Seçim Aydın

Turizm varlığı kültür ekonomisi

5 Kasım 2011
BU hafta yaşam kalitesinin yükseltilmesi esas olmak üzere, insan odaklı ve hızlı hizmetler üretmek için, görev yapan Kamu kuruluşlarının üst düzey yöneticileri ile Ankara milletvekillerini bir araya getirmeyi amaçlayan toplantı, Ankara Valisi Alâaddin Yüksel’in daveti ile gerçekleşti.

TBMM Başkanı Sayın Cemil Çiçek’in de katıldığı toplantıda, Ankara ilinde görev yapan İl ve Bölge Müdürleriyle İlçe Kaymakamları çalışmaları ve yatırımları hakkında bilgi sundular.
Bu toplantıyı Sayın Valimizin ifadesi ile “tarihi, kültürel ve doğal mirasını koruyan ve dünya ile buluşan; yüksek yaşam kalitesini bireylerine adalet içerisinde sunan, yönetişim anlayışını benimseyen; bilim, eğitim ve sanat ile aydınlanan Ankara hedefine ulaşmada” önemli aşamalardan biri olarak değerlendiriyoruz.
Ankara’nın 10 dakikalık tanıtım filmine de yansıyan özellikleri sanayi, ticaret ve hizmetler alanında hızla ilerleyen, yaşayanlara gelecek vaat eden bir ilin Cumhuriyet tarihindeki en parlak döneminin yaşandığının habercisiydi. Cumhuriyetimizin 100’ncü yaşının kutladığımızda çağın İpekyolları olarak kabul edilen kara, hava ve demiryollarının kavşağında yeni bir kentte yaşıyor olacağız. Bugün sahip olduğumuz kültür, sanat ve turizm imkânlarımızın yeni yapılanmalarla birlikte kentin turizm varlığının bir kültür ekonomisi anlayışı ile değerlendirilmesi yapılan çalışmalarla mümkün olacaktır. 15 milyon ziyaretçi hedefinin de gerçekleşmesinin beklendiği yıllarda Ankara’da, Başkent olmanın özelliklerinin de, turizm arz faktörleri arasında yer alması, tamamlanmış olacaktır. Diplomatik misyon ve temsilciliklerde görevli kişiler, yabancı firmaları çekecek iş merkezlerinde çalışacaklar, toplantılar nedeniyle gelecekler, bilişim sektörü, sanayi, fuarlar ve lojistik merkezlerde çalışacak görevliler, kentin ekonomisine katkıda bulunacaklardır. 
Bu bağlamda, Ankara İl Kültür ve Turizm Müdürlüğümüzün çeşitli sunumlarda paylaştığı, klasik turizm anlayışının, alternatif turizm türleri ile desteklendiği Ankara turizm planları, 2 yıldır yapılan ve bazıları karar aşamasına ulaşan çalışmalara, konu olmaktadır. Hamamönü örneğinde olduğu gibi, kentsel iyileştirme uygulamaları yanında, Kale projesi de tamamlandığında, Ankara, çevresiyle birlikte önemli bir destinasyon olacaktır.  Sağlık, Kongre, kültür ve fuar, Ankara’nın il ve kent olarak turizm ekonomisini destekleyen türler olarak, hızlı bir gelişme göstermektedir.
Ankara’da, yönetişim anlayışı ile hedeflere ulaşılması noktasında yönlendirenlere, uygulayıcılara ve tüm Başkentlilere ve tüm okurlarımıza mutlu bayramlar diliyor; büyüklerimize saygılarımı iletmek istiyorum. Bayramların, geleneklerimizi unutmadan, çevre, kent ve kültür gezileri ile zenginleştirebileceğimiz birer tatil imkanı olduğunu da hatırlatmak isterim. Kentimizdeki yeni yerleri keşfetmek ve çevremizi tanımak için, kış öncesinde güzel günlerin müjdesini, meteorolojiden almış bulunuyoruz.           

