Uçaklarda daha az unutuyoruz

Pandemi dünyada unutkanlığı arttırırken, uçaklarda unutulan eşya oranı da yüzde 20 arttı. Fakat aynı durum Türkiye için geçerli olmadı. Türkiye’deki uçuşlarda unutulan eşya sayısında pandemi öncesiyle karşılaştırıldığında ciddi azalmalar yaşandı. Yani eşyayı, en az pandemide, çantaların yasaklandığı dönemde unuttuğumuz görüldü.

Haberin Devamı

Pandemi hepimizin unutkanlığını arttırdı. Çoğumuz bundan şikâyetçiyiz. COVID-19 geçirenlerde ya da aşılamalardan hemen sonra unutkanlıklar arttı. Bunu doktorlar da kabul ediyor. Ben de önce iki Sinovac sonra da üç BioNTech aşısı oldum. Elbette unutkanlığım arttı. Bazen bir şey yapmaya karar verdikten birkaç saniye sonra ne yapmayı planladığımı hatırlamıyorum bile. Çevremdeki insanlara soruyorum. Onlar da aynı sorundan şikâyetçi. İsim hafızamız da zayıfladı. Bu durum özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde ve Asya Pasifik ülkelerinde uçaklardaki unutkanlığı daha fazla su üzerine çıkardı. Araştırmalara göre uçakta bir eşyayı unutma oranı yüzde 20 civarında arttı.

Uçaklarda daha az unutuyoruz

Haberin Devamı

Uçaklarda ağırlıklı olarak, telefon, laptop, tablet tipi ürünler ve koltuklarının ön ceplerine konan pasaportlar unutulanlar arasında birinci sırada geliyor. Eski gariplikler yani protez dişleri unutmak gibi sorunlar fazla yaşanmıyor. Bunda biraz da maskenin etkisi var. Hem Türk Hava Yolları’nda hem de Pegasus kayıtlarına bakıldığında unutkanlık sonucu uçakta bırakılan eşya konusunda artış yerine ciddi azalmalar görülüyor. Oysa dünyanın başka yerlerindeki araştırmalarda bu durum giderek artan bir ivme gösteriyor. Başka ülkelerde de elektronik eşyalar dışında ağırlıklı olarak açılmamış yiyecek paketleri, kitaplar ve çocuk oyuncakları dikkat çekiyor. Bizde ise çeşitlilikle büyük farklılıklar yok. Uçak alçalmaya başladığında ve bazı hava yollarında inişten hemen sonra yolculardan eşyalarını unutmamaları kabin ekiplerinin anonsları ile hatırlatıyor. Bu anonsların her zaman çok işe yaradığı ortada.

KOLTUK ARKASI CEPLER

Üst kısmı file gibi olanlar dışında içi görülmeyen koltuk arkası cepler unutkanlık için gerçek bir tuzak. İnerken elime alırım diye bırakılan bir pasaport ya da başka önemli bir belge genellikle unutuluyor. Yolcuların çoğu uçaktan inip köprüde yürürken unuttuklarını hatırladıklarında çok sorun olmuyor. Geri dönüp kabin ekiplerine koltuk numaralarını söyleyerek kaybettiklerine ulaşabiliyorlar. Ama özellikle havalimanından çıktıktan sonra durum karışıyor. Yani sonuçta siz-siz olun bu unutkanlığın ağır bastığı şu dönemlerde koltuk arkası ceplerine bir eşyanızı bırakmayın.

Haberin Devamı

HAVALİMANLARINDA ARTIŞ VAR

COVID-19 ile birlikte artan unutkanlık havalimanlarına daha çok yansıdı. Oturdukları koltuklarda ya da yemek yedikleri bölgelerde eşyalarını unutanların sayılarında ise artış var. Bu artış yine ABD ve Asya Pasifik ülkelerinde çok daha fazla. Çinli havayolu şirketleri de uçaklarında unutulan eşyalardaki artıştan şikâyetçiler. Amerika’da ise uçaklar kadar havalimanlarında eski zamanlara göre çok daha fazla unutulan eşyalar rahatsızlık veriyor. Bazı eşyalardan kuşkulanılması durumunda polis olaya el koyuyor. Bomba imha uzmanlarının bile çağırıldığı oluyor. Dünyanın her yerinde havayolları ya da havalimanları sahiplerine ulaşamayan eşyaları çoğu zaman açık arttırma ile satıyorlar. Satış geliri bazı hava yolları ve havalimanları tarafından ihtiyacı belirlenen kuruluşlara yollanıyor. Ama bazı şirketler bunu da gelir olarak kayıtlarına alıyorlar.

