Paylaş
Pandeminin etkilerinden kurtulmak için basılan paralar, pandemi sonrası artan talebe arzın yetişememesi de eklenince, enflasyon olarak karşımıza çıktı. Sadece Türkiye’de değil üstelik, tüm dünyada. Ayrıca enerji ve tedarik krizleri de ekonomileri zor duruma soktu. Herkes bu işlere çözüm ararken bir yandan da küresel ısınma ve iklim değişikliği nedeniyle daha az tüketelim anlayışı öne çıkmaya başladı. Hal böyle olunca işler daha karışık bir hal aldı.
Tüketip ekonomileri canlandırmak mı gerekli? Yoksa daha az tüketip Dünya’yı kurtarmak mı?
*
Zor bir ikilem ve kapitalist sistemde çözümü çok da kolay değil. Ancak sistem kendince bir yol buluyor gibi. “Yeşil Ekonomi” ile yeni bir büyüme perspektifi çiziyor sistem kendine. Kömürün yerine güneş ve rüzgarı, içten yanmalı araçların yerine elektriklileri, kullan atların yerine çok seferlik ürünleri özendiriyor. Haliyle bu da sisteme yeni bir dinamizm veriyor. Eski ekonomik sistem yıkılırken haliyle sancılar da oluyor. Yeni süreçlere göre doğru kararlar alan, ayakta kalıyor. Ya da sisli bir denizde gemisini karaya ulaştıran en iyi kaptan oluyor.
Hiç de kolay değil. Bir yandan giderek ısınan Dünya’nın ateşini düşürürken, diğer yandan da para kazanmaya ve bunun dağıtımını da doğru yapmaya çalışacaksınız.
*
İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, BUSİAD Yeşil Bursa Çalışma Grubu çevrim içi toplantısında, “Dünya’nın mikrop kaptığını bu mikrobun da insan olduğunu ifade ederek, insanın çevresine nasıl zarar verdiğine dikkat çekiyor. Peki ama ne yapacağız. Kadıoğlu, yeni koşullara göre hayatın planlanmasını öneriyor. Küresel ısınmaya göre tüketimin, mesleklerin, kentlerin, tarımsal politikaların, kısaca her şeyin yeniden planlanması gerektiğini söylüyor.
Hala eski yağış verileriyle kentlerin ve tarımsal üretimin planlanamayacağını belirten Kadıoğlu, Uludağ’da bile kar örtüsün 600 metre daha yukarı çıkabileceğini ifade ediyor.
Yani bir yandan küresel ısınmaya karşı çözümler üretirken, diğer yandan kaçınılmaz gerçeğe göre planlamalar da yapmalıyız. Kapitalist ekonomik sistem görünür gelecekte var olacağına göre, yeni büyüme stratejisi de “Yeşil Ekonomi” ve “Dijital Dönüşüm” üzerine olacak.
Yeni trend yeşil ekonomi olduğuna göre 5 yıldır ağırlıklı bu konu hakkında yazdığımız yazılara da devam edeceğiz demektir. Ancak gerçek dönüşümün bireylerde başladığını da unutmayalım. Bizler ne isek toplum da o olacaktır. Zamanın ruhunu, o ruhu önceden içselleştiren insanlar belirler unutmayalım.
Kalın sağlıcakla.
Paylaş