Yazının Devamını Oku

Depremin turizme etkileri

29 Ekim 2011
BİZLERİ beklenmedik bir anda, ulusça üzüntülerle karşı karşıya bırakan Erciş/Van Depremi sonrasında doğal olayların ülke turizmine olan etkilerini bir kez daha tahlil etmek durumundayız.

Öncelikle yaşamını yitirenlere rahmet,  yararlılara acil şifa, depremden etkilenenlere ve tüm ulusumuza sabırlar diliyorum.
Pek çok iş kolunu doğrudan etkileyen, bazen de tamamen yok eden depremler sonrasında yapılan araştırmalar, turizm iş kolunun kaybının yüzde 5’lerde kaldığını göstermektedir. Bu durum, deprem sonrasında, yöreye dışardan gelenlerin turizmle ilgili faaliyetlerin artmasından kaynaklanmaktadır. Otel binalarının deprem sonrası da hizmetlerin merkezi olarak kullanıldığı düşünülürse, turizm belgesi aşamasında gösterilen titizliğin önemi daha iyi ortaya çıkacaktır.
1999 yılında yaşadığımız depremden sonra, ülkenin bu tür olaylara kısa zamanda tümüyle müdahale edebilme gücü, dış dünya tarafından da fark edilmiş durumdadır ve bu ziyaret edecek kişiler açısından bir güven unsuru olarak zihinlere not edilmiştir. Tanıtım faaliyetlerinde, dikkat edilmesi, ön plana çıkarılması gereken bir özelliktir.

Yöreye ilgi hep canlı tutulmalı

Pek çok kereler ziyaret etmek fırsatını bulduğum Van, turizm konusunda sinerjisini oluşturma başarısını göstermiş; bölgesinde bir turizm fuarı düzenleyebilecek, ülke içinde ve komşuları arasında ilgi çekebilecek bir nitelik kazanmıştır. Erciş’in, Van gölü Çevresinin, dünyanın seçkin destinasyonları arasında bulunan Nemrut’un, değerlendirilmesi açısından ümit verici çalışmaların içinde olmaktan hep mutlu oldum. Anadolu’nun turizm destinasyonu olarak algılanması konusunda kamu ve özel sektörün işbirliği ile yapılanların oluşturduğu güç birliği, başarıya ulaşmanın çarpıcı bir örneğidir. Bu kazanımların, deprem sonrasında hayatın normale dönmesi ile kaldığı yerden devam etmemesi için bir neden bulunmamaktadır. Geçiş döneminde yöredeki önemli merkezler olan Göbeklitepe ve Zeugma gibi çekiciliklere sahip yörelerimize, Doğu Anadolu’daki turizmin yaşaması açısından daha önemli fonksiyonlar yüklenmesi gerektiğini düşünüyorum. Olağanüstü durumlarda yöreye olan ilginin canlı tutulması, doğrudan turizm yapılmasından daha etkili olmaktadır. Van’a, ilgi ile izlenen stantlarını dünya fuarlarında; Van Denizi’nin şifalı suyunu da EMITT Fuarında sevenleri ile tekrar buluşturması için gereken destekler verilmelidir.

Afetler için fon oluşturulmalı

Daha önceki yazılarımızda bu gibi beklenmeyen olaylar için bir fonun gerekliliğine birkaç kez değinmiştim. Yaşadığımız bu olayın da ihtiyacı tekrar gündeme taşıdığını düşünüyorum. Turizm sektörü olarak her türlü yardıma hazır olduğumuzu, ATİD üyelerinin duyarlılığına teşekkür ederek açıklarken, bazı ihtiyaçların profesyonel olarak karşılanmasında, böyle bir fonun varlığının önlemlerin hızla alınmasını sağlayacağına da dikkat çekmek istiyorum. Deprem sonrası psikolojisinin ve işlerinin gereği olarak insanlar kısa dönemde evlerinden ve yöreden fazla uzaklaşmak istemiyor. Yöredeki kamu misafirhanelerinin öncelikle barınma için tahsis edilmesi yanında, yetkililer tarafından talep edilmesi halinde tüm işletmelerimizde de ihtiyacı olanlar için imkânlar sağlanabilir.

