Paylaş
Ama yaşayınca sıkıntıyı çok daha iyi anladım. Geçen hafta içi bir sabah saat 08’e doğru Bostancı’dan yola çıktım. Trafiğin az olacağını düşünerek çevreyoluna sapmama rağmen, Bornova’ya ulaştığımda 1 saatten fazla bir süreyi yolda kaybetmiştim. Halbuki trafiğin olmadığı saatlerde ben aynı yolu en fazla 20 dakikada alıyordum.
Çevre yolundaki görüntü, trafikten yaşanamaz hale gelen ve bir yolunu bulanların ilk fırsatta kaçtıkları İstanbul’daki Boğaz köprülerinin trafiğinden hiç farklı değildi. Araçlar santim, santim ilerliyordu. Zaten yetkililerin saatleri geri almama inadı yüzünden kapkara bir yüzle karanlıkta yollara düşen Karşıyakalılar, üstüne bir de trafik stresi gelince, güzel İzmir’in güzelliğine gölge düşürecek mutsuz çehrelerle araçlarının camlarından bakıyorlardı. Trafiği rahatlatmak için açılacak yeni yollar, kavşaklar çare olabilecek mi, bilemiyorum ama şu anda trafikte mutsuzluk dorukta.
TRAFİK KRİZİ AŞILMALI
Eminim pek çok Karşıyakalı istemeden özel araçlarıyla yola çıkıyor. Bunun nedeni deniz yoluyla karşıya geçmek kolaylaşsa bile sonrasında yaşanan sıkıntılar. Sanayi siteleri, gıda çarşısı gibi pek çok iş merkezinin yakınına kadar giden metro ile otobüsler o saatlerde çok kalabalık olduklarından ya da istasyonlardan iş yerlerine kadar biraz yürümek gerektiğinden toplu ulaşım araçları tercih edilmiyor olabilir.
Bakalım önce Karşıyaka, ardından yıl sonuna doğru Konak tramvay hatları devreye girdiğinde İzmir – Karşıyaka arası trafiğin hafiflemesine ne kadar katkıda bulunacak. Eğer bugünlerde yaşanan trafik krizi aşılamazsa, İzmir bırakın yaşanacak şehir olmayı, ilk fırsatta kaçılacak şehirlerden biri olmaya aday.
Urlalılar vapur bekliyor
URLA’ya yeni yapılan iskeleye deniz otobüsünün ilk yanaşacağı günü bölge halkı büyük bir merakla bekliyor. Sadece Urlalılar değil Çeşme, Mordoğan gibi Yarımada’nın dört bir yanındaki pek çok yerleşim yeri de dört gözle deniz otobüslerini bekliyor.
İzmir’e kadar direksiyon sallama yorgunluğu bir yana, trafik, otopark dertleriyle uğraşılmayacak olması da herkese cazip geliyor. O nedenle araçlarını Urla’ya bırakıp keyif içinde deniz yolculuğu yapmanın hayallerini kuranlar bir hayli fazla...
Kentin içine girmeyecek o araçların trafiği rahatlatma ve hava kirliliğinin azalmasına katkıları da İzmir’in en önemli kazancı olacak.
Ancak bütün bu artılarına rağmen deniz otobüsü seferlerinin ne zaman başlayacağı hala anlaşılamadı. Çıkan bazı haberlere göre Bakanlık’tan izin bekleniyor. İskele yapımında çalışanlara göre ise ilk hareket 1 Nisan’da... Ama hepsi fısıltı gazetesi. Resmi bir açıklama henüz yok. Tabii, sefer saatleri ve bilet ücretlerinin ne olacağı da ayrı merakla konusu.
Sanırım, iskeleyi 2 ay gibi kısa bir sürede yapmayı başaran İzmir Büyükşehir Belediyesi, deniz yolculuğundan yararlanmak isteyen Adalıları, en azından sefer sayıları, saatleri ve bilet fiyatları konusunda daha fazla merakta bırakmayacaktır. Bakarsınız kamuoyu bu ön bilgileri tartışarak vakit geçirirken, Bakanlık’tan seferlere başlama izni gelir.
Paylaş