İklim krizi tedirgin edici boyutlara ulaşmışken, enerji arzında önemli kısıntılarla karşı karşıya kaldıklarını anımsatan TÜGİAD ve Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Sanayici İş İnsanları Derneği (DOSABSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Nilüfer Çevikel, enerjide dışa bağımlı olmanın getirdiği dezavantajları esaslı bir şekilde gördüklerini kaydetti.
DJİTALLEŞME VE YEŞİL ÜRETİM BENİMSENMELİ
Yenilenebilir enerji kaynaklarının öneminin daha iyi anlaşıldığını vurgulayan Çevikel, “Bu bağlamda uzun zamandır gündemimizde olan ve sıklıkla dile getirdiğimiz iki konu var. Bunlar dijitalleşme ve yeşil üretim. Teknolojinin sunduğu imkanları kullanıp, geleneksel üretim tarzını geride bırakarak, çevreye zarar vermeyen ve karbon salımını azaltan, üretim metotlarını benimsememiz gerektiğini her fırsatta vurguluyoruz. Avrupa Birliği’nin Yeşil Mutabakat Çağrısı ile bu iki konu, gündemin zirvesine yerleşti. Karbon salınımını en aza indirerek, önümüzdeki süreçte sıfırlamayı öngören çağrı, özellikle ihracat yapanlar için harekete geçmeyi zorunlu kıldı” diye konuştu.
YENİLENEBİLİR ENERJİ YATIRIMLARI HIZLANDI
Devletin konuya yakın ilgili olmasının önemli olduğunu söyleyen Çevikel, geçtiğimiz günlerde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından ‘iklim dostu’ projelere 37 milyar lira kaynak aktarılacağı, yeşil finansman imkanlarının arttırılacağı, temiz üretim yapan sanayiye teşvik verileceğinin açıklandığını hatırlattı. Türkiye’nin yenilenebilir enerji yatırımlarına hız verdiği son 8 yılda toplam kurulu gücün yüzde 40 arttığını belirten Çevikel, rüzgarda 8, güneşte de 195 kat büyüme yaşandığına dikkat çekti. Büyük bir mesafe kat edildiğinin altını çizen Çevikel, “Ancak yenilenebilir enerji alanında daha hızlı adımlar atarak, küresel aktörler arasındaki yerimizi almalıyız” dedi.
ÇÖZÜM ÖNERİLERİNE ODAKLANMALIYIZ
Bursa’nın, üretim ve ihracatta lokomotif kent olma konumunu korumak istiyorsa yenilenebilir enerji alanında öncü çalışmalara imza atması gerektiğini vurgulayan Çevikel, “Stratejik konumumuzun avantajları doğrultusunda temiz enerji üreten kaynakların kullanımını artırmalı ve liderlik yapmalıyız. İş dünyası ve karar verme mekanizmaları, mutlaka istişare ile çözüm önerilerine odaklanmalı” diye konuştu.
BİLİNÇ DÜZEYİNİ YÜKSELTMELİYİZ
Enerji bağımlılığı konusuna iki açıdan bakılması gerektiğini söyleyen Bursa Organize Sanayi Bölgesi Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (BOSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Rasim Çağan, ilkinin ‘Nasıl daha az tüketiriz?’, diğerinin ise ‘Hangi alternatif enerjilerden faydalanabiliriz?’ sorularının yanıtları olduğunu kaydetti.
Türkiye’nin enerji arzının yüzde 29,1 ile kömür, yüzde 28,6 ile petrol ve yüzde 25,7 ile doğal gazdan sağlandığını dile getiren Çağan, “Binalarda kullanılan enerji miktarı, sanayide kullanılandan daha fazladır. Yapılarda Enerji Verimliliği Derneği (VERİMDER) çalışmasına göre konutlarda yapılacak iyileştirmelerle 7 milyar dolar civarında enerji tasarrufu sağlamak mümkündür. Bu da 50 milyar dolar, enerji ithalatımızın yüzde 14’üne denk geliyor” diye konuştu.
