Ruslardan dünyaya

Hiç Rusya’ya gidip Ruslarla bir akşam yemeği yediniz mi? Eğer cevabınız evetse, size bir de şunu sormak gerekiyor sanırım:

"Peki, yemeğin sonunu hatırlıyor musunuz?" Bu soruyu sormamın nedeni, Rusların özellikle akşam yemeklerinde her beş dakikada bir, ellerindeki küçük votka kadehlerini havaya kaldırıp "şerefe" diye bağırarak votkayı bir dikişte içmeleridir. Hele bir de yabancı bir konuk varsa aralarında, bu kadeh kaldırma işi iyiden törene dönüşür ve eğer ayak uydurmaya kalkarsanız; yemeğin sonunu hatırlamayı bir tarafa bırakın, ertesi günü bile hatırlamak istemezsiniz. Çünkü, votka, bizimki gibi alışık olmayan bünyelerde feci baş ağrısı yapar.

İşin uzmanı olan insanlar, yani iş dolayısıyla Rusya’ya gidip gelenler içilecek iki kadehin arasına yirmi dakika koymanın her şeyi hallettiğini söylerler ama zaten esas zor olan da Ruslarla aynı masaya oturup o iki kadeh arasına uzun süre koyabilmektir.

Evet bizler Rus içkisi olarak biliriz votkayı. Öyle olmadığını da söyleyemeyiz zaten. Adını bile Rusça’dan almıştır votka. Rusça "hayat suyu", Slavca "saf su" anlamına gelen "voda" sözcüğünden türemiştir votka ve tüm Batı dillerinde de bu isimle anılır. Ama artık dünyanın Amerika dahil hemen bütün kıtalarında üretilmeye başlamıştır votka.

Çavdar ve buğday gibi tahıllar, patates ve şeker kamışıdır votkanın malzemeleri. Votka meraklıları derler ki, esas makbul olan tahıldan yapılmış olan votkadır. Ama uzmanlar bu görüşü pek de onaylamazlar. Yani, uzmanlara göre votka neden yapılırsa yapılsın kaliteli olması mümkündür ve önemli olan yapılış tekniğindeki ustalıktır. Yani, patatesten de iyi votka üretilebilir, çavdardan da. Yeter ki iki kez damıtılarak saf alkol elde edilsin.

Votka alkol oranı yüksek olan bir içkidir. En "hafif" olanında bile yüzde 35 oranında alkol bulunur ve bu oran yüzde yetmişlere kadar çıkabilir. İçinde en çok alkol olan Sovyet votkasında ise yüzde 92 oranında alkol bulunurdu. Bu votkadan bahsederken geniş zamanı hikayeleştirmemizin sebebine gelince, bu votka 1990’dan beri üretilmemekte.

Belki yüksek oranda alkol barındırmasından dolayı Batı ülkelerinde ve bizde votka sek olarak içilmez. Genellikle "bloody mary" gibi içkilerde ve çeşitli kokteyllerde kullanılan votka bir de meyve sularına katılarak içilir.

Bugünlük bu kadar votka yeter, deyip votkanın çeşitlerinden ve Türkiye’deki öyküsünden bahsetmeyi yarına bırakıyoruz.

Yoğurtlu patates tavası

Malzeme listesi

4 adet orta boy patates

2 adet orta boy kuru soğan

Türk kahvesi fincanıyla 1 fincanı sıvıyağ

2 su bardağı ılık su

1 çay kaşığı tuz, karabiber

3 su bardağı yoğurt

3 diş sarmısak

2 çay kaşığı kırmızı toz biber

2 çay kaşığı kuru nane veya fesleğen

Patatesleri soyup yıkadıktan sonra tavla zarı formunda küp küp doğrayın. Kararmamaları için tuzlu suda bekletin. Kuru soğanları soyup incecik doğrayın. Sarmısakları dövüp derin bir kaba aktardıktan sonra üzerine yoğurdu ekleyin ve karıştırın. Diğer taraftan, sıvıyağı orta boy bir tencerede kızdırın. Süzüp kağıt havluyla kuruladığınız patatesleri kızgın yağa aktarın. Üzerine incecik doğradığınız soğanları da hemen ilave edip orta ısılı ateşte, sık sık karıştırarak 7-8 dakika kavurun. Tuz ve karabiberi serpip tekrar karıştırın. Ilık suyu da ekleyip ocağın altını kıstıktan sonra, patatesler iyice yumuşayıncaya kadar pişirin. Ocaktan alıp sıcakken servis tabağına aktarın. Üzerine sarmısaklı yoğurdu gezdirip kırmızı biber, nane ve kuru fesleğenle süsledikten sonra sıcak sıcak ya da ılık halde servise sunun.
Yazarın Tüm Yazıları