmeye geldi.
O günlerde gümrüklü sahaya giriş izni birkaç gün sürdüğü için Kwok ve ekibi tekne turuna çıkarıldı, Galataport alanı denizden gösterildi. Ayrıca Merkez Han’ın terasına çıkıp, karadan da alan incelendi. Kwok, tur sonrası sinyali verdi:
- Peninsula’nın burada olmasını isteriz.
Kwok, daha sonra Doğuş ve Bilgili yönetimine şu mesajı iletti:
- Patronumuz Michael Kadoorie de projenin gerçekleşeceği alanı bizzat görmek istiyor.
Kadoorie, Şahenk
- Philip Morris International Equity Partner (PMEP), grubumuzun girişimci şirketlerin inovatif projelerine yatırım sağlamak için kurduğu bir girişim sermayesi şirketi. PMI’ın kendi değer zincirine etki edebilecek girişim firmalarına yatırım yapmak için de 150 milyon dolarlık bütçe ayırdı.
PMEP’in dünyada 11 firmaya yatırım yaptığını irdeledi:
- PMEP, farklı ülkelerde kuracağı yatırım ortaklıklarıyla hem PMI’ın global vizyonuna hizmet edecek yenilikçi fikirlerle işimizi geliştirmeyi hem de yerli fikirlere yatırım yaparak ülkelerin ekonomisine katkı sağlamayı hedefliyor.
Philip Morris Türkiye’nin start-up’larla ilişkisini gözden geçirdi:
- Philip Morris Sabancı olarak değer zincirlerimizin dijital dönüşüm sürecinde yenilikçi çözümlerden destek almak için start-up’larla çalışıyoruz.
İşbirliği yapılan start-up sayısına dikkat etti:
- Geleneksel kanalda bayilerimizin kullandığı dijital platformumuzun geliştirilmesi için 10 farklı start-up ile işbirliği yapıyor, yeni projelere imza atıyoruz.
Ardından şu kararı verdi:
- Yeni nesil işveren sendikacılığı yapmalıyız. Endüstri 4.0 ve dijital dönüşümü dikkate alarak yeni yol haritamızı çizmeliyiz.
O dönemde bu yaklaşıma uygun atılan adımlardan biri şu oldu:
- MESS olarak kendi kaynaklarımızla bir teknoloji merkezi kuralım, üye şirketlerimizin hizmetine açalım.
Teknoloji merkezi konusunda hazırlıklar yapılırken işin çerçevesi büyüdü:
- Bir model fabrika kuralım. Özellikle KOBİ düzeyindeki üyelerimizin mavi yakalı çalışanlarının eğitimine kapı açalım.
MESS yönetimi “model fabrika” konusunu bir yandan üyelerine açarken, diğer yandan yer belirlemede şu yöntemi izledi:
- Model fabrikayı kurmak için önceliğimiz ucuz arsa değil, üyelerimizin çoğunluğuna mesafesi olacak.
Bu anlayışla adres belirlendi:
- Batı Afrika’daki ülkelerin yıllık çelik ithalatı 6 milyon tonu buluyor. Biz bu pazardan yüzde 10 pay alıyoruz. Bunu artırmak için bir plan yapalım.
Bunun üzerine ilk yaptıkları iş, söz konusu ülkelere dönük lojistik konusuna eğilmek oldu:
- Nijerya, Gana, Fildişi, Senegal, Kamerun ve Angola’ya çelik ihracatını artırmak için farklı bir lojistik planı yapmamız lazım.
Bölgeye çelik ihracatındaki navlun giderlerine bakıldı:
- Batı Afrika ülkelerine ton başına 60-70 dolarlık navlun bedeli, ihracat fiyatımızı da yukarıda tutuyor. Bunu indirmenin yolunu bulalım.
Dernek yönetimi ve üyeleri sonunda şu karara vardı:
- Batı Afrika ülkelerine lojistik maliyetini düşürmek için bir şirket kuralım. Şirkete hepimiz yüzde 1’er hisse ile ortak olalım.
Şirketin adı şöyle belirlendi:
Tarım Bakanlığı’nın da desteğini alan ASÜD, IDF’in her yıl farklı bir ülkede gerçekleştirdiği “World Dairy Summit”e (Dünya Süt Zirvesi) Türkiye’de ev sahipliği yapmak üzere ilk andan itibaren çalışmalara başladı.
İlk dönemde Ali Ülker’in, halen de Harun Çallı’nın başkanlığını yürüttüğü ASÜD, 2011’de IDF’deki üyeliği, sektörün çatı örgütü olan Ulusal Süt Konseyi’ne (USK) devretti. Çallı’nın 3 dönem başkanlığını yürüttüğü USK da IDF toplantılarına her gittiğinde talebini gündeme getirdi:
- Dünya Süt Zirvesi’ne ev sahipliği yapmak istiyoruz.
