Paylaş
Doktor Strange (BEŞ ÜZERİNDEN ÜÇ BUÇUK YILDIZ)
Çoklu Evren Çılgınlığında
Yönetmen: Sam Raimi
Oyuncular: Benedict Cumberbatch, Elizabeth Olsen, Chiwetel Ejiofor, Benedict Wong, Xochitl Gomez, Rachel McAdams, Michael Stuhlbarg, Patrick Stewart, Bruce Campbell, Shelia Atim
ABD yapımı
İlk tek başına koşusuna 2016 tarihli (ve de Scott Derrickson imzalı) yapımla tanık olduğumuz, Marvel’ın tıpkı ‘Morbius’ gibi ‘tıp’ kökenli kahramanlarından Stephen Strange’in, namı diğer ‘Doktor Strange’in ikinci adımı ‘Çoklu Evren Çılgınlığında’ (Doctor Strange in the Multiverse of Madness) huzurlarımızda. Bu kez kamera arkasına Sam Raimi’nin geçtiği yeni hamleye esas itibariyle ‘rüyalar’ damga vuruyor. Şöyle ki film Strange’in, kocaman gözleri olan ahtapotumsu bir yaratığın (The Guardian eleştirmeni Peter Bradshaw, Pixar’ın ‘Monsters, Inc.’indeki karaktere benzetmiş kendisini) elinden tanımadığı bir kızı kurtarmaya çalışmasıyla başlıyor. Çok geçmeden bütün bunların bir rüya (daha doğrusu kâbus) olduğunu anlıyoruz. Peşisıra gerçek hayattaki bir ‘kâbus’la karşı karşıya geliyor kahramanımız; sevdiği kadın Dr. Christine Palmer artık başka biriyle evlenmektedir. Eski aşkından ayaküstü “Sen her şeyi kontrol etmek istiyorsun, sana saygı duyuyorum ama seni bu halinle sevmem zordu” açıklamasını dinlemesinin ardından hareketlenen sokağa odaklanıyor ve ‘kâbusunda’ gördüğü yaratığa benzer bir canavarla uğraşırken yine rüyasında kurtarmaya çalıştığı kızı bu kez gerçekten kurtarması gerektiğini anlıyor. Çok geçmeden mesele anlaşılıyor; çoklu evrende (vizesiz ve de pasaportsuz!) dolaşma yeteneğine sahip America Chavez adlı bu kızın yeteneklerine göz diken biri vardır ve o kişi de Wanda Maximoff’tur.
Wanda Maximoff’u Elizabeth Olsen canlandırıyor.
Marvel’ın ‘paralel’ annesi
Malum, çoklu evrenlere uzun bir süredir aşinayız (ki eski tabiri ‘paralel evrenler’di) ve bu kategorideki en zorlu, en anlaşılması güç yapım, 8 Nisan’da bizde de vizyona giren ‘Her Şey Her Yerde Aynı Anda’ydı. The Daniels imzalı bu yapımdan ‘sağ çıkanlar’ için Doktor Strange’in bu yeni serüveni pek
derin sular barındırmıyor diyebiliriz. ‘Çoklu Evren Çılgınlığında’ her Marvel yapıtında olduğu gibi mizaha göz kırpıyor ama asıl olarak filme damgayı Sam Raimi vuruyor. ‘Evil Dead’ serisinin yanı sıra benim için en iyi ‘Örümcek Adam’ üçlemesi olan Tobey Maguire’li
yapımlara da imza atan 63 yaşındaki yönetmen, Marvel Sinematik Evreni’ne orijinal dokunuşlar katıyor. Bu dokunuşlar aslında, geçmişte geçtiği koridorlar, sinemaseverlerin zihinlerine yerleştirdiği kimi imajlar ve kendi imzasını taşıyan filmlere göndermeler... Şöyle ki işin içine daimi oyuncusu Bruce Campbell giriyor, yeri geliyor ‘Strange’i ‘zombi’ye çeviriyor ve bir Marvel filmini fazlasıyla kanlı, korkutucu unsurlarla donatıyor.
Öte yandan bilgisayar efektleriyle fazlaca yüklü bu yapımın kimi gönülçelen yanları da şöyle: Mesela Doktor Strange ve America’nın bir tür ‘ışınlandığı’ paralel New York’ta farklı bir hava ve kurallar (yayalar kırmızı ışıkta geçiyor) var. Bu bölümde ‘kırmızı ışık’ üzerinden türetilen espriler fena değildi. Keza bir tür Hogwarts sayılan ve daha yetişkin üyeleri barındıran büyücülerin kalesi Kamar-Taj’daki, Wanda Maximoff’un “Ben tek, siz hepiniz” türünden giriştiği hesaplaşma sekansı da iyiydi.
