Bayram bitti, yaz bitti

UZUN bayram tatiliyle birlikte yaz sezonu da büyük ölçüde sona ermiş olacak. Okullar açılacak, yazlıklar boşalacak, yaz boyunca sadece bu bayram yüzleri gülen Ege otelleri yeni sezona kadar kapılarını birer birer kapatacak.

Haberin Devamı

 

EBSO Başkanı Ender Yorgancılar geçtiğimiz günlerde nitelikli sanayi için destek isterken turizmin kaygan zemin üzerinde bir sektör olduğunu ifade ediyordu. Gerçekten de öyle...
Kimin aklına gelirdi Türkiye’nin bir Rus savaş uçağını düşürüp 4 milyondan fazla turistin ayağının kesileceğine. Kimin aklına gelirdi 15 Temmuz’da Meclis’in bombalanacağı, tankların sokaklara çıkıp sivil halka ateş açarak Türkiye’yi kan ve ateşe batmış iç savaş görüntüsündeki bir ülke haline getireceği.
Turizm huzur ve barış arayan bir sektördür. Savaşın, terörün olduğu yerde turist olmaz. Fiyatlar ne kadar cazip olursa olsun insanlar güvenlik endişesi taşıyacakları yerde tatil yapmak istemez. Türk turizmi böyle bir krizi 1989 Körfez harekatında da yaşamıştı. Türkiye savaşın içinde olmadığı halde Irak’a komşu ülke diye turistin ayağı kesilmiş Antalya’da çok sayıda beş yıldızlı otel zor durumda kalmış çoğu sonradan el değiştirmişti.
Her ne kadar Rusya ile ilişkilerin düzelmesi gelecek yıl için umut verse de Suriye ve Irak’taki gelişmeler önümüzde zor bir dönem olacağını gösteriyor. Eğer önümüzdeki bahar aylarına kadar belirsizlik sürerse özellikle Avrupalı turisti beklemek gelecek yıl için de hayal olabilir.
Sadece Rusya krizinin Türkiye’ye faturasının 15 milyar doları aştığı tahmin ediliyor. Toplam 35 milyon turist gelen Türkiye’ye gelen ziyaretçi sayısı şimdiden yüzde 40 daha az.
Bu turizm dövizinin 15 ile 16 milyar dolar daha az olması anlamına geliyor.

Haberin Devamı


SAVAŞ DEMEK HARCAMA DEMEK
Buna karşılık harcamalar artıyor. Suriye’ye giren her asker, havalanan her savaş uçağı para demek. Nitekim son üretim verileri büyümenin büyük ölçüde devletin yaptığı harcamalardan kaynaklandığını gösteriyor. Bunların içinde terör ve bölgedeki gelişmelere karşı yapılan askeri harcamalar da var.
Belirsizliğin olduğu yerde yatırımlar yavaşlar. Projeler ertelenir. Bu da üretimin ve ekonomik büyümenin yavaşlaması, işsizliğin artması, ekonomik refahın azalması demektir.
Her yıl iş gücüne katılan ortalama 1 milyon kişiye iş imkanı yaratabilmek için Türk ekonomisinin ortalama yüzde 6 büyümesi gerektiği hesaplanıyor. Bu yılki büyüme hızı yüze 3’ü bulursa sevinecek durumdayız. Bu da en az 500 bin kişinin daha iş bulamayıp sokaklara dökülmesi demek.
Hükümetin başta Güneydoğu paketi olmak üzere ekonomik canlanmaya katkısı olacak çabaları güzel ama tek başına devletin yatırımlarıyla ekonominin çarkları istenen hıza ulaşamaz. Türkiye’nin hızla geçmişte olduğu gibi Ortadoğu’nun ateşinden uzak bölgenin siyasi istikrar ve güven ülkesi haline gelmesi gerek. Barut fıçısının üzerinde oturdukça yatırım ortamının iyileşmesi zor.
Gelecek yıl savaş ve terörden uzak barış dolu bayramlarda buluşma dileğiyle...

Yazarın Tüm Yazıları