BİLİNÇLENME ARTTIRILMALI
Sanayi tarafında özellikle tekstil boyahanelerinde doğru ekipman seçimi ve doğru proses kullanarak enerji kullanımının büyük oranda azaltılabileceğine dikkat çeken Çağan, “Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı ve dünyada oluşan enflasyon sıkıntısı gerek konutlarda, gerekse de sanayide enerji verimliliği konusunda bilinçlenmeyi mecbur kılacaktır” dedi.
ALTERNATİF ENERJİ
Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Bursa Şubesi Başkanı Burak Özgen, dünya üzerindeki nüfus artışı, hızlı kentleşme ve sanayileşmenin enerjiye olan talebi artırdığını belirterek, klasik enerji kaynaklarının yanında yeni enerji kaynaklarının değerlendirilmesinin önemine işaret etti. Sanayileşme ile ortaya çıkan enerji ihtiyacı ve kaynak arayışının, geçmişten günümüze politik, sosyal ve ekonomik sorunlara neden olduğunu söyleyen Özgen, “Elektrik enerjisi günümüzde insanlar için temel bir ihtiyaç maddesi olup, toplumların da ortak gereksinimidir. Bu nedenle enerjinin tüm tüketicilere yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve güvenilir bir şekilde sunulması gerekir” diye konuştu.
Enerji talebinin büyük ölçüde fosil yakıtlardan karşılandığını hatırlatan Özgen, sonuçlarının küresel ısınma ve çevre kirliliği sorunlarını ortaya çıkardığını kaydetti. Özgen, fosil yakıtların önümüzdeki 50 yıl içinde tükeneceği öngörüsünün yenilenebilir enerji çalışmalarının yaygınlaşmasına neden olduğunu vurguladı.
ÇİN İLK SIRADA
Yenilenebilir enerji kaynaklarının başında gelen güneş enerjisinin, sağladığı avantajlar ve ekonomik getirisi nedeniyle dünyada güneş enerjisi kullanım oranının arttığına dikkat çeken Özgen, “Dünya geneline baktığımızda bu alanda Çin ilk sırada yer almaktadır. Avrupa’da ise Almanya son yıllarda yaptığı yatırımlar ile en fazla güneş enerjisi ile elektrik üreten ülkeler sıralamasında en üst sıradadır” diye konuştu.
ALMANYA BİZDEN FAZLA ÜRETİYOR
Ülkelerin güneşlenme sürelerine bakıldığında Almanya’nın coğrafi konumu nedeniyle verimsiz bir bölgede olduğunu vurgulayan Özgen, “Buna rağmen yaptığı yatırımlar ile ihtiyacı olan enerjiyi güneşten karşılama yönünden Avrupa’da zirvededir. Almanya günlük ortalama 4,38 saat, yıllık 1600 saat güneşten yararlanırken, ülkemizde ise toplam güneşlenme süresi günlük 7,5 saati, yılda ise 2.741 saati bulmaktadır. Almanya’da; 1 MW’lık bir GES, yılda ortalama 994000 kWh elektrik üretiyor ve Almanya’nın kurulu gücü yaklaşık 53.783 MW civarında. Türkiye’de ise; 1 MW’lık bir GES, yılda ortalama 1540000 kWh elektrik üretiyor ve ülkemizin kurulu gücü yaklaşık 6.667 MW civarındadır. Özetleyecek olursa ülkemize oranla çok daha az güneşten yararlanan Almanya’nın güneş enerjisi üretimi ülkemizden çok daha fazladır” dedi.
İÇ ANADOLU VE GÜNEYDOĞU ŞANSLI
Karacabey’de 1995 yılında kurulan MSK Çelik Dövme Firması, 22 kişilik istihdamı ile faaliyetine başladı. Firma, otomotiv sanayiye yönelik sıcak çelik dövme işleri yapıyordu. Otomotiv gelişince farklı firmalardan da talep gelmeye başladı. İş potansiyeli artınca, yatırım yapmaları gerekti. Karacabey Otogar Bölgesi’ndeki küçük ölçekli yerden, Bursa - Karacabey Yolu üzerindeki daha büyük bir yere taşındılar. Büyük bir fabrika kurdular.
