Paylaş
Siz ramazanda iftarı hurma ile mi, yoksa zeytinle mi açıyorsunuz? İnsanlık tarihi kadar eski her iki yiyecek de iftar açmak için uygun olsa da yaşadığımız coğrafya, kültürel farklılıklar ve ekonomik sebeplerden dolayı tercihler değişmekte.
Ramazan sofralarının vazgeçilmezi diyerek pazarlanan hurma, ne zamandan beri soframızda? Bölgemizde yetişmeyen, ithalatına milyon dolar ödeyerek sofralarımıza buyur ettiğimiz hurmayı, milli ve yerel olmadığı halde neden tüketiyoruz? Alternatifi var mı?
Hurma, 5 bin yıldır Mezopotamya, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde tüketiliyor. Yunanlı tarihçi Heredot, İncil’de ‘hayat ağacı’ olarak adlandırılan hurmadan tatlı ihtiyacının karşılandığı bir yiyecek olarak tanımlıyor.
Özellikle Arap yarımadasında kılıktan kılığa girer. Tazesi, kurusu bol miktarda yenir, bazı yemeklere katılır, bazı tariflerde pişirilir.
HURMA İTHAL BİR MEYVE
İthalatın yapılmadığı 70’li-80’li yıllarda hacca gidenlerin zemzem suyu birlikte getirdiği hurma; Peygamerimizin de tükettiği varsayımı ile kutsallaşmış, ramazan ve iftar zamanı daha çok tüketilir hale gelmiştir. Ancak hurma yendiğinde ayrı bir sevabı, kutsallığı yoktur. Hurma ülkemizde üretilen bir ürün değildir. Osmanlı döneminde imparatorluğun sınırları Fas’tan Filistin’e kadar hurmanın yetiştiği toprakları kapsadığından o dönem için bir ‘iç pazar’ ürünüydü hurma.
Şimdilerde kilosu etten bile pahalı olan hurma, ülke ekonomisi adına dışarıdan döviz ödeyerek ithal edilmektedir. Ayrıca yerli- milli ve mütevazi olmasını tercih ettiğimiz ramazan sofralarımızın etik değerlerine de uymamaktadır. Bunu rakamlarla anlatalım:
Türkiye’nin son 5 yılda hurma ithalatına ödediği para 218 milyon 625 bin Dolar!
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden derlediği bilgiye göre, 2016’da 26 bin 772 ton, 2017’de 34 bin 214 ton, 2018’de 39 bin 310 ton, 2019’da 37 bin 500 ton ve geçen yıl 42 bin 43 ton hurma ithal edildi.
Söz konusu dönemde, hurma ithalatı rakamlarına bakıldığında ise 2016’da 36 milyon 475 bin dolar, 2017’de 51 milyon 309 bin dolar, 2018’de 47 milyon 738 bin dolar ve 2019’da 37 milyon 321 bin dolarlık ithalat yapıldığı görüldü. Geçen yıl ise 45 milyon 782 bin dolarlık hurma ithalatı gerçekleştirildi. Böylece, son 5 yılda toplam 218 milyon 625 bin dolarlık hurma ithal edilmiş oldu. Bu rakamlara 2020 verilerini de eklersek 300 milyon dolara yakın bir rakam çıkıyor. Hurmaya ödenen 4,5 milyar TL para yurt dışına uçup gidiyor.
HURMAYI SUUDİ ARABİSTAN VE İSRAİL’DEN ALIYORUZ
Geçen sene 13 ülkeden hurma ithalatı yapıldı. Bu ülkeler arasında en çok ithalat 10 milyon 650 bin dolarla Suudi Arabistan’dan gerçekleştirildi.
Bu ülkeyi 7 milyon 866 bin dolarla İsrail, 6 milyon 466 bin dolarla Filistin ve 5 milyon 953 bin dolarla İran izledi. Ayrıca önemli bir konu da Suudi Arabistan, Türk mallarını uzun bir süredir boykota devam ediyor ve Türk ürünlerinin satın alınmamasını resmi olarak vatandaşlarından isterken, diğer ithalatçı ülkenin de İsrail olması çok manidar.
2021 yılının ilk iki ayında ise hurma ithalatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 38,5 artarak, 10 milyon 98 bin dolardan 13 milyon 986 bin dolara yükseldi. Oysa ramazanda iftarı hurma ile açmanın dinimizde çok özel bir yeri olmadığı gibi, eskilerden beri zeytin, su ile iftarı açmak gibi bir geleneğimiz de var.
*
Ama illaki bir tatlı meyve vb. bir şey ile açmak isteyenlere Bursa’nın meşhuru kestane şekeri ile açılmasını ya da Anadolu mutfağının en önemli eseri olan baklava ile açılmasını öneriyorum. Yüzyıllardır hurmanın girmediği İslam coğrafyasında iftar kutsal saydığımız zeytin ile açılmaktadır.
Aynı şekilde ramazan geldiğinde davulla reklam yaparak algı yaratan kolalı içecekler de bizim kültürümüzde olmadığı gibi sağlığımıza verdiği zarar saymakla bitmez.
Kolalı içecekler yerine, ramazan şerbeti, ayran, şalgam suyu gibi sebze ve meyve sularının içilmesi hem sağlık, hem ramazan ayının içeriğine ve maneviyatına daha uygun olacaktır.
Paylaş