Paylaş
Yapay zekâ geliştirmek için yeterli algoritma bilgisine sahip olmak, geniş dil modellerine erişim, veri setlerini işleyebilme ve büyük veriyle çalışabilme pratiği... Hepsi ve dahası, marifetli bir yazılımcının yapay zekâyla ‘oynamaya başlaması’ için ihtiyaç duyacağı yetiler arasında. Yine de günün sonunda tek bir şeye ihtiyacınız var: Bir süperbilgisayara. Microsoft, Apple, IBM ve Google gibi devlerin veri tarlalarında çalışan sunucuların en düşük donanımlısı bile en canavar oyun bilgisayarından 5-10 kat güce sahiptir. Düne kadar yapay zekâ geliştirmek için güçlü veri merkezlerine erişim dışında fazla bir seçenek yoktu. Şimdiyse, tarihte bir dönüm noktası yaşanıyor ve ‘kişisel süperbilgisayarlar’ hayatımıza girmeye hazırlanıyor.
Nvidia’nın deri ceketli CEO’su Jensen Huang geçen hafta ‘Digits’ adlı yeni masaüstü süperbilgisayarın tanıtımıyla Consumer Electronic Show (CES 2025) fuarında basının karşısındaydı... GB10 Grace Blackwell adlı süperçipe sahip bilgisayar, imkânı olan herkesin evinde-ofisinde yapay zekâ geliştirebileceği bir devrin kapılarını aralıyor. 3 bin dolar fiyat etiketiyle mayısta piyasaya çıkacak bilgisayarın 128 GB önbelleği ve 4 terabyte disk kapasitesi var.
Üst-orta sınıf profesyonel oyun bilgisayarlarıyla aynı fiyatlara sunulan Nvidia’nın süperbilgisayarı, 200 milyar parametrelik bir geniş dil modelini (LLM) tek başına çalıştırabilecek donanıma sahip. Wired’ın kıyaslamasına göre şu anda bu işlem gücüne ancak Microsoft gibi bir bulut sunucusundan kiralamayla erişim mümkün. Eğer iki Digits bilgisayarı yüksek hızlı bağlantıyla birbirine eşlenirse, Meta’nın açık kaynaklı Llama modelini tek başlarına çalıştırabilecek güce ulaşıyorlar. Llama, 405 milyar parametresiyle dünyadaki en kapsamlı AI veri setlerinden biri.
İŞLER HIZLANIYOR
Böylesi işlem gücünün oyun bilgisayarı bütçesiyle sunulması, yapay zekânın ilk yılları için fazlasıyla hızlandırıcı bir gelişme. Jensen Huang açılış konuşması öncesi yaptığı açıklamada “Her veribilimcinin, yapay zekâ araştırmacısının ve öğrencinin masasına bir yapay zekâ süperbilgisayarı yerleştirmek, onların yapay zekâ çağını şekillendirmelerine ve bu çağa katılmalarına olanak tanır” dedi.
En sade ifadesiyle Digits kullanan bir yazılımcı, ChatGPT-4 veya Google Gemini’ın basit kabiliyetlerine sahip bir yapay zekâ geliştirebilecek. Madalyonun diğer yüzündeyse tahmin edileceği üzere art niyetli aktörler var. Bilgisayar korsanlarının büyük veriye iştahını kabartacak olan süperbilgisayarlar, sahte kimlik oluşturma, gerçek insanların ses ve görüntülerini taklit ederek dolandırıcılık ve karmaşık sistemleri hack’leme gibi yöntemleri de yapay zekâ marifetiyle güçlendirebilecek.
Süperbilgisayarların kişisel kullanıma sunulması, bilişim sektörü için de tarihi bir ilk anlamına geliyor. Endüstride yeni bir segment başlarken AI desteğiyle yepyeni buluşlar, çözümler, kolektif yapılar ve topluma faydalı sistemler geliştirilebilirse, insanlığın önünün açılma potansiyeli de taşıyor.
Her halükârda kaderimize dokunacak olan bu gelişme, yapay zekânın geleceğin vazgeçilmez bir parçası olacağını tasdikliyor...
IT DEPARTMANLARI İÇİN ALTIN ÇAĞ
Büyük veri kullanan tüm sektörler için kolayca satın alınabilir süperbilgisayarlar önemli bir rekabet avantajı demek. Elbette bu gücü yönetebilecek, büyük veriyi kullanışlı bilgiye dönüştürebilecek bilgi teknolojileri (IT) departmanları sayesinde… Piyasa verilerini analizden kaynak yönetimine, müşteri ilişkilerinden insan kaynakları (İK) ölçümlerine kadar birçok alanda ihtiyaca özel yapay zekâ geliştirme imkânı doğacak. Şirketlerin kendi ihtiyaçlarını karşılayan ‘AI ajanları’ geliştirebilen takımlarsa sektörün muhtemelen en çok kazanan ve rağbet görenlerinden olacak. Huang tanıtım konuşmasında, AI ajanlarını geleceğin şirket çalışanlarına benzeterek: “Birçok açıdan, her şirketin IT departmanı gelecekte yapay zekâ ajanlarının İK departmanı olacak” dedi ve ekledi “Gelecekte yapay zekâ ajanlarını çalıştıracak, geliştirecek, işe alacak ve iyileştirecekler.”
Paylaş