Şampiyonu foto-finiş belirleyecek. Bu nedenle birinci ve ikinciyi, tıpkı bir yumurta ikizi kardeşler gibi, ayırt etmek çok zor!.. Yani ikinciliği alana da herkesin “Galiptir bu yolda mağlup!” demesi gerekir.”
F.Bahçe’nin şampiyonluğu yine son maçta kaybetmesi sizce mümkün mü? Eğer kaybederse ne olur? Camia bu travmayı hasarsız atlatabilir mi? Fenerbahçe’nin şampiyon olacağını aylar önce söyledim. Beşiktaş derbisinden hemen sonra, “Fenerbahçeliler artık şampiyonluğu kutlayabilir!” dedim. Nihayet nefeslerin tutulduğu son haftaya geldik. İnanarak söylüyorum: Fenerbahçe Sivas’tan, şampiyon olarak dönecek. Bu sezon Fenerbahçe ve Trabzonspor belki bir daha benzeri yaşanmayacak bir maraton koştular. Son yüz metreye de omuz omuza girdiler. Şampiyonu foto-finiş belirleyecek. Bu nedenle birinci ve ikinciyi, tıpkı bir yumurta ikizi kardeşler gibi, ayırt etmek çok zor!.. Yani ikinciliği alana da herkesin “Galiptir bu yolda mağlup!” demesi gerekir. Sahada alınacak sonuçlar ne olursa olsun, Pazar akşamı hem İstanbul-Kadıköy’de, hem de Trabzon’da şenlik yaşanmalı... Futbola gönül verenler de, böylesine heyecan ve zevk dolu karşılaşmaları bize izleten her iki takımın yönetimlerine, teknik adamlarına ve futbolcularına teşekkür etmeli. Ben şimdiden tümüne teşekkür ediyorum.
Ya para babası bulacaksın ya da gelir kaynağı
Anadolu kulüplerinin F.Bahçe maçlarında bilet fiyatlarına anormal zam yapmasını nasıl karşılamalıyız? Eğer Lig TV’nin sahibi Mehmet Emin Karamehmet, maç yayın ihalesine yaklaşık yarım milyar dolar yatırmamış olsa, birçok Anadolu kulübü kapısına kilit vurmak zorunda kalırdı. Bu kulüpler, ya para babalarına teslim olmak, ya da gelir kaynağı yaratmak zorundalar... Aksi takdirde köklü kulüpler bile, tıpkı ağaçların ayakta ölmesi gibi, içten içe yok oluyorlar!.. İzmir’e bakın, ne demek istediğimi kolayca anlarsınız!.. İstanbul’da da çok acı örnekler var. Bir zamanların efsane kulübü Vefaspor’un amatör kümede oynayan futbolcuları, karınlarını doyuracak taze ekmek, beyaz peynir ve domatesi bir arada bulduklarında bayram ediyorlar!.. Bu nedenle Anadolu kulüplerinin F.Bahçe ile oynadıkları karşılaşmaların biletlerini yüksek fiyatla satmalarını anlamaya çalışıyorum.
Havutçu’nun yolunu Aykut Kocaman açtı
Tayfur Havutçu emanetçi olmaktan kurtulup, resmen teknik direktör oldu. Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören’in bu kararını nasıl değerlendiriyorsunuz? Savunduğum görüş, Beşiktaş yönetimince de benimsendi ve değerli futbol adamı Tayfur Havutçu, resmen teknik direktör oldu. Yıldırım Demirören’i bu cesur kararından dolayı içtenlikle kutluyorum. Bu tercihte Aykut Kocaman’ı teknik direktör yaparak, en başarısız olduğu dönemde bile ona destek veren Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım’ın etkili olduğunu düşünüyorum. Tayfur Havutçu’yu futbolculuk yıllarında çalıştıran hocaları, onun disiplin dolu yaşamını, örnek kişiliğini ve profesyonellik anlayışını anlata anlata bitiremiyorlar. Havutçu, futbolu bıraktıktan sonra da çok önemli yerli ve yabancı hocalarla çalışarak, kendisine dört dörtlük bir mesleki gelecek inşa etti. Tüm hocalarından da “pekiyi” notlar almayı başardı. Buna rağmen işi hiç de kolay değil. Beşiktaş yönetimi ve kamuoyu, zor zamanlarda bu genç spor adamının arkasında durma kararlılığını gösterirse, inanıyorum ki hem siyah beyazlı camia, hem de Türk futbolu çok değerli bir teknik adamı kazanmış olur. Kısacası Beşiktaş doğru yolda... Yolun açık olsun, başarılarla dolsun Tayfur Hoca...
Terim, daha farklı değerlendirilmeli
G.Saray’ın yeni başkanı Ünal Aysal, Fatih Terim’e teklif götürdü. Yeni hoca yabancı mı olmalıydı, yoksa Ali Dürüst’ün dediği gibi, Florya’yı eski haline bir tek Fatih Terim mi getirebilir? Fatih Terim, 14 yıl formasını giydiği Galatasaray’da şampiyonluk göremedi ama, teknik direktör olarak, hem peşpeşe Türkiye, hem de UEFA şampiyonluğunu kazandırdı. Böylece adını ölümsüzleştirdi. Ancak Terim Hoca, Fiorentina ve Milan deneyimlerinden sonra döndüğü Galatasaray’da ve Milli Takımda, aynı başarıyı devam ettiremedi. Fatih Terim’in Türk futbolunu içine düştüğü gerileme sürecinden kurtarabilecek çok önemli, hatta devrim niteliğinde projeler geliştirdiğini biliyorum. Bu satırlar yazılırken G.Saray Kulübü ile Terim arasında anlaşma sağlandığına dair resmi bir açıklama yapılmamıştı. Eğer imzalar atılırsa, Terim Hoca’nın, teknik direktörlük yerine, elindeki projeleri yaşama geçirebileceği, vizyon yaratabileceği, çok daha üst düzeyde bir görev üstlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Böylece kulübün yarınlarına da büyük yatırım yapma fırsatı doğmuş olur...