Paylaş
Öncelikle Berlin Büyükelçisi Ali Kemal Aydın’ın konuğu olarak ağırlandık.
Bu buluşmada Almanya’nın geleceği ve güvenliği için daha fazla dayanışma içinde olmanın önemine vurgu yapan Büyükelçi, kendilerine kapsamlı bir proje sunumu yapılması halinde Berlin’de bir Türk filmleri festivaline de sıcak baktığını dile getirdi.
Sonrasında, Türk-Alman medya buluşması kapsamında, Küresel Gazeteciler Konseyi (KGK) Genel Başkanı Mehmet Ali Dim ve birçok yaygın ve yerel medya temsilcisinden oluşan bir heyet ile birlikte TV kanalı ZDF’yi ziyaret ettik.
Bu vesileyle hem eskilere dayanan bir dostluğu pekiştirdik hem de Alman gazeteci Theo Koll rehberliğinde ZDF’nin geçmişi ve bugününe dair bilgiler edindik.
Türkiye, Orta Asya, Kafkaslar, Balkanlar ve Orta Doğu öncelikli olmak kaydıyla, tüm ülkelerde gazetecilerin mesleki, sosyal ve kültürel değerlerini artırıcı, kaynaşma ve dayanışmayı geliştirici önlemler alınmasını sağlamak üzere önemli işlere imza atan Konsey, bu çalışmalar kapsamında faydalı geziler düzenliyor ve sıcak temaslarla gündemin nabzını tutuyor.
Berlin’den bir Merhaba
Merhaba dergisi, Berlin’in en eski Türkçe dergisi. 1997 yılında yayın hayatına başlayan dergi, Berlin’deki Türk matbaacı Diyap Sakallı tarafından kuruldu.
Dergi, Berlin’in kültür, sanat yaşamıyla ilgili içeriklerin yanı sıra şehirdeki Türk toplumuyla ilgili çeşitli haberlerle de zengin içerikli bir yayın olarak kültürel bir süreklilik sağlıyor.
Derginin yayın yönetmeni Murat Tosun ile bu ziyaret vesilesiyle görüşme fırsatım oldu. Bu arada bana güzel bir haber de verdi.
Murat Tosun, Merhaba dergisi bünyesinde kurduğu Merhaba Kültür İnisiyatifi kapsamında ilk etkinlik olarak Berlin-İstanbul kardeş şehir anlaşmasının 30’uncu yılı açılış etkinliğini gerçekleştirmiş.
Berlin Eyalet Başbakanı himayesinde tarihi Berlin belediye salonunda Ahmet Ümit ile İstanbul üzerine bir okuma akşamı düzenlemenin yanı sıra geçen kasım ayında ise Berlin’e ziyarette bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu ağırlamış.
Yurtdışında kültürlerarası iletişimi ve yakın teması sağlayan bu tür işleri çok önemsiyorum ve Kültür İnisiyatifi ekibinin böylesi nice güzel etkinliklere imza atmalarını diliyorum.
Masal şehrine gölge düşüren katliam
Bu Almanya ziyaretim sırasında, hepimizin belki de ezbere bildiği çocuk masallarının yazarları Grimm Kardeşler’in de bir dönem yaşadığı, Frankfurt’a yaklaşık 20 dakika uzaklıktaki Hanau’ya gitme fırsatım oldu.
Anlattıkları masallarla tüm dünya çocuklarının kalbine sevgi tomurcukları eken bu kardeşlerle anılan masal şehrinde bildiğiniz üzere yakın zamanda korkunç olaylar yaşandı:
Kentteki iki kafeye silahlı saldırı düzenleyen ırkçı katil Tobias Rathjen 4’ü Türk, 9 kişiyi katletti.
Bizler de gazeteci grubu olarak bu defa Türk vatandaşlarına ve hayatını kaybedenlerin yakınlarına taziye dileklerimizi sunmak için oradaydık.
Ben de saldırı noktalarına karanfil bırakarak onların acılarını paylaşmaya çalıştım.
Havacılık dünyasına
dair her şey
Beliğ Okkalıoğlu, havacılık dünyasında 40 yıldır çalışan bir isim. Birçok uçuş noktasında çalışmış biri.