Yazının Devamını Oku

Türk turizminde yerel oluşumlar

15 Ekim 2011
KALKINMA Ajanslarının Kuruluşu ile ilgili 5446 sayılı yasanın yürürlüğe girmesinden sonra 26 kalkınma ajansı kuruldu.

Ajanslar kuruluş amaçlarına uygun olarak kuruluşlara teknik ve mali destekler sağlıyor. Kaynakların yerinde ve etkin kullanılması yoluyla yerel potansiyeli harekete geçirmeyi amaçlayan destekler kapsamında yapılan hibelerin toplamı 600 milyon TL yi buldu.
Turizm konusundaki yaptıkları toplantılarla yörelerin gelişiminde turizmin öneminin ön plana çıkmasını sağlayan kalkınma ajanslarının, turizmle ilgili projeleri desteklemek konusunda da azami gayreti sarf ettiklerini görüyor ve yaşıyoruz. Türkiye’de turizmde yerel oluşumların en çok desteklendiği bir aşamada olduğumuzu ifade etmek durumundayım.

Proje aşırılığı

Genelde makro ölçekli planlarla yönlendirilen kitle turizmi yerine, özellikle Anadolu’da kültür turizmi ve buna bağlı kültür ekonomilerinin gelişimine verilen bir ivme yaşıyoruz. Dengeli, insan odaklı ve katılımcı bir kalkınma stratejisi içinde, 2023 Turizm Stratejisinin de yeniden gözden geçirilmesini gündeme getirebilecek bu aşamada, proje aşırılığının da kontrol edilmesi önem taşımaktadır. Ajanslara gelecek projelerin, yerele özgün konuların, ulusal programlarda öngörülen hedeflere uyumunu sağlamak açısından, yönlendirici özellikler taşımaları da değerlerini artıracaktır.
AB ve uluslararası kuruluşlardan sağlanan kaynakların, ülkemizde, kırsal kalkınma programlarının uygulanmasına yönelik faaliyetlerde kullanılması amacıyla kurulmuş olan, Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu’nu, Anadolu’nun Turizm potansiyelini değerlendirmeye yönelik faaliyetleri ile de izliyoruz.

Yaşama katkı

Anadolu Turizm İşletmecileri Derneği (ATİD) Anadolu’nun gücünü oluşturan tarım ve kültürün turizmle bağlantılı olarak gerçekleşmesini sağlayacak projelere katkıda bulunmak amacıyla 2006 yılında yaptırmış olduğu Türkiye’nin Anadolu Turizm Araştırması Raporunu Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın işbirliği ile yenilemeyi amaçlamaktadır.

