Paylaş
Cumhurbaşkanlığı seçimi için yaptığı varsayımsal açıklamalardan geliyor.
*
İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adayları olduğunu on kere, yüz kere, bin kere söylüyor.
Ancak hemen ardından...
“Varsayalım İmamoğlu hapisten çıkamadı ve aday olamadı... İşte bu durumda şöyle yaparız, böyle yaparız” falan diyor.
*
“Varsayalım” dedikten sonra söyledikleri, on kere, yüz kere, bin kere İmamoğlu demesini bir anda silip atıyor.
Çünkü “varsayalım” dedikten sonra söyledikleri, önümüzdeki dönemin yol haritası gibi algılanıyor.
Bunu CHP’liler de böyle algılıyor CHP’li olmayanlar da.
*
Hatta hapisteki Ekrem İmamoğlu bile Özgür Özel’in “varsayalım” dedikten sonraki cümlelerine fena halde bozuluyordur.
Çünkü İmamoğlu, böyle bir varsayımın dile getirilmesini haklı olarak istemez.
*
Yani demem o ki...
Varsaymak, Özgür Bey’in başını her zaman belaya sokuyor ve sokacak.
ÇORBA VE BANT
ÖZGÜR Özel, kamera bantlama olayını şöyle izah ediyor:
*
“Çorba içerken bakıyorum karşıda kamera bantlı. Korumaya ‘bu niye bantlı’ diyorum. ‘Öyle olması gerekiyor efendim, buradan olmadık bir görüntü çıkar ortaya, üstüne bir şey dökersin, bizim görevimiz sizin itibarınızı da korumak’ diyor. Ben de ‘peki’ diyorum. Çünkü aldıkları eğitimin gereği bu.”
*
Ben olsam...
Böyle çorbalı morbalı bir savunma yapmak yerine...
“Kamera bantlamak bana pek mantıklı gelmedi” der geçerdim.
KIBRIS’A TEKNOFEST ÇOK YAKIŞTI
SELÇUK Bayraktar, KKTC’deki Teknofest açılışında şöyle demiş:
*
“Kıbrıs’a artık sadece tatil için değil, bilim için, teknoloji için, üretmek için gelinmeli. Dünyanın dört bir yanından bilim insanları, girişimciler Lefkoşa’ya, Girne’ye, Güzelyurt’a gelmeli. Yeni fikirler buradan doğmalı.”
*
İşte tam da bu açıdan...
Teknofest, Kıbrıs’a çok ama çok yakıştı.
KANAL İSTANBUL MESELESİ
KANAL İstanbul’dan vazgeçmemiş hükümet.
Ulaştırma Bakanı Abdülkadir Uraloğlu’nun sözlerinden bunu anlıyoruz.
Ancak Bakan Uraloğlu’nun şu sözlerini de yabana atmamak gerekir:
*
“Kanal İstanbul’u gündem değiştirmek için gündeme getiriyorsanız bunu asla doğru bulmuyoruz. Şu anda biz gündem olarak Kanal İstanbul’u tartışmıyoruz, tartışmayı da doğru bulmuyoruz. Ama Kanal İstanbul’dan asla vazgeçmedik.”
SEDAT ERGİN’E VEDA
SEDAT Ergin, Türk basınının referans isimlerindendir.
*
Kılı kırk yaran titizliğiyle, asla ödün vermediği tertemiz üslubuyla, dosyalar üzerinde emek isteyen çalışmalarıyla her zaman ilgiyle takip ettiğim bir gazetecidir.
*
Hürriyet gazetesine 1 Haziran 1987’de adım attı Sedat Ergin.
Beş yıla yakın Milliyet Genel Yayın Yönetmenliği dönemini hariç tutarsak...
Tam 33 yıl bu gazeteye emek verdi.
*
Sedat Ergin’in Hürriyet geçmişi, başarılarla doludur.
*
Türkiye’nin konuştuğu sayısız manşetlere imza attı. Özellikle diplomasi çevrelerinin yakından izlediği önemli analizler kaleme aldı. Ergenekon / Balyoz sürecinde kaleme aldığı hukuki eleştiriler, kamu vicdanının sesi oldu.
*
Sedat Ergin, Hürriyet’te birçok kademede önemli görevler üstlendi.
- Washington muhabirliği yaptı.
- Ankara Temsilcisi oldu.
- Genel Yayın Yönetmeni oldu.
- Köşe yazarlığı yaptı.
*
Sedat Ergin, “Kendime meslek hayatımda yeni bir yol çizmek üzere Hürriyet’e veda etmek istiyorum” dediğinde...
Vedasına üzülsem de, gazetem adına büyük kayıp olduğuna inansam da..
“Yeni bir yol çizme” arzusuna büyük saygı duydum.
*
Zarif vedaların, karşılıklı anlayışa dayalı ayrılıkların, güzel gidişlerin artık pek kalmadığı medya ortamında Sedat Ergin’in vedası, umarım örnek olur.
*
Veda deyip duruyorum ama Sedat Ergin’le Hürriyet’in dostluğu bakidir.
Paylaş