Haberin Devamı

Pandeminin yoğun döneminde uçak içine el bagajı alınmaması özellikle baş üstü dolaplarında bir şeylerin unutulmasının ciddi biçimde önüne geçti. Ama son birkaç ayda bu bölümlerde unutulan eşyalarda artış var. Sonuçta unutkanlığımız arttı. Ve hatta giderek artıyor. Bu işin yaşla falan ilgisi yok. Tabii yaşlılıkla birlikte unutkanlığın daha fazla arttığı gerçek. Yapılacak şey pandemi döneminde bütün unutkanlık şikayetleri ne rağmen sahip çıktığımız eşyalarımızı yolculuklarda hiç yanımızdan ayırmamamız gerekiyor. ‘Ben unutmam’ demek artık eskisi kadar iddialı olamıyor…

Uçaklarda daha az unutuyoruz

ATATÜRK HAVALİMANI KURTULUYOR MU?

Tartışmalar doruk noktasına ulaştı. Atatürk Havalimanı pistlerinin kırılmayacağı ağırlık kazanmaya başladı. Bir pistin zaten kalması kararlaştırılmıştı. Ama şimdi yapılacak dev bahçe aynı zamanda kuşlar için de bir cazibe merkezi olacak. Kuş tehlikesi operasyonlar için büyük bir tehlike olmaz mı? Bilmiyorum. Kırılmayacak ama kullanım dışı bırakılacak pistler bana göre her an hazır tutulmalı. Sonuçta Atatürk Havalimanı’nın stratejik bir önemi var. İstanbul Havalimanı Karadeniz üzerinde gelebilecek bir hava saldırısında savunmasız olacak. Ama Atatürk’e ulaşmak isteyenler için onları durdurabilecek birçok imkan ve zaman var. Bir de Atatürk Havalimanı’ndaki başta THY’nin olmak üzere çok sayıda şirketin bakım hangarı yer alıyor. Bunlar büyük maliyetlerle yapılmış hangarlar. Genel Havacılık hangarları dahil hepsi birer milli servet. Ayrıca önemli uçak barınma noktaları. Sınırları ve nüfusu dünyadaki birçok büyük kenti geçmiş olan İstanbul’un bu havalimanına her zaman çok ihtiyacı olabilir. O gün pişmanlık duymamak için bugün doğru kararı doğru vermek gerekiyor.

Haberin Devamı

Yeri doğru, altyapısı, metro istasyonu, ulaşım rahatlığı hepsi havalimanın artıları.

Elbette harcanan milyonlarca dolar da var. Orası hala yapılabilecek operasyonlar için bugün ve yarın yatırılan paranın tam karşılığı olacak…

Uçaklarda daha az unutuyoruz

AYRINTILAR HAVALİMANLARININ GÜZELLİĞİ

Ayrıntılara dikkat ederim. Uzun gazetecilik hayatımın bir parçasıdır.  Bu yüzden adım biraz ‘Detay Avcısı’ diye çıkmıştır. Geçtiğimiz haftalarda Stockholm’e giderken İstanbul Havalimanı’nda ikinci güvenlik aramasından sonra birden aklıma geldi. Ayakkabımı çıkarttırmamışlardı ama sormak istedim. Çekecek olup olmadığını sordum. Güvenlik görevlisi pat diye uzun saplı bir çekeceği çıkardı. Belli bir yaştan sonra eğilip ayakkabıyı giymek zorlaşıyor. Çok hoşuma gitti. Bütün o bölge kontrol noktalarında çekecek var mı,  bilmiyorum. Eğer havalimanı otoritesi koymuşsa... Tebrikler.