Yazının Devamını Oku

Tatilde sağlık sorunlarınız çözülüyor

8 Ekim 2011
YAZ tatilinden yeni döndüğümüz ve muhtemelen de KASIM ayındaki Kurban Bayramı nedeniyle, kış öncesinde kısa tatil planlamaları yaptığımız bu günlerde, 2004 yılından beri hizmette olan ve birçok yerli ve yabancı tatilcimizin bilmediği, Sağlık Bakanlığı İletişim Merkezi SABİM Sisteminden başlayarak, yenilikleri sizlerle paylaşmak istedim. Alınan önlemlerden, sağlığın bir sitem yaklaşımı ile düzenlenmesinden sonra, Tatil yörelerimiz, günlük yaşamın akışı içinde önem vermediğimiz tedavilerin yapılabileceği ya da çekinmeden gidebileceğimiz özellikler kazanmaya başladı.  
Özellikle, tatil sırasında yabancı olduğunuz bir yörede iken, ihtiyacınız olan sağlık hizmetlerine 184 SABİM hattının aranması ile ulaşılabilmektedir. SABİM Operatörlerine ulaşan başvurunuz, en hızlı ve en doğru şekilde ilgili sağlık kurumuna ulaşmanızı sağlamaktadır. Tatil dönemi sonrasında ihtiyacınız olan randevuların da bu sistem sayesinde, önceden planlanması mümkün olabilmektedir.
Tedavi hizmetleri genel müdürlüğü Turizm koordinatörlüğü bünyesinde, İngilizce tercümanlar 7 gün 24 saat, Almanca, Arapça, Rusça tercümanlarla gündüz mesai saatlerinde hizmet vermekte olan 184 servisleri sayesinde, dilediğiniz sağlık kurumuna ve hekime ulaşılması, gelecek turistler açısından da sorun olmaktan çıkacak. 
Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerimizin, sürekli yenilenen sağlık hizmeti sunum kalitesi, alt yapısı ve tıbbi donanımlarına ilave olarak, acil sağlık hizmetlerimizin hizmet ağı ve kalitesi de giderek yükselmektedir. Bu kapsamda helikopter ambulansları ve uçak ambulansları ile uluslararası acil hasta transferleri de yapılabilir hâle gelmiş bulunmaktadır. 112 Avrupa Acil Çağrı Numarası’nın Türkiye’de de kullanılmasını tamamlayan, ülkemizde bulunan yabancıların, gelecek yıllarda daha çok yararlanabilecekleri bir hizmet de Sağlıkta Dönüşüm Programı uygulamaları kapsamında bu yaz hizmete girdi.
Bu çerçevede, ülkemizde ziyaret amacıyla bulunanlara, birçok hastanemizde Sosyal Sigortalar ile Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve milletler arası ikili anlaşmalar kapsamının dışında da sağlık hizmeti almak için yurtdışından ülkemizi tercih eden kişilere ve ülkemizde bulundukları sırada hastalanan konuklarımıza, özel fiyatla yararlanacakları sağlık hizmetleri sunulmaktadır.
19 bin sağlık birimi ve 240 bin çalışanı ile ülkenin her tarafında hizmet veren Sağlık Bakanlığının yanında özel sağlık kuruluşları da tüm ülkeye yayılmış durumda. Yaşlı Bakım Merkezleri, Evde Sağlık Hizmetleri gibi yapılanmalarla da desteklenen yeni sağlık sistemi, toplumun sağlığı yanında, tatil döneminde hareketliliği artıracak özellikleri ile turizme destek sağlıyor.
Yörelerimizi ve ülkemizi tanıtırken, sağlığımızı olumlu etkileyen, bilimsel olarak kabul edilmiş değerlerin daha çok kullanılmasını; ayrıca sunulan tedavi imkanlarına daha çok yer verilmesini, ilgi artıracak bir faktör olarak önermek istiyorum.
Yazının Devamını Oku

Bayrak yarışında turizm

1 Ekim 2011

Turizmde hizmet sunan işletmeler,  pazarda güvenilir ve tarafsız kuruluşların verdiği belgelerle yer almakta; bu belgeler müşterilerde ve hedef pazarlarda güveni sağlamaktadır.  Türkiye’de Belgelendirme,  turizm yatırımlarının hizmete girdiklerinde üretimlerinin uluslar arası piyasada yer alabilmesi için Yatırım Belgesi aşamasından başlayıp; işletme belgesinin verilmesi ile sonlanan bir süreçtir.  Bundan sonrası ise belge sahibi işletmenin niteliklerini koruma durumunun denetlenmesi aşamasıdır. 

YENİ TABLO
2634 sayılı yasanın düzenlediği ortamdaki bu üç aşamalı süreçte tek yetkili kuruluş Kültür ve Turizm Bakanlığıdır.  Her ne kadar yasada Bakanlığın bazı yetkilerini paylaşması imkanı varsa da; Bakanlık bu yetkisini Federasyonlar şeklinde örgütlenmiş kuruluşlarla bile paylaşmamıştır. 2023 Turizm Stratejisinde yer alan bağımsız turizm danışmanları yapılanması konusunda da herhangi bir gelişme olmamıştır.  Bu durum, sektörün gelişme dinamiği içerisinde bazı kuruluşları belge ve sertifika konusunda harekete geçirmiş ve ülkemizde tespit edebildiğimiz kadarı ile aşağıdaki tablonun varlığı ortaya çıkmıştır. 
1 Turizm Yatırım Belgesi Ve Turizm İşletme Belgesi 
2 Yeşil Yıldız  Çevreye Duyarlı Konaklama Tesisi belgesi
3 Mavi Bayrak 
4 Iso 9001 Belgesi  (Hizmet Kalitesi) 

