Dahası virüs konulu filmler, diziler, kitaplar da meraklısıyla tek tek buluşuyor. Bryan Walsh’tan “Kıyamet Günleri”ni okumaya başladım ben de...
Çünkü Bryan Walsh, araştırmasında, varoluşsal riskin modern bir analizini yapıp tehlikeli hatalarımızı ortaya koyuyor.
İşi düşünülemez olanı düşünmek olan insanları ziyaret ederek, savunma cephesinin en ön hatlarında bulunanlarla röportaj yapıyor. Walsh’un açıklayıcı ve sürükleyici kitabının rehberliğinde NASA’daki meteor avcılarını, bir sonraki katil virüsün izini süren hastalık dedektiflerini ve bilim dünyasının birçok yıldızını takip ediyoruz.
Yazarlar korona günlerinde neler yapıyor?
Şebnem Burcuoğlu
Geleceğe umutla bakıyorum
Korona günlerinde ne özüme döndüm, ne hayatın sırrını buldum, ne de bir iç hesaplaşmaya girdim. Sahip olduklarım için zaten şükrediyordum; zaten her gün yemek yapıyordum, ev hep temizdi, bebeğimle yedi yirmi dört beraberdim.
Maskelerimizle, sosyal mesafeyi koruyarak hayata dönmek için hazırlanıyoruz.
Bu dönemde yayıncılar da hızlanmaya başladı, ardı ardına önemli kitapların bültenleri geliyor.
Aralarından bir kitabı uzun süredir bekliyordum. George R.R. Martin’in “üstün bir yeni yetenek” sözleriyle selamladığı, bilimkurgunun yeni yıldızı Ian Tregillis’in romanı “Mekanik” sonunda Türkçede.
Üstelik çeviri usta polisiyeci Algan Sezgintüredi imzalı. Robot kölelerin, efendilerin, alternatif tarihin başrolünde olduğu hikaye spekülatif kurmacanın çarpıcı bir örneği. “Simya Savaşları” serisinin ilk kitabı olan “Mekanik”i özellikle zekice kurmaca arayan ve tempolu bir roman okumak isteyen okurlara öneriyorum.
Korona günlerinde ne yapıyorlar...
Şahnaz Çakıralp: Zaman nasıl geçti anlamadım
Pandemi sürecini verimli geçirdiğimi düşünüyorum. İlk on gün kendimi haberlerden alamadım. Bütün dünyada ve ülkemde ne olup bittiğini takip ettim.
Bir yandan da söyleşiler, röportajlar, sohbetler tüm hızıyla devam ediyor tabii.. Instagram canlı yayınlarında çeşitli temalarda sohbetler yapılıyor, her ev bir stüdyo bu günlerde.
Ben de bu dönemde neredeyse her gün akşam sohbetleri yapıyorum sevdiğim sanatçı dostlarımla, yazarlarla, sektör emekçileriyle.
İzlenme oranlarını an an takip etmek büyük şans, belli ki sosyal medya kullanıcıları bu sohbetleri seviyor, dahası yorumlarıyla katkıda bulunmaktan memnun. Sohbetlerde evin rahatlığı ekrana yansıyor, içimizden geldiği gibi sanatı, kitabı konuşuyoruz, eğlenceli sorularla kimi zaman birbirimizi köşeye sıkıştırıyoruz konuklarımla.
Sizleri de beklerim!
Korona günlerinde yazarlar ne yapıyor?
Buket Uzuner
Seyahat edememek üzücü
Ian Fleming’den James Bond-Casino Royale
Çünkü bu roman James Bond’u dünyaya tanıştırdı. Müthiş bir serüven, bir an için düşmeyen tempo ile James Bond efsanesini bu kez okumayı deneyimleyin.
John Steinbeck’ten Gazap Üzümleri
Çünkü yazara Pulitzer ödülünü getiren kitap, 1929 Sanayi İnkılabı sonrası Amerika’nın yaşadığı ekonomik buhranları gerçekçi bir dille okuyucuya aktarıyor. Açlık, sefalet, büyük umutlar çerçevesinde işlenen hikaye, yalın bir dile sahip.
Kemal Sayar’dan Kaygı Çağı-Salgın Zamanında Ruh Sağlığı
Çünkü bu dönemde içimize dönmeye, ruhumuza kulak vermeye çok ihtiyacımız var. Kitapta korona günlerini en az ruhsal hasarla atlatmamız için önemli konular var. Kitap kalplerimiz arasındaki mesafeyi kısaltmak, umudu ve dayanışmayı çoğaltmak, yaşadıklarımızdan öğrenmek için samimi bir çağrı.
Thomas More’dan Utopia
Çünkü zamanlar üstü bir kitap. More devleti, toplumu, siyaseti masaya yatırıyor, kıyasıya eleştirirken okuru da düşündürüyor. Güçlü ve etkili bu kitapla henüz tanışmadıysanız tam zamanı.
James Saywell’den Benimle Oynar Mısın?
Çünkü yetişkinler için empati oyunu! İçindeki kışkırtıcı sorularla düşündüren, şaşırtan ve eğlendiren bir soru kitabı, sıkıcı bir akşama renk katacak, kendini ve karşındaki keşfetmen için ipuçları sağlayacak bir el rehberi. Dahası sosyal medyada paylaşmak için sıkı sorular var.
