Paylaş
Onun muhteşem ekosisteminde geri dönüşsüz zararlar oluşturmak uygar aklın alamayacağı bir insanlık suçudur.
Üzerinde varlığını sürdürdüğümüz doğaya karşı vazgeçilemez sorumluluğumuz önce onu korumaktır.
Ekonomik ihtiyaçlar yerküre tahribatının gerekçesi olmamalıdır.
18’inci Yüzyıl’dan itibaren giderek artan ölçüde dünyamıza hoyrat davranıyoruz.
Gelişmiş ülkeler bu konularda bilinçlenmeye ve tedbirlenmeye çoktan başladılar.
Kendi ülkelerini ticari gerekçelerin kirliliğinden uzak tutuyorlar.
Bizlerin de farkındalığımız oluşuyor.
İş dünyasından sivil toplum kuruluşlarına, güncel Maden Yasa Tasarısı’na hep birlikte elbirliğiyle, kararlılıkla karşı koymalıyız.
Hükümetimizin de tasarıyı geri çekeceğini ummak istiyoruz.
Bu tasarıyı savunmak bir doğasever gözüyle bakıldığında ayıptır günahtır ve dahi cinayettir.
///
Nükleer güç dokunulmazlık sağlıyor
İSRAİL-İran savaşı ile ilgili çeşitli değerlendirmelerden kısa ama önemli iki çeviri:
“İsrail’in İran’ın nükleer tehdidini sona erdirme operasyonunun nihai değerlendirmesi ne olursa olsun, bir şey kesin:
Nükleer silahların bir ulusu saldırıdan korumak için elzem olduğuna dair inanç yeniden doğrulandı.”
“İran operasyonu, rejimin hayatta kalması için nükleer silahların bir ön koşul olduğu düşüncesini doğruladı.
Kuzey Kore bunun açık örneği.
Şimdi başka kaç devlet aynı sonuca varacak?”
///
Sarı renkli çöp kutularını istiyoruz
GEÇTİĞİMİZ dönem İzmir Büyükşehir Belediyesi sokaklara sarı renkli çöp kutuları koyarak dönüştürülebilir evsel çöplerin ayrıştırılarak bu kutulara atılmasını sağlayan bir programı hayata geçirmişti.
Yeni belediye yönetimi bu çöp kutularını kaldırarak onun yerine kapıdan görevlendirilen belediye personeli vasıtasıyla ayrıştırılmış çöp toplama uygulamasına geçti.
İlk uygulama çok daha pratik ve rasyoneldi.
Nedense vazgeçildi.
Mevcut yöntem hem daha pahalı hem de belediye personeli yönünden çok zahmetli.
Eski uygulamaya dönülmesi çok daha mantıklı duruyor.
Paylaş