Yazının Devamını Oku

Turizmdeki isimsiz kahramanlar

24 Eylül 2011
TURiZM sektörü giderek ürün çeşitlerini, hizmet kalitesini ve hedef kitlesini geliştirirken turizmin vitrininde görünmeyen, adı duyulmayan ve bilinmeyen isimsiz turizm kahramanlarına neler borçlu olduğumuzu zaman içerisinde daha iyi anlıyorum. Hele hele bu isimsiz kahramanlar, turizm sektörünün projektörlerini yeterince çevirmede isteksiz ve durağan kaldıkları yöreler ve kentler söz konusu olduğunda fedakarlıkları da hizmetleri de yeterince görülememektedir.
Turizm sektörünün isimsiz kahramanlarından birisi olarak değerlendirdiğim Ankara İl Kültür ve Turizm Müdürü sevgili Doğan Acar Beyefendiyle Ankara’dan uzakta bir tatil yöresinde karşılaştığımda ilk aklıma gelen yukarıdaki ifadelerim oldu.
Ankara’da Kültür ve Turizm dendiğinde A’dan Z’ye her aşamasında yer alan sevgili Doğan Acar, 30 yıla yakın bir süredir kendisini Ankara’da kültür ve turizm potansiyellerinin tanıtılması ve bir marka haline getirilmesine adamış çalışkan ve birikimli bir bürokrat, Ankara’daki turizm sektörünün isimsiz kahramanlarından birisidir. Kapısı herkese açık, güler yüzünü kimseden esirgemeyen, sektör profesyonellerinin Doğan abisi, sadece turizm sektörünün isimsiz kahramanlarından birisi değil, aynı zamanda filozoflarından da birisi olarak tanımlanmayı ziyadesiyle hak ettiğini düşünüyorum.

Üç unsur formülü

“Turizmde üç önemli unsur: Kadın-çocuk-çiçek” formülü, aslında turizm sektörünün kalite tartısı olduğu kadar, istikrarlı büyümesini de karşılayan bir formüldür.
Kadın, her zaman zarafeti ve titizliği temsil ediyor. Ailede yönlendirici; bulunduğu ortamlarda ise dostlukların kurulmasında etkili olmaktadır. Anne olarak şefkat ve sevgisini devam ettirebileceği tatil ortamlarını önsezisi ile belirler ve yönlendirir.
Çocuklar ise, Çocuk Erkil Aile kavramının tartışıldığı günümüzde, tatil yerlerinin görüşülmesi sırasında da kendisine yönelik etkinliklerin yer aldığı işletmelerin seçilmesinde etkili olur. Yani bir bakıma tatil yerlerini seçen, kalite ve nitelik açısından tartıya çıkaran; bunun da ötesinde turizm trafiğinin devamlılığının sigortası olarak ön plana çıkan kadınlar ve çocuklardır.
Tatil kararlarınızı alırken ve işletmelerinizin kendilerini tanıtırken kadınları ve çocukları unutmaması gerektiğini söyleyen dostumuzu; Avrupa’da Türk turizminin güçlü yönleri sayılırken konukseverlik gibi soyut bir kavramın hep aile ve çocuk sevgisi ile desteklenmiş olması doğruluyor.

