Paylaş
ATİD olarak yörede bir yönetim kurulu üyemiz var. Körfez Havaalanı gerçekten önemli bir ihtiyaca cevap veriyor. Havayolları firmalarına yolcu sayısının şu kadar milyon olması yerine, hizmetlerin de biraz daha gözden geçirilmesi tavsiyemi burada da yinelemek istedim.
Hava ulaşımının tamamlayıcısı olan kiralık araç hizmetleri için uluslararası fiyat ve kalite anlayışının bu anlamda oluşması ve tüm çevreye yayılmış bir sistem gerekli. Deniz ulaşımının yokluğu ise körfezde büyük bir boşluk; karşılıklı seferler hem çevre kirliliği hem de hızlı ulaşım açısından büyük ihtiyaç.
* * *
40 yılı aşan oturmuşluğu ile 3 körfeze yayılan turizm kenti ARTUR, turizm tarihimizin bu bağlamda ilk örneklerinden. Körfez, her biri ilçe merkezi büyüklüğüne erişmiş beldeleri ile 6 ay boyunca yaşanabilecek bir coğrafya; ilk göze çarpan ise belediye hizmetlerinin geneldeki yetersizliği. Belediyelerin ilgi göstermediği yollar, yöre ekonomisine katkıda bulunan, vergilerini ödeyen yazlıkçıların sivrisinek konusunda olduğu gibi en önemli şikayeti. Eskişehir Demiryolu İşçileri Kooperatifi (EDİKOP), SSK Kampı ve diğer sitelerin taleplerini duyuramadıkları belediyelerin ilgisizliği, fuarlarda yapılan tanıtımları ve gelecek için düşünülen yatırımları olumsuz etkileyecek düzeyde.
Altınoluk’tan yayılan oksijen, körfezi dünyanın nadir köşelerinden biri yapıyor. Bitirilemeyen hastane ise sağlık turizmi konusunda Türkiye’ye artılar sağlayacak bir potansiyelin kaybı anlamında duruyor. Altınoluk’ta Köy meydanındaki asırlık çınarın altında, günün tazeliğinde, Karadut ve Koruk Suyu içebilmek ise bir ayrıcalıktı. Papazlık Tepesi’ndeki butik otelin körfeze hakim manzarası, aldığınız nefesin kalitesi ile birleştiğinde, tanrıların Kaz (İDA) Dağları’nı neden seçtiğini de anlıyorsunuz.
* * *
Kazıları yıllardır devam eden Antandros Antik kentinden, Asoss Ören Yeri’ne kadar 40 Km. uzanan antik İDA Dağının gizemini Adatepe köyündeki ve Behramkale’deki bilimsel toplantılar tamamlıyor. Assos’un yılın en uzun günlerinde ziyarete neden saat 17.00’de kapatıldığını anlamak çok zor. Behramkale’ye ulaşanlar, limanı ve antik kenti yeterince gezemiyor; köyden erken ayrılıyorlar. Köydeki yerel ürünleri sunan işyerleri, gelir kaybına uğruyor; taleplerin iletildiği makamlar, gelecek yıl için bir çözüm üreteceklerdir umarım.
Turizm işletmeleri, bankalar, sağlık kuruluşları, AVM’ler en güzel şekilde hizmet üretmeye, örnek olmaya çalışıyorlar. Ama kapıdan çıktığınızda her şey çok farklı görünüyor. Devre mülk ve devre tatil pazarlayan firmalar da sokaklara saldıkları gençlerle bu çevre kirliliğine katkıda bulunuyorlar. Ağustos mehtabının aydınlattığı mavi bayraklı körfezdeki dalgın suya baktığınızda dünyanın mitoloji, doğa, iklim, tarım açısından nadide köşelerinden biri olan yörenin sadece ilgi ve hizmet beklediğini hemen görüyorsunuz.
Paylaş