Glenn Meade’den Huzursuz Hayaletler
Çünkü yazar son romanında Irak savaşının vahşetini, ceplerini kanlı parayla ve kaçak tarihi eserlerle dolduran Amerikalı zenginleri, mağdur edilmiş bir askerin ailesi için varını yoğunu ortaya koymasını, hiç düşmeyen bir tempo ve unutulmayacak karakterleriyle anlatıyor.
Kürk Mantolu Madonna’yı daha önce birkaç defa okumuştum, bu kez sesli kitabıyla bu müthiş romanın tekrar tadına vardım. Mert Fırat’ın sesinden Maria Puder ve Raif Bey’i dinlemek, Sabahattin Ali’nin müthiş romanını hissetmek güzel bir duyguydu. Mert Fırat’ı dinlerken kendimden geçtim. Bu okuma bana radyo tiyatrolarını hatırlattı, müthiş değerli bir iş, Storytel’deki birçok diğer iş gibi.
Berlin aşığı bir gazeteci olarak bu romanın bendeki değeri başkadır, Berlin’de anlatılan mekanları tekrar hatırladım. Fırat’ı da arayıp duygularımı paylaştım. Performansından dolayı onu kutladım. Aşkın acıya karşı verdiği mücadele, yoğun duygular ve özel bir hikayeyi bizimle buluşturuyor Storytel. Şu günlerde tavsiyem Sabahattin Ali. Neredeyse altı saatte başka bir dünyaya gideceksiniz Fırat’ın sesiyle, sözüm söz! Bu arada Onk Ajans ile Storytel arasında yapılan bir anlaşmayla bu kitabı dinleyebiliyoruz.
Korona günlerinde yazarlar ne yapıyor?
CANAN TAN
Eşim tam bir mutfak sultanı oldu
Korona ile tanışıklığımız, bu uğursuz virüsün arsızca egemenliğini ilan ettiği ilk günlere dayanıyor. Kıbrıs etkinliğinin ardından 9 Mart günü İzmir’e dönerken, uçakta kişisel bilgilerimizin alınması, ardından iki hafta boyunca telefonla aranıp halimizin, hatırımızın sorulması ve mutlu son: Temize çıkış!
Cemal Süreya’dan Sen Varsın Gecede (Çeviri Şiirleri)Çünkü şiirsel estetiğin ve ifadenin en büyük değişim geçirdiği yıllardan derlenmiş kişisel bir antoloji. Kitap, gerçeküstücülük, sembolizm, romantizm ve kübizm gibi akımları Cemal Süreya’nın özenli çevirileriyle bir araya getiriyor. Fransız şiiri, modernleşme, Avrupa, aşk şiirlerinin yanı sıra Apollinaire, Valéry, Rimbaud ve Verlaine gibi şiirsel estetikteki isimler yer alıyor.
Isabella Hammad’dan Parizyen Çünkü zaman, mekan, insanlar ve o dönemin zorluklarında Ortadoğu’dan yola çıkıp hareketli Paris’e kadar çeşit çeşit dünyalar gezerek kendini aramaya çalışan Filistinli bir gencin hikayesi Parizyen.
Rıdvan Aklan’dan Fransız Kadın Yolcu
Çünkü yazar sahici bir aşkın gücünü vurgularken, iki farklı kuşağa ait karakterleri üzerinden ahlak, sevgi, iyilik, kötülük, erdem gibi kavramları sorguluyor.
Alexandre Dumas Fils’den Kamelyalı Kadın
Çünkü dünyanın her yanında yankı uyandıran duygulu bir roman. “Tüm zamanların en büyük aşk hikayesi” olarak tanımlanan roman, sevmenin ve sevilmenin, şefkatin ve aşkın gerçekliğini gözler önüne seriyor.
Adrian Tinniswood’dan 17. Yüzyılda Akdeniz’de Korsanlık
Çünkü “Korsanlar tarihtir” diyen Tinniswood korsanlık tarihinin günümüz dünyasını şekillendirdiğini belirtirken, bizleri akıllardan çıkmayacak korsanlarla tanıştırmakla kalmıyor, coşkulu zaferlere de ışık tutuyor.
John Douglas’tan Zihin Avcısı
Çünkü dizi dünyasını kasıp kavuran Mindhunter’ın asıl hikayesi bu kitapta. Suç, suçlu psikolojisi, FBI, çözülmesi imkansız görünen vakalar ve dedektifler... Sürükleyici bir okuma.
Selim İleri’den Bir Gölge Gibi Silineceksin
Çünkü kıyıda köşede kalmış, geçmiş zaman okumalarındaki çiziktirmelerini gün yüzüne çıkarıyor. Üzüntüler, yüzleşmeler, kırılganlıklar, hesaplaşmalar. Anımsayışlar... Usta kalemle yeniden buluşmak isteyenlere.
Selin Yetimoğlu’ndan Mutluluk Faktörü
Çünkü mutluluğun doğasını tartışan iyi bir kitap. Mutluluk çevremizdeki şartların mükemmelliği, şans, sağlık, para, aşk gibi kavramlara mı bağlı yoksa bizim seçimlerimizle mi alakalı? Kariyer koçu Selin Yetimoğlu, kahkaha yogası, meditasyon, farkındalık, duygusal dayanıklılık ve esneklik, pozitif psikoloji gibi temaları aktarıyor.