Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, geçtiğimiz ay Hollanda Kraliçesi Beatrix’in daveti ile Hollanda’ya gitmişti. Ziyaretin önemli yönlerinden bir tanesi, Hollanda’nın 11 yıl aradan sonra devlet başkanı düzeyinde gerçekleşmesiydi. Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, Türk-Hollanda Dostluk Derneği (TÜHOD) ve Türkiye-Hollanda Parlamentolararası Dostluk Grubu heyetini Çankaya Köşkü’nde kabul etmesi de, iki ülke yakınlaşmasının devamlılık göstereceğine işaret ediyor.
HOLLANDA KÖYÜ KURULUYOR
Türkiye olarak Hollanda ile aramızdaki ticari ilişkilerin 400. yılını kutluyoruz. Bu kutlamaların Ankara’daki en önemli ayağı öyle sanıyorum ki Kentpark’ta kurulacak olan Hollanda Köyü olacak. Hollanda Büyükelçiliği ile koordineli olarak hayata geçirilecek olan bu proje ile özellikle Türkiye ve Hollanda arasındaki ticaret ve turizm ilişkilerini teşvik etmek ve güçlendirmek amaçlanıyor. Hollanda Kraliçesi ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ziyareti ile de uluslar arsı medyada önemli bir yer tutacak olan Hollanda köyünün kurulması her iki kültür ve firmalar için güçlü bağlar kurmak ve etki yaratmak için bulunmaz bir fırsat olacak.
Hollandalı markaları tanıtmak, iyi ilişkiler içerisinde olmalarını sağlamak amacı Hollanda’nın tüm geleneksel dokusunu taşıyacak olan köy, Kentpark Alışveriş Merkezinde 9-24 Haziran 2012 tarihleri arasında ziyarete açık olacak.
Hollanda Köyü’nün açılışını, 9 Haziran tarihinde Hollanda Büyükelçisi ve aynı zamanda Ankara Alışveriş Festivali’nin yüzü olan dünyaca ünlü manken Doutzen Kroes yapacak. 15 Haziran tarihinde ise düzenlenecek olan VIP parti ve arkasından sergilenecek olan ünlü markaların moda gösterileri ile seçkin bir etkinlik daha gerçekleşecek.
Hollanda vatandaşı bir Türk sanatçı olan Karsu Dönmez de canlı performansı ile konukları büyüleyecek.
Ankara Shopping Fest, yani Ankara Alışveriş Festivali…
8 Haziran’da başlayıp 1 Temmuz’da sona erecek festivalde, 22 gün boyunca 37 AVM’de ve Ankara caddelerinde alışveriş, eğlence, hediye ve coşku dolu anlar yaşayacağız.
Festivalin galası, geçtiğimiz Perşembe Günü Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün katılımı ile gerçekleşti. Binden fazla davetlinin hazır bulunduğu gala, Cumhurbaşkanımızın konuşmasıyla başladı.
Festivalin yüzü olan dünyaca ünlü top model Doutzen Kroes’in ilgiyle izlediği, davetlilere sunulan TARİHTEN BUGÜNE Defilesi ile renklenen galada, Bakanlarımız, Milletvekillerimiz, Müsteşarlarımız, Valimiz, Belediye Başkanlarımız, Sivil toplum örgütü başkanlarımız ve İş adamlarımızdan oluşan seçkin topluluk ENBE orkestrasıyla keyifli bir gece geçirdi.
BAKAN GÜNAY’IN ÖNEMLİ JESTİAnkara Alışveriş Festivali çalışmaların başladığı ilk günden bugüne, uluslararası bir festival konsepti ile ele alındı.
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay hep yanımızda oldu, desteğini esirgemedi.
Bu gün geldiğimiz nokta itibariyle, Ankara Büyükşehir Belediyesiyle yapılan görüşmeler olumlu sonuçlanmıştır. ATO Meclis toplantısına katılan Melih Gökçek’in Belediye Meclisi’nden alınan karar doğrultusunda, ATO’nun simge olacak tematik binanın yükseklik talebinin 70 kat olarak sonuçlandırıldığını müjdelerken, karar ATO Meclisi’nde de kabul edildi. Ankara’nın bozkırın ortasında soluk ve renksiz bir Başkent olarak kalmaktan uzaklaşması vizyonu çerçevesinde bu yatırımın önemli bir adım, bir milad ve devamı gelecek bir yol açma görevi yapacağına inanıyorum.
