Paylaş
Eğer “Ölmek” filminden bahsetmesem sanki bir şey eksik kalacaktı.
İçinden Berlin geçen bir film daha izlemenin duygusu, ben de sahici duygulara yol açtı. Yaşarken ölmenin felsefesi yapılıyor bu filmde.
Engel olamayıp düşünüyor insan, ölmeyi. Çok garip bir duygu, izah edemiyorsun.
Filmden sonra “Ölmek, yok olmak mıdır yoksa daha çok var olmak mıdır” diye düşündürttü.
Kendime geldim.
Bence sıklıkla hatırlatılmalı ölüm çünkü öleceğini bilen her canlı hayata daha fazla yaklaşıyor.
Yönetmen Matthias Glasner, işlevsiz bir aile üzerinden yaşamın bir parçası olan ölümü ele alıyor.
Fırsatını bulduğunuzda mutlaka izleyin. Oyuncular ise Lars Eidinger, Corinna Harfouch, Lilith Stangenberg, Ronald Zehrfeld ve Robert Gwisdek.
Dakikalar İçinde Sayılar
Kronik Kitap’ın okuyucu tarafından yoğun ilgi duyulan “Dakikalar İçinde Dizisi Sayılar” ile devam ediyor. Sayılar insanlığın tartışmasız en büyük ve en eski icadıdır. İnsanlar alfabeyi geliştirmeden önce sayıları ifade etmek için semboller kullanıyorlardı.
Antik Yunan’dan, Rönesans’tan günümüze tarih boyunca sayılar hayatımızın her alanını ne kadar ve nasıl etkiledi? Neden bir dakika 60 saniye? Sıfırı kim icat etti? Pi tam olarak nedir? Bilinen en büyük asal sayı nedir? Sonsuzdan daha büyük bir sayıyı nasıl elde edebilirsiniz? 13 ve 666 sayısından neden korkarız? Bilinen evrendeki ismi konmuş en büyük sayı nedir?
Pamuk Prenses 3 cüce arkadaşını kaç farklı şekilde seçebilir? Küba asalları Küba’da mı bulunmuştur? Bir sayı nasıl narsist olabilir ki? Kanat çırpan bir kelebek nasıl kaosa neden olabilir? 42 sayısının hayat ve evrenle ilişkisi nedir? Sayma sayılarının toplamı nasıl negatif bir kesir çıkabilir?
“Dakikalar İçinde Sayılar” 200 önemli, büyüleyici ve sıra dışı sayının görselleri, grafikleri ve çizimleri ile matematiği kavramanın kolay ve eğlenceli yolu.
Bir ömrü bir mühre sığdırmak...
Her insan bir hikâye, herkesin yaşamı kendine özgü bir öykü. Yaşamak, hayatta iz bırakmaktır diye kabul edersek hepimizin ardımızda bıraktığımız bir iz, bir hikâyemiz var. Ex Libris sanatçısı Yudum İşbecer de o hikâyenin, o izin peşinde.
Bir kitap sayfasına basılan mühürler yapıyor olsa da aslında o, sanatıyla insanın damgasını zamana vuruyor.
Aralarında Ömer Koç, Murathan Mungan, Ercan Kesal, Sedat Ergin, Hasan Bülent Kahraman, Leyla Alaton, Ahmet Güneştekin, Doğan Hızlan ve Ata Demirer’in de olduğu birçok tanınmış isme özel tasarım üreten Yudum İşbecer’in Ex Libris örneklerinin yanında heyecan verici desen ve illüstrasyonlarını da içeren zengin portfolyosu var. İllüstrasyon, desen ve mühür çalışmalarının yanında şiirleri, öyküleri ve yayımlanmış kitaplarıyla hayatı, insanı anlamaya ve anlatmaya çalışan Yudum İşbecer, yazamadığı zamanlar çiziyor, çizemediği zamanlar yazıyor.
Bazen her ikisiyle, yazıyla ve çizimle kendine dair bir iz bırakmaya çalışıyor.
Küpçüoğlu’nun Nuri Alço portresi
Geçtiğimiz haftalarda rahatsızlanan oyuncu Nuri Alço’nun taburcu olmasına çok sevindim. Yıllar önce kendisiyle Frankfurt Türk Film Festivali’nde tanımıştım. Orada da hayranları kendisini yalnız bırakmamıştı. Hayat tesadüflerle dolu desem yanlış olmaz.
Arkadaşım Ressam Hülya Küpçüoğlu da yaptığı Nuri Alço resmini gösterdi bana. Çok beğendim doğrusu. Hülya’nın bu eseri, Yeşilçam serisi kapsamında yaptığı bir çalışma.
Bu resmi 2012 yılında yapmış ama hiç sergilememiş. Kendisi için yaptığı resimlerden birisiymiş. Tekrar geçmiş olsun, Nuri Alço. Sizi bir ressamın portresi olarak görmek ne güzel!
Kim ne okuyor?
◊ Kürşat Başar, Richard Holloway’in “Dinin Kısa Tarihi” adlı eserini okuyor.
◊ Erdem Tepegöz, Rick Rubin’in “Yaratıcı Eylem: Bir Var Olma Biçimi” adlı eseri okuyor.
◊ İlber Ortaylı, Göksel Göksoy’un “Pompei-Bir Roma Şehrinde Yaşam Ve Ölüm” adlı eseri okuyor.
◊ Murat Doğan, Agota Kristof’un “Büyük Defter, Kanıt ve Üçüncü Yalan” adlı üçlemesini okuyor.
Paylaş