×
Geçtiğimiz günlerde Mardin’deki bir karma sergide yüz yüze tanışma fırsatı da bulduğum Esengül Alıcı, fotoğraf sayesinde yeni insanlar tanımanın, yeni insanlarla bağ kurmanın ve fotoğraf çektiği insanların hikâyelerinin parçası olmanın ruhuna iyi geldiğini söyledi. Alıcı’yla fotoğrafın hayatına girişini ve sonrasında hayatının odağına taşınmasını konuştuk.
FOTOĞRAF YAŞAM BİÇİMİ OLDU
1983 yılında İstanbul’da doğan Esengül Alıcı, uzun yıllar özel sektörde çalıştıktan sonra 2011 yılında hayatını tamamen değiştirecek olan fotoğrafla tanıştığını söyledi. Hobi olarak başlayan, sonrasında bir aşka dönüşen fotoğrafın kendisi için yaşam biçimi olduğunu belirten Alıcı, fotoğraf yolculuğunu şöyle anlattı:
Antalya’dan tanıdığım Ümit Erdem, havadan çektiği fotoğraflarla kuraklığa tanık olan isimlerden biri. Birçok uluslararası sosyal medya platformu fotoğraflarını grafik değeri ve renkleri ile paylaşıyor. Ümit bu fotoğrafları, “Bu görseller aslında kuraklığın eseri. Küresel ısınmanın sonucu yaşanan değişikliği bu sulak alanlarda ve gölleri periyodik olarak fotoğraflayarak ortaya koymaya çalışıyorum” diye anlattı. Ümit Erdem’le havadan tanık olduğu kuraklığı konuştuk.
HASAT DÖNEMİNDEN FOTOĞRAFLAR
Dünyanın farklı kentlerinden şeflerin ve akademisyenlerin davet edildiği etkinliğe Coşkun Aral ve Fuat Kozluklu gibi medya dünyasının yakından tanıdığı isimlerle birlikte katılma şansı buldum. Derik Kaymakamlığı ve Mazıdağı Kaymakamlığı şehit Kaymakam Muhammet Safi Türk anısına geçtiğimiz yıl ilçede fotoğraf günleri düzenlemiş ve ilgi uyandırmıştı. Hafta sonu düzenlenen ‘Derik Zeytin Çalıştayı ve Zeytin Temalı Gastronomi’ programı içinse ayrı bir fotoğraf çalışması yapılmış. Adem Meleke, Esengül Halıcı, Murat Bakmaz ve Rıdvan Süslü’yü bir araya getiren Mustafa Kılıç bu kez ilçede ‘Zeytin’ başlığı altında fotoğraflarla değerli bir iş çıkarmış. Zeytinin hasat döneminde çekilen yüzlerce kare arasından seçilen 25 fotoğraflık sergi ilgi çekti.
MARKALAŞMA ÇALIŞMASI VAR
Derik’te görev yapan ilçenin Kaymakamı ve Belediye Başkanvekili Evren Çakır hem ilçenin değerlerinin hem de ilçenin en önemli ürünü zeytinin markalaşması için birçok farklı çalışmaya imza atıyor. Mardin’e bir gezi sırasında tanıştığım ilçenin genç kaymakamıyla bu etkinliği konuştuk. Derik’in değerlerinin ön plana çıkarılması, bu değerlerin görselleştirilerek farkındalık oluşturulmasına verdiği önemi anlatan Çakır, “Fotoğraf etkinlikleri; ilçemizin değerlerine dikkat çekme olanağı sağlıyor” dedi. Çakır, görev yaptığı ilçeyi “Mezopotamya bölgesinin kadim şehri Mardin’in kıymetli ilçesi Derik; kültürel birikimiyle mazisiyle hatırı sayılır bir medeniyetin temsilcisi olarak karşımıza çıkıyor” sözleriyle anlatarak, şunları söyledi: “Derik’in geçmişinin oldukça köklü olması birçok somut ve soyut değeri içine almasını sağlıyor. Bu değerlerin mihenk taşı arasında gösterilen ve fotoğraf etkinliklerine konu edilen ‘Derik Zeytini’ sadece tarımsal bir ürün değil. Mezopotamya’da barışın da önemli sembolü olmasıyla da anlamlı bir mesaj veriyor. Derik’in ‘Yeşil Altın’ı, zeytinin varlığının arttırılması, kalitesinin ve kurumsal kapasitesinin arttırılması, marka değerinin yükseltilmesi tanıtımı önemli. ‘Derik Zeytin Çalıştayı ve Zeytin Temalı Gastronomi Programı’nın bu anlamda ilçe açısından önemli kırılma noktalarından birini olduğuna inanıyorum.”
Çünkü dünyada World Press Photo veya Picture of the Year, ülkemizde Yılın Basın Fotoğrafları ve Türkiye Güzellikleri gibi bir çok prestijli fotoğraf yarışmasının takvimi bu dönemde açıklanıyor, başvuruları bu dönemde başlıyor.
