Yaşasın ileri demokrasi (!)

AYNASINA kızan talihine küssün!

Medya, yurdumuzun aynasıdır.

Ayna sizi çirkin gösteriyorsa kabahat onun mu?
Polisin, öğrencilere attığı dayak, hâlâ vicdanları kanatıyor.
Nasıl da acımasızca vuruyorlardı gençlere? Genç kızlar yerde sürükleniyordu... Gözlerine biber gazı sıkılan gençler bir köşeye sinmiş, ıstırap içinde kıvranıyorlardı!
Bir yandan da coplar, tekmeler, yumruklar gaddarca, insafsızca çalışmaktaydı.
İleri demokrasi(!) dedikleri bu olsa gerek!
* * *
Bir okurum aradı. Kızı protestocu öğrenciler arasındaymış:
“Görecektiniz halini” dedi ve ağlamaklı bir sesle devam etti:
“Eve geldiği vakit zor tanıdım yavrumu... Yüzü, yediği darbelerden şişmişti. Bir gözü mosmordu. Daha önemlisi, böbreklerine yediği yumruklar nedeniyle zor yürüyordu. Yüreğim isyan duygusuzla kabarıyor. Haksızlık ve adaletsizlik, benim gibi sakin bir insanı bile isyankâr yapıyor. Ortada bir suç varsa, cezasını yargı verir. Polis ceza makamı değildir. Bu copların hesabını soracak bir merci yok mu? Devlet yok mu? Emniyet Müdürü yok mu? İçişleri Bakanı nerede? Nedir bu zulüm?”
Dertli okuruma bir şey diyemedim.
* * *
Yalnız Türkiye’de değil, hemen hemen her ülkede öğrenciler sokaklara dökülür. Demokratik bir haktır bu...
Washington’da Beyaz Saray’ın karşısında, ellerinde pankartlarla, ağızlarında sloganlarla yürüyen öğrenciler, Başkan Obama’yı bağırıp çağırarak şiddetle protesto ederler. Polis önlem alır ama müdahale etmez...
Aynı sahneler, Londra’da, Paris’te, diğer büyük kentlerde de yaşanır. Öğrenciler eylem yaparlar, sloganlar atarlar. Yasal sınırlar aşılmadıkça polis kesinlikle harekete geçmez.
Ancak Türkiye’de bu tablo değişir, kafası kızan polis soğukkanlılığını kaybeder, coplarını, yumruklarını, tekmelerini konuşturur!
Oysa, demokratik ülkelerde iktidarlar her türlü gösteriye katlanmak zorundadır.
* * *
Elbette ki, öğrenciler seslerini yükseltecek, şikâyetlerini dile getireceklerdir. Ellerinde pankartlarla yürüyecek, ağızlarında sloganlarla protesto gösterileri düzenleyeceklerdir fakat...
İleri demokrasi(!) olduğu iddia edilen ülkemizde bunlara tahammül edilemeyerek ilkel bir görünüm sergileniyor. İzlediğimiz gaddar dayak sahneleri utanç vericidir!
Polisin orantısız güç kullanarak kız-erkek demeden gençleri hınçla, öfkeyle coplayarak görülmemiş bir şiddet kullanması, bizim demokratik hayatımızın özeti gibidir!
Acımasız darbeler nedeniyle bebeğini kaybeden öğrenci kız “Dur, vurma diye yalvardım, hamileyim dedim, polisler yine de karnıma karnıma vurdular” diye yediği korkunç dayağı anlatıyor.
Bu nasıl bir hınç, nasıl bir öfkedir? Bu kızın çocuğunu düşürmesinin hesabını nasıl verecekler? İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın bunu söyleyebilir mi?
* * *
İşin en hazin tarafı, sokaklarda öğrenciler perişan edilirken, kimsenin kılının kıpırdamamasıdır. Tüyler ürpertici bir vurdumduymazlık içinde “Nasihat ile uslanmayanın hakkı kötektir! Onlar da yerlerinde otursaydı birader. Hem hamile kadının orada ne işi var?” gibisinden laflarla vahşetin mazur görülmesi ileri(!) bir demokrasi anlayışı mıdır?
Özgürce konuşamayan, korkutulup susturulan, dayakla sindirilen, ezik, yıkık, umutsuz bir toplum olmamalıyız!
Yazarın Tüm Yazıları