Derken hasretle bekledikleri karar, IDF’in 2016’daki toplantısında alındı:
- 2017 yılı Dünya Süt Zirvesi Türkiye’de yapılacak.
Ancak, USK ve ASÜD’ün 2017’de “Dünya Süt Zirvesi”ne ev sahipliği yapma sevinci kısa sürdü, IDF karar değiştirdi:
- Üyelerimiz terör tedirginliği yaşıyor. “2017 Dünya Süt Zirvesi”ni İrlanda’da yapacağız.
USK yönetimi, IDF’deki lobi çalışmalarını aralıksız sürdürdü. Dünya süt patronları, 2019 için kararını verdi:
Şirketin ismini Almanların Türklere genelde 3’üncü sınıf insan gibi bakmalarına da hırslanarak belirledi:
- “Koyun Bilir” diyerek yola çıktım. Şirketin adını KOBİL koydum.
KOBİL’i kurarken çocukluk yıllarında beynine kazınan uyarıyı anımsadı:
- İcat çıkarma...
Kendisiyle aynı kuşakta olanların çoğunun benzeri uyarılarla büyüdüğünü dikkate aldı, şirketin yol haritasını çizdi:
- KOBİL, icat çıkaracak.
Dijital güvenlik alanına odaklanan KOBİL’in kurucusu Koyun, 1994’te İstanbul’da şehiriçi ulaşımda kullanılan Akbil’in çipini üretti. Zamanla özellikle bankacılık ve finans sektörünün hizmetlerindeki işlemleri hem kullanıcı, hem de kurum açısından güvenli hale getirmeye odaklandı:
- Almanya Meclisi, Commerzbank, Allianz, UniCredit, Dropbox gibi bir çok kuruluşun dijital hizmetlerinin siber dünyada korunmasını sağlayan sistemi biz kurduk.
- Almanya’daki STK’lar, vakıflar ve düşünce kuruluşları ile sürekli irtibatta olup ekonomik ilişkilerin daha da güçlenmesinin kapısını hep açık tutmamız lazım.
Bu plana uygun olarak Almanya’da söz konusu örgütlerle ikili görüşmelerini sürdürdü, bazı toplantılar düzenlenmesinde rol oynadı. Bir ay önce Onursal Başkanlığını Almanya eski Başbakanı Gerhard Schröder’in yürüttüğü merkezi Berlin’de bulunan Yakın ve Ortadoğu Birliği’nin (NUMOV) toplantısına katıldı.
Toplantının ana gündem maddesi NUMOV’un kuruluş hedefine uygun belirlendi:
- Alman şirketleri ile Türk şirketleri özellikle Türkiye’nin yakın bölgesindeki 3’üncü ülkelere dönük birlikte neler yapabilir?
Toplantıya giderken Almanya Ekonomi ve Enerji Bakanı Peter Altmaier ile Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın geçen yıl ekim ayında Ankara’da Joint Economic Trade Committee (JETCO-Ekonomik ve Ticari Ortaklık Komitesi) kurulması için imza attıklarını notları arasına aldı.
Young, toplantıda öncelikle şu mesajı verdi:
- Türkiye’ye yatırım için en ideal zaman. Bunu, fiyat açısından söylemiyorum. Başta kaliteli insan kaynağı ve her sektör için yan sanayi ekosisteminin varlığı ve lojistik açıdan söylüyorum.
Sonra şu yorumu yaptı:
- Best Buy, Darty, ElectroWorld ülkemizde şansını denedi. Bazıları piyasada bir süre tutundu. Ancak, sonunda çekilme yolunu seçtiler.
MediaMarkt’ın işin peşini bırakmadığına dikkat etti:
- MediaMarkt, Türkiye’de işin peşini bırakmadığı gibi büyüme stratejisini de sürdürdü. Halen 74 olan mağaza sayımız, bu yılın sonunda 80’i bulacak.
Kendisinin MediaMarkt Türkiye İcra Kurulu Başkanlığı görevini devraldığı günlere döndü:
- Ben görevi devralırken 40 mağazamız vardı. 5 mağazayı kapattık. Daha sonra adım adım büyümeyi sürdürdük, 80 mağazaya doğru yol alıyoruz.
Son dönem tüketici davranışlarını irdeledi:
MediaMarkt mağazalarını yılda 5 milyon kişi ziyaret ediyor. İnternet sitemize 8 milyon kişi giriyor.
Müşterilerimiz yılda 1.5 kere alışveriş yapıyor.