Yazarlar da uçar!

Bir kargo şirketinde pilot olarak çalışan Antoine de Saint-Exupéry, And Dağları çevresinde kaybolan yakın dostu Henri Guillaumet’yi kurtarmak için harekete geçer. Pablo Agüero imzalı ‘Saint-Ex’, ‘Küçük Prens’in yazarının hayatından bir kesiti aktarırken şiirsel bir havada seyreden, görselliğiyle dikkat çeken bir yapıt olmuş. Filmde başrolleri Louis Garrel, Vincent Cassel ve Diane Kruger paylaşıyor.

Haberin Devamı

Fransız Aéropostale şirketinin pilotları olarak Henri Guillaumet ve Antoine de Saint-Exupéry, 1930’lu yıllarda Arjantin’de, And Dağları üzerinden kargo taşırlar. Bir sefer sırasında Saint-Exupéry uçuş rotası dışına çıkar ve nihayetinde zor da olsa okyanusa inmeyi başarır. Ne var ki Potez 25 tipi uçağı (1920’lerde Fransa’da tasarlanan tek motorlu model) dibi boylarken bir adaya sığınır ve Henri tarafından kurtarılır. Şirket bu olay sırasındaki uçağın kaybı dolayısıyla eleman eksiltmek de dahil birtakım kısıtlamalara gider. İkili, daha verimli çalışma adına farklı yollar denerken Henri Guillaumet tek başına zorlu bir yolculuğa atılır. Fakat akabinde kendisinden haber alınamaz. Mendoza’daki merkezde çalışan eşi Noëlle, kocasının bulunması için çabalarken Saint-Exupéry de yakın dostunu aramak için havalanır…

Haberin Devamı

Bütün zamanların en çok okunan ve bilinen yapıtlarından ‘Küçük Prens’in (Le Petit Prince) yazarı Antoine de Saint-Exupéry 20’li yaşlarında pilot eğitimi almış; Avrupa, Afrika ve Güney Amerika’da havayolu kargo şirketleri için çalışmıştı. 2. Dünya Savaşı esnasında Fransız Hava Kuvvetleri’ne katılarak keşif uçuşlarında görev yapan Saint-Exupéry’nin uçağı 31 Temmuz 1944’te Korsika üzerinde kayboldu ve bir daha kendisinden haber alınamadı. Bu esrarengiz sonla birlikte eserlerine olan ilgi artarken her daim merak edilen, ilgi duyulan, zamana direnen kült bir yazara dönüştü… Arjantin’de doğan, daha sonra Fransız vatandaşlığına geçen ve halen Paris’te yaşayan Pablo Agüero, yukarıda konusunu özetlediğim son çalışmasında yazarın iki önemli yapıtı ‘Vol de nuit’ (Gece Uçuşu) ve ‘Terre des hommes’u (Bizde ‘Yel, Kum ve Yıldızlar’ çevirisiyle yayımlandı) harmanlayarak kurgusal bir öykü anlatmış.Yazarlar da uçarFilmde Noëlle Guillaumet’yi Diane Kruger, Saint-Exupéry’yiyse Louis Garrel canlandırıyor.

Çizgi roman tadında

Film elbette gerçeklere, yaşananlara ve söz konusu romanlara yer yer yaslanıyor ama Agüero’nun asıl derdi ‘Küçük Prens’in yaratıcısının hayatından bir kesiti şiirsel, hayal gücüyle donatılmış kimi dokunuşlarla sinemaya taşımak olmuş. Peki, bu amacın üstesinden geliniyor mu? Doğrusunu söylemek gerekirse hikâye çok güçlü değil ama zaten dert, metinden ziyade etkisini görsellikle sağlamak isteyen bir ‘saygı duruşu’ gibi geldi bana. Filmin adı kuşkusuz biyografik çağrışımlar sunuyor ama bu yapım gerçekçi çizgilerden ziyade hayal gücünün peşinde koşan ve bu arada sıkı bır dostluğun gerekliliklerini yerine getirmek için çabalayan, nahif, meselelere şiirsel yaklaşan bir karakterin profili üzerinde duruyor. Son derece katı bir kapitalist işleyişe sahip şirkette ‘zalim’ bir patrona hizmet eden hikâyenin kahramanları bir anlamda yüreklerinin götürdüğü yere gitmeye çalışıyorlar…

Haberin Devamı

Saint-Exupéry’nin Guillaumet’yi arayışını kimi geri dönüşlerle kardeşi François’nın ölümüne bağlayan ve “Bir kardeşimi daha kaybedemem” motivasyonuyla hareket ettiğine vurgu yapan ‘Saint-Ex’in en güzel yanı elbette görüntü yönetmeni Claire Mathon’un etkileyici kadrajlarıolmuş.

Oyunculuklara gelince; Louis Garrel, zaman zaman hayal gücünü devreye sokan, çocuksu Antoine de Saint-Exupéry’yi rahatsız etmeyen bir tonda perdeye taşımış. Vincent Cassel de Henri Guillaumet’de ortalamayı tutturuyor ama Fransız kamuoyu kendisini canlandırdığı karakter için yaşlı bulmuş (ki haklılar, Saint-Exupéry 1900, Guillaumet 1902 doğumluydu). Noëlle Guillaumet’deyse Diane Kruger kısa bir rolde karşımıza geliyor.