Yeni yerlerinde üretim, siparişler ve istihdam yükseldi. Bu sürece ihracatı nasıl ekleyebileceklerini düşünmeye başladılar. Bir personel istihdam ederek, konuya odaklandılar. Firma sahibi Murat Kazangil’in daha önce katıldığı fuarlardaki bağlantıları ile ilk ihracat Almanya’ya yapıldı. Yurt dışı kapısı açıldı. Bu iş onları heyecanlandırdı. Hem yurt içi, hem yurt dışındaki potansiyel ve pastadan pay alabileceklerini görünce bu defa yatırıma yöneldiler.
VERİMLİLİK ÇAĞRISI
BEBKA’nın ilk kuruluş yıllarıydı. Yatırım başvurusu için çağrı açıyorlardı. Verimlilik üzerine bir konu başlığı vardı. Ondan yararlanmak istediler. Üretim sürecini ele aldılar. Üretim safhalarında parçaları bir kalıp içine koyuyorlardı. Malzemeye presler vasıtasıyla baskı uygulayarak şekillendiriyorlardı. ‘Bir parçayı aynı anda vurarak, neden daha fazla üretmeyelim?’ diye sorgulamaya başladılar. Kalıbı biraz daha büyütebilirlerdi. BEBKA’nın bu konudaki çağrısına karşı bir proje sundular. Bir tezgah ve onun öncesinde bir ön şekillendirici makine satın almayı planlıyorlardı.
ARAŞTIRMA YAPTILAR
Bu makinelerin en uygunu Çin’deydi. Almanya’da üretilen makinelerin ciddi fiyat farkı vardı. Konuyla ilgili Çin’e birkaç kere gittiler. Araştırma yaptılar. Maliyet, firmaya uygunluk, uygulama aşamasında firma ile yapacakları sözleşmeler, oraya yapacakları ödemeleri değerlendirdiler. Çin’deki firmadan prosedürleri yerine getirmelerini istediler. Teklif vermelerini ve bankaya ön sipariş bedeli yatırma zorunluluğunu aktarmaları konusunda biraz zorlandılar. Ancak anlaştılar. Çin’den o tezgahların gelmesi yaklaşık 1,5 ay sürdü. Makine alımı ile enerji verimliliği sağladılar.
Son yıllarda çevreye saygılı ve ekonomik olarak daha makul olan yenilenebilir enerjiye talep artıyor. İşletmelerin yanı sıra bireysel olarak talep edenler de oluyor. Bireysel kullanıcılara örnek olarak iş dünyasından geçtiğimiz dönem BUSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ergun Hadi Türkay’ı verebiliriz. Evinin çatısına kurduğu güneş panelleri sayesinde tüketeceği elektriği üretiyor. Yaptığımız görüşmede Türkay’ın evinde gerçekleştirdiği bu girişimi ve genel olarak yenilenebilir enerjiye bakışını konuştuk.
GERİ DÖNÜŞÜNÜ DÜŞÜNMEDİM
Enerji yatırımlarının uzun vadeli olduğunu hatırlatan Türkay, bunu genelde 5 ile 12 senede geri ödemesi olan yatırımlar olarak tanımladı. Yatırımın ticari anlamda geri dönüşünün çok önemli olduğuna dikkat çeken Türkay, “Ama kendi evinizden bahsettiğinizde burada daha çok işin maneviyatı devreye giriyor. Ben kendi evime yaptırırken, hiç geri dönüşünü düşünmedim” dedi.
HERKESE ÖVÜNEREK ANLATIYORUM
Bütün çatılar boş. Güneş yatırımları sanayide 6,5-7 yılda geri dönüyor” dedi.
