TBMM Başkanı Sayın Cemil Çiçek’in de katıldığı toplantıda, Ankara ilinde görev yapan İl ve Bölge Müdürleriyle İlçe Kaymakamları çalışmaları ve yatırımları hakkında bilgi sundular.
Bu toplantıyı Sayın Valimizin ifadesi ile “tarihi, kültürel ve doğal mirasını koruyan ve dünya ile buluşan; yüksek yaşam kalitesini bireylerine adalet içerisinde sunan, yönetişim anlayışını benimseyen; bilim, eğitim ve sanat ile aydınlanan Ankara hedefine ulaşmada” önemli aşamalardan biri olarak değerlendiriyoruz.
Ankara’nın 10 dakikalık tanıtım filmine de yansıyan özellikleri sanayi, ticaret ve hizmetler alanında hızla ilerleyen, yaşayanlara gelecek vaat eden bir ilin Cumhuriyet tarihindeki en parlak döneminin yaşandığının habercisiydi. Cumhuriyetimizin 100’ncü yaşının kutladığımızda çağın İpekyolları olarak kabul edilen kara, hava ve demiryollarının kavşağında yeni bir kentte yaşıyor olacağız. Bugün sahip olduğumuz kültür, sanat ve turizm imkânlarımızın yeni yapılanmalarla birlikte kentin turizm varlığının bir kültür ekonomisi anlayışı ile değerlendirilmesi yapılan çalışmalarla mümkün olacaktır. 15 milyon ziyaretçi hedefinin de gerçekleşmesinin beklendiği yıllarda Ankara’da, Başkent olmanın özelliklerinin de, turizm arz faktörleri arasında yer alması, tamamlanmış olacaktır. Diplomatik misyon ve temsilciliklerde görevli kişiler, yabancı firmaları çekecek iş merkezlerinde çalışacaklar, toplantılar nedeniyle gelecekler, bilişim sektörü, sanayi, fuarlar ve lojistik merkezlerde çalışacak görevliler, kentin ekonomisine katkıda bulunacaklardır.
Bu bağlamda, Ankara İl Kültür ve Turizm Müdürlüğümüzün çeşitli sunumlarda paylaştığı, klasik turizm anlayışının, alternatif turizm türleri ile desteklendiği Ankara turizm planları, 2 yıldır yapılan ve bazıları karar aşamasına ulaşan çalışmalara, konu olmaktadır. Hamamönü örneğinde olduğu gibi, kentsel iyileştirme uygulamaları yanında, Kale projesi de tamamlandığında, Ankara, çevresiyle birlikte önemli bir destinasyon olacaktır. Sağlık, Kongre, kültür ve fuar, Ankara’nın il ve kent olarak turizm ekonomisini destekleyen türler olarak, hızlı bir gelişme göstermektedir.
Ankara’da, yönetişim anlayışı ile hedeflere ulaşılması noktasında yönlendirenlere, uygulayıcılara ve tüm Başkentlilere ve tüm okurlarımıza mutlu bayramlar diliyor; büyüklerimize saygılarımı iletmek istiyorum. Bayramların, geleneklerimizi unutmadan, çevre, kent ve kültür gezileri ile zenginleştirebileceğimiz birer tatil imkanı olduğunu da hatırlatmak isterim. Kentimizdeki yeni yerleri keşfetmek ve çevremizi tanımak için, kış öncesinde güzel günlerin müjdesini, meteorolojiden almış bulunuyoruz.
Öncelikle yaşamını yitirenlere rahmet, yararlılara acil şifa, depremden etkilenenlere ve tüm ulusumuza sabırlar diliyorum.
Pek çok iş kolunu doğrudan etkileyen, bazen de tamamen yok eden depremler sonrasında yapılan araştırmalar, turizm iş kolunun kaybının yüzde 5’lerde kaldığını göstermektedir. Bu durum, deprem sonrasında, yöreye dışardan gelenlerin turizmle ilgili faaliyetlerin artmasından kaynaklanmaktadır. Otel binalarının deprem sonrası da hizmetlerin merkezi olarak kullanıldığı düşünülürse, turizm belgesi aşamasında gösterilen titizliğin önemi daha iyi ortaya çıkacaktır.
1999 yılında yaşadığımız depremden sonra, ülkenin bu tür olaylara kısa zamanda tümüyle müdahale edebilme gücü, dış dünya tarafından da fark edilmiş durumdadır ve bu ziyaret edecek kişiler açısından bir güven unsuru olarak zihinlere not edilmiştir. Tanıtım faaliyetlerinde, dikkat edilmesi, ön plana çıkarılması gereken bir özelliktir.
