Paylaş
Uyanır uyanmaz kahvaltı etme alışkanlığının son yüzyılda yaygınlaştığını biliyor muydunuz? Günlük yaşantımıza yerleşen pek çok düzen çalışma sisteminin verimliliğini korumayı amaçlıyor. Geçen yüzyılın başlarında ortaya çıkan açık ofisler önce takım ruhunu destekleyen ve iletişim kolaylığı sunan modern bir çalışma ortamı vaat ediyordu. Ancak bütün çalışanların kontrol altında olmasına da imkân sağlıyordu.
Günün birinde herkesin ofisten uzak durması gerekeceğini elbette kimse hesap etmemişti. Evden çalışmayı zaruri kılan pandemi tüm düzeni baştan aşağı yenilerken çalışanların gözetilmesine de yeni bir boyut getirdi. Batı ülkelerinde evden çalışanların mesai saatlerinde ne yaptığı özel yazılımlarla takip ediliyor... Hatta çalışanlarını casus gibi izleyen kurumların varlığı kanıtlandı... Durumu fark eden çalışanlar da kendi yöntemlerini geliştirince iş kedi-fare oyununa döndü.
Verimlilik hep ölçülüyordu ama...
Yöneticiler çalışanlarını ‘izlendikleri’ konusunda bilgilendirdiği müddetçe sorun yok. Personelin verimliliğini ölçen yazılımlar uzun zamandır insan kaynakları servislerince kullanılıyor. Çalışanlar belirli görevlere ne kadar zaman harcadıklarını yazılımlar aracılığıyla amirlerine raporlayabiliyor. Kimi yazılımlar da süreci otomatik olarak takip ediyor... Buraya kadar her şey normal. Gelgelelim evden çalışan her personel işvereni tarafından izlendiğinin farkında olmayabiliyor. Wired dergisinin haberine göre özellikle ABD’de kimi kurumların personeline evden çalışması için dağıttığı bilgisayarlarda casus yazılımlar yer aldığı fark ediliyor. Yazılım, rastgele aralıklarla bilgisayarın ekran görüntülerini kaydediyor. Çalışan kaytarıyorsa veya sosyal medyada oyalanıyorsa belli oluyor. İşi daha da ileri götürüp klavyenin her tuşunu kaydeden yazılımlar dahi kullanılıyor. Bu durumda arama geçmişlerini ve ara belleği silmek veya gizli modlar kullanmak kâr etmiyor.
Çalışanlarını şeffaf biçimde izleyen ve azami kontrol sağlamak isteyen işverenlerse daha radikal çözümleri tercih ediyor. Normal düzende verimlilik odaklı çalışan yazılım araçları pandemi sürecinde gözetleme sistemlerine dönüştürülebiliyor. Örneğin ekip çalışması için tasarlanan ve masaüstüne canlı bağlanma imkânı sağlayan bir yazılım gözetleme amaçlı kullanıldığında çalışanın her yaptığının sürekli izlenmesine olanak veriyor.
Personeline güven duyan kurum da var
Etik açıdan tartışmalı boyuta gelen izleme meselesinde ayarı güven faktörü belirliyor. Personeline güvenen kurumlar çalışanların raporlamasıyla yetiniyor ve sadakati yıpratacak baskıcı uygulamalardan kaçınıyor. Çalışan izleme sistemleri geliştiren Teramind şirketinden Isaac Kohen, Recode.com’a verdiği röportajda çalışanlar için mahremiyetin öneminden söz ediyor: “Eğer çalışanın mahremiyet hakkını göz ardı ederseniz yasal risklerin yanı sıra aranızda uçurumlar oluşmasına ve güven kaybına sebebiyet verirsiniz.”
Görünen o ki uzaktan çalışma pratiği iş dünyasında öngörülenden çok daha fazlasını değiştirecek. Farklı dinamikler insan ve kurumlar arasındaki duygusal bağları yeniden düzenlerken, her şeyin ötesinde ‘ne için çalıştığımızı’ da yeniden düşünmeye başlayacağız.
Çalışanlar da ‘boş değil’
Kendilerini sürekli gözetleyen patronlarından bunalan personel de kendi yöntemlerini geliştiriyor. Çalışan izleme yazılımlarına olduğu kadar anti-izleme yazılımlarına da talep arttı. Örneğin iş odaklı mesajlaşma platformu Slack’teki bir açığı kullanan ‘Presence Scheduler’ yazılımı, çalışanı sürekli çevrimiçi gösteriyor.
Teknolojiye hâkim kullanıcılar bilgisayarlarına ‘sanal makine’ yükleyerek sistemi ikiye ayırabiliyor. Böylece işleri ve izleme programlarıyla bilgisayarın geri kalanı arasına çit çekmiş oluyorlar. Bir pencerede çalışırken diğer pencerede istediklerini yapabiliyorlar. İzlenmeye karşı ‘Zihni Sinir’ çözümleri geliştirenler de var. Reddit’te paylaşılan “Nasıl sürekli çevrimiçi olunur?” başlıklı videoda bilgisayar başından kalkan çalışanın fareyi hareketli vantilatöre bağlayarak ekranı sürekli açık tutmayı başardığı görülüyor.
Paylaş