“Mercimek mi yapsam, yayla mı, sebze yaparsam daha mı besleyici olur, yoksa daha yenilikçi davranıp şöyle kremalı balkabağı mı pişirsem?”
Böyle şeyler düşünürüz, önem verdiğimiz insanlar akşam yemeğine geleceğinde. “Hangi çorbayı yapsam daha iyi olur?” sorusu hepimizin ortak sorusudur. Eğer çok iyi yaptığımız bir ya da iki çorba varsa ya da gelecek olan misafirin özellikle sevdiği başka bir çeşit, işimiz daha kolaydır. Ama eğer değişikliği seven biriysek ve yeni tatlara yelken açmak istiyorsak işimiz biraz daha karmaşıklaşır. O zaman biraz yemek kitabı karıştırmak, biraz araştırma yapmak zorundayız demektir. Çorba bir başlangıç yemeğidir dünyanın hemen bütün mutfaklarında. Ancak, bu değişmez bir gerçek değildir. Çünkü yemek kültürü henüz bu kadar gelişmemişken hiç de öyle değildi. İnsanlar suyu kaynatıp içine koyabildikleri bütün malzemeleri koyuyorlar ve suyun sıcaklığıyla malzemelerin, ki bunlar çeşitli sebzeler ve baklagillerdi, yumuşayıp yenecek kıvama gelmesini bekliyorlardı. Başka yemekler yapıp sofrayı zenginleştirmek ise insanoğlunun çok daha sonra yapacağı bir şeydi. İnsan en temel ihtiyacı olan beslenmeyi gerçekleştirmek için türlü yöntemler denemiş, önceleri çiğ olarak tükettiği sebze, meyve ve hatta eti pişirmeyi bu denemeler sonucunda keşfetmiştir. Bu pişirme işi ilk zamanlarda tabii ki o kadar da kolay olmuyordu. Çünkü henüz ateşe dayanıklı kap kacak ortada yoktu ve bu da özellikle de sebzeleri ve bakliyatları pişirmeyi zorlaştırıyordu. Hatta insanlar taşların arasındaki oyuklara su koyup içine sıcak taşlar atarak suyu kaynatmayı ve kaynayan bu suda sebzeleri pişirmeyi öğrendiklerinde bu yöntem bir “devrim” niteliği taşıdı. Daha sonraları keşfettikleri ateşe dayanıklı toprak kaplar ise daha büyük bir devrimdi. Toprak kaplarda pişen sebze ve tahılların tadı ve kokusu insanların damağını yeni tatlar ve dolayısıyla yeni keşifler için teşvik etmeyi başardı. Böylece çorbanın atası diyebileceğimiz keşif, mutfak kültürünün gelişmesinin de yolunu açmış oldu.
Tavuklu makarna lugana
Malzeme listesi · 1 paket makarna · 3 adet tavuk göğüs eti · 1 çay kaşığı tuz, karabiber · 6 yemek kaşığı zeytinyağı · 2 çay kaşığı toz köri (Toz zerdeçal de kullanabilirsiniz.) · 4 diş sarmısak · 1 yemek kaşığı ince kıyılmış taze biberiye · 1 demet maydanoz · 1 çay kaşığı tuz, karabiber · 1 su bardağı tavuk ya da et suyu · 1 su bardağı makarna suyu
Kaç kişilik 6 Haz?rlama süresi 20 dakika Pişirme süresi 20 dakika
YAPILIŞI : Makarnayı kaynayan bol tuzlu suda 10-12 dakika haşlayıp süzün. (Makarna suyundan 1 su bardağı kadar ayırmayı unutmayın.) Makarnaların birbirine yapışmaması için 1-2 yemek kaşığı kadar sıvıyağ gezdirip tekrar aynı tencereye aktarın. Diğer taraftan, tavuk göğüs etini iki parmak kalınlığında dilimleyin. Üzerine tuz ve karabiberi serpip kenarda bekletin. 3 yemek kaşığı zeytinyağını orta boy bir tavada kızdırıp tavukları kızgın yağda önlü arkalı 8-10 dakika kızarttıktan aonra bir tabağa alın. Zeytinyağının kalanını da aynı tavaya aktarıp üzerine toz köri ya da toz zerdeçal ekleyin. Tahta kaşıkla karıştırarak, baharat yağa sarı renk verinceye kadar, 1 dakika pişirin. Üzerine pirinç tanesi büyüklüğünde doğradığınız sarmısakları ve taze biberiyeyi ilave edip karıştırarak 1 dakika daha kavurun. Üzerine tuz ve karabiberi serpip, tavuk suyunu ve ayırdığınız 1 bardak makarna suyunu da aktarın. İncecik doğradığınız maydanozları katıp, kaynayıncaya kadar pişirin. Sos kaynamaya başlayınca üzerine kenarda beklettiğiniz hafif kızarmış tavukları koyun. Tavuk etlerini kısık ateşte 10 dakika daha pişrdikten sonra ocaktan alın. Soslu tavuğu tenceredeki makarnanın üzerine aktarıp karıştırdıktan sonra sıcak sıcak servis yapın.