Yöreye ilgi hep canlı tutulmalı
Pek çok kereler ziyaret etmek fırsatını bulduğum Van, turizm konusunda sinerjisini oluşturma başarısını göstermiş; bölgesinde bir turizm fuarı düzenleyebilecek, ülke içinde ve komşuları arasında ilgi çekebilecek bir nitelik kazanmıştır. Erciş’in, Van gölü Çevresinin, dünyanın seçkin destinasyonları arasında bulunan Nemrut’un, değerlendirilmesi açısından ümit verici çalışmaların içinde olmaktan hep mutlu oldum. Anadolu’nun turizm destinasyonu olarak algılanması konusunda kamu ve özel sektörün işbirliği ile yapılanların oluşturduğu güç birliği, başarıya ulaşmanın çarpıcı bir örneğidir. Bu kazanımların, deprem sonrasında hayatın normale dönmesi ile kaldığı yerden devam etmemesi için bir neden bulunmamaktadır. Geçiş döneminde yöredeki önemli merkezler olan Göbeklitepe ve Zeugma gibi çekiciliklere sahip yörelerimize, Doğu Anadolu’daki turizmin yaşaması açısından daha önemli fonksiyonlar yüklenmesi gerektiğini düşünüyorum. Olağanüstü durumlarda yöreye olan ilginin canlı tutulması, doğrudan turizm yapılmasından daha etkili olmaktadır. Van’a, ilgi ile izlenen stantlarını dünya fuarlarında; Van Denizi’nin şifalı suyunu da EMITT Fuarında sevenleri ile tekrar buluşturması için gereken destekler verilmelidir.
Afetler için fon oluşturulmalı
Daha önceki yazılarımızda bu gibi beklenmeyen olaylar için bir fonun gerekliliğine birkaç kez değinmiştim. Yaşadığımız bu olayın da ihtiyacı tekrar gündeme taşıdığını düşünüyorum. Turizm sektörü olarak her türlü yardıma hazır olduğumuzu, ATİD üyelerinin duyarlılığına teşekkür ederek açıklarken, bazı ihtiyaçların profesyonel olarak karşılanmasında, böyle bir fonun varlığının önlemlerin hızla alınmasını sağlayacağına da dikkat çekmek istiyorum. Deprem sonrası psikolojisinin ve işlerinin gereği olarak insanlar kısa dönemde evlerinden ve yöreden fazla uzaklaşmak istemiyor. Yöredeki kamu misafirhanelerinin öncelikle barınma için tahsis edilmesi yanında, yetkililer tarafından talep edilmesi halinde tüm işletmelerimizde de ihtiyacı olanlar için imkânlar sağlanabilir.
Ajanslar kuruluş amaçlarına uygun olarak kuruluşlara teknik ve mali destekler sağlıyor. Kaynakların yerinde ve etkin kullanılması yoluyla yerel potansiyeli harekete geçirmeyi amaçlayan destekler kapsamında yapılan hibelerin toplamı 600 milyon TL yi buldu.
Turizm konusundaki yaptıkları toplantılarla yörelerin gelişiminde turizmin öneminin ön plana çıkmasını sağlayan kalkınma ajanslarının, turizmle ilgili projeleri desteklemek konusunda da azami gayreti sarf ettiklerini görüyor ve yaşıyoruz. Türkiye’de turizmde yerel oluşumların en çok desteklendiği bir aşamada olduğumuzu ifade etmek durumundayım.
Proje aşırılığı
Genelde makro ölçekli planlarla yönlendirilen kitle turizmi yerine, özellikle Anadolu’da kültür turizmi ve buna bağlı kültür ekonomilerinin gelişimine verilen bir ivme yaşıyoruz. Dengeli, insan odaklı ve katılımcı bir kalkınma stratejisi içinde, 2023 Turizm Stratejisinin de yeniden gözden geçirilmesini gündeme getirebilecek bu aşamada, proje aşırılığının da kontrol edilmesi önem taşımaktadır. Ajanslara gelecek projelerin, yerele özgün konuların, ulusal programlarda öngörülen hedeflere uyumunu sağlamak açısından, yönlendirici özellikler taşımaları da değerlerini artıracaktır.
AB ve uluslararası kuruluşlardan sağlanan kaynakların, ülkemizde, kırsal kalkınma programlarının uygulanmasına yönelik faaliyetlerde kullanılması amacıyla kurulmuş olan, Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu’nu, Anadolu’nun Turizm potansiyelini değerlendirmeye yönelik faaliyetleri ile de izliyoruz.
