Plakların ses kalitesi daha iyi olmasına rağmen arşivcilik bende hiç yok. Plak, kaset, CD arşivleyemem.
Yeni jenerasyondanım, dijital müzik dinlerim.
Açık söyleyeyim, Türkiye’nin ilk punk’ı kabul edilen Tünay Akdeniz’in plağının çıktığını da okumuştum. “70’li yıllarda analog olarak yapılan kayıtlar aktarıldı ve plak olarak yeniden basıldı” deniyordu ama neyle karşı karşıya olacağımı bilemedim.
Şarkılarını mp3 olarak edindikten ve dinledikten sonra ise dijital teknolojinin, Akdeniz’in müziğine haksızlık olduğunu düşündüm.
Özellikle Murat Beşer’in iki yıl önce hakkında yazdığı muazzam yazının ardından...
İMÇ’de başına gelenler, plak basmak için yaşadıkları...
Ve sonuç olarak, 70’lere göre Türkiye’nin çok ötesinde bir bakış açısıyla hazırlanan şarkıları mp3’ten dinlemek tam bir ahmaklık gibi geldi.
Tüm uyarılara rağmen grubun Amerika konserini görüntülemekte ısrar eden 60 kişinin dışarıya atıldığı açıklandı.
Hayranları küstüren bu olayın gerekçesi gruba göre çok basit. Billy Howerdel, grubun ilk zamanlarından bu yana var olduğunu söylediği “çekim yasağı” kuralının sebebini şöyle özetledi: “Çünkü çektiğiniz videolar ve sesler b.k gibi!”
Bana göre bu deneyimi konsere gelenlerle aralarında tutmaya çalışıyorlar. Ve evet, seyircinin konser çekimleri her zaman çok kötü oluyor.
Bayrağı aldılar gidiyorlar
Maşallah bu sene bir ben sahneye çıkmıyorum. Zorlu, bayrağı aldı resmen önden koşuyor. Geçtiğimiz günlerde Camel grubunun geleceğini açıkladılar, 24 saatte biletleri bitti. Bu hafta ise Hurts açıklandı. Muhtemelen bu yazıyı okurken biletler yine tükenmiş olur.
Synthpop ve soft rock türünde eserler veren İngiliz ikili Hurts, 10 Şubat’ta Zorlu PSM Ana Tiyatro’da, Sahne Üstü Ayakta konser konseptiyle izlenilecek.
Kendisinden “Hayran kitlesi nasıl yaratılır?” başlıklı bir konuşma bekliyorduk ama Dickinson çok daha kişisel bir konuşma hazırlamıştı. Yine de başlığa hizmet eden birkaç maddeyi es geçmedi. Onlar da ders niteliğindeydi...
◊ İnsanlar niye konsere gider? Konser fotoğraflarına baktığınızda insanların tüm sıcaklığını, kalabalığın terini görürsünüz. Bu insanlar müşteri değil çünkü, sadakat ve tutku sahibi insanlar.
◊ İletişim kurmuyoruz, mesajlaşma adı altında aramızda harfler savuruyoruz. Aslında bir mesajımız var fakat cevap alamıyoruz.
◊ Bana bazen müzik mi söz mü önce geliyor diye soruyorlar, önemli olan kafanda bir şey oluşması. İnsanlar kitap yazmak için aylarını verirken şarkı yazmak 30 saniyenizi alabiliyor. Bu durum aslında çok adaletsiz.
◊ Müzik sektörü dijitale dönünce, plak şirketleri borçlanmaya başladı. Sonra müzik dinleyicisini suçlu ilan ettiler. Bence tam tersiydi. Plak şirketleri dijital müziği anlayamadı. Oysa insanlar bizi hem canlı dinlemek hem de ürünlerimizi almak istiyordu. Bu muhteşemdi.
Çünkü onlar plak firmasının müşterisi, bizim ise hayranımızdı. Sıradan bir şey yapamazdık. Risk almadığımız takdirde sadece hit parçalarını çalan bir karaoke grubuna dönerdik.
◊ Iron Maiden artık müziğine daha fazla önem veren bir grup. Yeni bir şey üretmek bizi aktif ve güncel tutuyor. 20 yıl öncesine göre daha çok tanınıyoruz. Müzik hâlâ tutkumuz. İnsanlar tişörtümüzü ya da biramızı aldığında hem müziğimizi yapıyoruz hem de para kazanabiliyoruz.
- Çarşamba akşamı 15’incisi düzenlenen Açık Sahne’de Vega dinledik. Ancak vokalist Deniz Özbey Akyüz neden hâlâ kağıttan okuyor sözlerini anlamadım gitti... Hem de kendine ait sözler! Hoş, çok tatlı bir tweet ile açıkladı durumu, “Heyecandan unutuyorum. Zamanla alışırım. O kadar kızmayın” dedi. Yine de aklıma yatmadı ama olsun.
- Üçüncü Yeniler dedik durduk tamam da yahu enteresan bir grup adı koyup manasız şarkılar yazınca birden ünlü olmanıza imkan yok! Başarının yolu da bundan geçmiyor, samimi olmanız gerek.
Grup adı vermek istemiyorum, biliyorum binbir zorlukla müzik yapmak istiyorsunuz ama kredi çekip kendi albümlerinizi yayınlamayın.
“Sizin hiç mi arkadaşınız yok, hiç mi ‘N’apıyorsunuz’ demiyorlar size?” diye bağırmak istiyorum bazılarına!
- Bir de bu jenerasyonun tanınan, bilinen isimlerinin artık “Abi ya her türlü çalıyoruz” sallapatiliğinden sıkıldım. Seyirciyi ciddiye almadığınızı bazen o kadar net gösteriyorsunuz ki 5 yıl sonra nerede olacaksınız inanın merak içerisindeyim.
