Kadınların baş belası: Lipödem

Özellikle kalça bölgesi, bacaklar ile baldırları etkileyen ve anormal şekilde yağ birikmesine neden olan lipödem, estetik görünüm anlamında da sıkıntı yaratabiliyor. Genellikle obezite ve lenfödem ile karıştırıldığı için tanısı da çoğu zaman geç konulabiliyor. Ben de bugün çevremde de çok sık karşılaştığım lipödem yanı ağrılı selülit hastalığı hakkında biraz olsun farkındalık yaratmak istedim. Çünkü bu hastalık, erken evrede fark edilmediği zaman aşama aşama ilerleyerek, yürüme güçlüğüne, skar benzeri doku gelişimine, yaraların geç iyileşmesine, bacaklarda deri sertliğine ve estetik kaygılar nedeniyle depresyona yol açabiliyor. Bu nedenle lipödeme karşı bilinçli olmak ve belirtileri fark ettiğiniz anda mutlaka bir doktora başvurmak oldukça önemli. Unutmayın, erken tanı, her zaman hayat kurtarır...

LİPÖDEME KARŞI FARKINDALIĞINIZI ARTIRIN!

Lipödem, genellikle kadınlarda görülen ve cilt altındaki yağ dokusunun anormal birikimi ile karakterize edilen bir hastalıktır. Vücudun doğal yağ dağılımını bozarak, normalden daha fazla yağ hücresinin belirli bölgelerde birikmesine sebep olur. Hastalığın kadınların yüzde 11’ini etkilediği düşünülmektedir ki bu oran hiç de az değildir. Çoğunlukla kalça bölgesini, bacakları ve baldırları etkilese de eller ve ayaklarda da görülebilir. Cilt altı yağ dokusunun kalça ve bacaklarda aşırı birikerek, düzensiz dağılmasından dolayı görüntü bakımından da rahatsız edici olabilmektedir. Çünkü lipödem hastaların bacaklarının üst kısmı, alt kısımlarına göre çok daha kalın görünür. Ayak bileklerinin etkilenmemesi sonucuyla da orantısız bir vücut görünümü oluşturur ki bu da hastaların günlük yaşamlarını olumsuz etkileyerek, depresyon gibi psikolojik sorunlara yol açabilir. Tüm bu estetik kaygıların yanında bacaklarda ağrı, şişlik, morarma ve dolgunluk hissi, yaşam kalitesini düşürür. 

LİPÖDEMİ TETİKLEYEN FAKTÖRLER NELER?

Lipödem ile ilgili en önemli sorun, tam olarak neden ortaya çıktığının hâlâ bilinmiyor olmasıdır. Her ne kadar birçok faktör bu hastalığın oluşmasına neden olsa da uzmanlar, üç tetikleyici üzerinde yoğunlaşıyor. Bunlar genetik yatkınlık, hormonal değişiklikler ve yaşam tarzı. Bu üçlünün lipödemin ortaya çıkışında oldukça etkili olduğu düşünülüyor. Eğer aile öykünüzde lipödemi olan bir yakınınız varsa, bu durum sizde de hastalığın gelişme riskini yükseltiyor. Bu nedenle ailenizin sağlık sorunlarıyla ilgili uyanık olmakta fayda var. Bu hastalık ile ilgili diğer önemli veri ise hormonal değişikliklerin sık yaşandığı ergenlik, hamilelik ve menopoz dönemlerinde daha belirgin hale geldiğinin gözlemlenmesi. Bunun da en önemli nedeni östrojen gibi kadınlık hormonlarının yağ dağılımını etkileyerek, lipödemin oluşumuna zemin hazırlaması olduğu belirtiliyor. Sağlıksız beslenme ve hareketsiz yaşam gibi olumsuz yaşam tarzı faktörlerinin ise lipödemin belirtilerini ağırlaştırdığı gözlenmiş.

BELİRTİLERİ TANIRSAN HASTALIĞI DA TANIRSIN

Kadınların estetik kaygılar yaşamasına neden olan ve yaşam kalitelerini oldukça fazla düşüren lipödemin belirtilerini bilmek ve hastalığı tanımak çok önemli. Çünkü bu hastalık, genellikle obezite ve selülit gibi yaygın görülen sağlık sorunlarıyla karıştırılarak, yanlış tanı konulması gibi bir problem de oluşturabiliyor. Bu nedenle belirtilere dikkat! Peki, nelere dikkat edeceğiz? Lipödemin temel özelliği, vücudun alt kısmında yani bacaklarda simetrik şekilde yağ birikmesine neden olmasıdır. Yağ birikimi, genellikle diz hizasında başlar ve bacaklardan yukarıya doğru yayılabilir. Ayrıca bazen kollar gibi alanlarda aşırı yağ birikmesine yol açabilir. Başlıca belirtiler arasında şunlar yer alır:

-Lipödemli bölgelere dokunmak genellikle ağrıya neden olur.

-Lipödemli bölgede şişlikler oluşur.

-Basit bir çarpma sonucu bile ciltte morarma meydana gelir.

-Vücudun alt kısmındaki yağ birikimi, vücudun üst kısmından belirgin şekilde farklıdır.

-Diyet ve egzersize dirençli yağlanma oluşur.

-Ciltte hassasiyet meydana gelir.

-Hareket kısıtlılığı yaşanır.

-Zamanla cilt kalınlaşır ve pürüzlü hale gelir.

LİPÖDEM ÖNLENEBİLİR Mİ?

Lipödemin tam olarak neden oluştuğu bilinmediği gibi yok edici bir tedavisi de bulunmuyor. Ancak gerçekleştirilen tedavi seçenekleriyle hastanın yaşam kalitesi artırılabiliyor. Tedavi planı ise hastalığın şiddetine ve kişinin genel sağlık durumuna göre değişiklik gösteriyor. Hastalığın ilerlemesini durdurmak ve semptomları hafifletmek için gerçekleştirilen tedavi seçenekleri arasında ise şunlar bulunuyor:

Diyet ve egzersiz: Bu yağlanma çeşidi, diyet ve egzersize karşı dirençli olsa da hem kasların güçlendirilmesi hem de ağrıların azaltılması için öneriliyor.

Manuel lenf drenajı: Ödemin azaltılmasına yardımcı olan bir fizik tedavi yöntemidir. Bu terapi, şişliği azaltarak, hastanın rahatlamasına yardımcı olur. Kompresyon çorapları veya bandajları da şişlik kontrolü için yaygın olarak kullanılıyor.

Cerrahi müdahale: Çok ileri aşamaya gelen durumlarda liposuction gibi cerrahi yöntemler kullanılabiliyor. Böylece yağ dokusu azaltılarak, hastalığın şişlik ve ağrı şikâyetleri azaltılabiliyor.