Paylaş
Küresel ısınmaya bağlı iklim değişikliğinin etkilerini azaltmaya yönelik teknolojik girişimlere ‘iklim teknolojileri’ deniyor. Bloomberg Green’de yayımlanan yeni bir makaleye göre iklim teknolojileri, son yılların en hızlı büyüyen yatırım alanlarından biri. ‘Etki yatırımı’ (impact investment) adı verilen bu yatırımlar risk sermayesiyle yönetiliyor. Söz konusu etki, karbon emisyonlarının çevreye etkisini ifade ediyor. İlginç olansa herhangi bir endüstrinin çevreye ve iklime olumsuz etkisi ne kadar büyükse, bunu telafi etmeye yönelik girişimlerin bir o kadar kârlı hale gelmesi. En belirgin örneği taşımacılık ve ulaşım. Elektrikli scooter, elektrikli bisiklet gibi mikro mobilite araçları, tüm iklim teknolojisi yatırımlarının yüzde 63 kadar büyük bir oranını kapsıyor.
Küresel Sürdürülebilir Yatırım Birliği’nin son raporuna göre tüm dünyada sürdürülebilirlik üzerine yatırımların hacmiyse 35.5 trilyon dolara ulaşmış. Bunların içinde söz konusu iklim teknolojilerini kapsayan pazar 2013-2019 arasında muazzam bir büyüme sergileyerek
5 katına erişmiş. Yapay zekâ gibi popüler bir alanı bile 3’e katlayan iklim teknolojisi girişimlerine yönelik riskli sermaye yatırımlarında, geçen yılın verilerine göre 60 milyar dolarla başta gelen ABD’yi Kanada, Çin ve Avrupa izliyor. ABD ve Çin’de yapılan yatırımların en büyük bölümü mobilite ve taşımacılık faaliyetleri...
İklim teknolojileri çoğunlukla insanlığın yararına olsa da bazı çözümler uzun vadede daha büyük sorunlara yol açma riski taşıyor. Geçen aylarda yer verdiğimiz jeolojik mühendislik çözümleri bunlardan biri.
ÇİN HAVAYI MODİFİYE EDİYOR
Jeo-mühendislik, yeryüzündeki karbon emisyonlarını azaltmaktan ziyade doğrudan iklimin kendisini ve doğal koşulları modifiye etmeye yöneliyor. Bu hafta Futurism blog’undaki bir habere göre Çin, kendi menfaatine iklimi değiştirmeyi başaran ilk ülke oldu. Güney Çin Sabah Postası gazetesinin haberine göre araştırmacılar, Çin’in geçen yaz yapılan ulusal kutlamalar esnasında havayı başarılı biçimde değiştirdiğini doğruladılar. Biliminsanlarına göre Çin, tartışmalı bir yöntem olan ‘bulut tohumlama’ teknolojisini kullanmış. Gümüş iyodür parçacıklarının bulutlara ateşlenmesiyle su damlacıkları bir araya toplanıyor ve hava durumunu kontrol etmek mümkün oluyor. Çin, hava modifikasyon programını 2025’e kadar yaklaşık 9 milyon kilometrekarelik bir alana genişletmeyi planlıyormuş. Hindistan’ın yüzölçümüne denk gelen devasa büyüklükteki alanın iklimine yapılacak müdahale, Çin’in havasını dengelerken komşu ülkeler için tam tersi yönde, büyük fırtınalara ve sel felaketlerine yol açabilir.
KISA KISA
DÜNYANIN KARA KUTUSU TAZMANYA’DA
Dünya bir gün başımıza çöker ve medeniyetimiz yok olursa geriye bizden ne kalır? Toprak altında keşfedilen antik medeniyet kalıntıları biraz fikir veriyor ancak nasıl olup da ‘yok olma’ durumuna geldiklerini çoğunlukla açıklamıyor. Neyse ki bizim medeniyetin buna da bir çözümü var: Dünyanın kara kutusu! Uçak kazalarının incelenmesine yarayan kara kutulardan ilham alan biliminsanları, Avustralya’nın Tazmanya Adası’nda ‘Earth Black Box’ isimli bir proje başlatmışlar. Yekpare çelikten üretilecek büyük kaya parçası şeklindeki kara kutu, atmosferdeki karbondioksit seviyesi, okyanus sıcaklıkları ve enerji tüketimi gibi verileri sürekli olarak hard disklere depolayacak. Aynı zamanda sosyal medya ve haber başlıklarını takip ederek iklim değişikliğiyle ilgili gelişmeleri kaydedecek. Fikrin sahipleri, eylemlerinin veya eylemsizliklerinin kaydedildiğini ve bunun gelecek medeniyetlere aktarılacağını bilmenin politikacılar ve iş dünyası liderleri üzerinde etki yaratabileceğine inanıyorlar... Peki, dünyanın mahşer gününü bekleyen bir kara kutu sizi nasıl etkilerdi? Yakından görmek için earthsblackbox.com sitesini ziyaret edebilirsiniz...
Paylaş