Paylaş
Yatay çizgisellikle, dikey figür ve manzara motiflerini buluşturan sanatçı, resimlerinde ışık ve gölgeyi sıcak-soğuk renklerle pasajları yoğun bir biçimde kullanarak yansıtıyor. Doğayı gök kuşağının renkleri ile süsleyen Karakul, toprağın doğal yapısını da grafiksel bir anlayışla anlatıyor. Figürler ve peyzaj motifleri Karakul’un eserlerinde toprakla uyumlu bir şekilde kaynaşıyor.
Karakul, 20 Ocak’ta Valör Sanat’ta (Yıldız) açılacak yeni sergisine “Bozkır Direngenleri” adını vermiş. Karakul’a sergiye neden bu ismi verdiğini sorduğumda, yanıtı özetle şöyle oldu:
“Doğadaki canlılar, olumsuz koşullara karşı direnerek yaşamlarını sürdürürler. Direnemeyen canlı türü hayatta kalamaz. Günümüz koşulları yaşamımızı giderek zorlaştırıyor. Ülkemizde de ekonomik, sosyal ve siyasal sorunlar, insanlarımızın daha dirençli olmalarını zorunlu kılıyor. Bu koşullar, dirençli kişilikler (direngen) yaratarak, yaşamımızın daha da güzelleşeceği umudunu besliyor. Gölgesiz, uçsuz bucaksız, tozlu ve sıcak tarlalarda yaşam savaşı veren sarı sıcak insanlarımız. Tarlalarda çalışan ırgatlara, uzun tozlu yolları yürüyerek ekmek ve su taşıyan, keçilerin peşinden gün boyu aç susuz koşturan ve binbir hayaller kurarak geleceği düşleyen, ayağı çıplak başı kabak kavruk kır çiçeklerimiz... Toplumsal yaşamlarında her çeşit haksızlığa başkaldıran ve alanları dolduran, baskıya direnen gençliğimiz...Bu direngen insanlarımızın örnek davranışlarını ve aralarındaki kolektif ilişkileri önemseyerek sanatın konusu olarak değerlendirmek gerekir diye düşünüyorum. Aslında insanlık tarihi de direngen insanların yarattığı tarihten başka bir şey değildir. Gerçek sanatçılar çağının tanığıdır, toplumsal olaylara kayıtsız kalamazlar. Ben de, belleğimde hâlâ yaşayan ve geleceğe ışık tutan insani değerleri ‘kır çiçeği’ gözünden gelecek kuşaklara yansıtmak istiyorum, bütün meramım bundan ibarettir.”
Karakul’un 14 Şubat’a kadar sürecek sergisi nedeniyle güzel bir katalog da hazırlanmış. Sanat eleştirmeni dostum İbrahim Karaoğlu “Büyülü bir gerçeklik” başlığını kullandığı yazısında Karakul’dan “Günümüzde pek çok sanatçının sıradan, alelade olarak gördüğü, sanatına katmadığı sosyal yaşam görüngelerini çok önemseyen bir sanatçı” diye bahsediyor. Karakul’un eserlerini gördüğünüzde, ben de bu tanımlamaya hak vereceksiniz diye düşünüyorum. Karaoğlu’nun, Karakul’un eserleriyle ilgili şu tespitleri de önemli:
“Karakul’un kırsal yaşamdaki üretim, bölüşüm sürecinin sıradan hallerini bir dayanışma duygusuyla yaşayan insanların gerçekliğini yansıtan resimleri etkiler beni. Öykünmeden, duyumsadığını, düşlediğini kendi biçiminin estetiğiyle sunar Karakul. Gözlemlediği gerçekliği toplumcu bir duyarlılıkla, düşsel prizmasından geçirerek resimsel bir gerçekliğe dönüştürür. Resminin örüntüsünü oluşturan içerik ve biçimi sanatsal bir kaygıyla sunar hep. Oluşturduğu sanatsal gerçekliği ışık ve gölgeyle boyutlandırarak derinliği ve belirginliği artırır ve figürlerine heykelsi bir görünüm kazandırır(...) Resimlerinde kırsal yaşam döngüsünün görsel tercümeleri var. Bu yaşam süreçlerinin farkındalığını herkesin algısını etkileyebilecek büyülü bir gerçeklik üzerinden sunuyor ve resmini tanımlayan estetik değerlerle güçlü bir duygu yoğunluğu oluşturuyor(...)Sıradan yaşantılar içinde acıyı paylaşarak azaltan, sevinci paylaşarak çoğaltan insanların ve yaşam biçimlerinin aslında sosyal yaşamın ritminin, dinamizminin ve dönüşümünün belirleyicisi olduğunu duyumsatıyor yapıtlarıyla. Resimlerini, insanı odak alarak boyutlandırmasının nedeni, insana inanmak ve yaşama güvenmek(...)Karakul’un her resminin sınırı bir başka resmin içinde sürüp giden bir algı süreci yaratıyor ve bizi de kendi gerçekliğinin büyülü, gizemli, masalsı dünyasına çekiyor.”
KENTTE NE VAR?
Recep Peker Tanıtkan (fotoğraf)-2 Şubat’a kadar (Emin Antik/Kale), Kayıhan Keskinok-20 Ocak’ta açılacak (Keskinok Sanat Vakfı/Cinnah Caddesi), Hüseyin Şahbudak-9 Şubat’a kadar (Krişna Sanat/Kennedy Caddesi), Feryal Beykal Orhun-22 Ocak’ta açılacak (Akdora Art Galeri/Hollanda Caddesi), Bihrat Mavitan-22 Ocak’a kadar (Siyah-Beyaz/Şili Meydanı), Pelin Aytekin-Yarın açılacak (Çağdaş Sanatlar Merkezi/Çankaya), Meltem Akkaya-28 Ocak’a kadar (Fırça Sanat/Hilal Mahallesi), Orhan Umut-Kadir Öztoprak-26 Ocak’a kadar (Galeri Soyut/Yıldız), Haydar Durmuş-31 Ocak’a kadar (Grup Sanat/Hollanda Caddesi), İnga Simonyte Deniz-1 Şubat’a kadar (Medya Sanat Galerisi/Üsküp Caddesi), Bülent Yavuz Yılmaz-22 Ocak’a kadar (Sevgi Sanat/Hollanda Caddesi), Kaleydoskop Cam Sergisi-27 Ocak’a kadar (Nurol Sanat/Güvenevler), Yeni etki-31 Ocak’a kadar (Galeri Soyut Çayyolu), 10. Dünya Suluboya Günü sergisi-23 Ocak’ta açılacak (BRHD/Hollanda Caddesi).
Paylaş