Paylaş
Finali de harika kaymaklı fıstıklı katmerle tamamladık. Üç yıllık geçmişi olan mekân hakikaten denenmeyi hak ediyor. Ancak böylesi yerlerin daha küçük ölçekte olması sanki onları daha değerli kılar. Çok masa, çok garson, çok müşteri yeme zevkini azaltan ve müşteriyi yoran bir unsurdur.
İkinci önerimiz, Urla merkezde, Malgaca meydanın hemen yanında “Vefalı köfte salonu”. İstanbul’dan yeni gelmişler. Çok özel formüllü çorbaları, müteakiben çok lezzetli bir köfte-piyaz ekürüleri var. Fırın hemen yanlarında olunca, taze ekmekle o piyazın lezzeti başka türlü oluyor. Bu klasikleşmeye aday mekâna tavsiyemiz, bazı oburları tatmin etme saikiyle köfte tabağının yarısını pilavla doldurmamaları.
Ve nihayet üçüncü yer, “Zırhdeli”. Bostanlı’da filizlenmeye başlamış bir nadide çiçek. Adanalı bir girişimci Yiğit beyin “gerçek Adana işte böyledir” iddiası ile yarattığı bir özel mekân. Hakikaten dediği kadar var. Diğerleri gibi bu yer de içkisiz bir ortam. Ama akşam saat 22.00’ye kadar açıklar. İki ürünleri var. İlki “közde” içli köfte. Çok otantik ve tadı mükemmel. Diğeri; tabii ki zırhta çekilmiş Adana. Ustalar Rıfat ve Kadir Adana’dan getirilmiş, yine tüm malzemeler de oradan. Çok özel bir şalgam içtik. O da Adana’dan özelmiş. Mekân sahipleri standartı oluşturduktan sonra zincir dükkânlar açmayı planlıyorlarmış. Aman dikkat. Çok sayıda mekân genelde lezzet çizgisini aşağıya çekebilir. Ama ben onların bu hataya düşmeyeceğini tahmin ediyorum. Neyse; bu yer efsane olmaya aday. Kesinlikle tavsiye olunur.
Paylaş