- Gelelim tek günlük festivallere... Bunlarda, son çıkacak gruba göre hazırlanan ses-ışıktan nasiplerini alıyor alt gruplar.
Albümü çıkacak isimlerden biri de Türkçe rap’in en önemli kadın temsilcilerinden Ayben.
Uzun süredir suskun olan Ayben, 10 yıl aradan sonra çıkaracağı stüdyo albümü “Başkan”ın aynı adlı çıkış şarkısına klip çekti bile. Albümün ana teması kadın...
Çalışmadaki tüm şarkı sözleri de Ayben’e ait.
Albümün sürprizi ise Ayben’in öz abisi, Türkçe rap’in ustası Ceza ile düet yaptığı “Fenomen” şarkısı.
Albümde yer alan diğer isimler ise Da Poet, Tanerman ve RokaBeat...
DaPoet’i daha önce Ceza’nın albümlerinden de hatırlarsınız.
“Başkan” adlı şarkı 3 Kasım’da single olarak yayınlanacak ve ön satışa açılacak. Albüm ise 27 Kasım’da müzikseverlerle buluşacak.
Bir güzel haber de Melek Mosso’dan
Ford, sürücülerle müzik arasındaki bağlantıyı çözebilmek adına Spotify ve New York Üniversitesi işbirliğiyle bir araştırma yaptırmış.
Bu araştırma için Fransa, Almanya, İtalya, İspanya ve İngiltere’den katılımcılar, özel seçilmiş playlist’leri dinlemiş.
Sürücülerin ruh halleri, sabah işe gidiş yolculuklarından hemen önce ve hemen sonra yanıtladıkları anket sorularıyla tespit edilmiş.
Anket sonucunda enerjik, yüksek tempolu şarkıların en iyi etkiyi yarattığı ortaya çıkmış.
Ancak melankolik ya da “düşük değerli” minör anahtarlı şarkıların da “yüksek değerli” yani açıkça mutlu müzikler kadar popüler olduğu görülmüş.
New York Üniversitesi’nden Amy Belfi, sonuçlardan bahsederken “Genel olarak, enerji düzeyi yüksek şarkılar, katılımcılarımıza kendilerini daha enerjik hissettirdiğini gördük” diyor ve ekliyor: “İşin ilginç yanı, daha enerjik hissetmeye yardımcı olabilen müzikler arasında ‘mutlu’ şarkılar kadar daha karamsar veya melankolik olanlar da vardı. ‘Üzgün’ şarkılar gerçekten de kendimizi iyi hissetmemizi sağlayabilir. Örneğin, bize üstesinden gelip ders aldığımız zor deneyimleri hatırlatabilirler.”
Bu araştırma aklıma, sık sık kullandığım taksilerde çalan ağır arabesk şarkıları ve hüzünlü türküleri getirdi.
“Popüler müzik adına her şey ‘yersen’. Yıllardır Türk pop müziği adına en berbat dönemdeyiz.”
Bunu söyleyenin, Tarkan’ın satış rekorları kıran “10” albümünün aranjörü olması manidar...
Böyle büyük albümlere imza atan, müzik dünyasının devleriyle çalışan birinden bu sözleri duyunca, “Acaba müdahaleden işlerini yapamadıkları hissine mi kapılıyorlar” diye sormadan edemiyorsunuz...
“Genel bir tespitte bulunduğunu” söyleyen Ozan Çolakoğlu’nun yılın en iyileri olarak işaret ettiği şarkılar ise şunlar: Dans müziğinin yeni ismi Deeperise’in “Raf”ı, Mabel Matiz’in “Ya Bu İşler Ne”si ve Yüzyüzeyken Konuşuruz’un “Ne Farkeder”i...
Alternatif müziğin popüler müziği ne kadar beslediği üzerine bir yazı yazmıştım daha önce, hatta Deniz Tekin’in de yorumlarına yer vermiştim. O yüzden bu konuyu tekrar irdeleyesim yok.
Ama Çolakoğlu’nun çok ses getiren tespitine Burcu Güneş’in verdiği yanıtı eklemek istiyorum:
“Bunu senin söylemiş olman çok güzel. Büyük ölçüde bir farkındalık yaratmak gerek artık sektörde.”
Bu durum Lamar’ın ekibinin kimseyle görüşme yapmadığı anlamına gelmiyor. Muhtemelen Lamar konserinde hedeflenen yüksek bilet satışı gerçekleşmeyeceğinden, büyük organizatörler topa girmedi ve kendisinden böylece yoksun kaldık.
Bu kötü haberdi
İyi haberse Rag’n Bone Man İstanbul konseri açıklandı. Rag’n Bone Man, Grand Reserve isimli turnesinin finalini 13 Mayıs’ta Volkswagen Arena’da yapacak. Gelir buradaki coşkuyu görürse, eşe dosta söylerse, kim bilir daha kimler gelmeye ikna olur... Ne dersiniz?
İlk haliyle bıraksalar şaşarım
Büyük Ev Ablukada kayıtları zaman içinde o kadar başkalaşım geçiriyor ki akıllara zarar. İlk albüm Full Faça’da yer alan şarkılar sahnede uzun süre o şekilde çalınamadı mesela. Konserlerde 5 yıl boyunca da şekilden şekile girdi kayıtlar. Bir noktadan sonra o hallerini çalmaktan sıkılıyorlar belli ki. Haksız sayılmazlar.
Grubun dans ettiren ikinci albümü Fırtınayt da geçtiğimiz hafta yayınlandı. Son 1.5 senedir konserlerde dinlediğimiz Güneş Yerinde, Evren Bozması, Arayan Bulur, Hayaletler de yeni aranjelerle bir tık ileriye taşınmış durumda.