Paylaş
Beklenen olmadı. Başta Lufthansa, Air France, BA gibi havayolları pandemi döneminde çok ciddi zarara uğradılar. Ama devlet yardımlarından büyük ölçüde yararlandılar. Personel azaltarak, evden çalışmayı çok hızlı yaygınlaştırarak ve masrafları en aza indirerek durumu kurtarmak istediler.
2022 yaz ayları ve üçüncü çeyrek sonunda zarardan tümüyle kurtulmanın yanı sıra ciddi bir kâr hedefleniyordu ama olmadı. Havalimanlarındaki yetersizlik, uçuş iptalleri, iptallerle gelen bilet iadeleri, bavul kayıplarına yapılan ödemeler birbirini izledi. Üstelik bazı hatlarda hiç uçmama kararı aldılar. Hatta bu iptal kararı aldıkları hatların bir kısmı çok da kârlı hatlardı. Başta Lufthansa olmak üzere yine günlük de olsa grevler ve iş yavaşlatmalar Avrupalı havayolu şirketlerinin içini kemirmeye devam ediyor. Yakıt fiyatları, bilet ücretlerindeki artışlara rağmen bir türlü dengeye gelmiyor.
TÜRKİYE’DE DURUM FARKLI
Biz de ise durum farklı. Başta THY ve Pegasus yüksek fiyatlara bilet satıyorlar. Savaş nedeniyle bazı noktalara yapılan uçuşlarda uçuş süresi artıyor, doğal olarak fazla yakıt harcaması oluyor. Yine de beklenenden fazla doluluk var. Bu arada iptal edilen uçuş nokta sayısı yok denecek kadar az. Bazı noktalara 2019 öncesi bile yapılmayan çok sayıda frekans artışı da dikkat çekiyor. Bizde havayolları mali olarak ne kadar sağlam bir zeminde duruyorsa, Avrupa’da iflas noktaları olmasa da hedefler çoktan şaştı. Onların tek gücü devlet desteği…
BU ANONS DEMODE
Havayolu şirketleri yolcularına uçakta ilk anonslarına nasıl başlıyor. Yani nasıl ‘Hoş geldiniz’ diyorlar. Genellikle her havayolu bu anonsa bir şeyler katıyordu. Örneğin Türk Hava Yolları hâlâ bu anonsun başına ‘Hanımefendiler, beyefendiler ve sevgili çocuklar’ gibi artık eski nesil bir sıralama koyuyor. Bu ayırımdan dünyanın büyük havayolları bir bir vazgeçiyorlar. Çoğu anonslarına, ‘Değerli yolcularımız ya da değerli misafirlerimiz‘ gibi ayrım yapmadan başlıyorlar. Son bir yıl içinde 10’dan fazla havayolu bu tür anonslara geçti. Henüz Türk Hava Yolları’nda böyle bir değişim yok. Böyle bir eğilim ya da çalışma var mı? Bilmiyorum. Umarım akıllarından geçiyordur.
HAVACILIKTA BÜYÜYECEK
Yazılımla uğraşan şirketlerin çoğu havacılıkta yer edinmek istiyorlar. Çünkü havacılıkla ilgili yazılımlar, hem köşe başları ile yeni hedeflere açık, hem de gelir seviyesi daha yüksek. Trend Micro 30 yıllık bir şirket. Yazılım dünyasında güvenlik alanında çalışıyor. Türk pazarında ise 15 yıldır var. Tüketicilere, işletmelere ve kamuya yönelik yenilikçi çözümlerle bulut ortamları, uç noktalar, e-posta, Endüstriyel IoT (Nesnelerin İnterneti) cihazları ve ağlar için katmanlı güvenlik hizmeti sunan bir şirket. Bu şirket güçlü bir kalkan oluşturarak havacılığın hassas yapısını siber saldırılardan da koruyor. Micro Trend’in havacılık sektörüne yönelik gerçekleştirdiği projelerden biri Sabiha Gökçen Havalimanı için yapıldı. Stratejik konumu, fonksiyonel mimarisi, ulaşım olanakları ve kullanım alanlarıyla Türkiye’nin dünyaya açılan bir kapısı olarak görev yapan Sabiha Gökçen Havalimanı’nın bilişim altyapısının siber güvenliğini bu şirket sağlanıyor.
SİBER SALDIRI RİSKİ
Şirketin Türkiye Ülke Müdürü Hasan Gültekin, bakın hedeflerini nasıl anlatıyor: “Havacılık, hem ülkemizde hem de dünyada hızla büyüyen ve gelişen en önemli sektörlerden biri. Ülke ekonomisi açısından da kritik önem taşıyan bir sektör. Havacılık sektöründe fiziksel güvenliğin yanı sıra siber güvenlik de son dönemde en çok öne çıkan ve en hassas konulardan biri haline geldi. Havacılık sisteminde meydana gelebilecek bir siber saldırı, ölümlere kadar varabilecek çok ciddi sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle havacılık alanında kullanılan ağların, bilişim altyapılarının, sistemlerin ve varlıkların güvenliğinin sağlanması ve bu konunun çok ciddiye alınması gerekiyor. Havacılık sektörüne siber güvenlik açısından baktığımızda çeşitli siber güvenlik riskleri bulunuyor. Bunları kısaca havaalanlarında kullanılan bilgisayar ağları, uçuş altyapısı, BT altyapısı, kullanılan yazılımlar, özel sistemler; uçaklarda uçuş sistemleri ve yazılımlar, havayollarının bilgisayar ağları, biletleme sistemleri ve iş uygulamaları olarak özetleyebiliriz. Havaalanlarına gerçekleştirilebilecek bir DDoS ya da fidye yazılımı tüm uçuşların durmasına ve uçuşların başka havaalanlarına yönlendirilmesine kadar uzanabilir. Geçmişte bunun örnekleri bulunuyor. Havaalanları, uçaklar, havayolları, hepsi siber saldırganların en önemli hedefleri arasında yer alıyor. Havayollarını bekleyen bir diğer tehdit ise kritik verilerin sızdırılması. Örneğin bir süre önce dünyanın önde gelen havayollarından birine yapılan siber saldırı sonucunda birçok yolcunun kişisel verisi sızdırıldı. Biraz önce de bahsettiğimiz gibi havacılık sektörünü etkileyen birçok güvenlik riski bulunuyor ve siber saldırganların hedefinde olan bir sektör. İşte biz de tam bu noktada varız.”