Bu yıl açıklanan farklı bir yarışmayı fotoğraf tutunlarına duyurmak istiyorum; ‘100. Yılda Türk Kadını.’
BAŞARILI KADINLAR ÖRNEK OLACAK
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ise Cumhuriyetimizin 100. Yılı için organize ettiği fotoğraf yarışması Türk kadınının sosyal, kültürel, sanatsal, bilimsel ve sportif faaliyetlerde başarılarını ortaya koymayı amaçlıyor. Farklı kültürlerden modern ve çağdaş Türkiye’nin mimarı Türk kadınlarının sergiler ve basılı yayınlarla rol model olarak aktarılması ve pozitif örneklerle farkındalık yaratmakta yine yarışmanın amaçları arasında yer alıyor. Bakanlık yarışma sayesinde fotoğraf sanatını desteklerken kadın konusunda değerli bir arşive de kavuşacak. Türkiye Foto Muhabirleri Derneği’nin iş birliğiyle düzenlenen yarışmanın ödülleri ise 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde düzenlenecek Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık’ın katılımıyla gerçekleşmesi planlanan törenle sahiplerini bulacak.
YARIŞMA KONUSU
‘100. Yılda Türk Kadını Yarışması’nda konu ise şöyle; Türkiye’de kadınların sosyal, kültürel, sanatsal, bilimsel ve sportif alanda başarılarını ortaya koyan farklı kültürlerden kadınların kültür, tarih ve geleneklerle bağlarını vurgulayan, modern ve çağdaş Türkiye’nin mimarı kadınların, çağdaş ve modern yüzünü yansıtan, kadınların her alanda Türkiye’ye katkılarını ortaya koyan fotoğraflar... Örnek olarak spor, sanat veya bilimsel başarılara imza atmış kadınların çalışma alanlar, portreleri, hayatlarından fotoğraflar. Spor, sanat ve bilimsel alan ile benzeri alanlarda kadınların yaptığı faaliyet ve çalışmalardan çekilmiş fotoğraflar. Kültür, tarih veya geleneklerle kadınların pozitif bağını anlatan fotoğraflar. Türk kadınının modern ve çağdaş yüzünü yansıtan fotoğraflar. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın çalışma ve faaliyetlerinde kadınları yansıtan fotoğraflar yarışmaya gönderilebilir veya Instagram üzerinden paylaşılabilir.
100 BİN TL ÖDÜL
Özesen, “Fotoğraf, insani olsun, birilerinin hayatına dokunsun ve mümkünse dokunduğu hayatlarda değişime ve iyiliğe vesile olsun” sözleriyle bu alandaki amacını anlatıyor. Emrah Özesen ile çalışmalarını ve fotoğrafa bakışını konuştuk...
WORLD PRESS PHOTO ATÖLYELERİ BÜYÜK KAZANIM OLDU
1975 yılında Ankara’da doğduğunu lise yıllarında ‘Turizm Otelcilik’ okurken Zenith fotoğraf makinesi aldığını dile getiren Emrah Özesen, fotoğrafın hayatına girişini şöyle anlattı: “Aldığım o makine ile fotoğrafı deklanşöre basarak, izleyerek öğrendim. Turizm sektöründe ve doğa sporlarında çalışırken rafting turlarında fotoğraflar çekmeye başladım. O süreçte fotoğraftan para kazanmaya da başladım.”
Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Rus Dili ve Edebiyatı’nda okuduğu yıllarda toplumsal olayları fotoğrafladığını aktaran Özesen, o dönemde çektiği karelerin dergi ve ajanslarda yayınlanmaya başladığını söyledi.
Her şeyden önce fotoğraf, onun genlerinde var. Adını aldığı dedesi Mehmet Turgut da babaannesi Emine Hanım da babası Ahmet Turgut da fotoğrafçıydı. Ankara’da başladığı fotoğraf hayatını İstanbul’da sürdüren Mehmet Turgut, önümüzdeki günlerde ‘Ustalar’ sergisiyle başkente geliyor. Fotoğrafçılıkta 25’inci yılını kutladığı ‘zamansız portreleri’yle ustalara saygısını sunan Turgut’un sergisi 6 Ocak’ta Atakule’de açılacak.
GELİRİ ÖĞRENCİLERE
Geçtiğimiz günlerde ilk olarak İstanbul’da sergilenen ‘Ustalar’, Ankara’nın ardından Türkiye’nin dört bir yanına ulaşacak. Sergi; akademisyen, ressam, müzisyen, gazeteci, fotoğrafçı, yazar ve edebiyatçılardan oluşan birbirinden değerli 40 ustanın fotoğrafından oluşuyor. Atakule’nin ev sahipliğinde, BigChefs’in katkılarıyla düzenlenen ‘Ustalar’ sergisinde fotoğrafların limitli edisyon baskılarının satışlarından elde edilecek gelirse güzel sanatlar ve gastronomi ile ilgili bölümlerde okuyan gençler için Türk Eğitim Vakfı bünyesinde açılan ‘Yarının Ustaları’ burs fonuna aktarılacak.
