Paylaş
'23 Haziran'daki yazınızda çift katlı otobüslere değinmişsiniz. Ben bir çift katlı otobüs kullanıcısıyım ve bundan çok memnunum. Ve kesinlikle bu otobüslerin artması taraftarıyım.
Aslında çok fazla vaktinizi almak istemiyorum ama sizler bizim belediyelerle aramızdaki köprülerimizsiniz. Çünkü biz vatandaş olarak, acı ama gerçek, belediyeler üzerinde hiçbir yaptırımda bulunamıyoruz. Hergün insanlarımız pek çok şeyden rahatsızlık duyarak günlerini geçiriyor.
Otobüslerin çekilmezliği, yolların bozukluğu, minibüs ve taksilerin trafiği felce çevirmesi, kaldırımlarım üzerinde yürünemeyecek kadar bozuk olması ya da hiç olmaması, çöplerin ortalarda durması bunlardan sadece bazıları. Ama bu şikayetlerimizi ileteceğimiz makamları bilmiyoruz ve bilsek bile farketmiyor çünkü bizi umursamıyorlar isteklerimiz havada rüzgara kapılıp gidiyor.
Tabi şunu da sormak lazım o halde neden oradalar? Bize hizmet etmek amacı ile geldilerse?
Aslında içimizdekiler öyle çok ki. Pek çoğumuz bununla yaşamaya alıştı. Bence çok acı çünkü böylece gitgide duyarsızlaşıyoruz. Alışamayanlar ise benim gibiler ya buralardan gitmenin yollarını arıyorlar ya da ruh sağlıklarını yavaş yavaş kaybediyorlar.
Sizler ise bizim dilimiz ve yaptırım gücümüzsünüz. Sizler yazınca en azından cevap alabiliyoruz ve yaptırımları hızlanıyor.
Ulaşım çözümü
Ben çiftkatlardan söz edecektim ama konu nerelere geldi. Bir de istatistik sunmuşsunuz, bence bu tamamen doğru. Çiftkatlılar rahat ve konforlu ve ben kendi güzergahım için söyleyeyim, müşterileri her geçen gün artıyor, saatleri ve güzergah adedi arttıkça artmaya devam edecek. Mesela yeni işimi kabul etmemde bu otobüsleri kullanabilecek olmamın payı vardı çünkü rahatlar, bayan olarak diğer otobüslerdeki gibi 'ayakta kaldım, çantama ve kendime dikkat edeyim' derdi yok, kalkış saatlerinde çok titizler dolayısı ile güvenilirler.
Sonuç olarak fazla zamanınızı da almadan diyebilirim ki çift katlılar çok iyi bir seçimdi ancak bunlara yatırım yapılması gerekiyor. Hem güzergah sayısının artması hem de adedinin artması gerekiyor ki tam olarak çözüm sayılsın.'
Çift katlı otobüsler
BU çift katlı otobüsler meselesi galiba bitmeyecek. Ben bitirsem de, okur bitirmiyor. Kimi görsem desteklediğini söylemekte. Doğan Heper’in kulakları çınlasın. Satır aralarına sıkışmış güzel bir önerisi nereye geldi!
İşin aslı şu: İstanbullular uygar bir kent içi ulaşım istiyor. Bunun makul olacak bedelini de ödemeye hazırlar.
Tabii 'uygar bir ulaşım denince akla ilk gelen metro. Ama onun gerçekleşmesini en azından orta yaşlı İstanbulluların görmesi bir hayal. Belki Taksim-Levent hattı açılır, ona tanık oluruz. Daha ötesi için fazla ümidim yok. Neden derseniz, Ankara’daki merkezi hükümet ve bürokrasi İstanbul’u kaale almıyor. İstanbul büyükşehir belediye başkanlarının da Ankara üzerinde bir yaptırım gücü yok. Ankara’nın desteği veya en azından kösteği olmadan da İstanbul’un metro işi hallolmaz.
Konu nereden nereye geldi...
