Odaklanılması gereken 5 konu

Görüştüğüm sanatçılarla genellikle aynı konulara odaklandığımızı hissediyorum. Hem dinleyiciler hem de sektör insanları için son dönemde okuduğum raporlardan bir özet çıkarmamın gerekli olduğunu hissettim.

1) Bağımsız alanlar büyüyor ama görünürlük hâlâ devlerin elinde
Bağımsız müzisyenlerin gelir payının geçtiğimiz yıla göre yüzde 28 oranında büyüdüğünü görebiliyoruz. Bu, dünyanın dört bir yanında bağımsız seslerin daha çok dinlenmeye başladığını gösteriyor. Ama Türkiye’de durum farklı. Müzik dinleme platformlarının algoritmalarında hâlâ büyük yapım şirketlerinin gücüyle öne çıkan isimleri görüyoruz. Gerçek yetenek mi, iyi pazarlama mı? 2025’te bu sorunun cevabı daha da karmaşık hale gelecek. Belki yeni pazarlama taktikleri ön plana çıkacak.

2) K-Pop gibi K-Türk olabilir mi?
Güney Kore’nin müzik ihracatındaki başarısı hepimizin dilinde. Ancak Türkiye’nin zengin melodik mirası, modern prodüksiyon teknikleriyle buluştuğunda neden benzer bir etki yaratamasın? Asya-Pasifik pazarının büyüklüğüne vurgu yapılan raporlarda Türkiye gibi kültürel olarak zengin ülkelerin global sahnede sesi hâlâ kısık. 2025’te bu potansiyelin farkına varmak şart. Globali hedeflemek için yerelleştirmenin önemi yine öne çıkıyor.
3) Sahte dinlemeler artık sadece dedikodu değil
Neredeyse tüm raporların odaklandığı noktalardan biri “stream manipulation” yani dinleme manipülasyonu. Spotify başta olmak üzere tüm diğer platformlar, sahte dinlemeleri engellemek için yeni sistemler geliştirdiğini söylüyor.
Türkiye’de yıllardır dillendirilen “yapay dinlenmeler”, şimdi uluslararası bir tehdit olarak kabul ediliyor. Bu durum, sektörde adil rekabetin yeniden tanımlanmasını gündeme getiriyor.

4) Fiziksel albüm hâlâ bir koleksiyon objesi
Plak ve CD satışlarındaki artış hâlâ devam ediyor. Türkiye’de sınırlı bir kitleye hitap etse de fiziksel formatlar sadık dinleyici için anlam taşıyor. Bu, sanatçılar için yeni bir merch stratejisi olabilir. Hatta bu konuda adımlar atan grup ve oluşumları görmeye başladık. 2025’te “hikayesi olan albüm” yeniden değer kazanabilir.

5) Telif savaşları büyüyor, düzenlemeler kaçınılmaz
Globalde olduğu gibi Türkiye’de de müzik üreticileri telif konusundaki haklarını daha güçlü savunmaya başladı. Dijital platformlar ve telif birlikleri arasındaki denge yeniden kuruluyor.
Özellikle YouTube ve TikTok gibi mecralarda müzik kullanımı ile ilgili yasal zeminin güçlenmesi bekleniyor. Yakın zamanda görür müyüz bilmem ama hamle üstüne hamle olacak.

Dikkat çekenler

◊ Can Güngör, “Beni Burda Üzen Bir Şey Var”ı bu hafta yayınlıyor. Her şeyiyle kendi ilgilendiği bu şarkı, 2 yıl sonra yeniden Can Güngör’ün sesiyle ve karanlık düzenlemesiyle buluşmamızı sağlıyor.

◊ Meral Polat yeni albümü “Meydan”ın ilk single’ı “Meydana Gel”i yayınladı. Blues, swing, afrobeat gibi türleri katman katman işleyen ve yerel dokulara da dokunan bir şarkı. Teması ile de gündemi yakalıyor.

◊ Ülkemizin yeni kız grubu Manifest, yeni şarkıları “Arıyo” ile yükselişlerini sürdürüyor. Sadece dinlenme olarak değil talep olarak da..
Söz ve bestesi Zeki Arkun ile Aleyna Korkmaz’a ait olan şarkının aranjesinde de Arkun imzası bulunmakta. Kendilerine yapılan yatırımın hakkını sonuna kadar veren ekibin adını daha sık duyacağımıza eminim.

◊ Demir Demirkan, yeni teklisi “Suçlusun”u yayınladı. “Zamanda Saklı” kitabının ikinci bölümünden ilham alan şarkının söz, müzik ve düzenlemesi Demirkan’a ait. “Türkçe rock’ta daha çok şarkı çıkmalı” diye düşünürken bu ara Demirkan’ın yeni eseri ile idare ediyorum, öneririm.

◊ Melis Yelman, yeni şarkısı “Bir Parçam Olma” ile duygusal dans konusunu gündeme getiriyor. Yelman ve Can Kuman ikilisinin şarkısı, üzülerek dans etmenin de mümkünlüğünü gösteriyor.

◊ Ezgi Gergin, yarın yayınlanacak olan yeni şarkısı “Leydi” ile pop’a bir nefes olacak. Sözleri Mert Carim’e, müziği Gökhan Türkmen’e, aranjesi ise Aytaç Özgümüş’e ait şarkı kıpır kıpır.

NE DİNLEDİM

◊ Büşra Kayıkçı- “Fertility”
◊ M Lisa- “Şu Halime Baksana”
◊ Ahmet Hatipoğlu- “Gel Dedin”
◊ Grogi, Ozthewiz- “Aç Gözlerini”
◊ Burak Bedirli- “Nefes”