Paylaş
Televizyon programım ‘Ayrıcalıklı Rotalar’ın çekimlerinde çok yoruluyorum. Ancak bu program aynı zamanda en çok beslendiğim kaynağım. Mesela geçen hafta çekim için Mısır’daydık ve güzel bir haberim var; Mısır’ın 20-45 yaş arasındaki Türklerden istediği turist vizesi sadece Şarm elŞeyh için kaldırılmış. Sina Yarımadası’nın en güzel noktasındaki bu tatil beldesi Türkler için bu nedenle de artık daha cazip bir hale geldi. Kahire’ye 488 kilometre uzaklıktaki, yıl boyunca deniz suyu sıcaklığının 20 derecenin altına inmediği Şarm el-Şeyh, Avrupa ülkelerine olan yakınlığı, denizaltı zenginlikleriyle yıldızı yükselen yerlerden biri.
Şarm el-Şeyh’ten önce Sina Yarımadası hakkında bilgi vermeli. Burası Hz. Musa’ya On Emir’in indirildiği ve Mısır’dan atılan Yahudilerin İsrail’e giderken geçtikleri yer. Bizim gündemimize Mısır ile İsrail arasındaki savaş dolayısıyla giren yarımada, Afrika ve Asya kıtaları arasında. Mısır’ın Süveyş Kanalı’nı millileştirmesinden sonra 1956’da İsrail ordusu Sina’ya girmişti.
1967’deki Altı Gün Savaşı’nda İsrail’in eline geçen yarımada, 1978’deki Camp David Antlaşması’ndan sonra Mısır’da kaldı. Topraklarının yüzde 90’ını çöllerin kapladığı, 1914’e kadar çoğunu Osmanlı’nın görevlendirdiği hıdiv unvanlı valilerin yönettiği Mısır, Eski Dünya’nın Yedi Harikası’ndan ikisi olan Gize Piramitleri ve İskenderiye Feneri’nin de olduğu yer. Başkent Kahire, Afrika’nın en büyük şehri.
Şarm el-Şeyh’te güneş 12 ay boyunca cömertliğini esirgemiyor. Bölgenin en güzel özelliği nemsiz havası; gündüzleri denizdesiniz ama geceleri bir hırka giymeyi gerektirecek kadar serin. Denizin altı da muhteşem, üstü de. Burada doğanın tadını çıkarmak için ister çölde safari ve deve turu yapın, ister tekneyle Kızıldeniz turu. Ama önce gelin merkezde ufak bir tur yapalım.
Mısır’ın en önemli turizm merkezlerinden biri burası. Bu şehir aslında, 1967’deki Mısır-İsrail savaşı esnasında, İsrailliler tarafından askeri amaçlarla kurulmuş. Yapılan antlaşmalarla daha sonra Mısır’a verilmiş. 1980’lerde birbiri ardına açılan otellerle turizmin başkentliğine soyunan Şarm elŞeyh, İstanbul’a sadece 2.5 saatlik uçuş mesafesinde.
Çarşısı (üstte) ‘1001 Gece Masalları’nı aratmayan Şarm el-Şeyh’teki tesisler çok lüks konaklama deneyimleri sunuyor.
Eski Çarşı’yı görün
Her türlü turistin ihtiyacına cevap veren bu şehirde otantik dokuyu hissetmek isterseniz yolunuzu çarşıya çevirin. Alışveriş sevenlere önerim, Eski Çarşı. Burada sıradışı mimarisiyle dikkat çeken Sahabe Camisi’ni gezip görmeyi ihmal etmeyin. 2017’de açılan camide Osmanlı mimarisinin etkileri görülüyor. El Mustafa Camisi’nden sonra şehirdeki ikinci büyük cami olan El Sahabe’nin minareleri 76 metre.
Eski Çarşı’nın yakınında, deniz kenarında çok ilginç bir kafe var; Farscha Mountain Lodge. Garip bir uyum içindeki objelerin çokluğu başınızı döndürebilir. Günbatımı için muhakkak uğrayın. Soho Meydanı diye geçen yerse adını Londra’daki Soho’dan almış. Burası ışıl ışıl bir çarşı. İçinde 300 civarında dükkân, 12 restoran ve etkinliklerin yapıldığı bir salon var. Burada güzel bir alışverişi akşam yemeğiyle birleştirebilirsiniz.
Biraz uzakta ama gittiğiniz yola değecek bir önerim daha olacak size. Şarm’a 227 kilometre mesafedeki Azize Katerina Manastırı dünyada faaliyetini hâlâ devam ettiren en eski manastır unvanına sahip. İstanbul’daki Ayasofya’yı da yaptıran İmparator Jüstinyen’in eseri olan yapıda inanılmaz bir ikona ve el yazması eser koleksiyonu var. Bölgedeki, Mısır’ın en yüksek dağı da bu azizeden almış adını.
Kimi kaynağa göre adı kıyılardaki kızıl renkli dağlardan gelen Kızıldeniz, dalış için dünyadaki en iyi yerlerden biri. Watanya ve Travco marinalarından dalış için tekne turlarına katılabiliyorsunuz. Öğle yemeği de tura dahil. Sualtı zenginliklerini keşfetmek için şnorkelle veya tüplü dalış yapabileceğiniz turları veya alt yüzeyi cam olan tekneleri tercih edebilirsiniz. Ras Muhammed Milli Parkı en popüler rotalardan biri. Mısırlılara göre Ras Muhammed, Avustralya’daki Büyük Mercan Kayalıkları’ndan sonra dalınacak en güzel yer. 200 civarında mercan türü, binin üzerinde balık çeşidi parkı cazip hale getiriyor.
Tiran Adası’nın karşısındaki Laguna ve bir gemi batığının bulunduğu Gordon mercan kayalıkları en tercih edilen yerlerden. Dikkat etmeniz gerekense zehirli balıklar. En iyisi bazıları yakıcı ve kesici olan mercan kayalıkları da dahil hiçbir şeye dokunmadan yüzmek. Aklınızda olsun, bizim kaldığımız otelde olduğu gibi bazı otellerin önünde kendi mercan kayalıkları var.Çölde safari yapılır...
Denizin altını keşfettikten sonra Şarm el-Şeyh’te yapılacak en güzel aktivitelerden biri çöl safarisi. Quad veya ATV dedikleri, dört teker çekişli araçlara tek, çift ya da 4 kişi binebiliyorsunuz. Gideceğiniz yollar çok tozlu olduğu için tavsiyem, başınızı kapatmanız ve gözlük takmanız. Çölün uçsuz bucaksızlığı, Bedeviler, develer insana ‘1001 Gece Masalları’nı anımsatıyor. Yankı Vadisi’nde sesinizi çöl dağlarında çınlatabiliyorsunuz. Yarımadanın sualtı kaynakları zengin olan yerlerindeki vahalardan en büyüğü 30 bin palmiye ağacının olduğu Feiran Vahası. Mısır’da çölü de çektik sizlere, denizi de... Çekimlerden artakalan kısacık sürelerde bizi ağırlayan Rixos’un burada iki oteli var.
850 metrelik iskelesinden otelden ayrılmadan dalış deneyimi sunan Rixos Premium Seagate ve sadece yetişkinlerin kalabildiği Rixos Sharm El-Sheikh. İkisi de yan yana ve havalimanına sadece 10 dakika mesafede. Üstelik otel yönetimi Türklere karşı daha da müthiş misafirperverler ve hayatımızı kolaylaştırmak için seferberler. Haydi, Şarm el-Şeyh’te çöl kumunun ve muhteşem denizin sakladığı gizemleri birlikte yeniden keşfedelim.
Paylaş