Haberin Devamı

Stockholm’de Arlanda Havalimanı’nda tek güvenlik geçişinde X-Ray cihazları sonrası konan ayakkabılar için ayrıca bir tarama sistemi gördüm. Fotoğraf çekmeme izin vermediler. Çıkarmadan ayakkabınızla o sistemin üzerine basıyorsunuz. Ayakkabınızda yapısal bir değişiklik varsa hemen görülüyor. Yani topuk kısmı içinde bir şey var mı? Tabana bir şey yerleştirilmiş mi? Hemen anlaşılıyor. Gerçi diğer sistemde de kısmen görülüyor ama bu daha da etkili. Bir başka detaya Barcelona Havalimanı’nda rastladım. X-RAY geçişleri sonrası küçük çocukları olanlar sistem geçişi sonrası eşyaların toparlarken tedirgin oluyorlar. Yani çocukları yürüyüp bir yöne gidebilir. Zarif bir çocuk bölümü yapmışlar. Geçişten sonra hemen çocuğunuzu oraya koyuyorsunuz. Oradaki bir oyuncakla oynarken siz de tedirgin olmadan toparlanıyorsunuz. Elbette çocuklar oradaki oyuncağı alıp götürmek için tutturdukları oluyor. Ama büyük tek parça bir oyuncak ve üzerinde havalimanın adı olursa sorun çözülür. Belki bizimkiler de böyle bir bölüm yaparlar…

THY, JFK’DE ÖZEL SALON AÇACAK

Ana üslerinin dışında dünyanın birçok yerinde başka havayolları ile yapılan anlaşmalarla THY yolcuları özel salonları (Lounge) kullanabiliyor. Elbette kazanılan millerle alınan kartlara sahip yolcular bu tür haklardan yararlanabiliyor. Ya da bazı yerlerde ücreti ödenerek salonlara girilebiliyor. Şirket uzun yıllardır New York JFK Havalimanı’nda Terminal 1’de başka bir havayolunun özel yolcu salonunu kullanıyordu. Şimdi THY uçağının park ettiği köprünün hemen yanında bir özel yolcu salonu yapılıyor. CIP Salonu THY’ye ait olacak ama bir yerel işletici tarafından işletilecek. Şu sıralar salonun inşaatı sürüyor. Açılış tarihinin önümüzdeki aylarda ilan edilmesi bekleniyor.

UZUN MENZİLLİ A321 GECİKECEK

Airbus uzun süredir bir uçağın üzerinde çalışıyor. Bu uçak aslında tek koridorlu dar gövdeli, ultra uzun menzilli bir uçak. Farklı konsept. 8.700 km menzili var ve 180-220 yolcu taşıyabiliyor. Avrupa-Amerika arasında uçabilen bir dar gövde. Ama öyle koca bir gövdesi yok. Ailenin en yeni üyesi olacak uçağın adı A321XLR. Elbette başka yerlerde de uzun uçuşlar yapacak. Fransa’nın Toulouse kentinde imalatı süren uçağın fabrikadan çıkış tarihi 2023 yılı olarak belirlenmişti. Önemli siparişler de almaya başlamıştı. Ama imalatı sürekli izleyen Avrupa Birliği Güvenlik Ajansı (EASA) bazı sorunlar buldu. Yakıt deposunda güvenlik endişeleri belirlendi.

2024 YILINA KALDI

A321XLR dar gövdeli jetinin 2024 yılına kadar hizmete girmesi beklenmiyor. Airbus, 2022 yılının ilk çeyreği sonuçlarını Amsterdam’da sunarken gecikmeyi doğruladı. Gecikmelerin arkasında, uçakta yeni tip bir yakıt deposunun sertifikalandırılmasıyla ilgili düzenleyici kurumlarla yapılan görüşmeler yer alıyor. Airbus, jetlerin 2023’ün sonunda gelir hizmetine girmesini bekliyordu. Ancak haberlere göre, yeni tanklar üzerindeki ek yapısal çalışmalar altı ay ile bir yıl arasında sürebilir. Avrupa Birliği Havacılık Güvenliği Ajansı (EASA) A321XLR’nin sertifikalandırılmasının “devam eden bir proje” olduğunu ve sorunun arka merkez yakıt tanklarının kurulumunu çevreleyen kurallarla ilgili olduğunu söyledi. Airbus yakıt depoları ile kabin zemini arasına yalıtım koymak istemişti. Ancak EASA, yanma ve yangın güvenliği tehlikesini öne sürerek bununla ilgili endişelerini dile getirdi. EASA, Airbus’ın yalıtım planının güvenli olduğunu göstermesi gerektiğini açıkladı. Bu durumda uçağın teslimatı 2024 yılına kaldı.

Yazarın Tüm Yazıları