Geçtiğimiz günlerde bana kitabından söz etti. Hava taşımacılığı ile ilgili müthiş bilgilerin olduğu kitap, havacılığa, havalimanlarına dair tecrübelerden örülmüş bir çalışma. Rötarlara, uçuş anonslarına, yola ve yolculuğa dair her şey var bu kitaptaki öykülerde.
Tekdüze yazılmış şeylerden ziyade özel konularda yazılan metinleri daha çok seviyorum ve önemsiyorum.
Üstelik bu kadar çok seyahat eden biri olarak havalimanlarının ve uçaklarının arka planında neler olduğunu da merak ediyorum. Bakalım bu özel kitabın yayıncısı kim olacak...
Grafiklerle kadın hareketi
150 yıllık bir yakın tarihe odaklanan ve dünyanın dört bir yanında hakları için savaşan kadınları kadrajına alan Marta Breen’in çizgi roman türündeki “Kadın Mücadelesi” isimli kitabı, feminizm tarihini merak edenler için mutlaka okunması gereken bir grafik roman.
Henüz dünyanın her yerinde herkesin eşit haklara sahip olmadığına dikkat çeken Norveçli yazar, yine de geçtiğimiz 150 yılın umutsuzluğa kapılmamamız gerektiğinin kanıtı niteliğinde olduğunu gösteriyor ve “Yeter ki sesimiz duyulsun!” diyor.
Yazarın güçlü kalemiyle bugün her bireyin doğal hakkı olduğunu düşündüğümüz eğitim, çalışma, seçme ve seçilme haklarını elde etmenin o kadar da kolay olmadığını anlattığı “Kadın Mücadelesi-Özgürlük, Eşitlik ve Kız Kardeşliğin 150 Yılı” isimli romanına Jenny Jordahl’ın müthiş çizimleri eşlik ediyor.
Obezitede duygusal
ve düşünsel iyileşme
Kilo sorunu olup da diyet yapanlar çok iyi bilir, verilen kilolar diyetten bir süre sonra geri alınır, hatta bazen fazlasıyla.
İstatistikler de bunu teyit ediyor.
Evet veriler diyor ki, fazla kilolu olanların yüzde 90’ı, aşırı kilolu olanların yüzde 95’i verdikleri kiloları en geç 2 yıl içinde yeniden geri alıyor.
h2o Kitap tarafından yayımlanan “Kilosophia/Kilo Bilgeliği” adlı kitap işte tam da bu kısırdöngüye çare sunma amacında.
Kendisi de bir zamanlar morbid obez olan felsefi danışman, yazar Mehmet Altuğ Ersoy’un önerdiği diyetsiz kalıcı zayıflama yöntemi, obezitenin düşünsel ve duygusal zeminine odaklanıyor ve bu noktada iyileşmeyi hedefliyor.
Kitaba adını veren “Kilo Bilgeliği” de zaten kilo sorununa felsefi bir açıdan bakmak.
Bu girişimlerin pek çok negatif ve umutsuz sonucu ortadayken yeni bir diyet programına katılmak size de çok umut verici görünmüyorsa eğer, kilo almamızın nedenleri üzerine düşünmek cazip ve heyecan verici bir yaklaşım, hatta iştah açıcı olacak deyimini kullanmak yerinde olur sanırım.
Kim ne okuyor?
∆ Saffet Emre Tonguç, Ela Başak Atakan’ın “Bir Şifa Bağımlısının İtirafları”nı kahkahalarla okuyormuş.
∆ Şahnaz Çakıralp, “İşte Dali” adlı kitapla sanatçının hayatını hayranlıkla okuyormuş.
∆ Uğur Vardan, “Seberg” filmi dolayısıyla Maurice Guichard’ın “Jean Seberg”ini okuyormuş.
∆ Buket Uzuner’in bu aralar elinde “Kanatlanmış Kadınlar” adlı kitap varmış, yazarı Senem Timuroğlu. Kitap Uzuner’in önsöz yazarak Türkçe çevirisini yayımlattığı sürgün-gezgin-özgür Osmanlı kadını Zeynep Hanım’dan da bahsediyormuş.
∆ İpek Çalışlar, Leslie Peirce’in “Hürrem Sultan” isimli romanını okuyormuş.
Paylaş