Yaşama katkı
Anadolu Turizm İşletmecileri Derneği (ATİD) Anadolu’nun gücünü oluşturan tarım ve kültürün turizmle bağlantılı olarak gerçekleşmesini sağlayacak projelere katkıda bulunmak amacıyla 2006 yılında yaptırmış olduğu Türkiye’nin Anadolu Turizm Araştırması Raporunu Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın işbirliği ile yenilemeyi amaçlamaktadır.
Turizmde hizmet sunan işletmeler, pazarda güvenilir ve tarafsız kuruluşların verdiği belgelerle yer almakta; bu belgeler müşterilerde ve hedef pazarlarda güveni sağlamaktadır. Türkiye’de Belgelendirme, turizm yatırımlarının hizmete girdiklerinde üretimlerinin uluslar arası piyasada yer alabilmesi için Yatırım Belgesi aşamasından başlayıp; işletme belgesinin verilmesi ile sonlanan bir süreçtir. Bundan sonrası ise belge sahibi işletmenin niteliklerini koruma durumunun denetlenmesi aşamasıdır.
YENİ TABLO
2634 sayılı yasanın düzenlediği ortamdaki bu üç aşamalı süreçte tek yetkili kuruluş Kültür ve Turizm Bakanlığıdır. Her ne kadar yasada Bakanlığın bazı yetkilerini paylaşması imkanı varsa da; Bakanlık bu yetkisini Federasyonlar şeklinde örgütlenmiş kuruluşlarla bile paylaşmamıştır. 2023 Turizm Stratejisinde yer alan bağımsız turizm danışmanları yapılanması konusunda da herhangi bir gelişme olmamıştır. Bu durum, sektörün gelişme dinamiği içerisinde bazı kuruluşları belge ve sertifika konusunda harekete geçirmiş ve ülkemizde tespit edebildiğimiz kadarı ile aşağıdaki tablonun varlığı ortaya çıkmıştır.
1 Turizm Yatırım Belgesi Ve Turizm İşletme Belgesi
2 Yeşil Yıldız Çevreye Duyarlı Konaklama Tesisi belgesi
3 Mavi Bayrak
4 Iso 9001 Belgesi (Hizmet Kalitesi)
TATİL ve turizm, yaşamımızda paylaştığımız güzel zaman dilimleri arasındadır. Tatil günlerimiz sırasında huzurla geçirebileceğimiz ortamlar oluşturabilir; çoğu kez de daha önce tanımadığımız bir çevreyle beraber olduğumuz bu değerli günleri, kalıcı dostlukların başlangıcı haline de getirebiliriz.
Kentlerin kültür ve günlük yaşamıyla birleşen yeni seyahat anlayışında, insanların dostluğu yanında, kentlerin kardeşliği de gündeme daha çok gelmeye başladı. Bu anlamda, öncü ve örnek olarak gösterebileceğimiz Ankara Hamamönü ve Eskişehir Odun Pazarı projelerinde olduğu gibi birbirine daha yakınlaşan kentler, komşuları için de çekici olmaya başladı.
Bu nedenle sadece tatil ortamında değil, günlük yaşamımız içinde de, güler yüzlü günler etkinlikleri önermek istiyorum. Söz gelimi, bir hafta boyunca yaşadığımız ortamlarda, karşılaştığımız tüm kişilere selam vermeyi deneyebiliriz. Merhaba, Günaydın, Kolay Gelsin, İyi Günler gibi kısa sözcükler, kalıcı dostluklar oluşturabilir.
Unuttuğumuz gelenekler
Birlikte yaşadığımız ortamları daha huzurlu ve yaşanabilir kılmak bizim elimizde; tabii ki aksini de. Bu Güler Yüzlü Günler Etkinliğini, önce mahallemizde, sonra trafikte, daha sonra toplu yaşadığımız yerlerde ve tatil ortamlarında tekrar edebiliriz. Bu konuda bir sivil toplum kuruluşu ya da bir devlet bakanlığımız öncülük edebilir. Yaşadığımız yerde elde edeceğimiz davranışlar, tatil sırasında da çevre ile dostluğumuzun kurulmasında yardımcı olacaktır.
Şiddeti ön plana çıkaran diziler nedeniyle, geleneklerimizde olmasına rağmen, unutmaya başladığımız aile ve komşuluk davranışlarımızı, batıdan alacağımız şehircilik modelleri ile tanımlamak yerine, özümüzdeki değerlere dönmek tercih edilmelidir. Konuklara ve çocuklara karşı davranışlar nedeniyle, turizm dünyasında, konuksever ülke olarak tanınan bir ülkenin, tatil ortamlarının da güler yüzlü olması kadar doğal bir şey yoktur. Bu Sadece, özümüzdeki değerleri hatırlamakla elde edebileceğimiz bir kazanım olacaktır. Seyahat dergileri ve eklerinde, yörelerin fiziki özellikleri ile birlikte, insanlarının özelliklerine ve oralarda kullanılan dostluk ifadelerine de yer verilmesini önermek istiyorum.