Dünya Başkentlerine baktığımız zaman birçoğunun simgesi olan yapılarıyla ön plana çıktığını ve bu yapıların da, çeşitli hediyelik objelerle yaşatıldığını görmekteyiz. Ankara’nın ise kolay hatırlanmasını sağlayacak simge bir binaya sahip olmadığını üzülerek görüyoruz. Alınan bu kararla, Ankara’nın simgesi olacak tematik bir yapının yapılmasının önünün açıldığını, bu kadarla kalmayarak, Ankara’nın marka bir başkent olma hedefinde önemli bir yapı taşı kazanma sürecine yöneldiğini memnuniyetle görmekteyiz.
ÖNCELİKLE FİKİR PROJELERİ
ATO Başkanı Salih Bezci’yle yaptığım sohbette, Ankara’ya yapılacak 70 katlı bina için öncelikle fikir projeleri yaptıracaklarını, bu projelerin Türkiye’de olmayan projeler olacağını, fikir projeleri çalışmaları esnasında ilk düşüncelerinin yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanan, yüksek performanslı çevreci bir bina olması ve alt katının özellikle on bin metre karelik, ticaret erbabının kendi çabalarıyla dünya çapında yapmış oldukları işleriyle ilgili ürün koleksiyonlarını sergileyecekleri bir ticaret müzesi olarak planlanacağını, işadamı Mehmet Akbacakoğlu’nun iki bin metreye yakın bir alanda sergilediği, en eskisi 150 yıllık olan ve dünyada benzeri olmayan 5000 çift ayakkabının sergilendiği Ayakkı Dünyası müzesini, Ersa Mobilyanın sahibi Erol ATA’nın en eskisi 350 yıllık olan 1700 adeti aşkın saat müzesi, işadamı Süleyman Durdağ’ın 1500 adetin üzerindeki zaman tüneline götüren Radyo koleksiyon müzeleri ni örnek olarak gösterdi. Bu tür mekanların, diğer işadamları için de görsel paylaşımın olacağı bir ortamın oluşmasına öncülük etme ve örnek olma işlevi göreceği muhakkaktır. Bu yöndeki açılım ve adımların, Ankara’nın kültürel bakımdan zenginleşmesi ve çeşitlilik kazanmasına önemli katkılar sağlayacağı inancındayım.
THK ÜNİVERSİTESİ
Sayın Cumhurbaşkanımızla açılışına katılmaktan onur duyduğumuz THK’nın havacılık ve uzay eğitimlerini üniversite seviyesine taşıyan girişimini diğer yönleri yanında Türk turizmcileri olarak havaalanı ve havayolu işletmeciliği bazlarında çok önemli, gerekli ve zamanında başlatılmış bir girişim olarak kutluyoruz.
Son yıllarda gerçekten çok modern varış noktaları (terminaller) inşa ettik;bir ülkeye ya da şehre gelişte ilk ve son izlenimlerin elde edildiği varış noktalarındaki binaların çağdaş yapılarına rağmen çalışanlarda görülen eksiklikler bu güzellikleri gölgelemeye başlamıştı. Çeşitli yazılarımda değindiğim ve okurlarımızdan da destekleyen mesajlar aldığım bir konudur bu.
Avrupa Birliği’nin desteği ile bu yıl 7.’si düzenlenecek olan bu etkinlik; 28 Nisan 2012 tarihinde Almanya’nın güney bölgesinden başlayacak, 14 Mayıs 2012 tarihinde Azerbaycan’ın Bakü kentinde son bulacak ve bu organizasyona, Türkiye’nin 9 bin km yapan ”İlk Türk kadın rallicisi” olan turizmci Songül Ataklı katılacak.
Proje genel hatlarıyla incelendiğinde; Allgau Orient Rally’nin Dünya Gıda Programı nezdinde Birleşmiş Milletler tarafından desteklendiği, ralli bitiminde tüm araçların Birleşmiş Milletlere bağlı hayır kurumlarına bağışlanacağı, ralliye 20 ülkeden toplam 111 takım; 355 araç ve 666 yabancı katılımcının iştirak edeceği, her bir aracın yanında getirmiş olduğu enstrümanların ülkemizde aşağıda belirtilen Pit-Stoplarda misafir eden illerimizin okullarına bağışlanacağı, organizasyonun oldtimer ve youngtimer araçların katılabildiği dünyanın son otomobil, macera ve dostluk rallisi olduğu, halklararası iletişimin ve kültürlerarası paylaşımın sağlanmasını hedefleyen bu organizasyonun birçok hayır ve yardım projesinin gerçekleşmesine de öncülük edeceği görülüyor.
