‘Babam eve dönecek mi?’

5dk okuma

Brezilya’da askeri diktatörlük zamanı rejim tarafından gözaltına alınan eski milletvekili bir baba ve geride kalan eşinin beş çocuklu ailesini ayakta tutmak için verdiği olağanüstü mücadele... Yarın sabaha karşı dağıtılacak Oscar’larda En İyi Film, En İyi Uluslararası Film ve En İyi Kadın Oyuncu dallarında aday olan Walter Salles imzalı ‘Hâlâ Buradayım’ son derece çarpıcı bir siyasal drama.

Haberin Devamı

‘Babam eve dönecek mi’Eunice çocukların mutluluğunu sürdürmek adına güçlü bir kimliği üzerine geçiriyor.

Rio de Janerio, 1970... Eski milletvekili Rubens Paiva kısa süren politik kariyerini bırakıp mesleği inşaat mühendisliğine dönmüş, eşi Eunice, kızları Veroca (Vera), Eliana, Nalu ve Maria’nın yanı sıra tek oğulları Marcelo’yla birlikte hayatın tadını çıkarmaktadır. Leblon semtinde plaja birkaç adım uzaklıktaki evleri 1964’ten beri ülkenin üzerine çöreklenen diktatörlüğün egemenliğini hissetmeyen, misafiri, eğlencesi, partileri bol bir merkezdir adeta. Kızlar sahilde voleybol oynar, Marcelo futbolla meşguliyetin yanı sıra etrafta şaşkınca dolaşan bir köpeği sahiplenir, aile dışarı çıkıp dondurma yer, evi birlikte yaşadıkları Zezé çekip çevirir, dostları da kendilerini sık sık ziyarete gelerek kimi politik konuşmalara dalıp giderler. Sonrasında Paiva’lar büyük kızları Vera’yı eğitim için Londra’ya gönderirler. Derken Ocak 1971’de kapıları çalınır ve eve gelen silahlı görevliler Rubens Paiva’yı apar topar götürür. Üç kişi de aileyle birlikte kalır. Derken Eunice ve kızlardan Eliana da polis merkezine götürülerek sorguya çekilir. Eliana 2 gün içinde serbest kalır ama Eunice yaklaşık 12 gün kadar işkenceye tabi tutulur ve sürekli kocasının neden komünistlere yardım ettiğine dair sorulara muhatap olur. Nihayetinde eve döner ve hiçbir şey olmamış gibi ailenin hayatını idame ettirmesi için çabalar. Öte yandan da kocasının akıbeti hakkında mücadelesini sürdürür.

Haberin Devamı

1998 yapımı ‘Merkez İstasyonu’yla (Central do Brasil) tanıdığımız, daha sonra Che Guevara’nın gençlik döneminde Güney Amerika’da gerçekleştirdiği turu anlatan ‘Motosiklet Günlüğü’ (Diarios de motocicleta, 2004), ‘Karanlık Su’ (Dark Water, 2005), ‘Yolda’ (On the Road, 2012) gibi yapıtlarıyla hatırlanan Walter Salles, yıllar sonra yukarıda konusunu özetlediğim ‘Hâlâ Buradayım’la (Ainda Estou Aqui) karşımıza çıkıyor. Filmin senaryosunu ailenin oğlu Marcelo Rubens Paiva’nın 2015’te yayımlanan aynı adlı kitabından yararlanarak Murilo Hauser ve Heitor Lorega ikilisi kaleme almış. 1964’te başlayıp 1985’e kadar hüküm süren askeri diktatörlüğün yok ettiği onca canın, onca faili meçhulün simgesel kişiliklerinden biri olan Rubens Paiva’nın evinden alınıp ailesinden uzaklaştırılmasını ve bir daha kendisinden haber alınamamasını anlatan film asıl olarak geride kalan karısı Eunice’ın neredeyse tek başına verdiği mücadeleye, onurlu dik duruşuna ve aileyi toparlamasına odaklanıyor.

Haberin Devamı

Film Eunice denizde yüzerken ona adeta gökyüzünden eşlik eden bir helikopterin görüntüsü ve sesiyle açılıyor. Bu durum az sonra üyelerini tanıyacağımız geniş bir ailenin eninde sonunda diktatörlüğün kapılarını çalacağına dair bir işaret sanki... Nitekim mutlu mesut anlar, dönemin öne çıkan müzikleri, satın alınan plaklar, eski tip 16 mm’lik kamerayla çekilen saadet dolu kadrajlar derken çok geçmeden işin rengi değişiyor. Eunice sorguda geçirdiği sarsıcı sürecin ardından çocukların mutluluğunu sürdürmek adına güçlü, dimdik ayakta duran bir kimliği üzerine geçiriyor ve sürekli “Babanız en kısa zamanda aramıza dönecek” mesajını vermeye çalışıyor. Bu acılı dönemin en vurucu sahnesinde Rubens’le birlikte sık sık gittikleri dondurmacıya tekrar uğradıklarında Eunice dükkândaki diğer masalara ve oradaki aile saadetine bakıp gözleri doluyor. Bu durumu kızı da fark ediyor ve bir anlamda artık geri dönülmez noktada olduklarını anlıyor gibiler...

Haberin Devamı

‘Hâlâ Buradayım’ insanı darmadağın eden bir film; bir yanda bütün faşist diktatörlüklerin kendisine muhalif olanlara yaptığı kıyım, öte yanda geride kalanların hiçbir zaman kapanmayan yaraları ve düştükleri derin boşlukta tutunmaya çalışmaları... Bu açıdan birçok sahne gözyaşlarınızı teslim alırken yaşananlara öfkelenmenize de neden oluyor. Yönetmen Walter Salles’ın sakin, kendi içinde akıp giden dingin anlatımı filmin bize aktarmak istediği acıları ve hüznü yavaş yavaş zihnimize zerk ediyor sanki.