BANDIRMA FÜZE KULÜBÜ
60 yıl önceki bir hikâye şimdi gün yüzüne çıkıyor. Üstelik belgesel tadında ama bir sinema filmi. Film bir Türkiye gerçeği. Yepyeni, heyecan verici bir şeyler ortaya çıktığınızda hep derler, ‘icat çıkarma’. Bandırma Füze Kulübü’de ‘icat çıkarma’ horlamasının kurbanı. Elbette bugün dünyanın hayranlıkla izlediği insansız silahlı-silahsız hava araçlarını yapan Selçuk Bayraktar da bu ‘icat çıkarma’dan payını almıştır ama direnmiştir. Ve bugünkü büyük gücü yaratmıştır. Gelelim Bandırma Füze Kulübü hikayesine. Bandırma’da yaşayan liseli gençler ve arkadaşları, Sputnik’ten ilham alarak hayallerini fezaya taşımış, ne uzay programı ne devlet desteği ne de maddi güçleri olmadan imkânsızı başarmak için uzaya roket göndermek üzere “Bandırma Füze Kulübü”nü kurmuşlardı. 60 yıl önce bir kasabada engellemeler, zorluklar ve alaylarla başlayan, ‘uzay yarışında biz de varız’ dememize olanak tanıyan çalışmaları inanılması güç bir başarı öyküsüne dönüşmüştü. Ne yazık ki hak ettiği ilgiyi görmedi ve zamanla unutuldu. Vecihi Hürkuş, Nuri Demirağ‘ın hikayelerindeki talihsizlikleri okurken içimde büyüyen hırçınlığı bu hikâyede de yaşadım. Yapımcı Mustafa Uslu yine geçmişten, Bandırma Füze Kulübü’nü çekip almış ve gözlerimiz önüne seriyor. 21 Ekim’de başlayacak gösterimi merakla bekliyor olacağım. Yönetmen Ömer Faruk Sorak’ın çektiği Alina Boz, Deniz Can Aktaş, Erkan Kolçak Köstendil ve Atay Yıldız’ın başrollerini paylaştığı “Bandırma Füze Kulübü’ filmi, ‘icat çıkarma’ yanlışımızla bir kere daha yüzleşmemizi sağlayacak. Detaylara girmeden sizi bu filme davet ediyorum.
A400M YANGIN SÖNDÜRÜYOR
AIRBUS askeri kanadının İspanya Sevilla fabrikasında imal edilen stratejik nakliye uçağı A400M yepyeni bir göreve yepyeni bir anlayışla hazır hale getirldi. Ve başarılı testler yapıldı.
Bizim de 10 adet A400M stratejik askeri nakliye uçağımız var. Deli Yusuf diye andığımız bu uçaklarımızdan 2 tanesi ne yazık ki Ukrayna’da mahsur kaldı. Evet, Airbus bu uçakların içinde toplam 25 tonluk su depoları yerleştirdi. Ve gerekli basit değişiklikler yapılarak uçak bir yangın söndürme uçağına çevrilebildi. Yani her zaman kullanılabilen uçaklar, büyük yangınlarda hazır olan modifikasyonları sayesinde görev alabilecekler. Ve en önemlisi, gidip 25 ton suyu bir yere bırakmak zorunda değiller. Yangın bölgelerine 50 metreye kadar alçalabilen, kıvrak manevralar yapabilen uçaklar, yanan yerlerin büyüklüğüne göre bazı noktalara, 5 ton ya da 7 ton veya 10 ton suyu bırakabiliyor. Yani alevleri bastıracak miktarda su atarak 25 tonu birden harcamıyor.
İlk uçuşlar başarı ile tamamlandı. Bu sistem A400M kullanıcılarının elbette çok dikkatini çekti. Sanırım sistemi almak için şimdiden sıralar oluşmaya başlamıştır.
RAFALE 5.NESİL PEŞİNDE
Fransız Dassault’ın çok amaçlı savaş uçağı Rafale 5’inci nesil için hazırlanacak. Henüz bu iddialar arasında. Özellikle askeri havacılıkta birçok gelişme belli bir süre gizli tutuluyor. Daha önce yine ünlü Mirage 2000 uçaklarını imal eden Dassault 2001 yılında imal ettiği Rafale uçaklarını şimdi tamamen görünmez kılıp savaş sanayiinde sağlam bir yer edinmek istiyor. Fransız Hava ve Uzay Kuvvetleri, Fransız Donanması, Hindistan Hava Kuvvetleri, Katar Hava Kuvvetleri tarafından alınan bu uçaklardan Yunan Hava Kuvvetleri de portföyüne alıyor. 1986 yılın bu yana geliştirilen uçaktan 240 adetinin aktif olduğu biliniyor. Ayrıca Dassault Avrupa’nın ortak savaş uçağı projesinde de yer alıyor.
Paylaş