Yarışın en uzun parkurunun Türkiye olması sebebiyle organizasyonun ülkemiz turizmine ve tanıtımına çok fazla katkıda bulunacağı ve yukarıda belirtilen şehirlerin de uluslararası arenada ses getireceğini düşünmekteyim.
Etkinliğin İstanbul etabında; 2 Mayıs Çarşamba günü ve gecesi araçlar 50. Yıl Teşekkür Anıtı’nın hazırlanması için yanlarında getirdikleri endüstriyel parçaları Sirkeci Tren Garı’na bırakacaklar ve tarihi Galata Köprüsü’ne araçların sergilenmesi için park edecekler. 3 Mayıs Perşembe akşamı ise köprüde bir hoşgeldiniz partisi ile karşılanacaklar ve 4-5 Mayıs tarihlerinde ise halkında katılımı ile Ralli Partiler düzenlenecek.
5-6 Mayıs Çorum etabında; yarışmacılar Kültür Parkı’nda konaklayacak olup, araçlar Boğazkale’ye vardığında burada halkın da katıldığı bir etkinlik düzenlenecek.
6-7 Mayıs tarihlerinde Samsun’da; konaklamalar Cumhuriyet Meydanı’nda olacak, yine dostluk ve barışın simgesi olarak takımlar yanlarında getirdikleri bayrak ve formları imzalayarak halkla karşılıklı hediye alışverişinde bulunulacak.
7-8 Mayıs Trabzon’da; katılımcılar önce limanda balık tutacak ve sonrasında belirlenen restoranda bu balıklar pişirilerek yarışmacılara not verilecek. Konaklamalar Trabzon Fuar Merkezi’nde gerçekleşecek olup, yine Trabzonluların katılımı ile partiler düzenlenecek.
Sözkonusu tesislerin İl Sağlık Müdürlükleri tarafından yapılacak denetimlerde güç durumda kalmamaları bakımından konu önem arz etmektedir.
Mesul Müdür ve Havuz Suyu Operatörlerinin en az lise mezunu olmaları ve konularında eğitim almış olmaları gerekmekte olup, eğitimlerin halk eğitim merkezleri veya Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) tarafından verileceği belirtilmektedir.
Yönetmelik 15 Aralık 2011 tarihinde yayınlanmasına rağmen, bugüne kadar Mesul Müdür ve Operatör eğitimiyle ilgili bir düzenleme ilgili kuruluşlar tarafından yapılmamıştır. İlgili kuruluşlar olarak Sağlık Bakanlığı, Halk Eğitim Merkezleri ve İŞKUR’un bir an önce mevcut belirsizliği gidermek üzere çalışma yapmaları beklenmektedir.
İl Sağlık Müdürlükleri tarafından yapılacak denetimlerde, açık ve kapalı yüzme havuzu tesisi bulunan tesislere 31 Mayıs 2012 tarihine kadar süre verilmiştir. İlgili kuruluşlarca ya bu süre uzatılmalı veya bir an önce tesislerin denetimlerde güç durumda kalmalarını önlemek bakımından, eğitim vermekle yükümlü kuruluşlar programlarını tamamlamak suretiyle eğitime başlamalıdır.
MAVİ BAYRAK
Diğer taraftan, 2012 yılının Yönetmelik açısından bir geçiş dönemi olarak kabul edilmesi, sorunların çözümü bakımından önlemlerin daha etkili olarak hazırlanması imkanını getirecektir. Bu bağlamda havuzlar da dahil olmak üzere tüm mekanlarda en iyi hizmet sunmakta olan turizm işletmeleri açısından, teknik müdürlerin yetkili kılınması, daha önce bu işi yapmakta olan personelin kazanılması, sorunun çözümüne yardımcı olacaktır. “Sualtı ve Can Kurtarma Federasyonu” ve “Mavi Bayrak “ çözüm ortakları olarak düşünülebilir.
Sezon öncesinde pazarlama ve lojistik desteklerini tamamlamak zorunda olan işletmelerimiz için şimdiye kadar sorun çıkmayan bu konuda, yıla yayılan bir çözüm sürecine ihtiyaç olduğunu ve ilgili kuruluşların da bu anlayışı paylaşacağını düşünüyorum.
27 Mart 2006’da resmen taraf olduğumuz sözleşme ile bugüne kadar Meddahlık, Mevlevi Sema Törenleri gibi değerlerimiz Dünya Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’nde yerini aldı.
Geçtiğimiz hafta sonu, Ankara Kulübü’nün gelenekselleştirdiği panellerden birisi daha kulübün merkezi olan tarihi Abidinpaşa Köşkü’nde yapıldı.