‘Kara Kitap’lı ilk sahne
Benedict Cumberbatch’in kibirli görüntüsünü adeta tamamlayan ve üzerine ‘cuk’ oturan ‘Doktor Strange’i (ve de pelerinini) başarıyla taşıdığı filmde Elizabeth Olsen da daha önce defalarca canlandırdığı Wanda Maximoff/Scarlet Witch’e özel bir hava katarak çizgi roman uyarlamalarındaki en iyi ‘kötü karakterler’den biri olmuş. Filmde ezeli rakip Mordo’da Chiwetel Ejiofor’u, yardımcı büyücü Wong’da Benedict Wong’u, America Chavez’de Xochitl Gomez’i, Christine’de de Rachel McAdams’ı izliyoruz.
Kıssadan hisselere ve metaforik okumalara gelince: Öyküde güçlerini nasıl kontrol edeceğini ve kullanacağını bilmeyen bir genç kız var ve adı da America. Acaba dedim bu karakter dünya politikasında güçlerini çoğu kez yanlış kullanan bir ülkeye (!) gönderme mi? Karşısındaysa enerjisini gücün karanlık tarafında kullanmaya karar veren bir kadın var; o da ‘dış güçler’ olmasın! Keza yine öyküde büyü âlemindeki dengeleri değiştiren kitap var, ismi ‘Kara Kitap’ (basın gösteriminde ‘Kara Kitap’lı ilk sahnede yanımda oturan meslektaşım
Olkan Özyurt’a “İşe Orhan Pamuk’u da karıştırmışlar” dedim). Film, ‘bu tür kitapları fazla kurcalamayın’ türünden tavsiyede bulunuyor! Ve en önemli vurgu da Scarlet Witch’in “Evlatlarım da evlatlarım” diyerek bütün evrenleri tarumar etme hamlelerineydi. Üstelik bunu “Ben canavar değilim, anneyim” cümlesini kurarak yapıyordu.
Sonuç olarak bu ikinci adım, Marvel Sinematik Evreni’nin en iyi filmlerinden biri değil (Zaten kaç tane var ki!) yine de yönetmen Sam Raimi’nin alaycı üslubuyla zevkle izlenen bir yapım.
Meraklısına not: ‘WandaVision’ adlı diziyi seyrederseniz Wanda Maximoff/Scarlet Witch karakterinin dönüşümüne ve hırslarına daha bir vâkıf olabilirsiniz.
Ve diğer seçenekler...…
‘Tuz Ruhu’yla hatırladığımız Nesimi Yetik’in ikinci uzun metrajı ‘Dirlik Düzenlik’ gündelik ilişkiler içinde son derece sağlam olmasını beklediğimiz bağların birer birer çözüldüğü bir aile denklemini perdeye taşıyor. Filmde Dudu Yetik, Asiye Dinçsoy ve Betül Esener gibi isimleri izliyoruz.
Mahallelerinde uyuşturucu satılmasına izin vermeyen bir arkadaş grubunun yaşadıklarını anlatan ‘The Bağcılar’ı Osman Silah Yürekli yönetmiş, oyuncular Bayram Arslan, Su Polen, Murat Çetin, Ümit Akdemir ve Erkan Can.
Servet Aksoy imzalı ‘Erzurumlu Mümessil’in kadrosunda ise Burak Bozdağ, Dila Danışman, Burcu Binici ve Ayhan Taş gibi isimler yer alıyor.
Bir kazanın ardından babasını kaybeden, annesi komaya giren, kendi de hafıza kaybına uğrayan bir çocuğun öyküsünü perdeye taşıyan ‘Bir Düş Gördüm’ü Murat Çeri yönetmiş, filmde rol alan isimlerse şöyle: Nevzat Yılmaz, Harun Reha Pakoğlu, Ferda Işıl ve Recep Çavdar. Beş çiftin bir gün içinde yaşadıklarını anlatan ‘Aşk Çağırırsan Gelir’de ise Keremcem, Melis Babadağ, Gürgen Öz, Sera Tokdemir ve Cihan Ercan başrollerde, yönetmen Emre Kavuk.
Paylaş