TÜRK Kültürünün Evrensel Yolculuğu (TEDA -Türk, Kültür Sanat ve Edebiyatının Dışa Açılımı) Projesi’nin tanıtımı 12 Eylül tarihine kadar Moskova Kitap Fuarı’nda devam edecek. Bakanımız Sayın Ertuğrul Günay’ın önem verdiği projelerden biri olan TEDA Frankfurt’tan sonra Moskova’da tüm ülkelerde bir Türkiye kitaplığı projesine de destek sağlayacak.
Gezme ve keşfetme ufkumuzu genişleten dergi ve yayınlar da, ilgi alanımızda daha çok yer almaya başladı. ATLAS Dergisinin yeni bir anlayışla girdiği ve sürdürdüğü gezi yayıncılığı, günlük gazetelerin de Seyahat Ekleri ile haftalık olarak evlerimize girmeye devam ediyor. Yurtiçi ve dışında pek çok ilginç alanın ilgimize sunulduğu bu yayınlar, seyahat araçlarında da yol arkadaşımız. Yayınların bir önemli özelliği de ayrılırken yanınıza alabilmeniz; dolayısıyla dostlarınız ve ev halkı ile paylaşabileceğiniz, çoğaltan etkili bir özellik taşımaları.
Günlük yaşam rehberi
THY’nın SKYLIFE Dergisi 25 yılı aşkın süredir aynı başarı çizgisinde, iyi bir yol arkadaşı olmaya devam ediyor. Havayollarımız SUNEXPRESS, ATLASJET, PEGASUS, BORAJET ve ONUR HAVAYOLLARI’nın dergileri de dünya ölçüsünde bir yayıncılık ortamında bize güzel bilgiler aktarıyor; yolculuğumuzu bir başka pencereden bakarak tamamlıyoruz. Karayollarında da havayoluna yakın bir kaliteyi bize sunmak için çalışan, kendilerini sürekli yenileyen ulaşım şirketlerinden VARAN, KAMİLKOÇ, ULUSOY, METRO’da da yolda sizinle beraber olan birer gezi ve günlük yaşam rehberleriniz var.
Anadolujet, uçuşlarında da aynı çizgiyi yakalayan ANADOLUJET MAGAZİN ise yılda 20 milyondan fazla kişiye ulaşabiliyor. Anadolu’nun güzelliklerini, kültürel değerlerini ilgi çeken bir karışımda izleyebiliyorsunuz. Gittiğiniz yerde ya da daha sonra yolunuzun düşeceği bir kentimizde, uçuş noktası olmasa da, size ilginç gelebilecek bir gezi nedeni için yardımcı olacak bir tarz bulabiliyorsunuz, Anadolujet Magazin’de. Dergilerin her seferde yeniden temiz bir kılıf içinde sunulması ise bir güzel hizmet anlayışı; yanınızda rahatça taşıyıp dostlarınızla paylaşabiliyorsunuz. Bu arada uçaktaki ortamı dile getirmeniz için de bir neden oluşturuyor bu dergi. Yol haritaları, yararlı bilgiler gibi sayfalarda günlük hayat için satır aralarında size ulaşabilen hatırlatmalar var. Malatya’da kayısıyı, Konya’da Mevlana’yı, Erzurum’da Kış sporlarını, Eskişehir’de Lüle taşını, Türk Kahvesi’nin özelliklerini ya da Kazdağları’nın mitolojik geçmişini bir kez daha okumanız için güzel bir fırsat elde ediyorsunuz ve iniş çağrısı ile bazen bilmecenin yarısında sizi yakalıyor. Viyana’nın saraylarını, Rusya’da Beyaz Geceleri, Paris’te eğlence dünyasını da bulabileceğiniz bu dergi; Sık seyahat ediyorsanız sakladığınızda sizin için güzel bir Türkiye ve Dünya rehberi olabilir.
Yol gösterici olacak
Seyahat esnasında isteyen yolculara, Dünya ve Türk Klasiklerinden oluşan bir kitap servisinin sunulacağı METRO Turizm tarafından başlatılan “Okuyan Yolcu Projesi”ni de bu bağlamda öncü ve örnek bir proje olarak kutluyorum.