Ankara İl Kültür ve Turizm Müdürü Doğan Acar’ın yönettiği panelde, “Ankara’nın Somut Olmayan Kültürel Miras Değerleri” enine boyuna ele alındı.
Gazi Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi El Sanatları Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Feriha Akpınarlı, “Gümüş Telkari İşlemeciliği” konusu ele alırken, Dünya Gölge Oyunları Birliği UNIMA Genel Sekreteri Hayrettin İvgin “Ankara Sofçuluğu”nu anlattı.
Panele katılan konuklar, “İğne Oyaları”nı Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu ve Atatürk Kültür Merkezi eski Başkanı Prof. Dr. Taciser Onuk’tan, “Ankara Seğmenlik Geleneği”ni Ankara Kulübü Derneği Başkanı Dr. Metin Özaslan’dan dinlediler.
“Saz Yapımı” konusunu ise Halk Ozanları Kültür Derneği Başkanı Kenan Şahbudak ele aldı.
DEĞERDEN GELEN BAŞARI ÖYKÜSÜ
Bunlardan biri de 1984 yılından sonra bir dönem Mamak Belediyesi olarak kullanılan Devlet Konservatuarı binasıdır. 1929 yılında Ankara’da Kız Lisesi, Gazi lisesi, Ticaret Lisesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi olarak tanıdığımız 20 den fazla binanın da mimarı olan Avusturyalı Ernst Arnold EGLI’nin eseri olan bina, Belediye’nin yeni yerine taşınmasından sonra da Mamak Kültür Merkezi olarak hizmet vermeye devam ediyor.
Mamak Belediyesi, yeni hizmet binası ile birlikte, ilçe sınırları içerisinde modern bir Kültür Merkezi’nin yapılmasını sağladı. Projede nikah salonu ve kongre merkezi ile 2 bin metrekare bir iş merkezi de yer alıyor. Konservatuar Binasının özellikleri ile korunmasına katkıda bulunan düşüncenin sahibi olan eski Belediye Başkanlarına teşekkürlerimizi iletiyor; burada geleceğe yönelik projeler geliştirilmesi için de Mamak Belediye Başkanı Sayın Mesut Akgül’ün de katkısını esirgemeyeceğine kesin gözüyle bakıyorum.
Bir kısmı Goethe Institut tarafından haritalara dökülerek tespit edilen, Ankara’ya değer katan yapıların tüm ülkede yaratıcı kültür ekonomilerinin gelişimi için örnek bir teşebbüs olacağına inanıyorum. Bu bağlamda, Konservatuar binasının Kültür ve Turizm Bakanlığı’na tahsis edilmesi, Mamak halkı ve Belediyesi’nin Ankara’nın Kültür değerlerine önemli bir armağanı olacak.
SANAT EĞİTİMİNE KATKI
Şimdilerde çeşitli kişiler tarafından amacına çok da uygun olmayan şekilde kullanılan bahçesinin de, orada üretilen ilk Türk Bestelerinin, sahne sanatçılarımızın ve Türkiye’de sanat eğitimine katkıda bulunan eğiticilerin anılarıyla dolu bir ortama dönüşmesi de mümkün olacaktır. Bakanlığa tahsis işlemlerinin 2012 yılında,söz gelimi “Müzeler Haftası” sırasında, tamamlanması halinde, tarihi Konservatuar binasında 2013 yılında, Kültür ve sanat yaşantımızın tüm aşamalarını görebileceğimiz imkanlar oluşabilecektir.
2013 yılı, Türk turizm tarihinde önemli ve anlamlı kutlamalara neden olacak bir potansiyel taşıyor. Turizm ve Tanıtma Bakanlığı’nın kuruluşunun ellinci yılı; aynı zamanda UNESCO tarafından da Piri Reis yılı olarak ilan edildi.Turizm tarihimizdeki bir başka önemi de, Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu’nun kuruluşunun doksanıncı yılı olması. Türkiye turizm tarihinin başlangıcı olarak kabul edilen İstanbul Sergisinin de 150’nci yılı.
CESARET VERDİ
Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Ertuğrul Günay’ın kültürel değerlerin korunmasına gösterdiği özen, ITB Berlin turizm fuarı sırasında tur operatörlerini, Anadolu’da daha çok kültürel tur düzenlemeye davet etmesi, bu konudaki önerilerimiz için bize güç ve cesaret verdi. Ankara’nın kültürel mirasına yapılacak bu katkı, öncü bir işbirliği sergilemesi yanında; Mamak halkı için de bir gurur vesilesi olacaktır.