Dış politikada Atatürk’ün dört şartı

1. Türkiye komşu ülkelerin iç işlerine karışmasın.
2. Türkiye Araplar arası ihtilaflara karışmasın.
3. Türkiye Batı yönünde ilerlemeye devam etsin.
4. Türkiye komşumuz Rusya’yı tahrik etmesin.
Bugün Türkiye’nin dış politikada içinde bulunduğu duruma baktıktan sonra fazla söze gerek yok sanırım.
Hafta başında Yaşar Üniversitesi’nde İzmirli , Bornovalı olmakla gurur duyan bir emekli büyükelçi Ertuğrul Apakan, Ukrayna ve Suriye’deki gelişmeler üzerine bir konferans verdi. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Ukrayna Özel Misyonu Başkanlığı’na seçilen Apakan’ın analizleri çok ilgi çekiciydi.
Avrupa ile Rusya arasındaki dengelerde Polonya ve Ukrayna’nın önemine dikkat çeken Apakan “Polonya seçimini AB’den yana yaptı. Ukrayna ile Rusya arasında sınırın geleceği Avrupa açısından önemli. Doğu ile batı arası ilişkilerin nasıl şekilleneceğini ortaya koyacak. Avrupa Birliği ile Rusya arasındaki ilişkiler, Avrupa’daki yeni güvenlik mimarisini oluşturacak.” Diyor.
Ukrayna’da siyasi bir krizin askeri krize dönüştüğünü, otonomi beklentilerinin büyük krizlere yol açtığını söyleyen Apakan “ Bunlardan ders alınması gerek. Ukrayna krizi 5- 10 yıl daha Avrupa’da güvenlik ve istikrarı etkileyecek “diyor.
Dünyanın önceden öngörülemeyen olayları yaşadığını söyleyerek, “Mezopotamya’nın IŞİD gibi gruplar tarafından kontrol edilebileceği tahmin edilemezdi” diyen Apakan, “Suriye ve Irak’ı Mezopotamya altında bütün olarak ele almak lazım. Mezopotamya’nın geleceği tüm Ortadoğu’yu etkisi altına alacak. Mezopotamya’daki gelişmeler Türkiye gibi bölge ülkelerinin güvenliğini doğrudan etkileyecek” dedi.
Ancak çevredeki bütün olumsuz gelişmelere rağmen Apakan’ın yüreklere su serpen yorumları da var. Türkiye’nin devlet geleneği olan, kökleri sağlam ve diğerlerinden çok farklı bir ülke olduğuna işaret eden Apakan, “Geçen yıl Türkiye’ye 16.5 milyar dolar yabancı sermaye geldi. Ben gelecek için umutluyum” dedi.