Paylaş
Galatasaray’ın, belirli bir oyun anlayışı, diziliş ve sistemde istikrarı söz konusu...
Fenerbahçe’nin de ısrarla uygulamak istediği bir pas oyunu, Aykut Kocaman’ın sık ifade ettiği ‘Antrenör takımı’ ortaya çıkarma çabası var. Bu konuları son günlerde öne çıkan iki Alman takımı Borussia Dortmund ve Bayern Münih ile kıyaslamak mümkün... Dortmund ve Bayern de, ilk başlarda böyle kendilerine özgü bir planlama ve yatırım yaparak fark yaratma çabasındaydı.
ÖNCÜLÜK ETMEK GEREKİYOR
YARATILAN farkın, ilerleyen zamanda ekol olmuş Alman futboluna milli takımlar düzeyinde, yani uluslararası alanda katkı sağlayacağı kesin... Bizim de başta Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor gibi bayrak takımlarımızın iyi bir planlama ve futbol anlayışı ile genç ve Türk oyuncu destekli kadro anlayışına yönelmesi gerekir. Böyle bir hareket, hem ülke futboluna, hem de kulüplerin geleceği adına çok önemli bir katkı sağlar.
HER ZAMAN İSTİKRAR ŞART
TÜRKİYE’de futbol, zaman zaman elde edilen başarılara rağmen gerçekten başarılı diye tanımlanabilecek bir düzeyde midir? Konuya realist bakmak gerekirse, değildir. Çünkü uluslararası ölçekte başarı kriterlerinden birisi istikrar, yani devamlılıktır. Başarıda devamlılık, oynanan futbolun belli bir kalitede sürdürülme halidir. Oynanan futbol kalitesi ise, uluslararası arenada varlığınızı kabul ettirebilecek kriterlerde bir futbol anlayışı demektir.
EKOL OLMAK FARKLIDIR
ÜLKELERARASI platformda kendinizi kabul ettirebilecek standartta bir futbol ile bu anlayışı sürdürebilme koşullarınız, ‘Başarılı ülke futbolu’ hakkında konuşmanızı sağlayabilir.
Sözü edilenlerin dışında kalan başarılar ise ‘Başarılı futbol maçları’ anlamına gelir ki bu, bir ülkenin futboldaki başarısını gösteren önemli kriterlerden birisi değildir. Ekol olmak ise, herhangi bir alanda kendini kabul ettirmek, yani kaliteli olmaktır.
GÜNLÜK BAŞARI YETMEZ
TÜRKİYE’de futbola ekol açısından bakıldığında ekol olmak için gereken koşulları yerine getirmekten çok uzakta olduğumuz açıkça ortada... Uluslararası kriterlerde, gerek kulüp, gerekse mili takımlar düzeyinde kendimizi kabul ettirecek kalitede ve bu kaliteyi sürdürebilir bir futbola ulaşamadığımız görülüyor.
Günlük ya da süreli olan başarılar ya tesadüftür, ya da karşı tarafın o günkü şartlarda sizden iyi olmaması ile ilgilidir. Sizi ekol yapmaya asla yetmez.
MİLLİ TAKIMLA OLMAZ
ÜLKE futbolunun ekolünün olması adına, kulüpler düzeyinden başlayarak, milli takıma yansıyan bir futbol ekolü oluşturmak kolaydır. Futbol ekolü milli takımlarda yaratılacak bir düzey değil, milli takımlara yansıyacak bir düzeydir.
Futbol ekolü tabanın uygunluğu ve katılımına bağlı olarak, üst yönetimin hedefe yönelik kararlılığı ve desteği ile yaratılabilecek bir üründür, ancak emek ister, bir de uzunca bir süreç... Ve elbette uzak hedefleri olan bir yönetim anlayışı ve organizasyon gerektirir.
ÖNCE KARAR VERİLMELİ
ÜLKE olarak bu süreye sabır gösterebilir miyiz? Ya da gücümüzü sadece maç veya maçlar kazanmak üzere harcayarak ülke futbolunun geleceği adına katkı sağlayabilir miyiz? Türk futbol yönetimi öncelikle bir futbol anlayışı ve modeli üzerine karar vermelidir.
Futbolun uluslararası standartlarına uygun, ancak ulusal koşullara göre sentezlenmiş bir ‘Futbol oynama’ kültürü oluşturmak zorundayız. Bunun için öncelikle insan tipimize, kültürel durumumuza ve özelliklerimize bakmak bir ön koşuldur. Tipilojimiz bu iş için iyi analiz edilmelidir. Aksi taktirde kendi futbol ekolünü oluşturamayan ülkelerin bugün olmasa da, yarın hurdaya çıkarılmaları mutlaktır.
Paylaş