Paylaş
Çok değil, birkaç sene önce yaygınlaşması 10 yılı bulur denen uzaktan çalışma ve sanal eğlence teknolojileri birkaç ayda hayatımızın vazgeçilmezi oldu. QR kod ve temassız sistemler gibi geçmişte tam yerini bulamayan mikroteknolojilerse günlük yaşamın standardı haline geldi. Gelin, pandemiyle hayatımızın nasıl bir çırpıda dijitale taşındığını örnekleriyle hatırlayalım.
Metaverse çevrimiçi dünyada yeni bir çağı başlattı.
Video konferans: Pandemi sürecinin şampiyonu şüphesiz herkesin kullandığı Zoom. Evet, video konferans uygulaması Zoom’a çok şey borçluyuz. Neyse ki alma verme dengesinde bir eksiklik yok; pandeminin yalnızca ilk yılında Zoom kullanıcıları 10 milyondan 300 milyona yükseldi. 2018’in ilk çeyreğinde 18 milyon dolar geliri olan Zoom’un sadece 2021 son çeyreğindeki geliri 882 milyon dolar. Microsoft Teams, Google, Slack gibi uzaktan çalışmayı destekleyen tüm platformların üye sayıları, pandeminin ilk haftalarında adeta roket gibi fırladı. Talebi göğüsleyebilenler yani sistemlerini hızla geliştirebilenler, şahlanırken teknik anlamda yetişemeyenler çuvalladı. Uzaktan çalışma pratiği artık iş yaşantımızın vazgeçilmez bir parçası oldu. Süreci öngörerek hızlı uyum sağlayan, hatta daimi olarak uzaktan çalışmaya geçen bilişim şirketleri kârlılığını arttırırken pandeminin bitmesini ve ofise dönmeyi bekleyen hantal yapılar zarar etmeye başladı. Pandemi iş yaşamına bakışı da değiştirdi ve birçok insanı kendi çevrimiçi işini kurma konusunda yüreklendirdi.
Yoga ve fitness eğitmenleriyle öğrencileri bu sürece en hızlı adapte olanlardı.
Temassız teknolojiler: Hiçbir şeye dokunmak istemediğimiz günler geçirirken halihazırda mevcut fakat yaygın kullanılmayan teknolojiler imdadımıza yetişti. Milyarlarca banka kartı hızla temassıza geçti. QR kod, bazı sektörlerin ve dijital reklam kampanyalarının haricinde fazla kullanılmazken bir anda her yer QR kod doldu. İyi de oldu; kâğıt tüketimi azaldı, içerik sunmak ve güncellemek kolaylaştı. Sesle aktive olan mekanizmalar, açılan kapanan sensörlü sistemler ve akıllı asistanlar, ışıklar vb. çoğaldı, çevremiz daha fütüristik bir havaya büründü.
Çevrimiçi alışveriş artık gündelik hayatın bir parçası oldu.
Uzaktan eğitim ve çevrimiçi kurslar: Karantinayla birlikte eğitim de evlere taşındı. Öğrenciler için her ne kadar bunaltıcı bir süreç olsa da uzaktan eğitim kısa sürede hayatın normlarından birine dönüştü. Ulaşılmaz gibi görünen eğitim kurumlarına, yurtdışındaki üniversitelere, kütüphanelere erişimin yolu açıldı. Evde bolca vakti olan milyonlarca insan yeni meziyetlere kavuşmak ve profesyonel kabiliyetlerini geliştirmek için çevrimiçi eğitim platformlarına hücum etti. Udemy, Skillshare, Coursera gibi hemen her konuda eğitim sunan platformlar talep patlaması yaşadı. Aynı zamanda birçok insan çevrimiçi kurs vererek gelir elde etme imkânı buldu. Hatta alanında iyi olan ve teknolojiyi doğru kullananlar, gerçek ortamda hayal edemeyecekleri finansal başarılara ulaştılar.
Fitness ve kişisel gelişim: Karantina sürecinin vurduğu sektörlerin en başında eğlence yerleri gelirken spor salonları, yoga merkezleri de süreçten fazlasıyla etkilendi. Teknoloji burada da imdada yetişti ve fitness uygulamaları, internet bağlantılı spor aletleri ve sanal spor salonları sayesinde evler gym’lere dönüştü. Yoga ve pilates eğitmenleri çevrimiçi ortama çok hızlı uyum sağladı. Bugün salonlar açık olduğu halde halen çevrimiçi seanslar büyük ilgi görmeye devam ediyor. Fitness eğitmenleri de çevrimiçi daha fazla insana ulaşma imkânı buldu. Pandeminin ilk yılında yalnızca ABD’de 350 bin fitness eğitmeni sanal sınıflara geçti.
Telesağlık, 3B yazıcılar: Sosyal mesafe sürecinde telesağlık uygulamaları kullanımı, uzaktan muayene ve doktor randevuları büyük bir hızla artış gösterdi. Sağlık ve bağışıklık konusu herkesin gündeminde olunca akıllı saatler gibi sağlık durumunu gerçek zamanlı takip eden cihaz ve uygulamaların kullanımı yaygınlaştı. Pandeminin ruh sağlığına etkileri ve yaygınlaşan depresyon, teleterapi uygulamalarına talebi de arttırdı. İlk aylarda solunum cihazı ve tıbbi gereçlere artan anormal talebi karşılamak için 3 boyutlu yazıcılar devreye girdi. Böylece pandemi öncesinde bir türlü beklenen atılımı yapamayan 3B yazıcı teknolojisine yeniden ilgi başladı.
Temassız ödeme yöntemleri yaygınlaştı.
Kripto para ve alışveriş: Hayatın tümden internete taşınması kripto paraların da yolunu açtı. Dijital sanat eserleri, NFT teknolojisiyle yatırım aracına dönüştü. Çevrimiçi alışverişte patlama yaşandı, internetten alınamayacağı düşünülen her tür ürün hakkında tabular yıkıldı. Ürün depolamaya gerek olmadan alıcı ve satıcı arasında köprü kuran ‘dropshipping’ ticaret modeli, on binlerce insan için yeni ve kârlı bir gelir kapısı haline geldi. Getir gibi çevrimiçi marketler hızla yayıldı, ülkeye sığmayıp Avrupa’ya da genişledi.
Microsoft Teams ve Zoom sayesinde uzaktan çalışmak kolaylaştı.
Sanal eğlence ve metaverse: Sosyalleşmek ve eğlenmek için ekranlardan başka imkân kalmayınca insanlık sosyal medya platformlarını adeta sömürmeye başladı. YouTube yayını yapanlar çoğaldı, podcast yayınları katlanarak arttı, sesli kitaplara ilgi başladı. Influencer’lar daha popüler oldu ve bu iş bir meslek sayılmaya başladı. Pandeminin sonuna geldiğimiz, uzaktan sosyalleşme ve çalışmaya tamamen alıştığımız noktada metaverse ortaya çıktı ve çevrimiçi dünyada yeni bir çağ başladı.
Paylaş