1955 yılında dünyaya gelen Mehmet Ruhi Yılmaz ilk, orta ve lise öğrenimini İstanbul’da tamamladı.
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ni bitiren Mehmet Ruhi Yılmaz, 16 yıl süreyle öğretmen olarak görev yaptı. 10 yıla yakın süredir belediye başkanı olan Yılmaz evli, iki çocuk babası.
BALIKESİR’in keşfedilmemiş ama ekonomi ve turizme büyük katkı yapmış Dursunbey İlçesi’nin Belediye Başkanı Mehmet Ruhi Yılmaz ile söyleştik.
Dursunbey’i anlatır mısınız?
Dursunbey çok özelliği olan bir yer. Özellikle suç oranı oldukça düşük. Ekonomiye ise bir çok alanda katkı sunuyoruz. Orman bölgesiyiz. Bizde ekonomi deyince akla, kereste, kömür, mermer ve taş işletmeciliği gelir. Taş işletmeciliği ise Roma döneminden gelmektedir. Kereste konusunda Ege Bölgesi’nin başkenti konumundayız. 200’ü aşkın işletmemiz var. Ayrıca bu konuda turizme de katkıda bulunuyoruz. Ağaç işletmeciliği konusunda hediyelik eşya üretip satıyoruz. İhracat için de arayış içindeyiz. Bir çok alanda kültürel faaliyetlerde bulunuyoruz. Edebiyat öğretmeni olduğum için şiir günleri, etkinlikleri de yapıyoruz. Bütün şairleri ilçemize davet etmekten ve onlarla birlikte olmaktan keyif alıyoruz. Halk oyunları ekibimizin yeri de bu etkinlikler içinde çok özel.
Taş dünyası ve el sanatları 300 yıllık gelenek
Bize taş dünyasından söz eder misiniz?
Bu çok ayrıcalıklı bir üretim konusu. İlçemizde taş dünyası ve el sanatları Roma döneminden kalma bir gelenek. Bizdeki taş insanlara pozitif enerji veren bir yapıda ve ilçemizdeki bir geleneksel bir duydu. Bu sektör bizde 300 yıllık bir gelenek ayrıca. 1900 yılından bu yana belediyecilik geleneği olan bir ilçeyiz. Karasal ve deniz iklimine sahibiz. Ege ve Marmara kültürüne sahibiz. Ancak ekonomi anlamında taş işletmeciliği bizim özel bir yapımız. Yerin altından çıkan taşları ülke ekonomisine süs taşları olarak sunuyoruz. Bu şekilde turizme de katkıda bulunuyoruz. Amatos olarak adlandırdığımız bu taşlar negatif enerjiyi yok ediyor. Bu taşları zihni toparlayıcı olarak isimlendiriyoruz ve düşmanlığı giderici, insanları barıştırıcı olarak algılıyoruz. İlçemizdeki yüksek okulumuzda okuyan öğrencilerimiz taş süsleme sanatımıza katkıda bulunuyorlar. Bu da hem öğrencilerimizin ekonomiye kazandırılması hem de ilçemizin ekonomiye kazandırılması anlamına geliyor. Taş sanatının yanında ilçemizin iddialı olduğu bir konu da yemek kültürü. Bir saraylı tatlımız var ki çok meşhurdur. İsmini de Osmanlı sarayından almaktadır. Özellikle de gözlemelerimiz ve yufkadan yapılma yemeklerimizde ayrı bir güzellik taşımaktadır.