Araçlarda da bir dönüşüm yaşandığını anımsatan Aktuğ, “2024’ten sonra elektrikli araçlarla birlikte ihtiyacımız yüzde 40 artacak. Gemlik’e TOGG’u getirdik deyip takacak fiş bulamazsan olmaz. Elektrik alt yapısı, üretim, trafoların düzenlenmesi, dağıtım şebekeleri altyapısının güçlendirilmesi lazım” diye konuştu.
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Meclis Üyesi, 21’inci Enerji Komite Üyesi Elektrik Mühendisi Erdal Aktuğ, elektrik zamlarının ülke gündemine oturduğunu, sonrasında yaşanan elektrik kesintilerinin enerji konusunu tekrar gündeme taşıdığını anımsattı. Yaşanan zam ve kesintide birçok etkenin bulunduğunu ifade eden Aktuğ, birinci nedenin dışarıya bağımlı olmamız olduğunu dile getirdi.
ikinci nedeni enerji yönetimindeki eksiklikler olarak dile getiren Aktuğ, yönetim zafiyetinin yaşandığını kaydetti. Planlama eksikliğinden bahseden Aktuğ, “Yakın zamanda yaşadığımız olaydan örnek vereyim. Tekirdağ ve Tuz Gölü’nde doğal gaz depolama alanımız var. Bu bölgeler çok önemli. Daha fazlası yapılmalı. İran, doğal gazı bir hafta kesti. Doğal gaz kullanımımızı yüzde 40 indirdik. Bursa’ya yaklaşık 1 milyar TL’ye mal olacak bir zarara sebep oldu. Belirttiğim iki kaynak, bize 15 gün yetecek kadardı. Neden bunu kullanamadık? Plansızlık ve yönetimsizlik burada başlıyor. Enerjiyi yönetenler yaz aylarında ya da ihtiyaç olmayan aylarda bu depodaki doğal gazı kullandılar. İhtiyacımız olduğu anda doğal gaz kalmadı” diye konuştu.
Üçüncü nedenin dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesi olduğunu söyleyen Aktuğ, önceden TEDAŞ olarak bunu devletin yaptığını hatırlatarak, “Şu anda dağıtım şirketleri üzerinden alınan fonlar, enerji payları, KDV, dağıtım bedeli, özel tüketim bedelini, elektriğin üstüne giydirdiler. Dağıtım şirketleri kesime giden piliç gibi hantallaştı, şişti. Özelleşmeseydi ve devlet yönetseydi, hem paralar devlette kalırdı, hem de dağıtım şirketleriyle bu sıkıntıyı yaşamazdık. Şimdi TEİAŞ’ın özelleştirilmesinden bahsediliyor. Bu mutlaka durdurulmalı” dedi.
KADEMELENDİRME VE YATIRIM
Enerji kullanımındaki ücretlendirmede birinci kademeye tekrar bakılması gerektiğini vurgulayan Aktuğ, “İkinci kademe ona göre değerlendirilmeli. İkinci kademe önemli çünkü insanları tasarrufa iletiyor. O da olmalı. Bir ailenin normal tüketimi nedir? Hesabını kitabını yapıp, tekrar tekrar bakılmamalı. Evlerimizde ortak kullanım dediğimiz merdiven altı, asansör boşluğu gibi yerler daha önce dağıtım şirketleri özelleşene kadar birinci mesken ucuz tarifeydi. Özelleşme ile birlikte pahalı tarifeye geçildi. Aradaki fark dağıtım şirketlerinde kaldı. Dağıtım şirketleri de buradan kazandıkları paraları, yatırıma altyapıya harcamadılar. Yatırım sorunları nedeniyle Isparta’da kesinti yaşandı. ‘Kazandıysan yatırım yapman gerekiyor’ diye EPDK Özelleştirme Kanunu’nun bir maddesinde yazdı. Sıkıntılardan birisi de bu” dedi.
