Paylaş
Hadi sonda diyeceğimi başta diyeyim: Başörtülü kızlar da aslında Atatürk’ün eseri.
Atatürkçü kızlar hemen kaş kaldırmasın. Açıklamama müsaade etsinler.
Ertuğrul Özkök yazısında Nilüfer Göle’den alıntı yaparak diyor ki: “Türban genç kızları özgürleştirir. Genç kız başını örtünce sokağa çıkabilir.”
Süper bir tespit. Başörtüsü Türk modernleşmesinin gizli kahramanı. Bu yüzden de direkt Atatürk devrimlerine bağlı. Onun kadınlara açtığı özgürlük yoluna.
Cumhuriyet sayesinde her kadın kendi tarzında ilerledi. Mesela İzmir’deki kolejli kız anında savurdu saçını imbata. Şişli’deki kız alafranga hayatını özgürce yaşadı.
Ama Fatih’teki mutaassıp aile kızının gelişimi öyle olmadı. Onun için ileri adım, kara çarşaftan kurtulup başörtüsüne geçmekti.
Sonunda taktılar başörtülerini, çıktılar sokağa. Güçlerini Atatürk devriminden almışlardı, farkında olmasalar da.
Çarşafa göre başörtüsü, ileri doğru atılmış dev bir adımdı. Biz farkında olmasak da.
Başörtülü kızların aslında Atatürk’ün diğer kızları olduğuna bugüne kadar uyanamadık.
Siyaset yüzünden uyanamadık, önyargıdan uyanamadık, Kemal Tahir okumadığımızdan uyanamadık, 80 yıl yetmediği için uyanamadık.
Ama bir gün uyanabiliriz.
Cumhuriyet rüzgârıyla koşan kızlar bir gün kucaklaşabilir. Şekilci ayrımları bırakıp aynı ulusal bilinci paylaşabilirler.
Ne de olsa Çanakkale Savaşı’nda saçlarını satıp parasını donanmaya bağışlayan o kadınların torunu hepsi. Vatanın kıymetini en iyi onlar bilirler.
Olmadı Ahmet Kekeç
Bunca polemik yapmışlığımız var ama Ahmet Kekeç’i meğer hiç tanımamışım.
Sanmıştım ki kendisi aynı düşünceleri olmasa da düşünmeyi paylaşabileceğim bir zattır.
Ama Ahmet tartışmaya “Hürriyet’te başörtülü var mı ki dizilerde olsun” gibi ikinci sınıf bir demagoji çabasıyla dalınca ne yalan söyleyeyim, hayal kırıklığına uğradım.
Üzüldüm onun birikimine yakışmayan bu tenezzülüne. Gayrı yaptığımız polemiklere mi yanayım, iyi niyetime mi yanayım, ne yapayım?
tatlı Sözlük
Arabalar 2: Cem Yılmaz-Yekta Kopan dublaj derbisi.
Paylaş