Halbuki bugün çift katlı otobüslerle ilgili iki okur mektubuna yer verecektim.
İşte okurların görüşleri...
Mavi kart mağdurları
BU mektup ise daha öfkeli bir İstanbullu’dan... Ya bu işlerin içinde birisi, ya da uzun zamandır konuyla yakından ilgili. Neden derseniz, mektupta herkesi, özellikle İETT Genel Müdürü'nü adıyla sanıyla anmakta.
Yine de anlattıkları ilginç.
* * *
'Sn. İETT Yetkilisi
Ben mavikart kullanan bir mağdurum.
Okulların tatilinden sonra yapmış olduğunuz uygulama düşündürücü ve kızdırıcı.
Şimdi ben her sabah ve akşam Mecidiyeköy - Üstbostancı otobüsü olan 128 ile gidip geliyorum.
Geçen hafta saat 18:00'de işten çıkmama rağmen 18:10'da bir halk otobüsü teşrif ettiler. 'Tamam' dedim, 'bundan sonraki otobüs, İETT’inki olur.' Nerede! 18:20 bir halk otobüsü daha geldi.
İnat ettim. Belki 18:00 den önce İETT otobüsü geçiyordur diye işten 10 dakika izin aldım. Bu defa 17:50’de Sahrayıcedid durağındaydım. Beklemeye başladım. Yine 2 defa halk otobüsü geldi geçti. İETT otobüsü ancak saat 18:40 da geldi. Yani ben 50 dakika durakta bekledim.
Bu arada alternatif olarak 111 veya 112 otobüslerini de bekledim. Onlar da maalesef gelmedi.
* * *
Şimdi bu ülkenin özel işletmeleri kapital üzerine kurulmuş olmasına rağmen EDİRNE’ye 30 dakikada bir otobüs kaldırırken siz hangi akla ve hangi hizmet anlayışına dayanarak 50 dakika beni durakta bekletiyorsunuz?
Sabahları ise tam bir fiyasko zaten. Kalkış saati diye bir şey yok. Ne zaman otobüs gelirse o zaman kaldırıyorsunuz.
Sayın yetkili, kim ne kadar şikayet ediyor bilmiyorum ama bence sen o makama ait değilsin. Hizmet sektöründe çalışamazsın. Çünkü sen İETT’yi Halk otobüslerine teslim etmişsin. Önce onlar kazansın ben zaten halkın sırtındayım diyorsun ama yanılıyorsun. Halk sırttan alıp çiğnemesini de bilir.
Sayın yetkili! Yani sayın Nevzat Pakdil, Hürriyet İstanbul'da sayın Tuğrul Şavkay’ın köşesinde okuduğum doğru ise uzun yolculuklarda ikram filan yapılacakmış. Biz buna ek olarak duraklarda fıstık fındık dağıtmanızı da istiyoruz. Çünkü 50 dakika otobüs bekleyen kişi İETT yetkililerini anmaya başlıyor. Bu anma gitgide sinire dönüşüyor. Bu arada oyalanacak şeyler dağıtırsanız sevineceğiz.
* * *
Şimdi sizden benim Mecidiyeköy’den Sahrayıcedid’e ve S.Cedid’den Mecidiyeköy’e kaç dakika arayla otobüs kaldırdığınızı ve bu arabaların hangisinin İETT, hangisinin ise halk otobüsü olduğunu açıklamanızı istiyorum.
Bu açıklamayı sizin hizmet anlayışınızı anlatabilmek için tanıdığım herkese gönderecegim.
İYİ ÇALIŞMALAR DEMİYORUM ÇÜNKÜ ÇALIŞTIĞINIZI GÖSTEREN HİÇBİR EMARE YOK. VARSA ONU DA YAZIN. ŞİMDİYE KADAR NE GİBİ BİR PROJE YAPTINIZ, ÖĞRENİP SEVİNECEGİM.!!!
Mehmet İŞYAPAR
Paylaş