Nilüfer Belediyesi, 2014 yılında Avrupa Komisyonu’nun enerji verimliliği, yenilenebilir enerji kaynaklan konularında çalışan belediyeleri desteklemek üzere oluşturduğu ‘Belediye Başkanlan Sözleşmesi’ni imzaladı. Bu sözleşmedeki hedef 2020 yılına kadar karbon emisyonlarının yüzde 20 oranında azaltılmasıydı. Aynı zamanda enerjiye olan talebin yüzde 20 azaltılması ve yenilenebilir enerji kaynakları kullanımının da yüzde 20 oranında artırılması da hedefler arasındaydı. Nilüfer Belediyesi bu 6 yıllık süreçte tüketimlerini takip etti ve 2020 itibariyle yüzde 16’nın üzerinde bir emisyon azaltımı sağladı.
Nilüfer Belediyesi, başkanlar sözleşmesindeki yeni hedef olan 2030 yılına kadar yüzde 40 karbon emisyonu azaltım taahhüdünü de yeniledi. Nilüfer Belediyesi’nin yeni hedefi, 2030’a kadar yüzde 40 emisyon azaltımını yakalamak olarak açıklandı.
Nilüfer Belediyesi, kısa bir süre önce kentteki tüm paydaşlarını da dahil ederek Sürdürülebilir Enerji ve İklim Uyum Eylem Planı Çalıştayı düzenlemişti. Bu Çalıştay’ın sonunda Nilüfer’deki sera gazı azaltım ve iklim değişikliğine uyum faaliyetlerini içeren ‘Nilüfer Sürdürülebilir Enerji ve İklim Uyum Eylem Planı’ hazırlandı.
İHALEYE ÇIKILACAK
Nilüfer Belediyesi’nin, kentte yenilenebilir enerji kaynaklan kullanımının arttırılmasına dair İller Bankası’na yaptığı kredi başvurusu olumlu sonuçlandı. Bu kredi ile yakın zamanda Güngören’de 1 megavat kapasiteli bir güneş enerji santralinin ihalesine çıkılacak.
GES PROJELERİ
Aynı zamanda sıcak su ihtiyacını da karşılıyor. Başlattıkları yatırımı “doğaya saygılı hizmet modeli” olarak yorumlayan Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, “Günümüzde enerji, dünyanın ve insanlığın en hayati ihtiyaçlarından biri haline gelmiştir” dedi.
Yıllık enerji giderlerinin artması nedeniyle yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapan Osmangazi Belediyesi, Panorama 1326 Bursa Fetih Müzesi ve Veysel Karani Mahallesi’nde inşa edilen modern kurban satış kompleksinin çatısına güneş enerjisi santrali kurdu. Kurban satış alanının çatısının üzerinde toplam 20 bin metrekarelik alana toplam 4016 adet güneş paneli yerleştiriliyor. Kurulan santral, günlük 1000 kWa üretim kapasitesine sahip olacak. Bu santral sayesinde, yılda ortalama 1 milyon 650 bin kWh (kilo Watt saat) enerji üretilecek. Üretilen elektrik enerjisinin yıllık yaklaşık 2 milyon 600 bin TL getirisi olacak. Ülkemizin yerli ve yenilenebilir kaynaklarının değerlendirilmesine önemli katkı sağlayacak olan Güneş Enerji Santrali sayesinde, fosil yakıtlara göre 1.155 ton karbondioksit sera gazının atmosfere salınımı engellenmiş olacak ve yaklaşık 57 bin 750 ağaç doğaya kazandırılmış olacak.
SICAK SU DA ELDE EDİLİYOR
Osmangazi Belediyesi, Panorama 1326 Bursa Fetih Müzesi’nin de çatısına güneş enerji panelleri ve sıcak su panelleri yerleştirdi. Çatıda yer alan 10 sıcak su paneli 80 kWa sıcak su sağlıyor. Elde edilen sıcak su bina müze içerisindeki musluklara veriliyor. Fazladan sıcak su ise müzenin ısıtma sistemine aktarılıyor. Müzenin üzerinde yer alan 50 güneş paneli ise günlük 17 kWa üretim kapasitesine sahip. Yıllık yaklaşık 55 bin TL’lik enerji üretimine sahip olan güneş panellerinden üretilen enerji, müzenin enerji tüketiminde kullanılıyor.