2016 yılına çok güzel başladık!

DÜNYA durdukça “namı” yedi iklim, on dört diyarda bilinesi, memurunun yüzü gülesi hükümetimiz yeni yıla hızlı girdi.

Haberin Devamı

“Ahiren” sigara, içki, elektrik gibi “zararlı alışkanlıklara” seri zamlar getirip, vatandaşının ıslahı konusunda sağlam adımlar attı.

“Saniyen” yeni peynir nizamnamesini yürürlüğe soktu. Süt veren keçi, koyun gibi davar cinsi mahlukatı hizaya getirdi.
“Salisen” asgari ücreti 1300 lira yaptı.
“Rabiyen” başkanlık tartışmasına Hitler’i katıp, ahalinin mevzuyu ne kadar kavradığını test etti.


* * *


Üçüncü şıktan devam edeyim.
“Hitler” örneği ortaya koydu ki vatandaş daha “başkanlık tartışmasından” neyin kastedildiğini anlamamış. Misal “liberal” tarifine giren ahaliden bazıları “Vay! Bizi Alman mı yapmak istiyorlar?” deyip, şedit muhalefet gösterdiler.
“Muhafazakâr” tarifine girenler de “Madem bunlar karşı çıkıyor o zaman biz de Hitler’e arka çıkalım” fikrinden gidince çarşı karıştı.

 

Haberin Devamı


HER HAFTA MUHTARLAR

 

Bence işin burasında bir teknik hata var. Sayın Cumhurbaşkanımız hep muhtarları başına biriktirip, onların sıfatına karşı konuşuyor. Gündem ne olursa olsun lafı bir şekilde “başkanlık sistemine” getiriyor.
İşin doğrusu bu kamuoyunda yanlış anlaşılıyor.
Başkanlık mevzuu hep muhtarlara anlatılınca kamuoyunda “Muhtara laf anlatmak zor” algısı yaratıyor. Bundan değerli muhtarlarımız da müezzep oluyor. Büyüklerimize karşı gelmek gibi olmasın ama muhtarlarımızın kısm-ı umumisi tedirgin. “Vatandaş bize laf anlamaz ormancı muamelesi yapıyor” deyip kendi aralarında fısıldaşarak sızlanıyorlar.
Bence başkanlık tartışmasına girileceği zaman diğer hizmet gruplarına da şans verilmeli. Bir hafta nüfus memurları, öbür hafta sağlık memurları, bir başka hafta da overlokçu ve düz ütücüler saraya getirilmeli.
Onlara başkanlık sisteminin yararları anlatılmalı. Bu çeşitlendirme vatandaşı tartışmanın içine çekeceği gibi, iç turizmin canlanmasına da yararlı olacak, muhtarların üzerindeki yükü de alacaktır.


* * *


Asgari ücrete yapılan 100 liralık zammı endişeyle karşılamıştım. Sosyal bilimciler, asgari ücretle çalışanların yarıdan fazlasının ilkokul düzeyinde eğitim aldıklarını gösteriyorlar.
Zaten bu “asgari” ücrete “askeri” ücret demelerinden de bellidir. Bu yüzden paranın nasıl kullanılacağı tartışma konusudur. Yeşilçam filmlerinden biliyoruz ki para baş döndürür.
Yüz liralık zammı birden çalışanın eline vermenin zararını önceden gören hükümet adamlarımız bunun bir kısmını koydukları vergi ile geri aldılar.

 

Haberin Devamı

İÇKİYE ZAMDA HAYIR VARDIR

 

Yemin ediyorum, alkışlayasım geldi. Feraset budur, ahaliyi kollamak budur. Ver eline parayı, gitsin “İddaa” oynasın. “At yarışı” oynasın, kumara alışsın.
Her “İddaa” oynatıcının veya “at yarışı bayisi”nin yanında mutlaka bir de birahane açılmış oluyor. Kumara para bastıran vatandaş kaybettikçe oraya girip birayı çeksin, tuzlu fıstığı yesin. Teselliyi içkide arasın.
Al sana içki ve kumara düşmüş bir aile babasının protipi. Muhalefet bunu istiyorsa buyursun savunsun. Ben razı değilim.
Bu yüzdendir ki “sigara ve içki zammını” hayırlı buluyorum. Ya bu zararlı şeyleri bırakıp, paranı cebinde tutacaksın. Ya da parasızlığı sineye çekeceksin, kuyruğu dik tutup “Tığı teber, şahı merdan” gezeceksin.
Şimdi “hükümetimize aykırı giden kafalar” yazının burasında elektrik zammına nasıl bahane bulacaksın deyip içten içe gülüyorlardır.
Resmi rakamlara göre ahalinin en az yüzde 25’i kaçak elektrik kullanıyor. Ne zaman? Kırsalda oturduğunda, gecekondu müşterisi olduğunda kullanıyor. Hooop, at kancalı uzatma telini yak elektriğini.
Sonra kentsel dönüşüm sayesinde akıllı evlere kavuştuğunda verdiği zamlı elektrik parasıyla eskiye ait borçlarını temizliyor. Temiz sayfa, temiz vicdan. Allah vesile olanlardan razı olsun.


* * *

Haberin Devamı


“Peynir reformuna” dair fikirlerimi yarın takdim edeceğim.

Yazarın Tüm Yazıları