Ortada büyük bir zorbalık, haksızlık, adaletsizlik ve her şeyin ötesinde cinayet (daha doğrusu cinayetler) var ve bütün bunların en yakınlarındaki kişiye uygulanması karşısında çaresizlikleriyle baş başa bir aile... Öykü sonrasında önce 70’lerden 1996’ya taşınıyor ve burada Eunice’in verdiği mücadelenin sonuçlandığını, Brezilya devletinin Rubens Paiva’yı işkence altında öldürdüğünü ‘resmi’ bir yazışmayla kabul ettiğini görüyoruz. Öykü 2014’e uzandığında artık torunlarla birlikte daha da büyümüş bir Pavia ailesi ve alzheimer’la boğuşan ama yine de eşi Rubens’i hatırladığını belli eden Eunice karşımıza çıkıyor.

Haberin Devamı

Muhteşem bir performans

‘Hâlâ Buradayım’ kuşkusuz Alfonso Cuarón’un ‘Amarcord’u niteliğindeki ‘Roma’ya kimi yanlarıyla (bir mutluluk merkezi niteliğindeki eşsiz bir ev, aile yapısı, hizmetçileri vs.) benziyor ama oradaki politik sapaklar sanki birer sosyolojik arka plandı. Buradaysa mesele doğrudan siyasi; rejim ailenin üzerinden bir silindir gibi geçiyor. Eunice yokluğuna dair rejimin “Bizde değil” şeklinde ‘resmi’ açıklama yaptığı eşiyle birlikte aynı gece gözaltına alınıp sonradan salıverilen oğlunun öğretmenine, tanıklık yapması için yalvarıyor ve “Kocam tehlikede” diyor. Öğretmenin cevabıysa “Hepimiz tehlikedeyiz” oluyor. Askeri diktatörlük rejiminin yaymak istediği korku iklimine dair filmin bence en çarpıcı sahnelerinden biri de buydu sanırım.

Haberin Devamı

‘Hâlâ Buradayım’ gerçek bir hayat hikâyesini perdeye yansıtırken yönetmeni hem ülkesinin siyasal tarihinden karanlık bir sayfayı insanlık âlemiyle paylaşıyor hem de bu denli güçlü bir filmle umut ve mücadele azmi üzerine derin bir öykü anlatıyor. Walter Salles’in yapıtını çarpıcı, yürek parçalayan hale getiren unsurların başında da elbette Eunice karakterine hayat veren Fernanda Torres’in muhteşem performansı geliyor. Brezilyalı oyuncu bazen gözleriyle, bazen mimikleriyle bazen de vücut diliyle acıyı, sükûneti, erdemi, dik duruşu; karakterin her halini tüm inandırıcılığıyla perdeye taşıyor. Nitekim yarın sabaha karşı dağıtılacak Oscar ödüllerinde ben olsam En İyi Kadın Oyuncu’da heykeli kendisine takdim ederdim
(En İyi Film’i de ‘Hâlâ Buradayım’a verirdim). Bu arada Eunice’in 2014’teki yaşlılığını Brezilya sinemasının efsanevi isimlerinden Fernanda Torres’in 96 yaşındaki annesi Fernanda Montenegro’nun (Walter Salles’in ‘Merkez İstasyonu’nda da başroldeydi) canlandırdığını belirteyim.

Sonuç olarak aile dayanışması, keder, büyük acılara rağmen hayata tutunma ve yok olup gidenin hatırasını yaşatma çabası gibi meselelere odaklanan bu muhteşem siyasal dramayı mutlaka ve mutlaka izleyin derim.‘Babam eve dönecek mi’

VE DİĞER SEÇENEKLER

◊ Farklı karakterlere sahip kuzenler David ve Benji, büyükannelerinin doğup büyüdüğü toprakları görmek için Polonya’da bir geziye katılırlar. Jesse Eisenberg’in yönetip oynadığı ‘Gerçek Acı’nın (A Real Pain) kadrosunda Kieran Culkin, Will Sharpe, Jennifer Grey, Kurt Egyiawan ve Liza Sadovy var. Kieran Culkin filmdeki performansıyla En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu’da Oscar’a aday oldu.

◊ Kuzey Denizi’nin derin sularında dalış yapan bir dalgıç hayatta kalma mücadelesi verirken ekip arkadaşları onu kurtarmak için zamana karşı yarışırlar. Alex Parkinson’ın yönettiği ‘Son Bir Nefes’in (Last Breath) başrollerinde Woody Harrelson, Finn Cole, Simu Liu, Cliff Curtis, Mark Bonnar ve MyAnna Buring’i görüyoruz.

◊ Haftanın menüsündeki diğer yapımlar şöyle: ‘Evrensel Dil’ (Universal Language/Yön: Matthew Rankin), ‘Zombi İstilası’ (Herd/ Yön: Steven Pierce), ‘Daima Seninle’ (Daniela Forever/Yön: Nacho Vigalondo), ‘Bremen Mızıkacıları’ (Bremenskie muzykanty/Yön: Alexey Nuzhny), ‘Gece Kasabı’ (Wake Up/Yön: François Simard, Anouk Whissell, Yoann-Karl Whissell), ‘Ormanın Süper Kahramanı’ (Extinction/Yön: Behnoud Nekooei).

Yazarın Tüm Yazıları