İzmirli kadınlar yine birinci

Haberin Devamı

BUNDAN birkaç ay önce Atatürk Organize Sanayi Bölgesi ve Manisa Organize Sanayi Bölgesi’ne gittiğimde sanayicilerin en önemli derdi kalifiye eleman bulamama sıkıntısıydı. Avrupa olmazsa Afrika’ya, Rusya’ya gidiliyor pazar bir şekilde bulunuyordu ama eleman
sıkıntısından üretim aksarsa tehlike büyük oluyordu.

EBSO Başkanı Ender Yorgancılar da geçtiğimiz günlerde bu konuyu yine gündeme getirdi. Türkiye’de işsizlik değil, mesleksizlik krizi yaşandığı uyarısında bulunarak kanayan yaraya bir kez daha parmak bastı. Sanayide kalifiye eleman sıkıntısının en önemli nedenlerinden
biri olarak gençlerin fabrikada tezgah başında kol gücüyle çalışma yerine masa başında çalışma arzuları gösteriliyordu. Ayrıca gençler turizm gibi hizmet sektöründe, otellerin yıldızlı ortamlarında çalışmayı fabrikalara tercih ediyorlardı.

Haberin Devamı

Çalıştıracak eleman bulamayan sanayi kesiminin yoğun bir eğitimle kadın işçilerin istihdamına ağırlık vererek sorunu çözmeye çalıştıkları dikkatimi çekmişti. Gerek Atatürk Organize, gerekse Manisa Organize’de bazı fabrikalarda kadın işçi sayısı erkeklerden
daha fazlaydı. Öyle ki, bazı ağır sanayi iş kollarında bile erkekleri iş başında görmeye alıştığımız makine ve tezgahların başında kadınların bulunduğunu gördüm.

Bu ay içerisinde Türkiye Ekonomik ve Politik Araştırmalar Vakfı’nca (TEPAV) Türkiye’de kadın istihdamı üzerine bir araştırma gözlemimi doğruladı. Erkeklerin boş bıraktığı alanları kadın işçiler dolduruyordu. Bunun sonucu olarak 2004 ile 2011 arasında tarım kesimi hariç Türkiye’de kadınların işgücüne en fazla katıldığı il yüzde 30’la İzmir olmuş. İstanbul’da bunun yüzde 25.4, Ankara’da yüzde 24.6 olduğunu düşünürsek İzmir’in üç büyük kent arasında birinci sırada olmasının anlamı daha önemli oluyor.

Araştırmada dikkat çeken bir başka nokta ise ofis, alışveriş merkezleri gibi yerlerin sayısındaki artışla kadın çalışan sayısındaki artışın birbiriyle doğrudan ilişkili olması. Bu oran İzmir’in yeni kent merkezinde yükselmeye başlayan gökdelenlere paralel kadınlara daha çok kapılar açılacağını gösteriyor. İş arayan ya da iş beğenmeyen erkeklerin dikkatine...

Haberin Devamı

Dünyanın en büyük AVM’si

İçinde tam 100 otel ve lüks rezidanslar olacak. Unlü sanat galerilerini bir araya getirerek Ortadoğu ve Kuzey Afrika’nın en büyük sanat merkezini yaratacak. Çarşıları, restoranlarıyla dünyanın doğusunun en yüksek binası ve dünyanın en büyük AVM’si açıldığında yılda 80 milyon kişi alışverişi yapacak. İşte bu nokta çok önemli çünkü bu projeyi gerçekleştirecek olan ülke, İzmir’in EXPO 2020 yarışında en zorlu rakiplerinden biri olan Dubai. EXPO’yu alırsa yılda 40 milyon ziyaretçi çekeceğini açıklayan 4 milyon nüfuslu Dubai’nin hedeflediği rakamın bıyık altından gülümsemelere yol açtığını biliyoruz. Ama yılda 80 milyon ziyaretçi çekecek ve beraberindeki beş temalı parkla birlikte 43 milyar dolara mal olacak bu rüya projeyi duyunca biraz düşünmek gerek. Birleşik Arap Emirlikleri’nin, Hindistan’ın ünlü Tac Mahal’inin birebir kopyasını tam dört kat büyüğüyle inşa etmek gibi daha birçok rüya projesinin açıklanacağını düşünürsek, nüfus ve yüzölçümünde küçük, pahada ağır bu rakibi iyice ciddiye almakta yarar var. Dünya petrol rezervlerinin yüzde 7’sine sahip Birleşik Arap Emirlikleri’nin rüya projeleriyle EXPO seçiminde oy kullanacak delegelerin gözünü boyayacağı kesin. Neyse ki şu an içinde bulundukları ciddi bir açmaz var. Dünyada gayrimenkul krizinin patladığı 2008’de aralarında ünlü Palmiye Adası’nın da
bulunduğu iflasın eşiğine gelen birçok proje var. Bu süreçte uluslararası bankerlik kuruluşları ve yatırım şirketlerinin güvenini ciddi şekilde kaybeden Dubai’nin en zayıf halkası burası. Şimdi bu güven eksikliğini tamir etmeye çalışıyor. Ama 2013 Kasım’ında yapılacak
oylamaya kadar bu güven yeniden sağlanabilir mi? Projeler rüya mı, gerçek mi? Henüz belli değil.Bütün bunlar EXPO oylamasında İzmir’in şansını etkileyecek önemli gelişmeler olacak.

 

Yazarın Tüm Yazıları