Yüce Divan dosyası!

ADI gibi savaşçı... Hukuk ve demokrasi için savaşıyor! Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, peş peşe kitaplar yazarak hukuksuzlukla mücadeleyi sürdürüyor.

Savaş’ın bir kitabı daha yayınlandı: "Yüce Divan Dosyası"

Kitapta, bugün ikbal koltuğunda oturanlar için, yarın Yüce Divan’da açılacak bir davaya dayanak oluşturabilecek bilgi ve belgeler açıklanıyor. (Bilgi Yayınevi- 0 312 434 49 98)

Vural Savaş, kitabında neler yazmıyor ki?

Ergenekon Davası’nın Hákim ve Savcılarına hukuk dersleri...

Hizbullah ve Fethullahçıların örgütlenmeleri...

Suç işleyen hukukçular... Satılmış kalemler...

Anayasa’yı ihlal eden Adalet Bakanı...

Cumhuriyetimizin yıkım müteahhitleri...

Yolsuzlukların nasıl yasal hale getirildiği, vs.

Vural Savaş, bir kısım medyaya da yükleniyor ve diyor ki:

"Medyanın önemli bir bölümü, tüm dönekler, İkinci Cumhuriyetçiler, ’Paranın satın alamayacağı hiçbir şey olmadığı’nı kanıtlama yarışına girmişler sanki... Bu sözde demokratlar, tüm hukuksuz uygulamaların yılmaz savunucusu kesildiler. Onlar demokrasiden bahsettikçe yüzlerine tüküresim geliyor. Bir ceza yargılamasına konu olmamak için kendimi zor tutuyorum!"

* * *

Vural Savaş’a göre;

Emperyalizm ve işbirlikçisi gerici ve bölücü güçler, 60 yıldan bu yana Cumhuriyet’in kazanımlarına, Türk Devrimi’ne saldırıyorlar.

Hedefleri Cumhuriyet’i yıkmaktır.

Milli egemenliğimiz, ulusal birliğimiz ve vatanımızın bütünlüğü Cumhuriyet tarihinin en ağır saldırıları ile karşı karşıyadır.

Türk milletinin bağımsızlığı, devrimi ve Cumhuriyet’i boğulmaktadır.

Başka devletlerin ellerine düşen bir ülke, geleceğine karar veremez, iradesi yabancılara teslim edilmiştir. Artık demokrasi adına söylenen her şey kuyruklu bir yalandır.

Cesaretle söylemek gerek: Türkiye’de bir rejim sorunu vardır, Cumhuriyet yıkım tehdidiyle karşı karşıyadır. Var olan rejim, artık Atatürk önderliğinde, devrimle kurduğumuz Cumhuriyet değildir.

Sandıklar, seçimler, akıl almaz yönlendirmelerle halkın özgür iradesini fesada uğratan mekanizmalara dönüştürülmüştür. Milletin, Avrupa Birliği ve ABD dayatmalarıyla, Ortaçağ ağları içinde zavallılaştırıldığı, köleleştirildiği bu milli irade fesadından tek bir çıkış vardır: Tam Bağımsızlık!

Bağımsızlık varsa milli irade vardır. Laiklik varsa, özgür yurttaş ve milli irade vardır.

Milli devlet yaşıyorsa, milli irade vardır.

Bugün bağımsızlık da, laiklik de, milli devlet de yıkılmak isteniyor.

Gelinen aşamada milli iradeyi boğan bu tahakkümden kurtulmak yaşamsaldır.

Emperyalizmin Türkiye üzerindeki ipoteğini kaldırmak kaçınılmazdır.

Yurttaşlarımızı cemaat ve tarikat şeyhlerinin tahakkümünden kurtarmak şarttır ve biricik demokrasi çaresidir.

Türk ulusu, cumhuriyetini emperyalizme karşı bağımsızlık savaşı ile kazanmış ve gericiliği ezerek ilerlemişti... Ancak bugün Türkiye, bağımsızlığı ve egemenliği ile birlikte cumhuriyetini de kaybetme noktasına gelmiştir!

Gün, büyük Atatürk’ün "İşte bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır" dediği gündür!
Yazarın Tüm Yazıları