Haberin Devamı

‘Saint-Ex’in benim için en çarpıcı yanı Saint-Exupéry’nin Guillaumet’yi ararken
acil iniş pistlerinden birinde rastladığı ve onunla uçmak isteyen çocuğa sunduğu çözümdü: “Seni yanıma alamam ama not defterime seni temsil eden bir karakter çizip ekliyorum, böylece gittiğim her yere seni de götüreceğim.” Sonuç itibariyle Pablo Agüero’nun yapıtı yer yer çizgi roman tadı da taşıyan, görselliği ve şiirsel çabalarıyla dikkat çeken bir çalışma olmuş.Yazarlar da uçarPopeye the Slayer Man
◊ Yönetmen:
Robert Michael Ryan
◊ Oyuncular: Jason Robert Stephens, Sean Michael Conway, Elena Juliano, Mabel Thomas, Marie-Louise Boisnier, Jeff Thomas, Steven McCormack,
Angela Relucio
ABD yapımı

Haberin Devamı

Ispanağından kan damlıyor…

Eski bir ıspanak konservesi üreten fabrika, burayı satışa çıkaran rantçı bir profil, tesisi satın alıp yıkarak yeni bir bina dikmeye hevesli girişimciler vs… Ama öte yandan bu harap işletmeyi mesken ettiği düşünülen gizemli bir karakter ve bu efsanenin varlığını sorgulayarak belgeselini çekmeye çalışan bir grup genç…

‘Popeye the Slayer Man’ çocukluğumuzun çizgi film kahramanı
‘Temel Reis’ anlatısını son derece kanlı bir korku çabası üzerinden yeniden üretmeye çalışıyor. Hoş, burada ne kahramanın sevgilisi Safinaz ne de ezeli rakibi Kabasakal var ama piposuyla tipoloji aynı. Öte yandan film boyunca ‘Temel Reis’, yani orijinal isim olan ‘Popeye’ hiç kullanılmıyor. Robert Michael Ryan’ın yönettiği, Ryan’ın yanı sıra John Doolan, Cuyle Carvin ve Jeff Milller’ın senaryosunu kaleme aldığı yapım altmetninde kimi göndermelerde bulunuyor (rant hırsı, radyoaktif etkiye sahip zehirli ıspanağın yarattığı canavar, eril söyleme karşı duruş vs.) ama genel çizgileriyle çok çok zayıf bir çalışma ‘Popeye the Slayer Man’. Ana karakter, içinden en küçük bir kötülük geçeni ortadan kaldırıyor hatta paramparça ediyor. Vahşet düzeyi yüksek, son derece kanlı filmlere literatürde ‘Gore’ deniyor, ‘Popeye the Slayer Man’ ‘Gore ötesi’ bir noktada duruyor (meğerse bu tür yapımlara da ‘splatter’ deniyormuş, ben de yeni öğrendim). Sonuç olarak kâğıt üzerinde ilginç bir fikre sahip ama uygulamada vasat çizgisine bile ulaşamayan bir yapım.

Haberin Devamı

Meraklısına: ‘Popeye’ karakterini ilk kez 1980’de Robert Altman sinemaya uyarlamış, söz konusu yapımda ‘Temel Reis’i ‘rahmetli’ Robin Williams canlandırmıştı.Yazarlar da uçar

Ve diğer seçenekler

Üç sıkı arkadaş, tarihi değeri olan bir sarımsak döveceğini bulmak için Gaziantep’e gider ve orada tesadüfler sonucu başka hayatlar yaşamaya başlarlar. Ama aradıkları ‘define’ye ulaşma hedefleri hiçbir zaman gündemlerinden kalkmaz. ‘Sonradan Gurme’yi Hamdi
Alkan yönetmiş, oyuncular Timur Acar, Aslıhan Güner, Orhan Uslu, İlker Aksum, Ali Çatalbaş, Mihriban Er, Metin Yıldız.

Haftanın menüsündeki diğer yapımlar şöyle: ‘Efendiler’ (Yön: Selçuk Aydemir), ‘Evli Mutlu Çocuklu’ (Yön: Ulaş Çobancı), ‘Amigdala’ (Yön: Özgür Sarı), ‘Cinn-i Zifir’ (Yön: Özlem Yiğit), ‘Diş Perisi Masalı’ (A Tooth Fairy Tale / Yön: Michael Johnson), ‘Kaçak Fil’ (Hitpig! / Yön: Cinzia Angelini-David Feiss). Bu arada sinema tarihine ilişkin birçok soruşturmada ‘Tüm zamanların en iyi filmi’ seçilen Francis Ford Coppola’nın ‘Baba’sı (Godfather) ve 2002 tarihli Sam Raimi’nin ‘Örümcek-Adam’ı (Spider-Man) da bu hafta vizyona giren yapımlar arasında.

Yazarın Tüm Yazıları