Karara yardımcı olun

Kendi belirlediği yerlere giden, seçtiği tatil yerini kendine bir ödül olarak kabul eden ailenin hazırlıklarını bir sevgi ortamında yapacaklar, yanlarına aile bağlarını da alacaklardır. Bunun kadar güzel olan bir şey ise gittikleri yerlerde çiçeklerle karşılanmaları olacaktır.
Kadın, çocuk ve çiçek formülü ile oluşan tatil kararları huzurlu ve mutlu bir tatilin ilk aşamasıdır. Gelecek yılın kararlarını verirken evinizde uygulayabileceğiniz kolay bir yöntemdir.
İşletmelerimizin de erken rezervasyon dönemi öncesinde anne ve çocuklarımızı unutmadan evlerde çiçeklerle desteklenmiş tatil kararlarına yardımcı olmalarını bekliyoruz. Formülün en önemli ayağı çiçeği izah etmedeki zayıflığı da ortadan kaldırmak yerinde olacaktır. Aile bir bütün olarak tatile çıkabilmek ve evdeki mutluluk tablosunu tatil ortamlarına taşıyabilmek için çoğu defa bir demet çiçek, erkeklerin en büyük yardımcısı olmaktadır. Ufak tefek kırgınlıkların ilacı bir demet çiçek, “Kadın-çocuk-çiçek” formülüyle, turizm fotoğrafındaki mutlu aile fotoğraflarının çoğalmasının da olmazsa olmaz şartıdır.
Yazının Devamını Oku

Güler yüzlü günler etkinliği

17 Eylül 2011

TATİL ve turizm, yaşamımızda paylaştığımız güzel zaman dilimleri arasındadır. Tatil günlerimiz sırasında huzurla geçirebileceğimiz ortamlar oluşturabilir; çoğu kez de daha önce tanımadığımız bir çevreyle beraber olduğumuz bu değerli günleri, kalıcı dostlukların başlangıcı haline de getirebiliriz.
Kentlerin kültür ve günlük yaşamıyla birleşen yeni seyahat anlayışında, insanların dostluğu yanında, kentlerin kardeşliği de gündeme daha çok gelmeye başladı. Bu anlamda, öncü ve örnek olarak gösterebileceğimiz Ankara Hamamönü ve Eskişehir Odun Pazarı projelerinde olduğu gibi birbirine daha yakınlaşan kentler, komşuları için de çekici olmaya başladı.

Bu nedenle sadece tatil ortamında değil, günlük yaşamımız içinde de, güler yüzlü günler etkinlikleri önermek istiyorum. Söz gelimi, bir hafta boyunca yaşadığımız ortamlarda, karşılaştığımız tüm kişilere selam vermeyi deneyebiliriz. Merhaba, Günaydın, Kolay Gelsin, İyi Günler gibi kısa sözcükler, kalıcı dostluklar oluşturabilir.

Unuttuğumuz gelenekler

Birlikte yaşadığımız ortamları daha huzurlu ve yaşanabilir kılmak bizim elimizde; tabii ki aksini de. Bu Güler Yüzlü Günler Etkinliğini, önce mahallemizde, sonra trafikte, daha sonra toplu yaşadığımız yerlerde ve tatil ortamlarında tekrar edebiliriz. Bu konuda bir sivil toplum kuruluşu ya da bir devlet bakanlığımız öncülük edebilir. Yaşadığımız yerde elde edeceğimiz davranışlar, tatil sırasında da çevre ile dostluğumuzun kurulmasında yardımcı olacaktır.
Şiddeti ön plana çıkaran diziler nedeniyle, geleneklerimizde olmasına rağmen, unutmaya başladığımız aile ve komşuluk davranışlarımızı, batıdan alacağımız şehircilik modelleri ile tanımlamak yerine, özümüzdeki değerlere dönmek tercih edilmelidir. Konuklara ve çocuklara karşı davranışlar nedeniyle, turizm dünyasında, konuksever ülke olarak tanınan bir ülkenin, tatil ortamlarının da güler yüzlü olması kadar doğal bir şey yoktur. Bu Sadece, özümüzdeki değerleri hatırlamakla elde edebileceğimiz bir kazanım olacaktır. Seyahat dergileri ve eklerinde, yörelerin fiziki özellikleri ile birlikte, insanlarının özelliklerine ve oralarda kullanılan dostluk ifadelerine de yer verilmesini önermek istiyorum.