14 ÜLKEDEN ÜNİVERSİTE GENÇLİĞİNE
1985’ten bu yana yapılan Yılın Basın Fotoğrafları, Türkiye’nin aralıksız düzenlenen en eski fotoğraf organizasyonu. Yarışma, Türk medyasının en prestijli fotoğraf ödülü. Yarışmaya 2018 yılında eklenen Türkiye Güzellikleri Fotoğraf Ödülleri yalnızca bu yıl Dışişleri Bakanlığı ile birlikte 14 ülkede sergilendi. Gençlik ve Spor Bakanlığı’mız desteği ile üniversite gençliğini fotoğrafa yönlendirmek, onların emeklerini desteklemek adına ustanın adının yaşatıldığı Ara Güler Özendirme Ödülü ise 4 yıldır veriliyor.
FOTOĞRAF BELGEDİR
İnsan, dünya üzerinde var olduğu andan itibaren kendini sonraki nesillere anlatma çabasıyla yaşıyor. Atalarımız mağara resimleri, rölyefler, heykeller, tablolarla bize yaşadıklarını, suretlerini, kendilerini anlatmaya çalıştı. Fotoğrafın icadı ise kendini sonraki nesillere aktarım çabasında dönüm noktası oldu. İfade ettiği gerçeklikle tüm diğer enstrümanları rafa kaldırdı. Bugünkü haliyle fotoğraf, belgedir. Taşıdığı ‘kanıt’ olgusuyla basın fotoğrafının niteliği ise ‘tarihi belgedir.’ Dolayısıyla gazetecilerin, basın fotoğrafçılarının sorumluluklarından biri tarihi belgelerin geleceğe taşınmasıdır. Türkiye Foto Muhabirleri Derneği’nin yarışmalarında ödül alan kareler, sergilerle, basılı eserlerle birer kalıcı belgeye dönüşüyor. Dolayısıyla 1985 yılından bu yana Türkiye’nin, Türk basınının hafızası Türkiye Foto Muhabirleri Derneği’nin arşivlerinde tutuluyor.
DÜNYANIN KONUŞTUĞU ORTAK DİL
Bugün fotoğraf, günümüz dünyasının ortak dili, iletişimin en güçlü aracı, inkâr edilemez bir kanıt, farklı platformlardan yüz milyonları aşan paylaşımıyla dünyada üretimi yapılan en büyük ürün. 2021 yılı verileri var elimde. Instagram’ın 1 milyardan fazla aktif kullanıcısı var ve günde yalnızca bu platformda paylaşılan görsel sayısı 95 milyon... Dikkatinizi çekerim günlük 95 milyon...
FOTO MUHABİRİ GÜVENİ TEMSİL EDİYOR
Mobil cihazı olan herkes fotoğraf çekiyor ve bu herkesi birer yayıncı yapıyor. Ama bu kişisel yayıncılıkta ne etik, ne güven ne de vicdandan söz edilebilir. Bu fotoğraf bombardımanı arasında haber fotoğrafı ve haber fotoğrafçısı çok farklı bir noktada. Çünkü haber fotoğrafçısı, foto muhabiri, işini yaparken etik değerlerden yayın ilkelerine birçok noktada güveni temsil ediyor. Foto muhabirini-basın fotoğrafçısını anlatan en net tanımlardan biridir, ‘Tarihin tanıkları.’ Ancak bu salt tanıklık değildir. Çünkü bizler haber fotoğrafçıları, fotokopi makinesi veya bir tarayıcı değiliz. Basın fotoğrafçılığı, entelektüel birikimin, beynin, tekniğin, iletişim gücünün ve empati yeteneğinin ortaya koyulduğu yürekle yapılacak bir iştir. Ve bu da bizleri salt görgü tanığı olmaktan çıkarır.
BM Göç Kuruluşu (IOM) Türkiye Bölge Ofisi, Göçmenler Günü için özel bir fotoğraf sergisi hazırladı. ‘Beraber Mümkün’ temasıyla yarın Fransız Kültür Merkezi’nde açılacak sergi, 23 Aralık’a kadar ziyaretçilerle buluşacak. Sergide eserler kadar fotoğraflardaki mültecilerin hikâyeleri de dikkat çekiyor.
TÜM DÜNYADA KUTLANIYOR
Sergide IOM fotoğrafçıları ve uygulayıcı ortak kuruluşların fotoğrafçıları Begüm Başaran, Gamze Adlı, Utku Şenbayrak, Fatema Alvnaz, Enver Muhammed, Cansın Bakırcıoğlu, Melis Güner, Nil Kaya, Burak Çerçi ve Emrah Özesen’in ‘Beraber Mümkün’ teması etrafında toplanan fotoğrafları yer alıyor. Tüm dünyada eş zamanlı olarak kutlanan Uluslararası Göçmenler Günü’nde, göçmenlerin yaşadıkları topluma sağladıkları olumlu katkıların ve sürdürülebilir kalkınmadaki temel rollerinin kabul edilmesi için farkındalık yaratılması amaçlanıyor.
GÖRSEL YOLCULUĞA ÇIKARIYOR