Yazının Devamını Oku

Moskova’da kitap fuarı

10 Eylül 2011

TÜRK Kültürünün Evrensel Yolculuğu (TEDA -Türk, Kültür Sanat ve Edebiyatının Dışa Açılımı) Projesi’nin tanıtımı 12 Eylül tarihine kadar Moskova Kitap Fuarı’nda devam edecek. Bakanımız Sayın Ertuğrul Günay’ın önem verdiği projelerden biri olan TEDA Frankfurt’tan sonra Moskova’da tüm ülkelerde bir Türkiye kitaplığı projesine de destek sağlayacak.
Gezme ve keşfetme ufkumuzu genişleten dergi ve yayınlar da, ilgi alanımızda daha çok yer almaya başladı. ATLAS Dergisinin yeni bir anlayışla girdiği ve sürdürdüğü gezi yayıncılığı, günlük gazetelerin de Seyahat Ekleri ile haftalık olarak evlerimize girmeye devam ediyor. Yurtiçi ve dışında pek çok ilginç alanın ilgimize sunulduğu bu yayınlar, seyahat araçlarında da yol arkadaşımız. Yayınların bir önemli özelliği de ayrılırken yanınıza alabilmeniz; dolayısıyla dostlarınız ve ev halkı ile paylaşabileceğiniz, çoğaltan etkili bir özellik taşımaları.

Günlük yaşam rehberi

THY’nın SKYLIFE Dergisi 25 yılı aşkın süredir aynı başarı çizgisinde, iyi bir yol arkadaşı olmaya devam ediyor. Havayollarımız SUNEXPRESS, ATLASJET, PEGASUS, BORAJET ve ONUR HAVAYOLLARI’nın dergileri de dünya ölçüsünde bir yayıncılık ortamında bize güzel bilgiler aktarıyor; yolculuğumuzu bir başka pencereden bakarak tamamlıyoruz. Karayollarında da havayoluna yakın bir kaliteyi bize sunmak için çalışan, kendilerini sürekli yenileyen ulaşım şirketlerinden VARAN, KAMİLKOÇ, ULUSOY, METRO’da da yolda sizinle beraber olan birer gezi ve günlük yaşam rehberleriniz var.
Anadolujet, uçuşlarında da aynı çizgiyi yakalayan ANADOLUJET MAGAZİN ise yılda 20 milyondan fazla kişiye ulaşabiliyor. Anadolu’nun güzelliklerini, kültürel değerlerini ilgi çeken bir karışımda izleyebiliyorsunuz. Gittiğiniz yerde ya da daha sonra yolunuzun düşeceği bir kentimizde, uçuş noktası olmasa da, size ilginç gelebilecek bir gezi nedeni için yardımcı olacak bir tarz bulabiliyorsunuz, Anadolujet Magazin’de. Dergilerin her seferde yeniden temiz bir kılıf içinde sunulması ise bir güzel hizmet anlayışı; yanınızda rahatça taşıyıp dostlarınızla paylaşabiliyorsunuz. Bu arada uçaktaki ortamı dile getirmeniz için de bir neden oluşturuyor bu dergi. Yol haritaları, yararlı bilgiler gibi sayfalarda günlük hayat için satır aralarında size ulaşabilen hatırlatmalar var. Malatya’da kayısıyı, Konya’da Mevlana’yı, Erzurum’da Kış sporlarını, Eskişehir’de Lüle taşını, Türk Kahvesi’nin özelliklerini ya da Kazdağları’nın mitolojik geçmişini bir kez daha okumanız için güzel bir fırsat elde ediyorsunuz ve iniş çağrısı ile bazen bilmecenin yarısında sizi yakalıyor. Viyana’nın saraylarını, Rusya’da Beyaz Geceleri, Paris’te eğlence dünyasını da bulabileceğiniz bu dergi; Sık seyahat ediyorsanız sakladığınızda sizin için güzel bir Türkiye ve Dünya rehberi olabilir. 

Yol gösterici olacak

Seyahat esnasında isteyen yolculara, Dünya ve Türk Klasiklerinden oluşan bir kitap servisinin sunulacağı METRO Turizm tarafından başlatılan “Okuyan Yolcu Projesi”ni de bu bağlamda öncü ve örnek bir proje olarak kutluyorum.

Yazının Devamını Oku